...................
...................
GECELER UYUMAZ  -Son

Kouadce Ruslanid

Çeviri: CURMITI Mustafa Kalkan

                         
...................
 
...................
                         
DÜŞÜNCE YOLLARI

Ben düşünürken
Çok uzaklardaki denizleri,
Unutulmayan toprakların
Tarihe yazılışını.
Küçük yolların
Ulaşamadıklarını
Hep imrenerek
Yaşadım çocukluğumda.
Günü gelip de
Büyüdüğümde,
Her şeyi apaçık
Kavradım anında;
Karadeniz gibi denizin
Denizler dünyasında,
Ve hiç bir yerde olmadığını
Bir başıma anladım ben.
Toprağım canım,
Ömrümün sahibi,
Herkesçe bilinir
Tarihin gibi
Başka şeyin yok.
Her yanında bu büyük toprağın
Şanslı olarak
Zaman geçirdim ben.
Baba yurdum,
En değerli varlığım,
Toprağı; başlangıcı efsanelerimin
Övgüleri yayılır.
Aydınlatır dünyayı,
Iyilikler arttırıp
Aşıp gider zamanı.
Diğer yollar, Yollar, ufacık yollarda
Hep duruyorum.
Yürüyorum ömürde,
O küçücük yollar,
Akıl yolları,
Önderlik yapıp,
Yürütürler zamanda.
Çıkarım alageyik gibi
Duvar gibi dik kayalara,
Doğruca geçiyorum
Büyük kuytu ormanları,
Teman'ın eski sularını
Dinçleşmiş olarak
Yüzüp geçerim,
Birlikte yürürüm zamanla.
Geçiyorum
Irmakları coşkun suları,
Önderiz iyilikle
Yürürüm yollarda.
Uçurmak ister beni
Kar fırtınası,
Ben geçiyorum,
Hep gidiyorum
Gerçeğe, dürüstlüğe.
 
 
 
YAĞMURDAN ÖNCE

Sıcak. Inatçı. Yaz ortası.
Güneş yakıcı ateş topu.
Deredeki orman sağır-kör.
Coşkun ırmak köpük-köpük denizce.

Gökyüzü solgun-sevimsiz.
Çekirge de kuş da ses vermez.
Dinmiş rüzgar, ses canlanmaz.
Her yer, her şey hep dilsiz.

Zor soluklanmak, hava kızışmış.
Ağacın gölgesi daha da bir hoş.
Daha çok ter döküyor; ama
Çalışmanın geri dönüşü yok.

Kurşun gibi ağır,
Gökyüzünde gezinen bulutlar.
Demir atmış gibi karanlıklara
Gökyüzü tavanında asılı dururlar.

Işte şimdi başlamak üzere,
Şimşek-yıldırım gelmek üzere,
Güçlü yağmur şarıl-şarıl,
Rüzgar yine kalbe dolar.
 
 
 
SEN ve BEN MASUMUZ

-Yürekteki güneşin ışıkları
Yine baygın,
Hoş tatlı sıcaklığın
Azaldığı hissedilir.
Suç kimin?
-Bu gerçekdışılık El uzattı sevimsizce.

Gerçeklerin aklığını
Gölge kaplayıverdi.
Senin yüreğin
Benim yüreğim
Birden sızladı
Senin dayandığın
Benim dayandığım
-Temel sarsıldı.

Peki neden sakınmadın?
Hani sen benimdin?

Dürüst olmamayı sattılar bize,
Bunu nasıl bilemedin?
Bahar güneşimdin,?
Parıldardın!
Canımdın benim!
Saymak için,
Ömür boyu
Seni seçmiştim!...
Doğru olmayanlara karşı duracak
Yok benden başka,
Gerçek-benim
Arkadaş-sensin
Terketme yüreğinde taşıdığını.
 
 
 
ÖMÜRLER

Ömürler altın halkımın
Toprağına saygıyla eğiliyor.
Selamlıyorum bende zamanı
O toprakların çocuğuyum ben.

Beyaz büyük kar ömür
Gökyüzünden yukarı çıkan,
Atlantik'i geçip de sanki
Yüzyıllara bakarım üstten.

Ormanlar sürekli fısıldaşarak
Yetişirler sıkça yamaçlar boyu,
Kırları her zaman sınırsız olup
Olunca tam olur burada bereket.

Ömürler burada büyük ormandır.
Yemyeşil, sürekli geçmişten beri.
Mavi gözlü deniz sonsuzdan beri,
Temiz havayı insana taşır.

Ömürler boyu, belli anlarsın
Insanların kanı sıcak dolaşır.
Namus her şeyin öncesi olup
-Değişmez, bekler insanlık.

Ömürler burada tam gerçekleri
Taşır kalplerde hep karşılıksız.
Her zaman yürekleri sıcak gençlerin
Yiğitlikleri sınır tanımaz.

Suları gök gibi berrak
Güneş parıldar durur.
Geceleri ışıldayan yıldızları,
Istersen bir bir sayabilirsin.

Arkadaşlar ilginç olan büyüklüğü,
Gerçekliği burada taşır.
Ömürler kardeşliği,
Evlat gibi sevinçle taşır.

Bu toprak yaşlı toprak
Akıl ve çalışma ona can verir.
Yaşayan halkım Adıgelerin,
Bedeninde renk işte bu toprak.

Insanlık güneşten ışık,
Ömürler için burada yasa.
Ömürlerce hiç değişilmeyen.
Toprağımda yasa işte böyledir.
 
1.Bölüm        2.Bölüm        3.Bölüm        4.Bölüm