|
|
|
|
|
GALAT-I
MEŞHUR -2 |
07.06.2010 |
|
|
Dr. MEŞFEŞŞU
Necdet Hatam |
|
|
CC de ulaşabileceğiniz
“Galat-ı Meşhur” başlıklı yazımda, Tarihte Kafkasya
adlı yapıtında “Kirkas (Çerkes) kavmi, garbi Kafkasya
sekenesidir. (Batı Kafkasya halkıdır) Burada Kir
kelimesi bir edat olup yaptığım incelemede bu edatın
Latince hakiki ve Yunanca'da ise efendi manasında
bulunduğu anlaşılmaktadır. Buna göre Kirkas
isminin medlulunün (işaret ettiği şeyin) hakiki Kas
veya Kasların Efendisi olduğu anlaşılır” diyen
General İsmail Berkok’un yine aynı yapıttan alınma “Her
Adige Çerkes'tir ama her Çerkes Adige değildir” sözünü
Çerkes’i tüm Kuzey Kafkasyalı halklar karşılığı
kullanmış olduğunu gerekçelendirmek için söyleyip
yazmanın ne kadar yanlış ve kadar çarpıtma olduğunu
açıklamıştım.
Yanıt tısss… En azından benim görebileceğim bir ortamda
yazdıklarımın yanlış olduğu yazılmadı…
Bunun kendimize göre nedenlerine girmeden önce,
”Çerkes”in Osmanlılarca Kafkasya’dan sürülen tüm Kuzey
Kafkasya halklarına (kimilerine göre de Kafkasya)
verilmiş bir ad olduğu görüşünün de gerçekte ne denli
bir çarpıtma olduğunu görelim.
Sözünü edeceğim belgeler daha önce Kuzey Kafkasya
dergisinde yayımlandı. Üzerinde “Kuzey Kafkasya
Dergisi'nin iç ekidir yazılı belgeleri bana, değerli
dost YEDİC Nihai Özbek göndermişti yıllar önce.
Kendilerine bir kez daha teşekkür ediyorum.
Son sayfaya Rahmetli Tarık Kutlu tarafından şöyle bir
not düşülmüş:
“Not: Bu yazı serisi, belgeleri okuyup yayına
hazırlayanlardan Mehmet Aksoy’un başbakanlık Arşiv Genel
Müdürlüğü’nden TRT Genel Müdürlüğü’ne geçmesi
münasebetiyle Kuzey Kafkasya Dergisi'nin Ekim-Kasım 1976
tarihli 39’uncu sayısından sonra devam edememiştir.
Tarık Kutlu
Kuzey Kafkasya Yazı İşleri Müdürü”
Bu güzel çalışmayı yapanlardan Mehmet Aksoy’un yıllar
önce aramızdan ayrıldığını biliyor rahmet ve saygı ile
anıyorum. M. Necati Aktaş’a sağ olduğu umudu ile
sağlıklı ve uzun ömür diliyorum.
Araştırmacılarımız çalışmalarına şu “önsöz”ü yazmışlar:
Bu genel isim altında Kuzey Kafkasya Dergisi
okuyucuları ve bütün ilim dünyasınki küçük bir yardımda
bulunmak cüretini gösteriyoruz. Aslında peşine
düştüğümüz işin büyüklüğü, bizim imkan ve
kabiliyetimizin çok üstündedir. Fakat ilim yolunda
harcanacak emeğin, hiç olmazsa nezd-i ilahi’de,
karşılıksız kalmayacağı ümüdüne sarılarak çeşitli
imkansızlıkları göğüslemeye karar verdik.
Yapacağımız iş, okuyucuyu tarihin hikayesi veya
masalıyla uğraştırmak değil, onun kendisi ile yüzyüze
getirmektir. Şimdi, okuyucuyu tarihle yüz yüze veya
burun buruna getirmek şeklinde vasıflandırdığımız durumu
açıklamaya çalışalım:
İşimiz Arşiv’in (1) izbe depolarında ve tozlu vesikaları
arasında seyredecektir. Arşivi bilen ve tanıyan
okuyucular ne demek istediğimizi anlamakta güçlük
çekmeyeceklerdir. Binanaleyh teferruata girmeden ne
yapacağımızı söyleyelim.
Arşivin çeşitli bölümlerine ait pek çol fiş vekatalog
taradık. (2) Böylece elimizde binlerce vesika kaydı
birikmiş oldu. Hemen akla gelen şey, bu vesikaların
taker taker incelenerek değerlendirilmesidir. Ama biz
şimdi pek çok değişik yönleri olan bu işleme
girişmeyecek sadece belgeleri neşredeceğiz. Maksadımız
bu konudaki vesikaların, en kısa bir zamanda, çok sayıda
okuyucunun elinde toplanmış olmasıdır. Belge sayısı
arttıkça niçin böyle hareket ettiğimizin daha iyi
anlaşılacağını umuyoruz.
Yayın sırasında belgelerin original dilini aynen
muhafaza edeceğiz. Durumu genç okuyucular hayretle
karşılayabilirler. Ama biz şimdilik en doğru yolun bu
olduğuna inanıyoruz. Zira belgelerin sadeleştirilmesi
ayrı bir iştir ve ilim yönünden de bunu gereği yoktur.
Yeter ki vesikalar yanlış okunmasınç Bu meyanda,
dergimizin baskı kapasitesi elverili olmadığından tam
bir transkripsiyon yoluna da gitmeyeceğiz. İmlada orta
bir yol takip edilecektir.
Belgeleri tabii olarak, Arşivdeki kot ve kayut
numaraları ile vereceğiz. Bu bizim için bir
kontrolunsuru oladuğu gibi, vesikanın aslıyla ilgilenmek
isteyecek olan araştırmacılara birkolaylıktır.
Vesika çokluğu ve bizim imkansızlıklarımız, özel bir
tasnif yapmamıza engel oluyor. Bu işlem vesikaların
tamamı neşredildikten sonar çok daha kolaylaşmış
olacaktır. Ayrıca yayımlama işinin sonunda bir indeks
veya onu yapamasak bile, bir fihrist vereceğiz.
Belgelerin hemen hepsi kayıt veya kot numaralarını grup,
grup almışlardır. Bunun işin verilen bir belge
numarasından sonar, umumiyetle birden fazla yazı
konulmuş olacaktır. Mesela ilk sıradaki (1) numaralı
vesikamız 10 parçadan telekkületmiştir ki. Bu parçalar
bugün leff veya zeyllerdir.
Önce belgenin adresini yazıyoruz ve bunai neşir sırasına
göre , numara veriyoruz. Adres vesikanın başlığı
durumunda oluğ büyük harflerle yazılmıştır. Ekleri bu
başlıktan sonra, tarih esasına göre diziyoruz. Bu sıra
aynı zamanda muamelenin gidişini de gmsteriyor. Antetli
kağıtların antetleri de kaydedilmiştir. Her ek bir küşük
çüzgiyle diğerinden ayrılıyor. Yeni vesikaların
başlıkları yeni adresleri her defasında, yukarıda da
işaret ettiğimiz gibi, büyük harflarle yazılacak ve
altları çizilecektir.
Farkına vardığımız veya varacağımız eksiklerimizi en
kısa zamanda telafi etmek emelinde bulunduğumuzu sayın
okuyucularımıza arzederken, bu uğrda bizlere yol
göstermek lütfunda bulunacak olanların hepsine kapımızın
ve gönlümüzün açık olduğunu bildirmek isteriz. Sözü
vesikalara bırakırken, yapmak istediğimiz işin
büyüklüğünün bizi ve imkanlarımızı çok aştığını itiraf
etmek zorunda olduğumuzu yeniden belirteceğiz.
En derin saygılarımızla.
1-) Başbakanlık Arşivi Genel Müdürlük.
2-) Aslında arşivin tamamını taradık diyebiliriz.Fakat
henüz tasnif işleri kesin olarak bitmediğinden bunu
söyleyebiliyoruz.”
Eldeki belgeler Muhacirin Daire-i Umumiyesi, Babıali
Nezaret-i Umur-ı Dahiliye, Babıali Nezaret-i umuru-ı
Hariciye, Daire-i Saadet Ahmedi-i Divan-ı Hümayun,
Hüdavendigar Vilayeti, vb çeşitli devlet kurumları
arasındaki yazışmalar. Osmanlı ülkesine gelmek
isteyenlerin adına yazmış olduğu dilekçeler ve meclis
zabıtları...
Bu belgelerde geçen adlandırmalar da şöyle:
- Kafkasya muhacirlerinin...
- Çerkes muhacirlerinin...
- Kafkasya’dan muhacirin vürudu...
- Bin beş yüz nüfustan mürekkep Karaçay Çerkes
familyasının...,
- Bingazi vilayetinde bin hane istianeye kafi olmak
cihetiyle ba’d-ezin gelecek Çerkes muhacirlerin,
- fukaradan yüz elli Çerkes familyasının,...
- hükümete adem-i itaatle iskan eden muhacirin-i
Çerakisenin
- Çerkes muhacirlerinden...
- ümeray-ı Çerakiseden...
- Kafkasya Kuban ahali-i İslamiyesinden...
- Kafkasya tarafından Devlet-i Aliyeye evvelki sene
hicret eden yüz yürmi hanede Çerkes yedi yüz nüfusun
vekili İdris...
- Abzah jabilesinden olarak Kafkasya’nın karye-i mezkur
ahalisinden yedi yüz nüfusu havi yüz yürmi haneden
ibaret Çerkes ahali-i islamiyesi...
- Rusya Devleti’nin Kuban Vilayeti dahilinde Dulta
kariyesi ahalisinden bin beş yüz elli nüfusu havi bir
Çerkes kabilesinden...
- muhacirin-i Çerakisenin...
- Çerkes muhacirlerin bu iki vilayete...
- Karaçay Çerkes familyasının...
- kulları Kafkasya’da mütemekkin Karaçay ahalisi olup
din ve deletimize iltica etmek...
- Ahali-i islamiyyenin, Kumuk kabilesine mensup elli
dört nüfus Çerkes muhacirini..
- Dağıstan muhacirleriyle...
- Rusya’nın Dağıstan cihetinden...
- 24 Cemaziyelevvel 317 Dahil-i vilayetde elyevm iskan
olunmamış beçyüz hanede iki bin kırk altı nüfus vardır.
Bunların mezhebleri umumiyetle din-i mubini İslamdır.
Kavmiyetle Kazan, Lezgi, Çeçen, Türkmen, Kumuk,
Karapapak olup ...
- Zikrolunan muhacirlerden ne kadarı dağıstanlı ve ne
kadarı başka yer ahalisindendir?...
- Kafkasya ahalisinden Karayulak kavminin Çeçen
taifesinden...
- Kafkasya ahali-i islamiyyesinden...
- Dağıstan’ın Esaki kazasının Sumah kariyesi ahalisinden
ve Şeyh Şamil kabilesinden şafiyyü’l mezhep kırk
hanede...
- Kabartay ailelerinin Memalik-i Şahane’ye kabul ve
iskanlarına müsade olunup olunmayacağı...”
Bu tanımların her biri Osmanlı’nın ”Çerkes”i tüm Kuzey
Kafkasya halkları karşılığı olarak kullandığının değil
de kullanmadığının kanıtı değil mi? Belgelerden
Muhacirin-i İslamiyye Komisyon-i Alisi Birinci Azası
Rıza tarafından Sadarete yazılmış olanı ise “Çerkes”in,
tüm Kuzey Kafkasya halkları karşılığı kullanılmadığını,
en küçük bir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya
koymuyor mu?
“Hane Nüfus
10 Türk Kabile-i islamiyyesinden
317 Çerkes kabile-i islamiyyesinden
100 Gürcü kabileüi islamiyyesinden
2082 Dağıstan Karakoyunlu kabile-i islamiyyesinden
246 Dağıstan’ın Karabağ kabile-i
islamiyyesinden.
247 Dağıstan’ın Lezgi kabile-i
islamiyyesinden
501 Dağıstan’ın İeki ve Şirvan kabile-i
islamiyyesinden
434 Dağıstan’ın Kumuk kabile-i
islamiyyesinden
636 Dağıstan’ın Karapapak kabile-i
islamiyyesinden.
175 Kazan kabile-i islamiyyesinden.
166 Tatar kabile-i islamiyyesinden.
69 Kars havalisi Ekradı kabile-i
islamiyyesinden
304 Çeçen kabile-i islamiyyesinden.”
Tüm bu kanıtlara karşın inanıyorum ki, kimileri
özellikle de hep ötekileştirilen Adigelerin,
öteleştirmemesi gerektiğini savunup duranların
ezberlerini bozmayacak, bilimsel süsü verdikleri
nakaratlarını yineleyip duracakları nakaratlarından
vazgeçmeyeceklerdir.
Vazgeçmeyeceklerdir çünkü...
''Çünkü''sü kısmetse gelecek yazıya… |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|