...................
ATİNALILARIN DEVLETİ     -2
Aristoteles
                         
...................
...................

39
Partilerin uyuşması Eukleides'in arkhonluğu yılında aşağıdaki koşullara göre oldu: Atina'da kalmış olan yurttaşlardan başka yere geçmek isteyenler Eleusis'te oturacaklar. Bunların yurttaşlık hakları saklı kalacak, özgür ve tümüyle serbest olarak mallarıyla mülklerinden yararlanacaklar.

Eleusis tapınağını her iki taraf birlikte kullanacaklar: Atalar zamanından şimdiye kadar olageldiği gibi Keryk ve Eumolpid soyları bu tapınağa bakacaklar.

Demeter ve Persephone şerefine yapılan din törenleri zamanı dışında Atina'da oturanların Eleusis'e, Eleuisis'te oturanların Atina'ya gidip gelmeleri yasak olacak.

Eleusis'e göçen Atinalılar öteki Atinalılar gibi savaşdaşlık kasasına gelirlerinden yardımda bulunacaklar.

Atina'yı bırakıp gidenler Eleusis'te ev almak isterlerse ev sahibi ile uyuşacaklar; birbirleriyle uyuşamazlarsa her ikisi de üçer fiyat tahmincisi seçecekler ve bunların biçtikleri pahaya göre satın alacaklar. Eleusisliler ev satın alanların yanında onların isteğiyle oturabilecekler.

Atina'dan göçmek isteyenlerden Atina'da bulunanlar yemin edecekleri günden sonraki on gün içinde kendilerini yazdıracaklar, yirmi gün içinde de çıkıp gidecekler. Atina'da bulunmayanlar için Atina'ya döndükleri günden başlamak üzere yine bu süre geçerli olacak.

Eleusis'e yerleşenler yeniden Atina'da oturmak için yazılmadıkça hiçbir devlet memurluğu alamayacaklar.

Bir kimse bir başkasını kendi eliyle öldürmüş ya da yaralamışsa, bu gibi davalara atalarımızdan kalma yöntemlerle bakılacak.

Geçmişte olan bitenlerden dolayı kimse kimseye karşı kin beslemeyecek. Otuzlar, Onlar, Onbirler ve Peiraieus'u yönetmiş etmiş olanlar bunun dışında kalacak. Yaptıklarının hesaplarını verirlerse bunlara da herkese davranıldığı gibi davranılacak. Peiraieus'u yönetmiş olanlar Peiraieus'ta; Atina devlet memurları, Atina'da para cezalarını biçen kurul önünde hesap verecekler.

Durumları böylece düzene girdikten sonra isteyenler göç edebilecekler.

Savaş için alınan ödünç paraları her iki parti ayrı ayrı ödeyeceklerdir.


40
Bu yolda uzlaşıldıktan sonra Otuzlarla birlikte savaşmış olanların hepsi korkuya kapılarak Eleusis'e göçmeyi düşündüler. Fakat herkesin her zaman yaptığı gibi yazılma işlerini en son günlere bıraktılar. Göçeceklerin ne kadar çok olduğunu gören ve bunları kentte alıkoymak isteyen Arkhinos yazılma için verilen sürenin son günlerini kaldırdı. Böylece birçok kimse istemedikleri halde kentte oturmak zorunda kaldılar. Sonunda korkularından kendilerini kurtardılar. Bunu yapmakla Arkhinos iyi bir devlet adamı olarak davrandığı gibi sonradan da Thrasybulos'un demokratlarla birlikte Peiraieus'tan Atina'ya gelmiş olan ve içlerinde şüphesiz birçok köle bulunan kimselerin hepsine Atina yurttaşlığı hakkı verilmesini isteyen önerisini anayasaya aykırı olmakla suçlayarak çok iyi yapmıştı. Üçüncü bir güzel davranışı da şudur: Atina'ya dönmüş olanlardan biri ilk olarak af yasası buyruklarını dinlemeyip eskiden işlenmiş kötülüklerden dolayı başka bir yurttaşa karşı kinini açığa vurunca Arkhinos onu olduğu yerde yakalattı. Meclis'in önüne çıkardı ve "demokratia'yı kurtarmak isteyep istemediğimiz şimdi belli olacak" sözleriyle adamı yargılamadan ölüme çarptırdı. Onu serbest bıraktıkları takdirde başkalarını da böyle davranmak için yüreklendirmiş, olacaklarını, öldürürlerse bununla herkese bir örnek vermiş olacaklarını söyledi. Dediği gibi oldu: Bu adam ölüm cezasına çarptırıldıktan sonra hiçbir zaman eskiden işlenmiş kötülüklerden dolayı af yasasına aykırı davranan olmadı. Önce başlarına gelmiş olan felaketlerden ders alan Atinalılar hem insan, hem de yurttaş olarak çok iyi ve uslu davrandılar. Yalnızca eskiden olup bitenlere karşı yapılan bütün suçlamaları silip atmakla kalmadılar, Otuzların savaş için aldıkları ödünç paraları, yapılan anlaşmada her iki partinin, Atina Partisi ile Peiraieus'taki Demokratlar Partisi'nin borçlarını, ayrı ayrı verecekleri yazılı olmasına karşılık, birlikte ödediler. Bunu birliğin ilk temeli olması gerektiğini düşünerek yaptılar. Başka devletlerde halk partilerinin iktidara geçtikten sonra kendi varlıklarından bir şey vermedikleri gibi bütün toprağı da yeniden bölüştürdükleri görülüyor.

Göçten iki yıl sonra, Ksenainetes'in arkhonluğu döneminde Eleusis'e göçüp yerleşenlerle Atinalılar uzlaştılar.


41
Bunlar olduğu zaman Halk Partisi devlete egemen durumdaydı. Pythodoros'un arkhonluğu yılında bugün de geçerli olan yönetim biçimi kurulmuştu. Kendi gücüyle Atina'ya dönen Halk Partisi haklı olarak iktidarı yine kendi eline almıştı. Bu, öncekiler de hesaba katılırsa Atina anayasasının uğradığı on birinci değişiklikti. Birincisi başlangıçtaki ilk durumun değişmesiydi; İon'un ve onunla birlikte gelenlerin Atina'da yerleşmesiyle olmuştu. Halk o zaman dört kabileye bölünmüş, kabile kralları belirlenmişti.

İkincisi -ve gerçek bir anayasa getiren ilki- Theseus'un krallıktan birazcık ayrılan devletiydi.

Ondan sonra Drakon'un yaptığı değişiklik geldi. Bu dönemde Drakon ilk olarak yasalar yazdı.

Üçüncü olarak, içdeki uzun dövüşmelerden sonra Solon'un değişikliği geldi. Bununla demokratia başladı.

Dördüncüsü, Peisistratos'un tyrannosluğudur.

Beşincisi, tyrannosluğun devrilmesinden sonra Kleisthenes'in kurduğu düzendir.

Bu düzen Solon'unkinden daha demokratikti.

Altıncısı, Med savaşlarından sonra Areopagos Meclisi'nin başa geçmesiyle olan değişikliktir.

Bundan sonra gelen yedincisini Aristeides ortaya atmış, Ephialetes Areopagos Meclisi'ni dağıtarak tamamlamıştır. Bu dönemde kent, deniz egemenliği yüzünden ve demagoglar elinde pek büyük yanlışlar yaptı.

Sekizinci olarak Dörtyüzlerin yönetimi ele almaları, dokuzuncu olarak da bundan sonra demokratianın yeniden kuruluşu gelir.

Onuncu değişiklik, Otuzların ve onların tyrannosluğudur.

On birincisi, Phyle ve Peiraieus'taki sürgün demokratların Atina'ya dönüşlerinden sonra başlayan ve bugün de sürmekte olan yönetim biçimidir. Bu arada, çoğunluk durmadan yetkilerini artırdı. Halk kendini her şeyin başı kıldı. Her şeyi halk meclisi kararları ve halk mahkemeleriyle halk çekip çeviriyor. Buraların biricik egemenidir. Önce Meclis elinde bulunan adli yetkiler halka geçti. Böyle olması da her halde doğrudur. Az sayıda kimse çoğunluktan daha kolay kazanç ya da kişi nüfuzunun baskısı altında baştan çıkabilirler. Önce Halk Meclisi'ne geleceklere bir ücret verilmemesi kararlaştırılmıştı. Toplantılara pek gelen olmadığından prytanlar oylarını kullanmak üzere çoğunluğu toplayabilmek için birçok çare düşündüler. İlk olarak Agyrrios, Halk Meclisi toplantılarına gelenlere bir obolos verdirdi. Ondan sonra kendisine "Büyük Kral" adı verilen Klazomenailli Herakleides bu gündeliği iki obolosa, ardından yine Agyrrios üç obolosa çıkardı.


42
Atina devletinin bugünkü yönetim durumu şudur:

Hem anası, hem babası Atinalı olanlar Atina yurttaşıdırlar.

On sekiz yaşını dolduranlar demotlar (bucaklılar) listesine yazılırlar. Gençler listeye yazılırken demotlar ant içtikten sonra şunları gözden geçirip oy vererek bir karara bağlarlar:

Önce yasanın gösterdiği yaşa gerçekten gelip gelmedikleri; demotlar "hayır" derse bunlar yeniden çocuklar arasına dönerler. İkinci olarak doğumlarının yasal bir evlilikten olup olmadığı; bir gencin özgür olmadığına karar verilirse genç mahkemeye başvurabilir. Demotlar davacı olarak kendi aralarından beş kişi seçerler. Mahkeme gencin listeye yazılmasının doğru olmadığı yargısına varırsa kent onu köle olarak satar. Davayı kazanırsa demotlar onu listeye yazıp aralarına almak zorundadırlar. Bundan sonra yurttaşlar listesine yazılmış olanları Meclis gözden geçirir. Bir kimsenin on sekiz yaşından aşağı bir yaşta olduğu anlaşılırsa Meclis onu yurttaşlar listesine yazmış olan demotları para cezasına çarptırır. Gençler gözden geçirildikten sonra epheb (delikanlı) adını alırlar. Bunların babaları kabile kabile toplanırlar, ant içtikten sonra kendi kabilelerinden en iyi ve epheblerle uğraşmaya elverişli olduğunu düşündükleri kırk yaşından yukarı yurttaşlar arasından üçer kişi seçerler. Bu üçler arasından Halk Meclisi el kaldırarak her kabile için bir sophronistes (eğitici, danışman) ve onunla birlikte bütün bunların dışında bulunmak üzere öteki Atinalılar arasından bir kosmet (düzenci, başgözcü) seçerler. Bu başlar ephebleri toplayarak önce tapınakları dolaşırlar; ondan sonra Peiraius'a giderler. Epheblerin bir bölümü Munikhia'da, başka bir bölümü Akte Yarımadası'nda koruyuculuk ederler. Halk Meclisi ayrıca yine el kaldırma yoluyla onlar için bir paidotrib (beden eğitimi öğretmeni) ile tam silahlı olarak dövüşmeyi, ok ve kargı atmasını, katapult kullanmasını gösterecek öğretmenler seçerler. Geçinebilmeleri için devlet her sophronistese bir drakhme, bir ephebe dört obolos verir. Her kabilenin epheblerine verilen para o kabilenin sophronistesinin elindedir. O bu parayla hepsine birden yiyecek -her kabilenin ephebleri bir arada yemek yerler- satın alır; bundan başka bütün işlere o bakar. Epheblerin ilk yılı böyle geçer. İkinci yılda savaş için öğrendiklerini tiyatroda toplanmış olan halk önünde gösterdikten sonra kent onlara kalkan ve mızrak verir. Bundan sonra ephebler kolcu olarak dolaşırlar, ya da müstahkem yerlerde bekçilik ederler. Khlamyd adlı üniformayı giymiş olarak böylece iki yıl hizmet ederler. Bu zaman içinde devlet onlara hiçbir yük yüklemez. Bundan başka hiçbir bahaneyle görevleri başından ayrılmamaları için ne birine karşı dava açabilirler, ne de dava edilebilirler. Yalnızca bir miras almak ya da kendi soyundan tek varis bir kızla evlenmek ya da soyunun yasalarına uygun olarak bir rahipliğe girmek gibi durumlar ayrı tutulur. İki yıl geçtikten sonra ephebler artık öteki yurttaşlar arasına katılırlar.


43
Yurttaşlık listesine yazılma ve epheblikle ilgili işler bunlardır. Bütün küçük yönetim memurları kurayla atanırlar. Yalnızca savaş paraları hazinecisi, bayram törenlerinin para işlerine bakanlar ve su çeşmelerine bakanlar el kaldırma yoluyla seçilirler. Böylece seçilenler bir Panathenaia bayramından öbür Panathenaia bayramına kadar iş başında kalırlar. Bütün asker memurlar da oylamayla seçilirler.

Her kabile için ellişer kişi olmak üzere beş yüz üyelik meclis kurayla seçilir. Her kabilenin üyeleri kurayla kararlaştırılan sırayla belli süre prytanlık ederek işlerin başında doğrudan doğruya bulunurlar. İlk dört prytanlık otuz altışar günlük, öteki altı prytanlık otuz beşer günlüktür. Çünkü Atinalıların yılı ay yılıdır. Prytanlık ederek başkanlık divanında bulunan meclis üyeleri, masrafı devletin olmak üzere Tholos adlı kubbeli yapıda yemeklerini yedikten sonra Meclis'i ve Halk Meclisi'ni toplarlar. Meclis iş yapılmaması gereken günler dışında, her gün, Halk Meclisi'yle her prytanlık süresince dört defa toplantıya çağrılırlar. Prytanlar konuşulacak işleri, bunların Meclis'te her günkü sırasını, toplantı yerini önceden yazıp asarlar. Onlar yine bu şekilde Halk Meclisi'nin toplanacağı zamanları önceden yazıyla bildirirler. Toplantılardan bir tanesi ana toplantıdır. Bu toplantıda memurların görevlerini iyi yapıp yapmadıkları konusunda oy verilir, yiyecek ve yurdun korunması işleri konuşulur. Yine o gün yurda hainlik ve benzerleri gibi ağır suçlardan dolayı her dileyen suçlamalarda bulunabilir, el konulan malların listesi, miras ya da tek mirasçı kız istemek üzere verilen dilekçeler okunur. Bu dilekçelerin okunmasının nedeni herhangi bir mülk sahipsiz kalmışsa bunu herkesin öğrenmesi içindir. Altıncı prytanlıkta bu ana toplantıda, yukarda sayılanlardan başka, halk kararıyla bir kimsenin sürgüne yollanıp yollanmayacağı oya konur, Atinalı ya da yabancı olup da Atina'da oturan sykophanteslere karşı mahkeme kararından önce hüküm verilmesi dilekleri -her iki soydan yalnızca üçer kişiye kadar konuşma hakkı verilebilir - halka herhangi bir şeyi yapacaklarına söz verip de sözlerini tutmamış olanlara karşı suçlandırmalar konusunda oy verilir. İkinci bir toplantı dilekçelere ayrılır. Bu toplantıda her isteyen elinde bir zeytin dalı olduğu halde ortaya çıkıp onu yere koyarak kişileri ya da devleti ilgilendiren işler konusunda halk önünde söz söyleyebilir. Toplantılardan öteki ikisi başka işler içindir. Yasalar bu toplantılarda üç tane dinle, üç tane devletle ve yine üç tane elçi ve çağırıcılarla ilgili iş üzerine konuşulmasını buyurur. Ara sıra konuşulacak konuların sırası önce oya konulmadan konuşmaların başladığı oluyor.

Çağırıcılar ve elçiler önce prytanlara gelirler. Mektup getirmiş olanlar bunları prytanlara verirler.


44
Prytanların kura ile seçilen bir başı (epistat) vardır. Bu baş bir gece ve bir gün başkanlık eder. Hiçbir kimse daha uzun zaman başkanlık edemediği gibi, bir kimse iki defa başkan olamaz. İçinde hazinenin, kent arşivinin, devlet mührünün bulunduğu tapınakların anahtarlarını o saklar. Epistatın ve onun buyruğuyla prytanların üçte birinin Tholos adlı kubbeli yapıda kalmaları gerektir. Prytanlar Meclis'i, ya da Halk Meclisi'ni topladıkları zaman başkan, prytanlık eden kabile dışında, her kabile için birer kişi olmak üzere kurayla dokuz proedros ve bu proedroslar arasından başka bir başkan seçerek onlara o günkü gündemi yazılı olarak verir. Proedroslar bu yazıyı alınca her şeyin düzenli olmasına çalışırlar, konuşulacak konuları bildirirler, el kaldırmayla verilen oyları sayarlar, kısacası bütün işleri çevirirler. Toplantıya son vermek yetkileri vardır. Bir yıl içinde bir kimsenin Meclis'e bir defadan çok başkanlık etmesi yasaktır; her prytanlık döneminde bir defa proedros olunabilir.

Halk Meclisi'nde, halkın önceden verdiği karara uygun olarak, strategosların hipparkhososların ve başka askeri memurların seçimi yapılır. Seçimi altıncı prytanlıktan sonra gelen ve başkanlık sürelerinde gök işaretleri iyi olan prytanlar yaparlar. Bunun için de, önce Meclis'in karar alması gerekir.


45
Eskiden Meclis'in para cezasına çarptırma, hapsettirme ve öldürme yetkisi vardı. Bir gün Meclis, Lysimakhos adlı birini celladın eline vermişti. Bu adam öldürülmek üzere beklerken Alopeke bucağından Eumelides, hiçbir yurttaşın mahkeme kararı olmaksızın öldürülemeyeceğini söyleyerek onu celladın elinden alıp götürdü. Yapılan yargılama sonunda Lysimakhos salıverildi. Halk, Meclis'in elinden ölüm cezası verebilme, hapsetme, para cezasına çarptırma yetkilerini alıp şu yasayı yaptı:

Meclis herhangi bir yurttaşı bir suçtan dolayı mahkûm eder ya da para cezasına çarptırırsa, thesmotetler bu hükmü, ya da ceza kararını mahkemeye verecekler; yargıçların oylarının sonucu, neyse yalnızca o geçerli olacak.

Meclis; memurlarının çoğunu, özellikle para işlerine bakanları yargılar. Fakat verdiği hüküm kesin hüküm sayılmaz. Yeniden yargılama için mahkemeye başvurulabilir. Özel kimseler de memurları yasaları saymadıklarından dolayı Meclis önünde suçlayabilirler. Meclis bu gibi memurları mahkûm ederse bunlar temyiz ederek mahkeme kararı isteyebilir.

Gelecek yıl Meclis üyesi olacakları ve yeni dokuz arkhonu, elverişli olup olmamaları bakımından, Meclis yoklar. Eskiden Meclis değerli bulmadığı kimseleri listeden çıkarabilirdi. Bugünse çıkarılanlar bu kararın kaldırılması için mahkemeye başvurabilirler. Bu gibi durumlarda artık Meclis biricik ve kesin hüküm yeri değildir. Meclis'in başka bir ödevi, halkın oyuna sunulacak işleri önce konuşup hazırlamaktır. Meclis'in önceden konuşup bir karara (probuleuma) bağlamadığı ve prytanların o günkü konuşulacaklar arasına yazıp bildirmemiş oldukları hiçbir şey Halk Meclisi'nde oya konamaz. Bu kurala aykırı olarak dışardan bir öneriyi oya koydurana karşı, yine bu kural gereğince, yasalara uymama davası açılabilir.


46
Meclis yapılmış olan savaş gemilerine, onları donatmak için gerekenlere, gemi yapımevlerine bakar, yeni gemiler yaptırır. Bu gemiler halkın verdiği karara göre, üç (trier) ya da dört kat kürekli olurlar. Bu yeni gemiler için gerekecek donanımı ve yapımevlerini yaptırmak da onun üzerindedir. Gemileri yapacak arkhitektler Halk Meclisi'nde el kaldırma yoluyla seçilirler. Meclis üyeleri kendilerinden sonraki yeni Meclis'e bu yapıları bitmiş olarak teslim etmezlerse kendilerine yeni Meclis döneminde armağan olarak verilmesi gelenekleşmiş şeref çelengini alamazlar. Gemilerin yapılmasını Meclis kendi arasından seçtiği on kişilik bir kurula bırakır. Bütün devlet yapılarını da Meclis gözden geçirir ve yoklar. Bir yapı yüklenicisinin yolsuzluğu görülürse, bunu halka bildirir. Onu önce kendisi mahkûm ettikten sonra mahkemeye verir.


47
Meclis öbür memurların yönetim görevlerinin çoğuna karışır. Bunların başında Tanrıça Athena'nın hazinecileri gelirler. Bunların sayısı on olup her kabileden bir kişi olmak üzere kurayla seçilirler. Solon'un koymuş olduğu ve bugün de geçerli olan bir yasaya uygun olarak kura birinci vergi sınıfı olan pentakosiomedimnoslar arasında çekilirse de, kurayı kazanan yoksul da olsa memurluk eder. Athena'nın heykeliyle Tanrıça Zafer'in altın heykellerini ve bütün başka süs ve paraları hazineciler saklamak üzere Meclis'in önünde alırlar.

Sonra poletesler (devlet satıcıları) gelir. Bunların da sayısı ondur. Her kabileden birer kişi olmak üzere kurayla seçilirler. Poletesler devletin bütün kira, vergi toplama ve artırmaya çıkarma işlerine bakarlar. Yine onlar savaş kasası hazinecisi ve bayram törenleri paraları hazinecileriyle birlikte madenleri işletme hakkıyla gümrükleri ve vergileri satarlar. Artırmayla iş verme yalnızca Meclis'in el kaldırarak kabul ettiği kimselere yapılabilir. Üç yıl için kiraya verilecek olanlarla on yıl için kiracıya bırakılacak olan madenler için de yol budur. Areopagos tarafından mahkûm edildikleri için kaçanların ve başka kimselerin zoralımla elkonmuş mal ve mülklerini de poletesler, Meclis önünde satılığa çıkarırlarsa da, dokuz arkhonun bunları onaylaması gerekir. Vergilerle gümrükler gibi devlet gelir kaynaklarından bir yıl için verilenleri poletesler toplayıcıların adları ve fiyatlarla birlikte ak tahtacıklar üzerine yazıp Meclis'e verirler. Ayrıca on tahtacık üzerine her prytanlık döneminde para ödeyecek olanların adlarını yazarlar ve yine ayrı ayrı olmak üzere şu iki listeyi yaparlar: Her sefer için ayrı bir yazı tahtacığına yazmak üzere yılda üç defa para vereceklerin listesi, yılda bir sefer olmak üzere dokuzuncu prytanlık döneminde borçlarını ödeyeceklerin listesi.

Mahkeme kararıyla zoralımla elkonan ve satılan toprak ve yapıları da poletesler yazarlar; satışı yapanlar da onlardır. Değerlerinin ödenme süresi evler için beş, topraklar için on yıldır. Paralar dokuzuncu prytanlık içinde verilir. Tanrılar için ayrılmış topraklara gelince arkhon -kral bunların kiralarını ak tahtacıklara yazarak Meclis'e bildirir. Bu gibi topraklar on yıl için kiraya verilirler. Para ödeme zamanı yine dokuzuncu prytanlıktır. Bu yüzden dokuzuncu prytanlıkta pek çok para toplanır. Üzerlerinde ödenecek paraların ve ödeme zamanlarının yazılı olduğu tahtacıklar Meclis'e verilir. Bunları yazıcı köle saklar. Paraların ödenme zamanı gelince yazıcı bu tahtacıkları bulundukları raftan indirerek apodekteslere (alıcılar) verir. Apodekteslere verilen bu tahtalarda yazılı olan borçlar o gün ödenmek ve ödendikten sonra silinmek zorundadır. Paralar ödenmeden önce silinmemeleri için öteki tahtacıklar ayrı bir yerde bulunur.


48
On apodektes vardır. Her kabileden birer kişi olmak üzere kurayla seçilirler. Bunlar poleteslerin yazdıkları tahtacıkları alırlar, verilen borçları Meclis'in Meclis Konağı'ndaki toplantısında silerler. Sonra tahtacıkları yazıcı köleye geri verirler. Borcunu zamanında ödemeyen olursa adı tahtacıkta yazılı kalır. Böyle bir kimsenin borçlu olduğu paranın iki katını ödemediğinde hapse girmesi gerekir. Bu paraları Meclis toplar ve yasalar ona hapsetme yetkisini verir.

Apodektesler vadesi gelen paraları aldıkları gün bunları ayrı ayrı memurluklar arasında bölüştürürler. Bölüştürdükleri paraların hesabını tahtacık üzerine yazıp ertesi gün Meclis'e verir, toplantıda üyelerin önünde okurlar ve Meclis'ten paraların bölüştürülmesinde özel bir kimsenin ya da bir memurun bir yolsuzluğunu bilen varsa söylemesini isterler. Bir kimsenin yolsuzluk ettiği sanılırsa bunu oya koyarak bir karara bağlarlar.

Meclis üyeleri kendi aralarından on logistes (sayman) seçerler. Bunların ödevi, her prytanlıkta memurların verdikleri hesapları gözden geçirmektir.

Bundan başka her kabile için bir kişi olmak üzere kura ile euthynlar (araştırıcılar) ve her euthyn için de onlara yardımcı olarak ikişer paredos seçerler. Bunlar kabilelerin toplantılarında kendi kabilelerinin koruyucu kahramanının heykeli yanında oturmak zorundadırlar. Bir mahkeme önünde hesap vermiş bir memura karşı kişisel ya da devleti ilgilendiren bir hesap verme davası açmak isteyen her yurttaş hesap verme gününden sonraki üç gün içinde, kendi adıyla mahkemenin suçsuz olarak gösterdiği memurun adını, ortaya attığı suçu, ona verilmesini doğru bulduğu cezayı bir ak tahta üzerine yazarak euthyne verir. Euthyn bu yazıyı alır, işi araştırır, memurun suçlu olduğunu görürse, kişiyi ilgilendiriyorsa o kabilenin davalarına bakan bucak yargıçlarına devleti ilgilendiriyorsa Thesmothetes'e yazıyla bildirir. Thesmothetesler bunu alınca hesap verme davasını mahkemede açarlar. Yargıçların verecekleri karar kesindir.


49
Meclis atları da gözden geçirir. Bir atlının kendisine verilen güzel bir atı beslemediğini görürse onu besleme masrafına eşit bir para cezasına çarptırır. Ötekilerle birlikte gidemeyen ya da yerinde durmak istemeyip geri geri giden atların çenesine tekerlek biçiminde kızgın bir demirle damga basar. Bu damgayı taşıyan at orduda kullanılamaz demektir. Bu işi görecek durumdalar mı, değiller mi diye atlı denetçileri gözden geçiren Meclis'tir. Meclis üyelerinin el kaldırarak bu sınıftan çıkarılmasına karar verdikleri atlı denetçinin hemen atı alınır, kendisi yayalar arasına sokulur. Atlılar yanında dövüşen yayaları da o denetler. Bunlar içinden Meclis'in işe yaramaz dediği kimselerin hemen ücretleri kesilir.

Atlıları, halkın el kaldırarak seçtiği on kişilik bir devşiriciler kurulu devşirir. Devşiriciler devşirdikleri atlıların adlarını hipparkhoslara ve phylarkhoslara verirler. Bunlar da bu listeyi alıp Meclis'e sunarlar. Sonra atlıların adlarının yazılı olduğu mühürlü olarak saklanan kütüğü ortaya çıkararak bedence atlılık yapamayacak durumda olduklarını ant içerek söylemiş olan eski atlıların adlarını siler, yeni devşirilenleri çağırırlar. Yenilerden bir kimse, bedence ya da varlık bakımından gücünün atlı olmaya yetmediğini yeminle ileri sürerse onu salıverirler. İleri sürdüğünü yeminle sağlamlaştırmayan kimseye gelince, onun atlı olmaya elverişli olup olmadığı üzerine meclis üyeleri el kaldırarak oy verirler. Elverişlidir demişlerse adı kütüğe yazılır; değildir demişlerse onu da salıverirler.

Bir zamanlar Meclis, arkhitektlerin yaptıkları planlarla Panathenaia bayramında Tanrıça Athena'ya sunulacak işlenmiş giysilerin biçimleri üzerine de karar verirdi. Bugün bununla uğraşanlar bu iş için kurayla yargıçlar arasından seçilen kimselerdir. Meclis üyelerinin kendilerini yargılarında hatır gönül dinlemeye, duygularına kaptırdıkları anlaşılıyor. Meclis savaş kasası hazinecisiyle birlikte Tanrıça Zafer'in (Niuke) altın heykelleri ile Panathenaia bayramında verilecek yarış ödüllerinin hazırlanmasına da bakar.

Meclis'in başka bir ödevi de sakatları gözden geçirmektir. Kazançları üç minadan az olanlarla vücutlarının sakatlığı yüzünden hiçbir iş yapamayanları Meclis'in araştırmasını ve yiyecek giderlerine karşılık devletin bu gibi kimselerin her birine günde iki obolos vermesini buyuran bir yasa vardır. Kurayla seçilen bir hazineci sakatlara verilecek parayla ilgilenir.

Kısacası, Meclis pek çok işte bütün öbür memurluklarla birlikte çalışır.


50
Meclis'in baktığı işler bunlardır. Kurayla seçilen memurlardan bir de tapınak onarıcıları adı verilen on kişilik bir kurul vardır. Bunlar Apodekeslerden aldıkları otuz minayla tapınaklardan en çok onarılması gerekenleri onarırlar. Bunlardan başka yine kurayla seçilen on astynomos vardır. Bunların beşi Peiraieus'ta, beşi Atina'da çalışırlar. Flüt çalan arp çalan ve kitaracı kadınların iki drakhmeden çok parayla tutulması işini kovuştururlar. Birçok kimse aynı kadını tutmak istiyorsa astynomoslar bunlar arasında kura çeker, kurayı kazanan kadını tutar. Ayrıca kent çöplerini kaldırma işini üzerlerine almış olanların çöpleri kent duvarlarına on statlık uzaklıktan daha yakın yerlere boşaltmamalarına dikkat ederler. Kamuya açık yollar üzerine yapı yapılmasını, yapılara balkon gibi çıkıntılar eklenerek yolların kapatılmasını, evlerin üzerindeki olukların yağmur sularını caddeye akıtacak biçimde yapılmasını, pencere kanatlarının cadde üzerine açılmasını önlemekle görevlidirler. Yollarda ölenleri kaldırtma işi de onların üzerindedir; bu iş için yardımcı olarak onlara devlet köleleri verilmiştir.


51
On agoranomos (pazarcıbaşı) da kurayla atanır. Bunların beşi Peiraieus için, beşi de Atina içindir. Yasalar bunlara pazarda satılan bütün yiyecekleri gözden geçirme, temiz ve katıksız olarak satılmalarını sağlama görevlerini yüklerler. On metronomosun (ölçücübaşı) atanması için de kura çekilir. Bunların da beşi Atina'da, beşi Peiraieus'ta bulunur. İşleri satıcıların kullandıkları her türlü ağırlık ve uzunluk ölçülerini gözden geçirip doğru olup olmadıklarına bakmaktır. Eskiden beşi Peiraieus, öteki beşi Atina için olmak üzere kurayla atanmış ve tahıl satışına bakan on tahıl koruyucusu vardı. Bunların sayısı bugün Atina'da yirmi, Peiraieus'ta on beştir. Bunlar önce pazara getirilen işlenmemiş tahılın uygun fiyatla satılmasını sağlarlar. Sonra değirmencilerin arpa ununu arpanın fiyatına uygun, fırıncıların ekmeği buğdayın fiyatına uygun olarak satıp satmadıklarına ve memurların koymuş oldukları ağırlıklara göre tartıp tartmadıklarını denetlerler. Ekmeklerin ağırlıklarını saptamak yasanın onlara yüklediği bir görevdir. Ticaret eşyası limanı için de kurayla on gözcü belirlenir. Oradaki ambarlara bakmak, gemilerle tahıl limanına gelen tahılların üçte ikisini Atina'ya taşımaları gerektiği konusunda tüccarları uyarmak ve bunu sağlamak bunların görevidir.


52
Cezaevinde olanlara bakacak onbirler de kurayla ayrılırlar. Yakalanan hırsızları, insan kaçıranları ve yol kesenleri, suçlarını açıkça söylemeleri durumunda ölüm cezasına çarptırırlar, inkâr ediyorlarsa mahkemeye verirler. Mahkemenin suçsuz bulduklarını bırakırlar, mahkûm ettiklerini hemen ölümle cezalandırırlar. Ele geçirmiş olanlardan zoralımla geri alınması istenen devlet tarlalarının listesini onbirler mahkemeye yollarlar; devlet malı olduğuna karar verilenleri poletlere verirler. Haber verme yoluyla yapılan cezayı gerektiren suçlandırmaları mahkemeye veren onbirlerdir: Bu yetki onlara verilmiştir. Yalnızca bu tür davalardan birkaçını da thesmothetsler yargıçlara bildirirler. Beş "dava başlattırıcı" da iki kabile başına bir kişi olmak üzere kurayla belirlenir. Bunların görevi bir ay içinde görülmüş olması gereken davalarda yargılamanın başlamasını sağlamaktır. Bir aylık davalar şunlardır:

Çeyizin geri verilmesi için açılan dava, aldığı borç parayı ödemeyen birine karşı açılan dava, aldığı ödünç paranın her minası için verilmesi gereken aylık faizi ödemeyenlere karşı açılan dava, pazarda iş yapmak üzere ödünç alınan sermaye davası. Bunlardan başka hakaret davaları, dernekler ve birliklerle ilgili davalar, koşum hayvanları, köleler, bir savaş gemisini donatmayı üzerine alan zengin bir yurttaş ve sarraflıkla ilgili davalar.

Dava başlattırıcılar bu gibi davaları bir ay içinde gördürür, bir karara bağlanmasını sağlarlar. Apodekteslerin devlet vergileri ve gümrükleri toplayıcıları için ya da onlara karşı açtıkları davalar da bir ay içinde görülmesi gereken davalardandır. Bunlardan on drakhmeye kadar olanlar üzerine karar vermek apodekteslerin yetkisi içindedir; özellikle parayla ilgili davaları mahkemeye yollarlar.


53
Kırk bucak yargıcı da her bucaktan dört kişi alınmak üzere, kurayla atanırlar. Kırklar öteki davalara bakarlar. Bunların sayısı eskiden otuzdu;bucak bucak dolaşarak yargıçlık yaparlardı. Otuzların oligarkhiasından sonra sayıları kırka çıkarıldı. Kırkların on drakhmeye kadar olan davalarda kendi başlarına karar vermek yetkileri vardır. On drakhmeden yukarı olan davalar üzerine hüküm vermeyi hakemlere (diaitetes) bırakırlar. Hakemler davayı ele aldıktan sonra iki yanı uzlaştıramazlarsa bir karar verirler. Bu kararı kavgalılar doğru bulurlar ve ona bağlı kalacaklarına söz verirlerse, yargılama bitmiş demektir. İki yandan birisi halk mahkemesine başvurursa hakem tanıkların söylediklerini, tanıklık ya da belge göstermekle ilgili çağrıları, bakılan yasaları, biri davacının öteki dava edilenin olmak üzere iki ayrı kap içine koyar, bunları mühürler. Bir tahtaya yazılmış olan hakem kararını da onlara bağlayarak hepsini Kırklar arasından dava edilenin kabilesinin işlerine bakan dört yargıca yollar. Bu yargıçlar belgeleri aldıktan sonra davayı halk mahkemesine verirler. Bin drakhmeye kadar olan davalara iki yüz bir, bin drakhmeden çok paralarla ilgili davalara dört yüz bir yargıçlık bir halk mahkemesi bakar. Dava yeniden görülürken hakemin kaplara koyup mühürlemiş olduğu yasalardan, tanıklığa çağrılardan, tanıkların söylemiş olduklarından başka şeylere başvurulmasını istemek yasaktır.

Hakem olabilmek için yurttaşların altmış yaşına varmış olmaları gerekir. Altmış yaşına varıp varmadıklarını anlamak için arkhonlarla eponymlerin listesine bakılır. Her kabilenin birer tane olmak üzere on kabile eponymi (15), bir de ayrıca her doğumdan olanlar için birer tane olmak üzere kırk iki yaş eponymi vardır. Ephebler listesi yapılırken eskiden adlar ak tahta üzerine yazılır, onların yanına yazma işi kimin arkhonluğu zamanında yapılırsa onun ve bir yıl önce hangi doğumlular hakemlik etmişse o doğumun eponyminin adı eklenirdi. Epheblerin adı bugün tunç bir levhaya yazılıp Meclis Konağı önünde on koruyucu kahramanın (eponym) heykellerinin yanına dikiliyor. Kırklar eponymlerin sonuncusunu alıp onun listesinde adı bulunanlara hakemlikleri dağıtırlar, her hakeme bakması için verilecek davaların saptanması için kura çekerler. Her yurttaş kurada kendisine çıkan işlere hakem olarak bakmak zorundadır. Yasa, altmış yaşına geldiği halde hakemlik yapmamış olanların yurttaşlık hak ve şereflerini kaybedeceklerini bildirir. Yalnızca bir devlet memurluğunda bulunanlar ya da o yıl yurtdışında bulunanlar bu cezaya çarptırılmazlar.

Bir kimse, bir hakemden haksızlık görmüşse bunu hakemler kuruluna bildirerek o hakemin cezalandırılmasını isteyebilir. Hakemler kurulu bu hakemi suçlu bulursa o bütün yurttaşlık hak ve şereflerini yitirir: Yasaların buyruğu budur. Ancak, suçlu bulunan hakem de halk mahkemesinden bu kararın temyizini isteyebilir.

Eponymler askerlik hizmeti için de kullanılırlar. Askerlik çağında olanlar savaş için çağrılacakları zaman, hangi arkhon ve eponyme kadar olanların sefere çıkacağı yazılıp asılır.


54
Şu memurluklar için kura çekilir:

Beş yol yaptırıcı: Bunların işi buyrukları altındaki devlet işçileriyle yolları onarmaktır.

On logistle (hesap denetçisi) on aynegor (savcı): Her memur gelip hesaplarını bunlara göstermek zorundadır. Yalnızca bunlar hesap vermekle yükümlü olanların hesaplarına bakarlar ve gerekirse mahkemeye verirler. Bir memurun para çalmış olduğunu saptarlarsa yargıçlar bu memuru hırsızlık suçundan mahkûm ederler. Hüküm giyen memur çaldığı paranın on katını ödemek zorundadır. Bir memurun rüşvet aldığını ortaya çıkarırlarsa ve yargıçlar bu suçu kabul ederlerse o memur rüşvet suçundan mahkûm edilir. Böyle bir memur almış olduğu rüşvetin on katını geri verir. Bir memur paraları yetkisini aşacak biçimde kullanmışsa yanlış kullanımdan dolayı mahkûm edilir ve yalnızca yanlış yere harcadığı parayı öder. Bu para dokuzuncu prytanlıktan önce verilmezse borç iki katına çıkarılır. On katı istenilen paralar ayrıca iki katına çıkarılmaz.

Prytanlık yazıcısı denilen devlet yazıcısını da kurayla seçerler. Yazı işlerine bakan, verilen kararları saklayan, Meclis toplantılarında bulunup tutanakları yazan odur. Eskiden prytanlık yazıcısı el kaldırılarak seçilirdi; seçilenler en çok sayılan, güvenilen kimselerdi. Savaşdaşlık anlaşmalarında yabancı olarak Atina'da oturma hakkı, Atina yurttaşlığı hakkı veren belgelerde onun adı bulunurdu. Şimdi bu yere geçecek kimseler kurayla belirleniyor.

Yasalar yazıcısı denilen ikinci bir yazıcı için de kura çekilir. Bu da Meclis toplantılarında bulunur ve bütün yasaları yazıya geçirir.

Halk Meclisi'nde ve Meclis'te belgeleri okuyacak olan üçüncü bir yazıcıyı halk el kaldırarak seçer. Bu yazıcının okumaktan başka işi yoktur.

"Kurban komiserleri" denilen on kurban memurunu halk kurayla belirler. Bunlar Tanrı'nın kâhin ağzıyla bildirdiği kurbanları kurban ederler. Girişilecek herhangi bir iş için kurban keserek iyi belirtiler aramak gerekince bunu falcılarla birlikte yaparlar. "Yıllık kurban komiserleri" denilen başka on kurban memurunu da kurayla seçip görevlendirirler. İşleri, birkaç kurbanı yaptırmak ve Panathenaia bayramından başka dört yılda bir gelen bütün bayramlardaki kurbanları hazırlamaktır. Dört yıllık bayramlar şunlardır: Birinci olarak Delos bayramı- Delos'ta her altı yılda bir başka bayram da yapılır-; ikinci olarak Brauron Artemisi bayramı; üçüncü olarak Herakles onuruna yapılan bayram; dördüncü olarak Eleusinia, beşinci olarak da Panathenaia. Bu bayramlardan üçü hiçbir zaman aynı yıla gelmez. Ktesiphon'un arkhonluğu yılında bu bayramlara bir de Hephaistia eklendi.

Salamis arkhonu ile Peiraieus demarkhı (bucak müdürü) için de kura çekilir. Bunlar kendi bölgelerindeki Dionysia bayramını hazırlarlar. Bu bayramdaki koronun masrafını üzerlerine alabilecek yurttaşları khoreg (korobaşı) yaparlar. Salamis'te de bir arkhon listesi tutulur.


55
Kurayla saptanan memurlarla baktıkları işler bunlardır. Dokuz arkhon denilen memurlara gelince, bunların başlangıçta nasıl seçildikleri yukarda söylendi. Bugün bunların hepsi, altı thesmothetesle onlar için bir yazıcı, arkhon, arkhon-kral ve polemarkh olmak üzere on kişi kurayla atanırlar. Her kabile bunlardan birisini çıkarır. Kabileler her yıl çıkaracakları memurlar için aralarında bir sıra güderler. Dokuz arkhon kendilerinde aranan nitelikler var mı diye bir yoklamadan geçirilirler. Bu yoklamanın birincisi Beşyüzler Meclisi'nde olur. Yazıcı bunun dışında kalır. Onun yoklaması başka memurlar gibi yalnızca mahkeme önünde yapılır. İster seçilsin, ister kurayla saptansın hiçbir memur yoklama geçirmeden işe başlayamaz. Dokuz arkhonsa önce Meclis'in, sonra da halk mahkemesinin yoklamasından geçerler. Eskiden Meclis'in değerli bulmadıkları kimseler arkhon olamazlardı. Şimdi bu karar halk mahkemesinde temyiz edilebilir. Ancak mahkemenin vereceği karar kesindir.

Yoklamada şunlar sorulur: Önce "Baban kimdir, hangi bucaktandır ? Babanın babası kimdir, anan kimdir, ananın babası kimdir, hangi bucaktandır ?"; ondan sonra "Apollon Patroos ile Zeus Herkios'a tapıyor musun, gittiğin tapınak nerededir? Aile mezarların var mı? Varsa nerede"; daha sonra "Anana, babana karşı üzerine düşen görevleri yerine getiriyor musun? Vergilerini düzgün olarak veriyor musun, askerlik hizmetini yaptın mı?" Bunlar sırayla sorulduktan sonra ona tanıklarını getirmesini söylerler. Tanıklarını getirince başkan şunu sorar: "Bunlar içinde bir şeyin doğru olmadığını söyleyecek var mı?" Doğru olmadığını söyleyen biri çıkarsa başkan onun suçlamalarını, ötekinin kendini korumak için söylediklerini dinler. Ardından oy verilir. Oy verme Meclis'te el kaldırma, mahkemelerde ise gizli olarak oy taşlarıyla yapılır. İtiraz eden çıkmazsa hemen oy vermeye girişilir. Eskiden yalnızca bir yargıç oy taşını verirdi; şimdi arkhon olacaklar üzerine bütün yargıçların oy vermeleri zorunluğu vardır. Bunun nedeni kötü, işe yaramaz bir kimse itirazcıların elinden yakasını kurtarsa bile onu geri çevirme olanağının yargıçların elinde olmasını sağlamaktır.

Böylece yoklamadan geçenler üzerinde kurbanların içlerinin bulunduğu taşın önüne gelirler. Bu taş hakemlerin yargılarını bildirmeden, tanıklık edeceklerin tanıklıktan önce üzerinde ant içtikleri taştır. Arkhonlar bu taşın üzerine çıkar, işlerinde doğruyu ve yasaları gözeteceklerine, rüşvet almayacaklarına, rüşvet aldıklarında altından bir heykel yaptırıp Tanrı'ya sunacaklarına yemin ederler. Yeminden sonra Akropolis'e çıkar, aynı yemini ikinci kez orada ederler. Bunlar bittikten sonra görevlerinin başına giderler.


56
Arkhon, arkhon -kral ve polemarkh yanlarına ikişer yardımcı (paredr) alırlar. Bu yardımcıları istedikleri gibi seçebilirler. Fakat yardımcılığa başlamadan önce bunlar da halk mahkemesi önünde yoklamadan geçerler ve yardımcılıkları bittikten sonra hesap verirler.

Arkhon yerine geçer geçmez bir çağırıcı ile şunu bildirir: "Ben arkhonluğa geçmeden önce herkesin nesi varsa arkhonluğumun sonuna kadar bunu istediği gibi kullanabilecek..." Sonra tragediaların giderlerini üstlenmeleri için bütün Atina yurttaşları arasından en zengin üç kişiyi seçer. Eskiden arkhon komedialar için de beş khoregos belirlerdi. Şimdi bu sonuncuları kabileler seçiyorlar. Dionysia bayramındaki erkekler korosu, oğlanlar korosu ve komedialarla Thagelia bayramındaki erkekler ve oğlanlar koroları için kabilelerin seçmiş oldukları khoregosları-Dionysia bayramı için her kabileden bir khoregos, Thargleia bayramı içinse sırası gelen kabilelerden olmak üzere iki kabile başına bir khoregos alınır- kabul eder. Bir khoregos kendi yükünü ağır bulur, bu yükü daha kolay taşıyabilecek başka bir yurttaş gösterirse arkhon değişiklik yapar. Önce bu liturgiayı (16) üzerine almış olduğunu ya da başka bir liturgiayı üzerine almış olup aradan ikinci bir liturgia için gereken zaman geçmediğinden kendisinin ayrı tutulması gerektiğini ya da daha kırk yaşına varmadığını ileri süren olursa bu gibi bağışlama dileklerini mahkemeye verir. Oğlanlara khoregosluk edecek kimsenin kırk yaşını geçmiş olması gerekir. Delos Adası'na bir koroyla birlikte gönderilecek khoregia delikanlıları oraya götürecek olan otuz kürekli gemiye başkanlık edecek olan arkhiteorosu arkhon atarlar. Arkhonun hazırladığı din törenleri ve alayları şunlardır:

Asklepios onuruna yapılan alay; Dionysia bayramında yapılan ve arkhonla birlikte on kişilik bir kurul eliyle hazırlanan alay. Bu on kişi eskiden Halk Meclisi'nde el kaldırma yöntemiyle seçilirdi ve alay için yapılan giderleri öderdi. Şimdiyse her kabileden birer kişi kurayla ayrılıyor; bunlara giyim kuşam ve başka şeyler için yapılacak giderleri karşılamak üzere yüz mina veriliyor. Thargelia bayramında ve Kurtarıcı Zeus için yapılacak törenleri hazırlamak da arkhonun görevidir.

Dionysia ile Thargelia bayramlarındaki yarışları da o düzenler.

Yönetimi arkhon'un üzerine düşen yortular bunlardır.

Aşağıdaki özel ve resmi davalarda arkhona başvurulur; arkhon da ilk soruşturmayı yaptıktan sonra bunları halk mahkemesine verir:

Ana babaya karşı kötü davranma davaları (bunları herkes açabilir ve açanın üzerine hiçbir para cezası düşmez);

Yetimlere karşı kötü davranma davaları (bu davalar vasilere karşı açılır); bir kimsenin us bozukluğundan dolayı mallarını saçıp savurmakla suçladığı bir mirasçıya karşı açılan us bozukluğu davası;

Ortak mal ve mülklerin paylaştırılmasını istemeyen bir kimseye karşı bölüştürücülerin saptanması için açılan dava;

Vasi saptama davaları;

Birkaç kişi bir tek kimsenin vasisi olarak yazılmak istedikleri zaman mahkeme aracılığıyla vasinin saptanmasını isteme;

Kendini vasi olarak yazdırmış olan bir kimseden bunun kanıtlanmasını isteme; miras ve tek mirasçı kız almak için mahkemeden karar istemeler.

Arkhon öksüzlere, kocaları öldükten sonra gebe olduklarını ileri süren mirasçı kızlara ve kadınlara bakar. Bunlara karşı haksızlık eden kimseleri para cezasına çarptırmak ya da mahkemeye vermek onun yetkisi içindedir. On dört yaşlarına varıncaya kadar öksüzlerle tek mirasçı kızların mülklerini kiraya verir ve bunlar için güvence alır. Vasiler kendilerine bırakılan öksüzlere bakmıyor, yiyeceklerini vermiyorlarsa Arkhon onları yiyecek parası vermeye zorlar.


57
Arkhon'un uğraştığı işler bunlardır. Arkhon-kralın baktığı işlerin başında Mysteria din bayramı gelir. Bu bayramı hazırlamakta krala halkın el kaldırma yöntemiyle seçtiği dört kişilik bir kurul yardım eder. Bu dört kişiden ikisi bütün Atinalılar arasından, biri Eumolpos-oğullarından, biri de Kerykoğullarından olur. Kralın ikinci ödevi Lenaion (üzüm suyu çıkarılan yer) tapınağındaki Dionysia bayramını hazırlamaktır. Bu bayram bir alayla bir yarıştan oluşur. Alayı kralla dört kişilik kurul birlikte düzenlerler. Yarışları düzenlemek yalnızca kralın işidir. Bütün meşale yarışlarını düzenleyen de odur. Kısaca söylemek gerekirse atalardan kalma bütün eski kurban törenlerinin yönetimi onun elindedir. Dinsizlik davalarıyla rahiplik hakkı için iki kimse arasında çıkan kavgalara o bakar. Soylar ve rahipler arasındaki ayrıcalıklar üzerine uyuşmazlıkları yargıç olarak bir karara bağlayan odur. Bütün öldürme davaları ona getirilir. Öldürenlere, dince lekelenmiş oldukları için yurttaşlara yasaların verdiği hakları kullanmayı, yurttaşlar arasına girmeyi yasak eden de odur.

Kasıtla öldürme ve yaralama davalarıyla zehirleyerek öldürme ve yangın çıkarma suçlarına Areopagos Meclisi önünde bakılır. Meclis'in yargıçlık yetkileri yalnızca bunlardır.

İstemeyerek öldürme, öldürmeye kışkırtma davalarıyla bir köleyi, Atina'da yerleşmiş bir yabancıyı ve bir yabancıyı öldürme davaları Palladion Tapınağı'ndaki yargıçlarca görülür.

Bir kimse öldürdüğünü açıkça söyler; fakat yasalara göre haklı olduğunu ileri sürerse, örneğin karısıyla birlikte yakaladığı bir erkeği ya da tanımayarak savaşta bir yurttaşını ya da bir güreşte karşısına çıkanı öldürmüşse, böyle davalara Delphinion Tapınağı'ndaki yargıçlarca bakılır.

Tartışma götürür bir öldürme suçundan dolayı sürgün edilen bir kimse ikinci bir öldürme ya da yaralama suçuyla suçlanırsa bu kimsenin davası Phreatto Mahkemesi'ne verilir. Suçlanan kendisini korumak için söyleyeceklerini karaya yanaştırdığı geminin üzerinde söyler.

Bütün bu suçlara, Areopagos'a verilenler bir yana bırakılırsa, kurayla saptanmış yurttaşlardan kurulmuş mahkemeler bakar. Davaları kral mahkemeye verir. Kralla yargıçlar kutsal bir yerde, açık havada toplanırlar. Hüküm verirken kral çelengi başından çıkarır. Suçlu, başka zamanlar kutsal yerlerle pazar yerine adım atması yasak olmasına karşılık, yargılama günü kutsal yere girer ve kendisini savunmak için konuşur.

Suçlusu bilinmeyen öldürmelerde "yapan"a karşı dava açılır. Kralla kabile kralları bir kimsenin ölümüne neden olan cansızlarla hayvanları da yargılarlar.


58
Polemarkhos, Av Tanrısı Artemis ile Savaş Tanrısı Enyalios için kurbanlar kestirir. Savaşta ölmüş olanlara karşı saygı göstermek için yapılan "gömme töreni yarışları"nı düzenler, Harmodios ile Aristogeiton'un suçlarının kefareti olarak ölü hayvanları kurban ettirir. Atina'da yerleşmiş yabancılara (metökler) karşı açılan ya da bu yabancıların açtıkları davalar, yurttaş vergisi veren yabancıların (isoteller), devlete yaradıklarından devlet konuğu (proksen) adını almış yabancıların davaları gibi yalnızca özel davalar polemarkhos'a getirilir. O da bu davaları ona bölüp on kabile arasında paylaştırır. Kabilelerin işlerine bakan bucak yargıçları bunları hakemlere verirler. Polemarkhos'un kendisinin doğrudan doğruya mahkemeye verdiği davalar şunlardır: Kefili olan yurttaşı bırakan ve yerlilerden kefili bulunmayan metöklere karşı açılan davalar; metöklerin mirasçı ve tek mirasçı kız davaları.

Kısacası, Atinalı yurttaşlar için arkhon neyse, metökler için de polemarkhos odur.


59
Thesmotheteslerin (yasacılar) yetkilerinin başında mahkemelerin hangi günlerde toplanıp davalara bakacağını saptayıp bildirmek gelir. Sonra memurlara başlarında bulunacakları mahkemeleri verirler. Bu memurlar thesmotheteslerin kendilerine verdikleri yargıçlarla birlikte çalışmak zorundadırlar. Bundan başka vatan hainliği ve benzerleri gibi ağır suçları Halk Meclisi'ne bildirir. Bütün mahkemeye verilmeden önce halkın kararını alma dileklerini, bütün yasadışı davranışlarla ilgili davaları, gerekmeyen yasa önerileri yapanlara karşı açılacak davaları, proedeslerin epistatların yasadışı davranışlarını ve strategosların hesaplarını Halk Meclisi önüne getiren odur. Thesmotheteslere verilecek olan ve önce güvence akçesi bırakılmasını gerektiren davalar şunlardır:

Haksız olarak yurttaşlık eden yabancılara karşı açılan davalar;

Rüşvet yoluyla kendini yurttaş olarak yazdırmış yabancılara karşı açılan davalar;

Rüşvet davaları;

Devlete borçlu olanlar listesine yanlış olarak yazma, yazılmakla ilgili davalar;

Devlete borçlu diye yalan yere mahkemeye çağrılmakla ilgili davalar;

Devlete borcunu ödeyen bir yurttaşı borçlular listesinden bile bile silmemekle ilgili davalar;

Borcunu ödemeyen bir kimsenin adını devlete borçlu olanların listesinden silmiş olmaktan dolayı açılan davalar;

Zina davaları.

Thesmothetesler bütün memur olacakların yoklamalarını başlatırlar, bucaklıların yurttaşlar listesine yazılma hakkını tanımadıkları gençlerin itirazlarını ve Meclis'in verdiği mahkûmluk kararlarını mahkeme önüne çıkarırlar. Ticaret, maden ocakları işlerindeki davalarla özgür bir kimseye hakaret etmiş olan bir köleye karşı açılan davalar gibi özel kişilerle ilgili davaları da onlar mahkemeye getirirler.

Başka devletlerle yapılan anlaşmaları thesmothetesler onaylar ve bu anlaşmalardan doğan davaları mahkeme önüne çıkarırlar. Bunlardan başka Areopagos Meclisi önünde yalancı tanıklık yapanları mahkemeye verirler. Devleti ya da kişileri ilgilendiren bütün davaları başlarında bulunacak memurlar arasında bölüştüren thesmotheteslerdir. Fakat bütün yargıçları kurayla belirlemek, dokuz arkhonla birlikte thesmotheteslerin yazıcısının işidir. Bu on kişiden her biri kendi kabilesinde yargıçlıklar için kura çektirir.

Dokuz arkhonlukla ilgili olanlar bunlardır.


60
Her kabileden bir kişi olmak üzere kurayla on athlothet (yarış düzenleyicisi) seçilir. Bunlar soruşturmayı başarıyla geçirdikten sonra dört yıl iş başında kalırlar. Panathenaia bayramındaki alayı, müzik yarışlarını, at yarışlarını, idman yarışlarını düzenlerler. Meclis ile birlikte Tanrıça Athena için hazırlanan peplos denen bayramlık giysilerle zeytinyağı testilerini yaptırırlar ve kazanan idmancılara zeytinyağı verirler. Bu zeytinyağı kutsal ağaçlardan toplanan zeytinlerden çıkarılır. Üzerinde kutsal zeytin ağaçlarının bulunduğu tarlaların sahiplerinden arkhon ağaç başına bir buçuk kotyl yağ alır. Eskiden ürünü kent yönetimi kiraya verirdi. Ağaçları kesenleri ya da sökenleri Areopagos Melisi yargılar, suçlu görülenleri ölüm cezasına çarptırırdı. Tarlalar devlet malı olmaktan çıkıp da tarla sahiplerinden karşılık olarak zeytinyağı alınalıdan beri, yasanın hâlâ geçerli olmasına karşılık, bu çeşit davalar ortadan kalkmıştır. Kentin zeytinyağı hakkı ağaçlara değil, tarlaya bağlıdır.

Arkhon kendi arkhonluğu yılındaki üründen çıkarılan zeytinyağını toplar, Akropolis'teki hazinecilere verir. Bütün yağı onların eline vermeden önce Areopagos Meclisi'ne giremez. Hazineciler bu yağı Panathenaia bayramına kadar Akropolis'te saklarlar. Bu bayram gelince hazineciler yağları ölçüp athlothetlere verirler. Onlar da bunu yarışları kazananlara dağıtırlar. Müzik yarışlarını kazananların ödülleri gümüş ya da altın eşya, yiğit erlerin kalkandır; idman yarışlarıyla at yarışlarını kazananlara ise ödül olarak zeytinyağı verilir.


61
Savaş işlerine bakan bütün memurlar el kaldırma yoluyla seçilirler. Bunların başında on strategos gelir. Eskiden her kabileden bir strategos seçilirdi. Şimdi bu seçim bütün yurttaşlar arasında topluca yapılıyor. Her bir strategosa verilecek işler için de halk el kaldırarak oyunu verir. Strategoslardan biri hoplitlerin başına geçer; bunlar savaşa çıktıkları zaman komuta eder. Bir başka strategosa anayurt komutanlığı verilir. Bu strategos Attika'yı korur ve yalnızca yurt içinde savaşıldığı zaman savaşa girer. Biri Munikhia'nın, öteki Akte'nin olmak üzere iki strategos da Peiraieus için ayrılır. İkisi birlikte Peiraieus şehrinin korunmasıyla ilgilenirler. Başka bir strategos özellikle donanma yükünü taşımak üzere zengin Atinalılardan kurulmuş olan symmeria adlı vergi birlikleri için seçilir. Bu strategos kendilerine bir savaş gemisi donatmak görevi verilmiş olan zengin yurttaşların listesini yapar, gerekirse varlıklarını değiştirir, itirazlarını mahkemeye iletir.

Geri kalan beş strategosu günün gereğine göre savaş işlerinde kullanırlar. Her prytanlıkta halk strategosların işlerini güzel yapıp yapmadıkları konusunda el kaldırarak oy verir. Halkın oyuyla işten el çektirilen strategos mahkemeye verilir. Suçlu görülürse yargıçlar çarptırılacağı cezayı ya da ceza olarak ödeyeceği parayı belirlerler. Suçsuz olduğu anlaşılan strategos yeniden işinin başına geçer. Strategosların, komutanlıkları sürdükçe, yerini bırakan, düzene uymayan erleri hapsetme, ordudan uzaklaştırma, para cezasına çarptırma yetkileri vardır. Para cezası vermemek strategoslar için hemen hemen bir gelenek olmuştur. Her kabileden bir kişi olmak üzere on taksiarkhos (yaya albayı) için de seçim yapılır. Bunların her biri kendi kabilesinin erlerine komuta eder, yüzbaşıları (lokhag) atar.

İki atlı generali (hipparkhos) de seçilir. Seçim bütün yurttaşlar arasında yapılır. Bunlar atlıların komutanlarıdır ve beşer kabileye komuta ederler. Strategosların hoplitler üzerinde ne gibi yetkileri varsa hipparkhosların da atlılar üzerinde o yetkileri vardır. Bunlar için de her prytanlıkta işlerini iyi yapıp yapmadıkları konusunda halk el kaldırma yoluyla oyunu bildirir.

Her kabileden bir tane alınmak üzere on atlı albayı (phylarkhos) için de seçim yapılır. Taksiarkhoslar nasıl hoplitlere komuta ediyorsa bunlar da kabilelerin atlılarına komuta ederler.

Lemnos adası hipparkhosu da seçilir. Bu adada bulunan atlıların komutanlığı onun üzerindedir.

Paralos adlı devlet kadırgasıyla Ammon adlı devlet kadırgasının kaptanları da seçimle belirlenirler.


62
Kurayla verilen memurluklar için eskiden iki kura yöntemi vardı. Dokuz arkhonlukla birlikte birtakım memurluklar için bütün kabilede kura çekilirdi. Başka birtakım memurluklar içinse kuralar bucak bucak (demos) çekilir ve kura çekimi Theseion'da yapılırdı. Bucaklılar yerlilerle ticarete başladıklarından bunlar için de bütün kabileden kura çekilmesi yöntemini koydular. Yalnızca meclis üyelikleriyle koruyucuların kura çekimi bunun dışında tutularak bunların belirlenmesi bucaklara bırakıldı.

Ücret olarak her Atinalı yurttaş her halk meclisi toplantısı için bir drakhme (17), ana toplantı için de dokuz obolos alır. Prytanlara yiyecek gideri olarak ayrıca birer obolos daha verilir. Dokuz arkhondan her biri yiyecek gideri olarak dört obolos alır. Çağırıcıyla neycinin parası da bunun içindedir. Salamis arkhonu her gün için bir drakhme alır.

Athlothetesler Panathenaia bayramının yapıldığı hekatombaion ayı süresince ayın dördüncü gününden başlamak üzere yemeklerini prytaneionda yerler. Delos'a gönderilen amphiktyonlar (Atina elçisi) Delos adası kasasından her gün için birer drakhme alırlar. Samos, Skyros, Lemnos ve İmbros adalarına yollanan bütün memurlara da yiyecek gideri olarak para verilir.

Savaşla ilgili memurluklara bir kimse birkaç kez atanabilir. Başka memurluklar için bu yasaktır. Yalnızca iki kez Meclis üyeliği yapılabilir.

Yargıçlar için dokuz arkhondan her biri kendi kabilesinde, thesmotheteslerin yazıcısı da onuncu kabilede kura çeker. Her kabile için bir tane olmak üzere mahkemelere on giriş yeri vardır. Kura çekilecek yerlerin sayısı her kabile için ikişer tane olmak üzere yirmidir. Her kabileye onar düşmek üzere yüz kutu bulunur. Bunlardan başka kurayı kazanarak yargıç olanların tahtacıklarının içine atılması için on kutu daha vardır. İki de küp bulunur. Her giriş yerinin yanında yargıçların sayısı kadar değnek bulunur ve küplere değnek sayısı kadar palamut atılır. Palamutların üzerinde on birinci harf olan lâmbda harfinden başlayarak sırayla harfler yazılmıştır. Kaç mahkeme için yargıç seçilecekse o kadar harf vardır.

Yargıçlık edeceklerin otuz yaşını geçmiş, devlete borçsuz, yurttaşlık hak ve şereflerinin hepsine sahip kimseler olması gerektir. Bir kimse hakkı olmadan yargıçlık ederse bu bildirilir ve yargıç mahkemeye verilir. Hakkı olmadığı halde yargıçlık ettiği anlaşılırsa yargıçlar ayrıca çarpılacağı cezayı ya da vereceği para cezasını belirlerler. Para cezasına çarptırılırsa yalnızca mahkemenin ona yüklediği para cezasını değil, eskiden borçları varsa onları da ödeyinceye kadar cezaevinde tutulur.

Her yargıcın meşe ağacından yapılmış bir tahtacığı vardır. Bunun üzerinde kendisinin, babasının ve bağlı olduğu bucağın adıyla kappa harfine kadar olan on harften biri yazılıdır. Çünkü yargıçlar kabile kabile olmak üzere on bölüğe ayrılırlar. Her bölükteki yargıçların sayısı hemen hemen aynıdır.

Mahkemelere verilecek harfleri thesmothetes kura çekerek saptadıktan sonra bir hademe her mahkemeye kurada düşen harfi götürür, o mahkemenin bulunduğu yere asar.


(63. bölümle Londra papirüsünün XXX. yazı sütunu bitiyor. Papirüsün mahkemelerin kuruluşunu ve düzenlerini anlatan son kısmı (bölüm 64-69, yazı sütunu XXXI-XXXVI) iyi korunamadığı için durumu çok kötüdür; birtakım yerlerde doldurulması çok güç olan boşluklar vardır. Dilbilimcilerin bütünleme çalışmaları sonucu bu bölümün Opperman'ın Grekçe metin kitabında almış olduğu biçimi, Aristoteles'in eserinin sonu konusunda okurların bir fikri olsun diye Türkçe'ye çevirerek buraya ekliyoruz.)


64 (XXXI)
Giriş yerlerinin önüne her kabile için onar kutu konulmuştur. Bunların her birinin üzerinde kappaya kadar olan on harften biri yazılır. yargıçlar ellerindeki tahtacıkların üzerinde hangi harf varsa onları üzerinde o harfin yazılı olduğu kutuya atarlar. Hademe kutuyu salladıktan sonra thesmothetes her kutudan bir tahtacık çeker.

Tahtacığı ilk çekilene "asıcı" derler: Kutudan çekilen öteki tahtacıkları sırayla, üzerinde kutudaki harfin yazılı olduğu sırığa asar. Hep aynı kimse asarak bir oyun yapmasın diye bu kişi kurayla seçilir. Her kura çekme yerinde beş sırık vardır. Kabilenin arkhonu zarları kutulara attıktan sonra kabilesi için kurayı başlatır. Zarlar ak ve kara olmak üzere iki türlüdür. Kaç yargıç saptamak gerekiyorsa, beş tahtacık başına bir zar olmak üzere kutuya o sayıda ak zar atılır. Kara zarlar için de böyle yapılır. Arkhon zarları çektikçe çağırıcı kazananların adlarını seslenir. Asıcı baştan hesaba katılır. Adı çağrılan karşılık verir, gelip küpten bir palamut çeker ve üzerindeki harf yukarıda olmak üzere palamudu uzatıp önce çekilişe bakan Arkhon'a gösterir. Arkhon harfi gördükten sonra o yargıcın tahtacığını üzerinde aynı harfin yazılı olduğu kutuya atar. Bu, yargıcın istediği mahkemeye gidemeyip harfini çektiği mahkemeye gitmek zorunda kalması ve herhangi bir kimsenin belli bir mahkemede istediği yargıçları toplayamaması içindir. Kaç tane mahkeme kurulacaksa arkhonun yanında o sayıda ve her mahkeme için kurayla belirlenmiş ayrı bir harfle işaretli kutular bulunur.


65 (XXXII)
Yargıç çektiği palamutu hademeye göstererek parmaklıktan içeri girer. Hademe her yargıca çektiği palamutun üzerindeki harfin bildirdiği mahkemenin boyasında boyanmış bir sopa verir. Bu, yargıcın kurada kendisine çıkan mahkemeden başka bir mahkemeye girmemesi içindir. Başka bir mahkemeye girerse bu sopasının boyasından anlaşılır. Her mahkemenin giriş kapısının söğe başlığı başka bir renge boyanmıştır. Sopasını alan yargıç değneğinin boyasıyla aynı renkte olan ve üzerinde çektiği palamuttaki harf bulunan mahkemeye girer. İçeri girince bu iş için kurayla belirlenmiş bir memurun verdiği, devletçe yaptırılmış bir markayı alır. Böylece içeri girdikten sonra yargıçlar ellerinde sopaları ve palamutları olmak üzere toplanırlar. Kurayı kazanamayanlara "asıcılar" tahtacıklarını geri verirler. Hademeler her mahkeme için bir tane olan ve içlerinde her kabilenin yargıçlarından mahkemelerden her birinde olanların adları bulunan kutuları alır, her mahkemedeki yargıçlardan bu ad tahtacıklarını geri vermek için kurayla ayrılmış olanlara verirler. Onlar da kutudaki tahtacıklara göre yargıçları çağırır, ücretlerini öderler.


66
Bütün mahkemelerdeki yargıçlıklar dolduktan sonra mahkemelerin birincisinde ortaya iki kura kabıyla bakır zarlar getirilir. Bu zarların her biri bir mahkemenin rengine boyanmıştır. Ayrıca ortaya üzerlerinde memurların adları yazılı zarlar konur. Kurayla ayrılan iki thesmothetesten biri kura kaplarından birine boyalı zarları, öteki de ikinci kaba üzerlerinde adların yazılı olduğu zarları atar. (XXXIII) Hademe, adı ilk çekilen memurun zarda rengi ilk çıkan mahkemeyi, ikinci çekilen memurun rengi ikinci olarak çıkan mahkemeyi, ötekilerin de böylece sırayla öteki mahkemeleri alacağını bildirir. Bu, hiçbir memurun hangi mahkemenin başına geçeceğini önceden bilememesi, kurada kendisine hangisi çıkarsa o mahkemeyi alması içindir.

Yargıçlar mahkemelere dağıtıldıktan sonra, her mahkemenin başına geçen memur her kabilenin kutusundan birer tahtacık olmak üzere on tahtacık çeker. Sonra bunları başka bir boş kutuya atar. Bunlar arasından kutudan çektiği ilk beş tahtacık üzerinde adları yazılı olan yargıçlardan birini su saati, dördünü de oy verme için ayırır. Kura çekilmesinin nedeni kimsenin bir kolayını bulup istediği kimseyi saatin ya da oyların başına geçirememesi, bunlara bir oyun karıştırılamaması içindir.

Tahtacıkları kutuda kalan beş kişi arkhonlardan ücret yazısını alırlar. Aynı mahkemede ayrı ayrı kabilelerden yargıçlar olunca mahkeme bittikten sonra küçük kümelere ayrılarak paralarını alırlar; hepsi bir yere toplanarak birbirlerini rahatsız etmezler.


67
Arkhonlar bunları yaptıktan sonra davaları mahkemelere verirler. Özel davalara bakılacaksa dört dava mahkeme önüne çıkarılır... Davacıyla davalılar konu dışı şeyler söylemeyeceklerine ant içerler. Devlet davalarına bakılacaksa mahkemeye devlet davalarını verirler. Bir günde bu sonuncu davalardan yalnızca bir tanesi bitirilir. Mahkemelerde su saatleri bulunur. Bunların dışarı su akıtmak için boruları vardır. Saatlere su koyarlar. Bu konulan suya göre dava üzerine söz söylenir. Beş bin drakhmeden yukarı davalar için on khus su, ikinci söze üç khus su, beş bin drakhmeden aşağı davalarda birinci söze yedi khus, ikinci söze iki khus su verilir. Bin drakhmeden aşağı davalarda verilecek su beş ile iki khus, mahkemeye edilen itirazlarda altı khustur. Bu sonuncularda ikinci kez söz verilmez. Yazıcı bir yasa ya da bir tanıklık tutanağı ya da bunlara benzer bir şey okuyacağı zaman boruyu kapatarak suyu durdurur. Dava görülmesi için bütün bir gün ayrılan bir devlet davasındaysa suyu kapatmayıp davacıya ve kendini koruyana aynı çoklukta su verilir.

Devlet davalarında mahkemedeki yargıçların sayısı beş yüz birdir....

Oy pusulaları bakırdandır. Ortalarında bir sap vardır. Pusulaların yarısının sapları delikli, öteki yarısınınki deliksizdir. Oy pusulalarına bakmak üzere seçilen yargıçlar her iki yanın söyleyecekleri bittikten sonra, her bir yargıca birinin sapı delikli, ötekinin sapı deliksiz ikişer oy pusulası verir. Yargıçların iki delikli ya da deliksiz saplı oy pusulası almamaları için pusulalar verilirken davacıyla davalılara açıkça gösterilir. Ayrıca kurayla belirlenmiş bir yargıç sopaları toplar. Her yargıç sopayla birlikte oyunu verir ve bunların yerine üzerinde üçüncü harf olan gamanın (XXXV) yazılı olduğu bir tunç marka - bu markaya karşılık kendisine iki obolos ücret verilir - alır. Böylelikle oy vermemiş kimse kalmaz. Oy vermeyen hiç kimseye marka verilmez. Mahkemede çift kulplu iki küp bulunur. Bunlardan birisi bakır, öteki tahtadandır. Bir kimse gizlice yalnızca birine oylarını atmasın diye bunlar ayrı ayrı yerlerde dururlar. Yargıçlar bunların içine oylarını atarlar. Bakır küp geçerli, tahta olanı geçersiz oylar içindir. Bakırdan olan küpün ağzında yalnızca bir oy pusulası geçecek kadar ve eğeyle açılmış bir yarık vardır. Bu, içeri iki oy pusulası birden atılmasını önler..

Yargıçlar oy vermeye başlamadan önce çağırıcı her iki yana tanıklıklar konusunda bir diyecekleri olup olmadığını sorar. Yargıçlar oy vermeye başladıktan sonra yalancı tanıklıkla suçlamak yoktur. Bunun üzerine çağırıcı şöyle bağırır: "Delikli oy pusulaları önce konuşan, deliksiz oy pusulaları sonra konuşan içindir". Her yargıç oy pusulalarını alır, elini pusulaların üzerine koyarak hangisinin delikli, hangisinin deliksiz olduğunu davalılara göstermeden geçerli pusulayı bakır küpe, geçersiz pusulayı da tahta küpe atar.


68
Bütün yargıçlar oylarını kullandıktan sonra hademeler yargıları bildiren bakır küpü alır, oy pusulalarını oyuklu sayı tahtaları üzerine boşaltırlar. Bu geçerli oylarla geçersiz oyların iyi sayılması içindir. Oy pusulalarına bakmak üzere kurayla seçilmiş olanlar bu oy pusulalarını delikliler ve deliksizler ayrı ayrı olmak üzere sayı tahtası üzerinde teker teker sayarlar. Her ikisinin sayısını çağırıcı bildirir. Delikli oy pusulaları davacı, deliksiz pusulalar da davalı içindir. Hangisinin oy pusulası daha çoksa o kazanır. Her ikisinin oy pusulası sayısı eşitse davalı kurtulur. Gerektiği zaman, verilecek cezayı ya da para cezasını kararlaştırmak için yine bu yöntemle yeniden oy verilir. Bunun için de yargıçlar markalarını geri vererek değneklerini alırlar. İsteyecekleri ceza konusunda konuşmak için her iki yana yarım khus su verilir. Yargıçlar yasalara uygun olarak bütün işlerini gördükten sonra kurada kendilerine çıkan bölükte ücretlerini alırlar.



Kitabın yok olan başının kırık parçaları

1
Başlangıçta Atinalıların kralları vardı. İon, Attikaya gelip yerleştikten sonra Atinalılar İonlar (Yunanlar) adını aldılar.

İon zamanından beri Atinalılar hep birlikte Apollon'a Patroos (Atalar tanrısı) adı altında tapınırlar. Aristoteles'in söylediğine göre İon, Attika'da yerleştikten sonra Atinalılar İonlar adını aldılar ve Apollon'a Patroos adını verdiler.

Atinalılar Apollon Patroos'a tapınırlar. Çünkü Atinalıların ilk polemarkhosu İon, tanrı Apollon'la Ksythos'un karısı Kreusa'nın oğluydu.


2
Erektos'tan sonra kral olan Pandion devleti oğulları arasında bölüştürdü. Atinalılar hep birbirleriyle kavga içinde yaşıyorlardı. Theseus Atinalıları bir araya çağırıp onları hak eşitliği temelinde birleştirdi.

Aristoteles'in dediğine göre ilk olarak Theseus halktan yana geçip tek egemen olmayı (monarkhia) bıraktı. Homeros, gemi kataloğunda saydığı uluslar arasında yalnızca Atinalılara halk devleti (demos) adını vermesiyle buna tanıklık eder gibi görünüyor.

Eskiden daha Kleisthenes kabilelere bölünüşte değişiklik yapmadan önce, Atina halkının çoğunluğu çiftçilerle işçilerden oluşuyordu.. Dört kabile vardı; her kabile de kardeşlik (phratria) ya da üçte bir (trittys) denilen üç bölüme ayrılıyordu. Bu sonuncular otuz soyun (genos) birleşmesinden doğuyordu ve her bir soyda kendilerine gennetler denilen otuz aile-başı er bulunuyordu. Bu gennetler arasında her soyla bağlı olan rahiplikler için kura çekilirdi. Aristoteles, "Atinalıların Devleti"nde Eumolpid, Keryk ve Eteobutad soylarını anıyor ve şunları söylüyor: "Dört mevsime uygun olarak Atinalılar dört kabileye ayrılmışlardır. Her kabile de üç bölüme ayrılır, böylece hepsi birlikte bir yılın ayları gibi, on iki kabile bölümü oluyordu. Bu bölümlere trittys ya da phratria diyorlardı. Bir aydaki günler gibi her phratria otuz soydan kurulmuştu. Bir soyda otuz er vardı."

Aristoteles, Atina'da bütün toplumun çiftçilerle işçilerden oluştuğunu, Atinalıların dört kabileye bölündüğünü, her kabilenin üç bölümü bulunduğunu, bunlara trittys ya da phratria dediklerini anlatıyor ve şunları söylüyor: Bunların her birinde otuz soy bulunuyor ve her soy da otuz erkekten oluşuyor; soylara girmiş olan bu erlere gennet adını veriyorlar. Trittys kabilenin üçte bir bölümüdür. Bir kabile, Aristoteles'in "Atinalıların Devleti"nde söylediği gibi, üç bölüme ayrılır; bu bölümlerin adı trittys ya da phratria ya da deethnos'tur.


6
Theseus Skyros'a gitti. Orada, onun adayı eline geçirmesinden korkan Lykomedes tarafından kayadan aşağı atılarak öldürüldü. Med savaşlarına doğru Atinalılar onun kemiklerini Atina'ya getirdiler.

Aristoteles, Theseus'un babası Aigeus'un yurdu olan Skyros'u gözden geçirmeye gittiğini, bu adada onun egemenliği ele geçirmesinden korkan kral Lykomedes'in onu kayadan aşağı iterek öldürdüğünü anlatıyor.

Atinalılar Med savaşlarından sonra falcı ağzından öğrendikleri tanrı sözüne uyarak Theseus'un kemiklerini çıkarıp Atina'da gömdüler.


7
Zevk ve eğlenceye düşkün, kadınlaşmış kimseler diye Atinalılar Kodros'un oğullarından sonra artık kral seçmediler. Kodrosoğullarından biri olan Hippomenes, soyuna yüklenen bu suçun yersiz olduğunu göstermek için, kızı Leimone'nin yanında yakaladığı bir erkeği bir arabanın altına, kızını da ata bağlayıp ikisini ölünceye kadar yerlerde sürüdü.

Tyrannosluğu ele geçirmeye kalkışan, bu denemeyi başaramayınca Athena tapınağına sığınan Kylon ile arkadaşlarını Megakles ile yardımcıları öldürdüler. Atinalılar bu günahı işleyenleri, Tanrı'nın öfkesini üzerlerine çekmiş uğursuz kimseler diye sürgüne yolladılar. (Bak: Aristoteles, Atinalılar'ın Devleti, bölüm 1.)



Herakleides'in Özeti

1.-4. Yukarıda, 1-8 sayılı kırık parçalarda olduğu gibi.

5. Solon Atinalılar için yasalar yaptı ve bütün borçların kaldırıldığını bildirdi.

Borçların bu kaldırılışına seisakhteia adı verilir (bölüm 6). Birtakım yurttaşları onu yaptığı yasalar yüzünden rahat bırakmadıkları için Solon Mısır'a gitmek üzere yola çıktı (bölüm 11).

6. Peisistratos otuz üç yıl tryrannosluk yaptıktan sonra kocamış bir adam olarak öldü (bölüm 17). Peisistratos'un oğlu Hipparkhos boş vakit geçirmesini seven, sevgi düşkünü, şiirle uğraşan biriydi. Onun küçüğü olan Thettalos korkusuz ve dik başlıydı (bölüm 19). Bir tyrannos gibi davranan Thettalos'u ortadan kaldıramayınca kardeşi Hipparkhos'u öldürdüler (bölüm 18). Hippias tyrannosluğunda çok sert davrandı (bölüm 19).

7. Kleisthenes, ostrakismos adı verilen, halkın oyuyla sürgüne yollama yasasını çıkarttırdı. Bu yasa tyrannosluktan yana olanlara karşı yapılmıştı. Birçokları ve bunlar arasında Ksanthippos ile Aristeides ostrakismos yasası uyarınca sürgüne yollandılar (22).

8. Ephialtes (bölüm 25).....

Kimon, herkesin istediğini alması için tarlalarını halka açtı. Tarlalarında yetişenlerle birçok yurttaşı besliyordu. (bölüm 27).

9. Kleon başa geçince devlette düzen, yurttaşlarda sağduyu kalmadı. Ondan sonra gelenler zamanında bozukluk arttı (bölüm 28). Bunlar her türlü yasadışı işi yaptılar. En az bin beş yüz yurttaşı ortadan kaldırdılar (bölüm 35). Bunlar devrildikten sonra Thrasybulos ile çok iyi bir adam olan Rhinon devleti yönettiler (bölüm 37 ve 38).

10. Themistokles ile Aristeides'in ve Aeropagos Meclisi'nin büyük nüfuzları vardı (bölüm 23).

11. ..... yolların üzerine yapı yapılmamasına ve balkon gibi eklerle yolların kapatılmamasına bakarlar (bölüm 50). Bunun gibi on bir kişilik bir kurula cezaevindekilere bakmak işini verirler (bölüm 52). Dokuz arkhon vardı. Bunların altısı thesmothetestir. Arkhonlar önce bir denetim ve yoklamadan (dokimasia) geçerler. Doğrulukla iş göreceklerine, rüşvet almayacaklarına, alırlarsa tanrıya altın bir heykel armağan edeceklerine ant içerler (bölüm 53). Arkhon-kral kurban törenlerini düzenler. Polemarkhos savaş işlerine bakar.


Zaman Çizelgesi

İsa'nın doğ.

Bölüm Arkhonlar, olaylar önceki yıl

4. Arkhon Aristaikhmos ....

5. Arkhon Solon 594

13. Arkhonsuz yıl 590/89

13. Arkhonsuz yıl 586/85

13. Arkhon Damasias 582/80

13. On arkhonlar 580/79

14. Arkhon Komeas 561/60

14. Arkhon Hegesias 556/55

17. Arkhon Philoneos 528/27

18. Hipparkhos'un öldürülmesi 514/13

19. Arkhon Harpaktides 511/10

21. Arkhon İsagoras 508/7

22. Arkhon Phainippos,

Marathon savaşı 490/89

22. Ostrakismos yasasıyla sürgün 488/87

22. Arkhon Telesinos 487/86

22. Ksanthippos'un sürülmesi 485/84

22. Arkhon Nikomedes 483/82

22. Arkhon Hypsikhides 481/80

23. Arkhon Timosthenes 478/77

25. Medlerin akınından

on yedi yıl sonra 463

25. Arkhon Konon 462/61

25. Areopagos'un devrilmesi, Ephialtes'in

öldürülmesi 462/61

26. Arkhon Mnesitheides 457/56

26. Arkhon Lysikartes 453/52

26. Arkhon Antidotos 451/50

27. Arkhon Pythodoros, Peloponnesos

savaşının başlaması 432/31

29. Sicilya seferinin sonu 413

32. Arkhon Kallias 412/11

33. Arkhon Theopompos 411/10

34. Arkhon Angeleli Kallias,

Arginuslar savaşı 406/5

34. Arkhon Aleksias, Aigospotamoi

savaşı 405/4

35. Arkhon Pythodoros,

Otuz tyrannos 404/3

39. Arkhon Eukleides 403/2

40. Arkhon Ksenainetos 401/400

41. Arkhon Pythodoros 404/3

54. Kephisophon 329/28

 

1      2