Şhafit
21.06.2006
Denetim Kurulu Notu: Sayın Şhafit. Konular içinde
yer alan "Forum Kuralları" başlıkta yazıda belirtilen
"Denetim Kurulu olarak; hangi konuda olursa olsun,
konunun özünden çıkarak artık kişiselleşmiş olan
yazılara müsaade edilmeyecektir" kuralına istinaden
yazınız yayına uygun görülmemiştir. Saygılarımızla
A.pşaşe
21.06.2006
Denetim Kurulu Notu: Sayın A.pşaşe. Konular
içinde yer alan "Forum Kuralları" başlıkta yazıda
belirtilen "Denetim Kurulu olarak; hangi konuda olursa
olsun, konunun özünden çıkarak artık kişiselleşmiş olan
yazılara müsaade edilmeyecektir." kuralına istinaden
yazınız yayına uygun görülmemiştir. Saygılarımızla
Ediz Hun
21.06.2006
Değerli Büyüğüm Sayın Naci Taylan,
Yazınızı okuduktan sonra özür dileyerek bir kaç soru
sormak istiyorum. Yazılanlara göre bizlerden büyük
olduğunuzu düşünüyorum. Kendimi savunma düşüncesinde
değilim yanlış anlamayın. Xhabzeyi tam olarak bilmesem
de, bir büyüğümüz bizlerin hatasını görmüşse düzeltmek
ve tecrübesinden yararlanmak isterim.
Çoğu konuda haklısınız Adigece bilmiyorum ve etrafımdaki
çoğu arkadaşım ve büyüklerimde bilmiyor, ailemde ve
çevremde tam olarak xhabze yaşanmıyor, çoğu Çerkes’ten
dil ve xhabze konusunda çok gerilerde olabilirim.
Bir küçüğünüz olarak tüm içtenliğimle soruyorum, bir
büyüğümüz olarak tüm içtenliğinizle cevap vermenizi rica
ediyorum. Sizce bu durumda ne yapmalıyız? Yok olduğumuzu
kabul etmeli miyiz? İçimizdeki milli bilinci bu
olumsuzluklar yüzünden köreltmeli miyiz? Adigece
bilmemek, xhabzenin tam anlamıyla yaşanmaması sizce
kimliğimizi unutturmalı mı?
Sizin bilgi ve becerilerinizden yararlanmak isteriz.
Aydın bir büyüğümüz olarak lütfen bizlere ne yapmamız
gerektiğini söyler misiniz?
Sevgi ve saygılarımla.
Hatice Ünal
22.06.2006
Sevgili Ediz;
Uzun süredir sağlık sorunları ve diğer özel üzüntülerim
nedeniyle tüm forumlardan çekilmiştim. Ama bu sütunu
okuyunca sana yanıt vermek gereği duydum. Bence yanlış
kişiye yöneltmişsin soruları. Tek görevi sitelere ya da
gruplara girip provakatif yazılarıyla 'büyük Çerkes
bilgesi' geçinen (ki kimliğini de biliyoruz, daha önce
yeşil kuşak projesi savunucusu, bugün neyi savunduğu da
belli olmayan, çevresiyle beraber hayatında görmediği
kişilere çamurlar bulaştıranlara' sormalısınız. 'Bir
bilen'dir kendileri.
Bizi son demde onaran Kaya Bbey ve Kec beyler varmış.
Buna da şükür. Netice de, kendisi gibi tedavisi imkansız
olmakta söz konusu olabilirdi. Salt nick yazdığım için
kişisel saldırı denilecekse sunu belirtmek istiyorum,
isim belirtmeden yapılan saldırılar eğer sürüyorsa,
yanıt hakkımızda olmalıdır.
Naci Taylan
22.06.2006
Sevgili Kardeşim Ediz,
Yazınızı büyük bir dikkatle okudum. Çok samimi buldum ve
teşekkür ederim. Ancak yazınızın ve yazınızda
belirttiğiniz şeylerin hiç bir şeye çözüm olmadığı
gerçek değil mi? Yanıtınızdan sizin söylemlerinizin
nasıl bir içerik sorununa sahip olduğunuzu bizzat siz
kendiniz ifade ediyorsunuz. Bu durumunuzu
ayrıntılandırmak istemiyorum. Zira eleştiri ve saygı
sınırları konusunda size saygım sonsuz. Ancak bazı
soruları benim değil sizin yanıtlamanız gerekli.
Örneğin; bazı eksikliklerinizi belirtip, buna rağmen
kimliğimi unutayım mı diyorsunuz. Çok talihsiz bir durum
sizin adınıza. Bende soruyorum: Siz kimliğinizi
unutmamak adına ne yaptınız? ‘’Kimliğimizi
unutmayacağız, yok olmayacağız’’ söyleminiz mi çözüm?
Bana ne yapacağınız sorunuza inanın ki bilerek yanıt
vermiyorum. Bu türde temel konuda bir noksanınız
olmamalı eğer varsa yok olmayacağız söyleminiz bile
havada kalır.
Aslında gerçeği söylemek gerekirse; daha önceki forumda
zevkle okuduğum bir kaç yazınız vardı. Nedense ardını
getirmediniz. Hatta beni çok şaşırtarak buradan bana
özellikle sizi zor durumda bırakacak yanıtlar konusunda
çağrı yapıyorsunuz.
Anlayamıyorum. Hiç bir şey bilmeden mi bugüne kadar
ikinci thamade olarak görev yaptınız?
Bu arada yeri gelmişken hangi töreye göre ikinci thamade
oldunuz? Hadi siz kendi ifadenizle töreyi bilmiyordunuz
da grubunuzda hiç xhabze bilen yok muydu? Çok ama çok
şaşırtıcı bir durum. Eğer ölçülerinizde ya da
eylemlerinizde gerçekten Çerkeslik ya da o anlamda bir
kaygınız yoksa; lütfen, yok olmamak gibi çok yüksek
idealler ortaya koymayın. Lütfen söyleminiz
doğrultusunda icraat yapınız ki, bizde gerçekten doğru
bilgi yanlış muhasebenizi yapabilelim.
Bugüne kadarki eylem ve söylem bütünlüğünüz çok eksik.
Bu yetmezmiş gibi bilgi ve becerilerinizden yararlanmak
isterim diyorsunuz. Üzgünüm ama bu durumunuzla isteseniz
de benim ya da bir başkasının tecrübe ve
tavsiyelerinizden yararlanamazsınız.
Saygılarımla Ediz bey.
Erhan Eren
22.06.2006
Bir bilge Adige büyüğümüzden dinlemiştim. Kafkasya
bölgesine İslamiyet’i tebliğ etmek için bir peygamber
görevlendirilmiş. Ekibi ile birlikte gitmiş Kafkasya'ya.
Dinini bizim thamadelere anlatmış. Uzlaşılmış. Bir çok
değer zaten ortakmış orada da. Bir iki ay yaşamış ve
Arap yarımadasına tekrar dönülmüş ve peygambere hitaben
‘’Ey Allah’ın peygamberi gittiğim yerde bir kavme
rastladım. Senin dinini anlattım, kabul ettiler. Çok
asil, çok misafirperver bir kavim. Ancak üç kişiye kadar
anlaşabiliyorlar. Aralarına dördüncü kişi ve fazlası
gelince tartışıp kavga ediyorlar’’ demiş.
İşte o millet biziz.
Saygılar.
Mehmet
22.06.2006
Durum Ne?
"Kelin ilacı olsa kendi başına sürer" olayı mı?
Yoksa, "Rabbena hep bana" durumumu.
Ya da bir Adige atasözümüzdeki gibi "Dolu silah bir
kişiyi, boş silah iki kişiyi korkutur" olayı mı?
Hangisi?
Saygılarımla.
Semra Ademey
22.06.2006
Fesapşh Sayın Taylan,
Gubsege grubunda thamade olarak ben görev almak zorunda
kaldım. Gurup içerisinde tabi ki xhabzeyi bilenler
vardı. Shomaxo Hakan, Weşmuğ Şule, Hıdeuğ Hakan gibi.
Fakat Shomaxo kendi memleketinde thamadelik yapmayı
kabul etmedi. Yine Ediz kendisinin de dediği gibi xhabze
kurallarına çok hakim olmadığı için kabul etmedi. Grupta
da benden daha büyük biri maalesef yoktu.
Bizim xhabzeye göre en büyük erkek thamade seçilir
doğrudur, fakat zorunlu durumlarda bayanlarda sorumluluk
alır diye biliyorum. Burada da bazı istisnai
durumlarımız vardı. Belki hata ettik ama ilk çalışma
olacağı ve Göksun gibi halen xhabzesini yürüten bir
memlekette olacağımız için, bizim son derece dikkatli
olmamız gerekiyordu. En ufak bir yanlış anlaşılmaya
sebep vermemeliydik.
Benimde hatalarım mutlaka olmuştur. Fakat kullanılmayan
her parça körelir, maalesef bende 20 yıldır Çerkes
toplumundan uzak yaşıyorum ve çok şeyleri bende
unutmuşum, daha doğrusu tam olarak öğrenemeden Çerkes
toplumundan ayrılmışım. Bu ilk çalışmada eksiklerimizin
neler olduğunu gördük. Yanlışları bildik. Bundan sonra,
bunlara fırsat vermeyeceğiz.
Saygılarımla. Tham Figapsou.
Ediz Hun
22.06.2006
Beni köşeye sıkıştırdınız sayın Naci Taylan, ne
söyleyeceğimi bilemiyorum. Zekanıza hayran kaldım. Bu
tutumunuzdan dolayı sizi tebrik etmekten başka bir şey
yazmak istemiyorum.
Saygılarımla.
Naci Taylan
22.06.2006
Yılların getirdiği yegane hazinedir tecrübeler.
İnsanoğlunun deneme- yanılma taktiği ile öğrendiği her
mevzu en kalıcı öğretidir beyinlerde. Tecrübeler ve
birikimler ortak bir mix oluşturduklarında bir adım
öteyi görmek kolay olur.
’’Ben Çerkes töresini bilmiyorum’’ diyenlerin vitrin
önünde top koşturdukları, kendi egoları uğruna
arkadaşlarını ve arkadaşlıklarını kurban
edebileceklerini öğretiyor zaman. Yavaş yavaş izletiyor
akabinde öğretiyor. Hayattan öğrenilecek çok şey var.
Yenilikler büyük sanılan beyinlerde, eskilerde nohut
etkisi yapıyor. Her yenilik eskinin hükmünü yıkıyor.
Dürüst müyüz?
El cevap: Hayır.
Kendimize bile mi dürüst olamıyoruz?
El cevap: Evet. Olamıyoruz.
Türkiye dışına çıkmazdan önce, el memleketlerde oksijen
yok nefes alamayız sanırdım. İnsan oğlu çiğ süt emmiş,
ilk üç ay sonrasında zor da olsa alışmıştım nefes
almaya. Ardıma baktığımda ise on beş yıl duruyor.
Köklerimse hala xhabzeye takılı.
Sevgili Ediz, yerini değiştirmediğin müddetçe, aynı
yerde kalacaksın. Birilerinin seni ittirmesini beklersen
yanılırsın. Seninle alakalı değil genel olarak
söylüyorum, kimsenin seni arkandan ittirmesini bekleme.
Madem ki, ‘’Değerli Büyüğüm’’ (!) dedin saygı ifadesi
kullandın, lafının ardında dur ki, yaşam bana senin
adet- töre- anane- dil bilmese bile centilmen olduğunu
öğretsin. Öğrenmenin yaşı yok maalesef.
Kim bilir, önceki formda zevkle okuduğum bir kaç yazının
zeka izlerini görmek istedim belki de...
Çerkes olmak zor iş. Taşıyabilene.
Dostça kal sevgili Ediz.
Noumezeağ (Ufuk Ölmez)
30.06.2006
Adigeler tarihten öncede vardı. Son noktasında da
varolacaklar. Adigelik saygıyla yaşamak değil, saygısız
yaşayamamaktır. Tarihimizin en büyük hatası olarak kabul
edilen birlik kuramamak ve sürgün yaşamak bu dünya
şartlarının gereği ise; doğarken ırkını seçme hakkı
bulunmayan insanoğlunun ırkı için savaşması dinen
yalnızca basit bir zaaftan ibarettir.
Gerçek Adigeler asla Adigelik için savaşamaz. Çünkü
Adigelik savaşarak kazanılamaz. Her insan Adige
doğabilir. Lakin Adige olarak ölebilmek maharettir.
Adigeliği savaşarak korusaydık bir ömür sürerdi.
Adigeliği yaşayarak koruyarak nesillerce sürdürüyoruz.
Bilerek ya da bilmeyerek aslen doğru olanı yapıyoruz.
Saygılarımla.
Şıwan
03.07.2006
Adige olarak ölebilmek için Adigeliğin ne olduğunu yani
hangi değerlere sahip olunması gerektiğinin bilinmesine
bağlı. En azından dürüstçe bir şeyler bilmediğini itiraf
edenler var ve bunları saygıyla selamlıyorum. Ama kendi
kültürünün hiç bir yönünü bilmeyip kendini Adigelik
olmazsa olmazı görenlere ne demeli?
Herkes her şeyi bilemez ama insan hiç olmazsa bir şey
bilmediğini bilir değil mi? Dil; hak getire, xhabze;
aman kaldı mı ki, evlilik; aa özelime karışmayın eşim
benim Çerkes’im dememe müsaade ediyor zaten eşim Çerkes
köyüne komşu köyde büyüdü, thamade; bana kimse
karışamaz; anavatan, aaa dönmek lazım bende döneceğim.
İşte icraatın içinden özet bu kadar. Dil xhabze kültür
eş seçimi bunların hepsinin önemi yok. Ardından bir şey
dendi mi hemen Çerkes saygı duyandır falan...
ÇERKES ÇERKES OLANA ÇERKES GİBİ SAYGI DUYAR. ÇERKES
OLMAYANA DA BUNDAN DOLAYI SAYGISIZLIK YAPMAZ.
Ancak bazıları saygımızı bile kendi emellerine alet
ediyor. Ölçüler belli, ölçülere uymayanlar Çerkes gibi
saygı göremez. Bu saygısızlık görecekleri anlamına da
gelmez. Ancak Çerkesliği kendi konumu kendi tercihleri
uğruna kullanmamak kaydıyla. Yazılacak çok şey var ama
bazıları için önemi yok.
Bu CC sitesine bir çok konuda gerçektende çok çok
teşekkür etmek lazım ama bir konuda da üzülüyorum. O da
CC Çerkesleri türedi başımıza. Bu iyi mi oldu kötü mü
oldu bilemiyorum ama CC’den önce Çerkes oldukları hiç
bir eylemlerinde akıllarına gelmeyenler, esen C.C
rüzgarları ile Çerkes olduğunu hatırladı. Burası iyi ama
bunlar sonradan bir şey öğrenmedikleri gibi öğrenme
heveslisi de değiller. Boş vakti çok CC Çerkesleri
gerçektende bu işle uğraşan bir çok Çerkes’i de buradan
kaçırttı.
Nerde o bir çok eski katılımcılar. Nerede?
Onlara da hak vermek lazım, bıkkınlık geldi onlara da.
Ne yapsınlar? ‘’Ooo çok iyi bravo katılıyorum’’dan öte
icraatları olamayanlar baydı artık.
Toplantıya katılıp, bir iki alakasız konuda yazı yazdın
mı hemen aynı kategoridekiler birbirini çekiyor. Bunlara
günlük meşgaleler yeterli. Siyasi Çerkeslik, kültürel
Çerkeslik bunları korkutur. Zaten dilleri olmadığı için
asla Çerkeslik mentalitesini anlayamazlar.
Ne yaparsın bu saatten sonrada taşıma su ile değirmen bu
kadar döner. CC yetkilileri bazı özel konularda bazı
katılımcılara special (özel) yazı yazdırmalı ve ayrı bir
kategori oluşturmalı.
Teşekkürler ve iyi günler.
Naci Taylan
13.07.2006
Tebrikler Sayın Şıwan.
Ataol
14.07.2006
Naci Bey,
Ben sizden yaşça küçüğüm ve kesinlikle tartışmaya
girecek cüretim yok. Sayın Shafit'in bahsettiği
büyüklerimizle de tanışma imkanı bulamadım. Ama siz
madem büyüksünüz belli bir birikiminiz var ve çok güzel
öngörünün ve olgunluğun gereklerini açıklıyorsunuz; bu
durumda sizin birikimlerinizi buradaki belli ki sizden
genç insanları sindirmek, ezmek maksadıyla kullanmanız
doğru mu?
Sizi tanımıyorum, ilkelerinizden ve fikirlerinizden
haberdar değilim ancak Adigeliği savunuyorsanız burada
bir araya gelen bir avuç insana ‘’Adigecilik
oynuyorsunuz’’ demeniz büyüklük değildir.
Farkında mısınız bilmiyorum ama her Adige genci artık
bir kazanç oldu. Benim yetiştiğim ortamda Adige yoktu
ama bana ailem evimde bzeyi de xhabzeyi de öğretti.
Şimdi bende akranlarımı çevremdeki xhabzeden uzak
insanları mantıklı tahlillerle, Zekamı (!) kullanarak
sindirip, aşağılayım mı?
Şüphesiz kimliğim ve kültürüm için onlardan çok şey
yaptım ama bu emek değildir. Bu doğaldır. Yani ben
ekstra bir şey yapmadım. Adige’yim ve bunu öğrenip,
yaşamaktan başka bir şey yapmadım.
Eleştirdikleriniz elbette eksik ve yanlış şeyler
yapmışlardır ama bu bizim için bir kayıptır. Ben
onlardan üstün değilim.
Afedersiniz ama sizde öyle değilsiniz.
Saygılarımla.
Cerpecej
24.07.2006
Anka kuşu görmedim ama hani yok olma korkusu içinde
olanları çok gördüm. Birde çok gençlerimizin
kültürümüzden uzaklaştığını gördüm. Uzaklaşma gibi bir
sorun yok diyorsanız; o zaman ben ve benim gibiler
Çerkes kültürünü geçmişini adet ve geleneklerini yanlış
şekilde yorumlayıp; yanlış kişilerden duyup veya yanlış
yayınlardan öğrenmeye çalıştık.
O ZAMAN BIZ NEYE ÖZLEM DUYUYORUZ?
Necdet Özarslan
01.08.2006
Bir konuyu ortaya atıp konuşmak veya bu konuyu
çekelemenin bir şey ifade ettiğini düşünmüyorum. Sonuç
olmayınca gereksiz oluyor.
Birileri yok oluyor... Birileri seyrediyor…
Hajkasım Erdoğan
02.08.2006
Değerli katılımcılar,
Bu sayfadan bir kaç kişinin yaşantılarını çok merak
ediyorum. Gerçekten bir ADİGE gibimi yaşıyorlar, yoksa
klavyede mi bir kudret var?
Bu değerli katılımcılarla bir Adige toplumunda
karşılaşmayı çok isterdim. Eminim ki, Adigelik hususunda
bu değerli insanlardan öğreneceğimiz çok şey vardır.
Bazen isyan ediyorum. Neden ben böylesi Adigelerden
mahrumum, ben neden yaşadığım ilçede, tek başımayım?
Ömrümüz geçip gidiyor böyle Adigeliği şiir gibi yazıp,
okuyan Adigelerle neden karşılaşamadım?
Ben Uzunyaylalıyım. Şu konuda şanslıyım, Adigeliği
layıkıyla, xhabzeyi, bzeyi, yardımlaşmayı, birliği
beraberliği kısacası ÇERKESLİĞİ şiir gibi yaşayan
insanların arasında doğdum, yaşadım son derece mutluyum.
Bu insanların çoğuna iki satır yazı yazdıramazsınız ama
ömrünüzün sonuna kadar Adigeliği layıkıyla
yaşayabilirsiniz.
Yaşamak lazım, Allah herkese de bunu nasip etmez.
Çerkeslik lafla, sözle olmuyor, yaşamayla oluyor.
Dilini, xhabzesini, yaşayanlara, yaşatanlara, yaşatmaya
uğraşanlara saygılar sunarım.
Tharkaho
02.08.2006
Eski forumda konu başlığını tam hatırlayamıyorum; benim
Uzunyayla'yı ''Kuzeybatı Kafkasya'ya açılan kapı''
olarak nitelendirmem işte tam da bu nedendendi sayın
Erdoğan.
Kültürünü yaşatma/koruma mücadelesi veren bütün
soydaşlarımızın önünde saygıyla eğiliyorum.
Hajkasım Erdoğan
08.08.2006
Değerli katılımcılar,
Ben bu konuyu takip ediyorum,bana yardımcı olacak bir
Adige çıkmadığı için tekrar yazma gereği duydum.
Bu değerli insanlarla tanışmak istiyorum.MSN’den sesli
olarak görüşmek istiyorum. Ben yazı ile kendimi pek
ifade edemiyorum.
Özellikle Naci beyle tanışıp, sesli görüşmek; hatta yüz
yüze görüşmeyi çok isterim. O derin bilgilerinizden beni
mahrum etmeyeceğinize eminim. Sizden öğreneceğim çok
şeyler olduğuna inanıyorum. Mümkünse Türkiye ye
döndüğünüzde, (yazılarınızdan Avrupa’da olduğunuzu
tahmin ediyorum) misafirim olun. Sizinle Uzunyayla’da,
Kayseri’de bir düğüne gidelim, bir Adige toplumuna
beraber girelim ve yaşayarak, şahit olarak, bir şeyler
öğreneyim istiyorum. Beni mahrum etmeyeceğinizi umut
ediyorum.
Ben Kabardey’im, Uzunyaylalıyım, bir Adige toplumuna
girip sülalemi temsil edebilecek kadar, bzeyi, xhabzeyi
bildiğime inanıyorum. Ama sizlerden öğreneceğim çok
şeyin olduğuna inandığım için bu çağrıyı yapıyorum
Öğrenmenin yaşı yoktur diye düşünüyorum. Umarım beni
yanlış anlamaz ve yazıma cevap verirsiniz...
Çerkesliği yaşayanlara, yaşatmaya uğraşanlara sonsuz
saygılar sunarım.
Murat Cancan
08.08.2006
Asla yok olmayacağız bu dünya döndükçe içimizden
birileri yaşayacak, bizim yerimize de yaşayacak, bizleri
de yaşatacak. Bu karamsarlıktan kurtulalım.
Saygılar.
Fuat Aydemir
09.08.2006
Merhaba,
Daha önceki tartışmalarda da belirtmiştim. Çerkes olmak
farklı, Çerkes gibi yaşamak farklı, diye. Çerkes gibi
yaşamaya değinmek gerekiyor sanırım.
Günümüz koşullarında Çerkesce’yi bilmek, Çerkes
geleneklerine sahip olarak yaşamak yetmemeli bence.
Artık Çerkesler için bir şeyler yapma zorunluluğu var.
Asimilasyon canavarıyla mücadele için birlikteliğin,
dayanışmanın gerekliliği aşikar.
Yazmakla bitmemeli, tartışmalarla kalmamalı vaatler. Bir
iş sahibi isek ve eleman seçerken ille de Çerkes eleman
diyebiliyorsak, bir ev sahibi isek ve ille de ev, yurt
arayan Çerkes öğrencilere kapıları açabiliyorsak, doktor
isek ve Çerkes hastalara indirim yapabiliyorsak ve daha
da önemlisi ille de "Nasıl bir Çerkes’e yardim
edebilirim acaba" diye zorlayabiliyorsak kendimizi iste
o zaman 1-0 öndeyiz demektir asimilasyon canavarına
karşı.
Diğer kültürden insanlara olan saygımızla, kendi
kültürel değerlerimize sahip çıkarak, en önemlisi
saygıyı elden bırakmadan o yüce değerimiz olan "anlayış"
ile "hoşgörü" ile yaklaşabilirsek insanlarımıza yok
olmayız diyorum…
Saygı ve sevgiler...
A.pşaşe
09.08.2006
Maf,
Suya sabuna dokunmalıyız, deniyor. Olur mu hiç? Sahip
çıkmak; hem kendimize hem diğer milletlere saygılı olmak
gerek. Daha kendi içimizde saygılı olamadıksa,
birbirimize saygılı olamadık ise fikir ve düşüncelere
hiç bilmiyorsak kendimizi dil uzatıyorsak, kendimizi
bilmez halimizle başkalarına nasıl saygılı oluruz?.
’’Boy, sülale farkı var. Ben daha üstünüm’’
diyebiliyorsak. Çapımız kadarsa beynimizdekiler. Henüz
dışardan bakamadıksa kendimize atamadıksa at
gözlüklerini yok olmamak için atmadık bir adım demektir
işimiz zor demektir. Alkışlamayı çok seviyorum böyle
zamanlarda. :) Hiç çekinmeden de alkışlıyorum doğru
sözleri doğru atılan adımları. Biz için bizim için
olduğu yerden seslenmeyip bir adım atanlara o adımların
sesleri var ve o adımlara yetişmek için bahanesiz
koşanlara ne mutlu.
Saygılarımla.
Hajkasım Erdoğan
10.08.2006
Sayın Kıp,
Sadece bze ve xhabze ile yetinmeyip, sizin olunsun
yapılsın dediğiniz şekilde yapan yaşayan o kadar çok
Çerkes var ki inanamazsınız. Sadece reklam yapmıyorlar.
Bizim insanımız gururludur reklamı sevmez. |