...................
...................
SİZ HİÇ YOK OLDUNUZ MU?  -3
Tharkaho Wumar
11 Mayıs 2007
                         
...................
 
...................

Necdet Özarslan
11.08.2006

Düğünlerde ortalığı kimseye bırakmadan çiftetelli oynayanlar mı yok olmadıklarını savunuyorlar? Dilini hiç bir şekilde bilmeyenler mi? Töresini bilmeyen ve uygulamayanlar mı? Çerkes Töresine yabancı ve meraklı gözlerle bakanlar mı? Truva’yı esir eden, yok eden, Truva atı hilesiydi. Bizi de ‘’aaa ama ben Çerkes’im’’ hilesi yok etti. İşine geldiğinde Çerkes kimliğine bürünüp, işine geldiğinde kimliğini bir kenara egolarının yanına bırakanlar mı yok olmayı engelleyecek?

Güldürmeyin Allah aşkınıza beni akşam saatlerinde. Yok olmayacağız mücadelesi verenler şu saatte sıcak yuvalarında hangi televizyon programını izlemekteler? Dışarıda kalan Çerkesler yok oluyor.

Azizim başınızı pencereden dışarı çıkartın.


Hajkasım Erdoğan
12.08.2006

Pehlivan, mindere çıkarken rakibine bakıp, ben bunu yıkamam, derse mindere çıkmasına bile gerek yoktur. Çünkü o baştan yıkılmıştır. Bari arkasındaki pehlivanlara kötü örnek olmasa, onların arasında dile getirmese.


Zri
13.08.2006

Mis te nıgi zri kabğapselaş. Wua gup, çır kamıskeawu kamıske Adigelır kavğaskenu arame ziwuj fitır fıkopsce. Şıtkhuri, guepri, bınri fızri, akhşeri bokhşeri zimıoh Adigelır kıfhuehutenım fıkırimıpsce. Hapscey şakue figuğa mır. Mıfe jıfexer kenkeguakuexer zşağedeu kojıkhş.Mıdey şıdğeyınua şııkım. Xame wune xeğarey hade şıvağağeyınkım. Fıkiğaguğame mess amrame fışım, fımışa, fımğakha fımuate, fiotejıper fzekuelejınu çapejraş, mıkhume bejapsca afere ğaş mıgemıpscewu fıkızxenejınş. Yemıkur yemukş, yıa siwuredır dzıhıpem palhanu şıtmi sıser sısem jıdıvğaıt, arş ğune kıthuizıler, kiğaguğer şakue tewuven zerıhueyri yıreşej, kimğaguğar dihaneğune krremıhaxe.

WZINŞEWU.

Denetim Kurulu Notu: Yazı üzerinde hiçbir değişiklik yapılmadan güncellenmiştir.


K. Dokuz
14.08.2006

Sayın Necdet bey,

İnsan yok oluyorsa asimilasyon oluyorsa, dejenere oluyorsa, ilk önce kendisinde aramalıdır suçu. Daha sonra etkenleri. Bu yok oluşu engellemek isteyen çok kıymetli canlarımız dillerinin döndüğü kadar, kalemlerinin yazdığı kadar tüm iyi niyetleriyle dile getiriyorlar daha ne yapacaklar?

Bu canlarımız yemek yemeyecek, televizyon izlemeyecek, çocuklarıyla ilgilenmeyecek, öyle mi? Sen yok olacaksan olursun. Pencereden baksa ne olur bakmasa ne olur?

Hoşçakalın. Ruhunu Çerkesliğe adayanlara selam olsun.


Semra Ademey
14.08.2006

Fesapşh,

Değerli katılımcılar, bir ara "Adige TV için acilen bir şeyler yapalım en azından bizim kullanamadığımız dilimizi ve unutmaya başladığımız kültürümüzü evimize taşıyalım. Kafkasya’dan evimizin içine bir bağ kuralım ve yok oluşumuzu engelleyelim" demiştim. O zaman sanırım çok iyimserdim.

Biz yok oluyoruz kısmını düzeltiyorum. Biz yok olduk. Bunu çok rahat görebiliriz.

Dilini bilen yaşadığı sürece fırsat buldukça kullanır, xhabzesini bilen de öyle. Derneklerimizin kapısı da sonsuza dek açık kalacak. Yine aidat ödemeyen insanların üzerine bıraktığı yılgınlık ile birileri kapıları açık tutacak. Dil bitecek bir nesil sonra dil diasporada bitecek. Bunları söyleyerek belki şimşekleri üzerime çekeceğim çokta önemli değil ama HAYIR diyeni yüz yüze görüşmeye çağıracak kadar bu konuda haklı olduğumu iddia ediyorum.

Yapılmak istenenler kim için, ne için? Geleceğimiz olan çocuklarımız için değil mi? Biz onlara ne veriyoruz, ne verebildik? Kaç aile benim çocuklarım diline, kültürüne hakim diye ortaya çıkar? Aman aman araştırmalara gerek yok sadece çevrenize bakmanız yeter. Sahi Çerkeslik nedir, Çerkes’i Çerkes yapan özel bir şeyler var mı? Sonuçta insanız yeter de artar.

Saygılarımla.


Gubate
15.08.2006

Değerli katılımcılara selamlar,

Bu konu başlığını uzun süredir takip ediyorum. Bende Semra hanımın son görüşlerine katılıyorum. Yok olmadık, olmayacağız, asimilasyona uğramadık, uğramış isek de buna direniyoruz, direneceğiz. Aslında içinde bulunduğumuz bu durum asimilasyon değil dejenerasyon, entegrasyonun bir döngüsü vb. gibi bir çok kendini kandırma teraneleri artık geçerliliğini kaybetmiştir. Asimilasyon artık tamamlanmış ya da tamamlanmasına ramak kalmıştır.

Kimler bunu engelleyecek merak ediyorum. Düğünlerinde davul zurna çalıp, köçek oynatanlar mı? Bunu engelleyelim diye teklif sunan aydın gençlere, toplumumuz bunların kaldırılması için henüz hazır değil, bunları kaldırmak için toplumsal mutabakat lazım diyen büyüklerimiz mi?

Ortak kültürümüzü koruyup geliştirelim maksadı ile açılan sanal odalarda birbirlerine, hatta bir bayana bile küfür edebilecek kadar haysiyet yoksunu kalabalıklar mı? Her yeniliği din engeline oturtan büyük asil Adigeler mi?

Aynı şekilde her yeniliği yaparken bunu başkalarının inançlarını hiç umursamadan bunları yapmaya kalkan yenilikçi görünümündeki sabit fikirliler mi? Benim şu anda yaptığım gibi! klavyesi başında, sanal ortamda ahkam keserek koskoca bir kültürü kurtarmaya çalışanlar mı?

Kimler kurtaracak bu nadide kültürü?

Tanrı’dan dileğim birileri bu işi yapabilsin. Fakat benimde Semra hanım gibi pek umudum yok. Umarım büyük yanılgı içindeyimdir. Benim gibi düşünenler yanılırlar. Biz Adigeler inancı, ideolojisi, hayat görüşü ne olursa olsun kucaklaşmalı, farklılıklara saygı göstererek bütün bu olumsuzlukları yenmeliyiz. Bunları yaparken de eleştirmeye başkalarından değil, kendimizden başlarsak uygun olur.

Hakkımızda hayırlısı olur umarım.

Bütün katılımcılara saygılar sunarım...


A.pşaşe
17.08.2006

Maf,

Gelinen bu noktadan sonra söylenecek söz kalmamış. Herkes aynı şeyleri söyleyip duruyor ama nafile tekrar tekrarı doğuruyor bir kısır döngü bir tıkanış belki. Şöyle kafamızı kaldırıp bakalım kimseler yok hani şu foruma gelip siz ne kadar kendisini beğenen bir toplumsunuz diyenler falan hepsi yok oldular. Nedeni gayet açık herkesin bildiği gibi ''Bunlar zaten birbirlerine sevgiyi yitirmişler''. Sevginin olmadığı yerde saygı hak getire gerisi Tha'ya kalmış...

Sevgi ve saygıyı besleyelim, bakımlı tutalım yüreklerimizi tıpkı bir dağlının yüreği gibi bakımlı zira yolumuz uzun.

Saygılarımla.


Meshpev
20.08.2006

Ben çok yok oldum Hajumar.

Yaşamadığı şeyler anlatıldığında anlatılmaya anlamak katamadan fildişi kulelerden Francis Bacon’u derdine derman edenlerin 19-20 yaşındaki bir gencin kalbine düşen umutsuzluk gölgesinin aslında halkına duyduğu ışık gibi sevgiden kaynaklandığını anlamayanları gördüm.

Güneş olmasa nasıl gölge olabilir ki? Ben her gün yok oluyorum Hajumar. Şarkı mırıldanırken lazım oluyor artık bana dilim, belki karanlıktan korktuğum içindir. Ben her gün mangaldan sorduğun Anka’nın küllerini boşaltıyorum Hajumar "siyaset yapıyorum".

Zaten kimse gerçek anlamda halkı için endişelenemez, şiirsel yazı yazacağında bahsedebilir ya da öyle görülmek ya da gösterilmek istenir. "Bilgi ızdırabında, halkına ilgisizliğin genişliğini ve konforunu yaşamak en "cool" duruş Hajumar. Anka kuşu da yabancı sayılmaz o da Kaf dağından tanıdık ben her gün görüyorum, hikayeside tanıdık geliyor bir yerlerden. Bir de yavruları varsa çıktıkları yumurtayı beğenmeyen, e bu kadar olur tesadüf’’ diyeceğim.

Hajumar, Anka kuşunun şıpsı nasıl olur merak ediyorum, bol sarımsaklı. Ged-şıps yiyen Francis Bacon’dan anlamayan yerel Adige’yim ben bahsettiğin şeyleri kaybettiğimi kafama kafama vurur gibi hatırlatırken ne sofistike Çerkeslerin entelektüel kaygıları umurumdaydı ne de ne dedikleri.

Komün hayatta şirinleri oynayan ufku gelişmemiş olarak nitelendirilmekte umurumda değil. Klasik olacak ama "yüreğinin götürdüğü yer" derler ya orayı özlettin bana. Mark Twain, Simone De Bevoir hatta abartıp Freud desem iki kitap daha karıştırıp iki isim daha yazsam derdime çare olacak mı? Veya köy otobüsünün garajdaki bekleyişine kendimi de içine katarak hayal ettirdiğin tasvirinin boğazımda düğümlenip kalmış hali o otobüsün içinde kaybettiği şeylerle kucaklaşmak isteyen adam hayali bu isimleri yalayıp yutmuş adamdan neden daha cazip geliyor bana Hajumar.

Ben ve sen fıkralara konu olacak adamlarız aslında. Üstelik birimiz Hatukuay birimiz Kabardey. Ama aklıma altı düşmüş uçakta asılı duran yolcuların alkış yapmaya niyetlendiği fıkra geliyor nedense bu hepimizin fıkrası olsun Hatukuay, Kabardey ayırmadan (yok olmuyoruz. -Alkışşş!-) Hatukuay, Kabardey yazarken uluslar arası bir yazılım olan bir markanın ofis programında bizim adımızın sanki böyle bir kelime yokmuş gibi altının kırmızı çizilmesi de deli ediyor beni.

Gürcü ya da Ermeni yazarken tanıyan bu ''word'' denen hacet gavur icadı olduğu için mi böyle yapıyor diyeyim de ‘’Çerkes Gericiliğine’’ de bir örnek olsun (iddia sahibi arkadaşların örnek ihtiyacı görülmüş olsun, zira zorlanıyorlardır).

Ben her gün yok oluyorum Hajumar. Senin gibi gerek tahsil durumu gerek milli hassasiyetleri ve kişisel duruşuyla umut vadeden gençlerimiz bu tür tahammülsüzlükler ve yargılamalarla yıldırılıp cemiyet ve toplumdan uzaklaştırıldıkça kimden eksiliyor sanıyorsun? Benimle birlikte yok olan insanlarla aynı ismi yok etmekten sıkıldım Hajumar. Tepe tepe yaşayacak kadar kalmış kimliğimiz. Zaten bizimki sadece köy otantizmi! Hajumar, tkhu gaveja içine batırılmış halgoane mesafesinde yakınız benliğimize kimilerince. Senin dilini konuşabilen son nesillerden olduğun kimin umurunda biz köy peyniri üzerinden "parende" atan ve atabilecek eğitilesi adamlarız.

Benim hiç yeğenlerini etrafına toplayıp mütemadiyen "bakın çocuklar bilgi ızdıraptır der Francis Bacon" diyen amcam olmadı Hajumar. Senin de olmamıştır. Kuran Kursu’na gitmediğim için dirgenle kovalayan amcamdan, yeri geldi üç nesil önce sevdiğiyle evlenememiş bir kızın ızdırabını anlatan ağıdını öğrendim ve onun sesinden "Adige ghıbze" dinleme şansına sahip oldum. Yakılan Labe’nin ağıdını duydum.

Beni ilgilendiren ızdırap buydu Hajumar. Yüzlerce yıl önceden çığlık gibi kulağıma çalınan yok oluşu sezmiş keramet etmiş sesler tüylerimi ürperttikçe daha bir telaşla sevdim benim olanı ve doğal olanı. Kimin ne bildiği ona ızdıraptır Hajumar benim ki bana yeter hatırlattıklarında cabası. Ama en azından ne kaybettiğini biliyorsun bunu anlamak istemeyen kimseye anlatman mümkün değil ne kaybettiğini bilmek ne arayacağına emin olmaktır.

Geç değil Hajumar.

Neyse Hajumar bende de bizde de şikayet bitmez. Üstelik takip edilmeye devam edilecekmişiz. Sanırım bu yüzden, Francis Bacon’u bilmeyen yerel Adigeler olarak kendi kendimize kuruntu yapmaya devam etmemiz gerekiyor. Bir taraftan "yok olmuyoruz alkışşş" sesleri gelse de.

Ben nickle yazıyorum Hajumar sen kim olduğumu biliyorsun o yeter. Sevgilerle sigoş. Yeni nickiyle Meshpev, popüler tabirle eski bir katılımcı, kimin ne yazdığının muhasebesini tutanlara duyurulur.

Yerış, wugiymgoet. Bjedıdder wui pejs.


Tharkaho
21.08.2006

Maf,

Korkmayın konu başlığını oluşturan yazı kadar çok soru sormayacağım, bu sefer.

Tek soru: Beykın'ın ünü kadar yüreği olan birini gördünüz mü hiç? Gerçekten çok sevindim senin yazını gördüğüme eski katılımcı. :))  Emin ol Beykın yazsa bu yazıyı bu kadar sevinmezdim!

Sevgiler Mesphev&Adiğağe Emekçileri


Bğej
22.08.2006

Bitmez tükenmez hazine sevgi. O kadar ki her türlü çirkefe, kendini bilmezliğe, oportünizme sevgi ne güzel değil mi?

CC Çerkesleri ortaya çıkalı; eldeki, dildeki bitmez tükenmez hazine sevgi. Ne adına Çerkeşimsi, Çerkesvarilere sevgi, oh ne güzel. Sevgiyle sarılalım onlara, sevelim onları. Onlar yabancı evlilik yapmıştır ama onlar en hızlı dönüşçüdür. Sevelim onları.

Bakmayın siz tartışmalara biri yok olmayı geciktirelim der, diğeri yok olmayacağız der ama farkları yoktur. Sadece CC’nin verdiği fırsatı değerlendirmek tanınmak popüler olmaktır amaçları. Onları da sevelim. Bilmediklerini bilemeyenleri sevelim. Olsun öğrenmeye niyetleri yoksa da sevelim.

Vakitleri yok onların onlar yeterince popüler olunca Çerkeslik elbisesini o zaman çıkarmamacasına giyecekler. Onlar xhabzeye şimdilik ihtiyaç duymazlar. Zaten Türkçe çok iyi. Dertlerini -pardon fikirlerini- anlatıyorlar. Onları hep sevelim. Yontup anlaşılmaz haline getirdikleri Çerkesliğin şimdilik önemi yok.

Onlar şimdi ÇERKES GERİCİLİĞİ İLE MEŞGULLER. ARKALARINDAKİLERİ DÜŞÜNÜYORLAR. ÖYLE ÖNEMSIZ DİL XHABZE ILE UĞRAŞAMAZLAR.

Eski katılımcı, bunlar çok önemli bunlar.


Hakkı Özdemir
22.08.2006

Bir itirafla başlamak istiyorum. Altmış iki yaşımdayım ve emekliyim. Türkçe’yi ilkokulda öğrendim, on bir yaşımda kasabamdan çıktım, gençliğimi kalabalık bir akraba çevresinin içinde geçirdim. Eşim Adige değil. Bir yabancıyla evlendim, yurtdışına çıktım, çalışmakla geçen yılların ardından yurduma döndüm. Üç çocuk babasıyım.

Artık gençken hayal kurduğum bir hayatın içindeyim. Çocuklarım dışarıda, eşim yanımda. Benim gençliğimde Adigelik için şimdiki gibi çalışan insanlar yoktu ya da vardı da benim çevremde yoktu. Zaten beş yıl üst üste aynı yerde durmadım. Çocuklarımın benim köklerimle ilgili hiç bir bilgisi yok. Gelinlerimden birisi Fransız. Bu sebeplerle aslında uzun zamandır takip ettiğim sitede bir şeyler yazmak istememe rağmen cesaret edemedim. Kendimde konuşmak hakkı görmüyordum. Ama bütün günümü internet başında Adigelerle ilgili yazılanları okumakla geçiriyorum da diyebilirim. Okuyor ve üzülüyorum. Keşke bizim zamanımızda bu imkan olsaydı da bizler de bir şeyler yapsaydık.

Bu forumda yazılanları eşim okudu ve bu başlığın altına bir şeyler yazabileceğimi söyledi. ‘’Siz hiç yok oldunuz mu’’ sorusuna verecek cevabım var.

Evet ben yok oldum.

Bunu benden iyi hiç kimse bilemez. Çocukken ana dilim olan kelimelere yabancılaştım. Çerkesce konuşamıyorum. Ama bunun dışında dört dil konuşuyorum. Diplomalarım, başarı plaketlerim var, fakat başarısız olduğum bir tek konu bu.

Bir çok ülke gördüm ama anayurdumu görmedim. Mızıka sesini ancak internetten duyuyorum. Artık beni bağlayan bir şeylerin kalmadığı memleketimde de bu kültürün öldüğünü görüp üzülüyorum.

Evet mutlu bir evliliğim oldu ama eşim Adige olsaydı daha mutlu olurdum. Çocuklarım asıllarını bilseydi daha mutlu olurdum.

Yok olmak bu dönemden sonra engellenir mi? Bu konuda sizleri gördükçe, okudukça ümitleniyorum. Keşke ben de bir şeyler yapsam diyorum. Kendim için, çocuklarım için yapacak bir şeyim kalmasa da belki bundan sonrakiler için bir şeyler yapabilirim. Bütün halklar kültürleriyle dilleriyle var oldular. Bir şekilde dili kullanmak, bir şekilde bir araya gelmek gerek. Bu nasıl olur bilmiyorum ama bir araya gelmek için vesileler aramak gerek.

Bizler siyasetin böldüğü kuşağız. Görüyorum ki, şimdiki gençler arasında da siyasetin böldükleri var. Ama hem azlar, hem de tutarsızlar. Küçük halkları siyaset ihya etmez, onların yok oluşunu hızlandırır. Bu gerçekten tecrübeyle sabit bir bilgidir. Var olmak için hayatı işlemek gerek. Edebiyat oluşturmak, müziği geliştirmek, oluyorsa TV açmak, kültürü muhafazakarlık ederek değil geliştirerek yaşatmak gerek. Bu da aydınlarla olur, gördüğüm o ki Çerkeslerin hala yüreği var ama aydını yok, olması gereken şekilde ışık saçan aydını yok. Var olan bir kaç kişiye sahip çıkmak, onları yüceltmek gerek.

Zaman o kadar hızlı akıyor ki, on yıl önce bugünleri düşünmek mümkün değildi. Bugün de on yıl sonrayı düşünemeyiz. On yıl sonra baktığınızda geriye siz de yok olmanın acısını hissetmeyin. Çünkü elinizde ne olursa olsun, ne kazanırsanız kazanın bu yok olma sizi üzecektir.

Sizlere çalışmalarınızda başarılar dilerim. Siz var oldukça Adigelik de var olacaktır.


Bir Adige
06.09.2006

''...Bütün halklar kültürleriyle dilleriyle var oldular. Bir şekilde dili kullanmak, bir şekilde bir araya gelmek gerek. Bu nasıl olur bilmiyorum ama bir araya gelmek için vesileler aramak gerek. Bizler siyasetin böldüğü kuşağız, görüyorum ki şimdiki gençler arasında da siyasetin böldükleri var. Ama hem azlar, hem de tutarsızlar. Küçük halkları siyaset ihya etmez, onların yok oluşunu hızlandırır. Bu gerçekten tecrübeyle sabit bir bilgidir. Var olmak için hayatı işlemek gerek...'' Bu paragraftan çıkarılacak çok şey var. Kendi adıma bu sözleri çok doğru buluyorum .Yazınız için teşekkürler.

Saygılar.


Jaledeyle
08.09.2006

Sayın Bğej,

Değişik rumuzlarınız ve entelektüel söylemleriniz dışında siz Çerkeslik için neler yapıyorsunuz sormak lazım. Bir toplumu bir araya getirmek birlikte çalışmaktan üretmekten geçmez mi? O popüler olmak için can atan kişiler var ya işte onlar, her taşın altına ellerini koyuyorlar.

Dikkat ettiniz mi onlar çalışıyor, siz bir bayan- bir bay rumuzu ile kıvrandıkça kıvranıyorsunuz.

Merak ettim nedir bu kişilerden sizin alıp vermediğiniz. Neden canınızı bu kadar yakıyorlar? Bir gün sizde onlar ile birlikte çalışmayı deneyin isterseniz. Sizin de sırtınızdan ter aksın sizde vasıflarınızı yükseltin, sizde popüler olun biz razıyız. Ne yapmalarını bekliyorsunuz. Aktif olarak yer aldıkları çalışmalarda sizin gibi rumuzla mı dolaşsınlar?

Sayın Özdemir size saygılarımı sunuyorum. Yazınızı içimde fırtınalar koparak okudum. Anlamak isteyenler için son derece samimi ve düşündürücü bir yazı. Siz ve sizin gibi değerli büyüklerimiz ve rumuzlu şahsiyetlerin hazmetmekte sıkıntı duyduğu (onların deyimi ile) popüler kardeşlerimiz sayesinde taşlar yerine oturacak.

CC kısa zamanda çok büyük ve düşündürücü işlere imza attı. İlk olarak Gubsege, ardından Adige TV imza kampanyası ve son olarak da Kefken projesi. Bu popülarite düşkünü kardeşlerimiz bunların hepsinde emek verdi. Toplumu bir araya getirecek olan şeyler bu gibi çalışmalar değil midir?

Sayın Özdemir sizi saygı ile selamlıyorum.


Hajkasım Erdoğan
08.09.2006

Hayret...

Nelere inanıyormuşuz Jaledeyle. Sayenizde bir şey daha öğrendik.

Sağolun sikoeşş.


Karaemilyano
10.02.2007

Bu başlık çok hoşuma gitti. Bir zamanlar bu dünyada benim hiç kimsem yokmuş duygusunu(yanılgısını) yaşamış biriyim. Hep acılar çekmiş yaşlı Çerkes akrabalarımı düşündüm güç bulmuştum o zaman. Büyük acılar çekmiş bir ecdadımız olması duygusu bile yok olmamamıza yeter motivasyonu sağlar bence.


Serdar Eren
11.02.2007

Bu başlığa ilgi duyanlar Google'dan 'simurg'a lütfen girin Kaf dağına uçan kuşlar yok olmuş mu?


Hajkasım Erdoğan
11.02.2007

Sayın Emilyano,

Geç kalıyoruz, zaman daralıp gidiyor. Baka baka bitiriyoruz, en güzel değerlerimiz, dilimiz, adetlerimiz yavaş yavaş yok oluyor. Bizlerde izledikçe kahroluyoruz. Bizim kuşağımız şanslı idi. Köylerde, kalabalık Çerkes toplumunun içinde yaşadık ve yaşayarak öğrendik.şimdiki gençliğimiz, çocuklarımız bu konuda çok şanssızlar.

Gençlerimizde, öğrenmek ve yaşamak için büyük çaba var ama şehir hayatında ne kadar başarılı olabilirler bilemiyorum. Bir şeyler yapmaya mecburuz ama neyi nasıl yapacağımızı, nereden başlayacağımızı bilememenin ezikliği var bizde de. Allah sonumuzu hayır etsin.

Saygılar.


Hak'un Murat
13.02.2007

Değerli Büyüklerimiz,

Sayın Arkadaşlar ve Sevgili Gençlerimiz,

Başlarken sayın Erdoğan ağabey, sayın Naci bey gibi büyüklerimize ve diğer tüm katılımcılara, son derece samimi ve hiçbir politik ya da menfi çıkar olmadan sormak istiyorum: Diaspora Adigeleri bittik bitiyoruz deyip inim inim inlerken, derneklerde ya da özel dil kurslarında Adige dilinin öğretilmesi sizce de mi! ülkemiz dışında dil demiyorum, xhabze demiyorum, köy otantigi ya da büyük şehir entel şiirleri de demiyorum, VARLIGIMIZ’ı devam ettirebileceğimize inanıyorsunuz ya da düşünüyorsunuz.

Aklın yolu birdir değil mi? Bilimsel, siyasi, toplumsal ve ekonomik olarak ispatlanan bir halkın kendi ülkesi dışında varlığını devam ettirmesi imkansız olduğu halde bizler -müsaade isteyerek, neden ülke insani ve Diaspora insaninin el ele verip ortak paydaları daha ilerletmelerinin yollarını daha da doğrusu ülkenin dışında başka somut bir alternatifin  olmadığını kabul etmek istemeyiz. %100’müz hiçbir zaman geri dönmeyecek, -bu iddia da olan da yok-, sizce de bu daha gerçekçi ve yapıcı değil mi?

Saygılarımla.


Hajkasım Erdoğan
17.02.2007

Güzel Kardeşim Murat,

Seni anlıyorum ve katılıyorum. Ben çok şey yazmak isterim ama içimden geldiği gibi yazamıyorum. Senden ricam Multi sohbette Çerkesler odasına gel orada, bu konuyu masaya yatıralım. Benim yaş grubum da, benden de yaşlı çok değerli büyüklerimiz var. Orada güzelce bir konuşalım.

Selamlar.

sayfa  1    2    3