|
|
................... |
|
................... |
NALÇİK SALDIRILARINI KINAMA -2 |
Kayseri Kafkas Derneği
19 Ekim 2005 |
|
|
................... |
|
................... |
Mamish
21.10.2005
Abrek,
Kafkasyalıları kızdırmadan dert anlatmak lazım.
Ayrıca; Birazda RUSLARI KINASAK?
Ayrıca Kayseri Derneği'nde bu bildiriye imza
atanların hepsi Ruslar tarafından topraklarından sürülmüş insanlar
değil midir?
Neyse, Kayseri'de, iki sokak ötede de Uygur
Türkleri derneği olması lazım.
Hani şu mavi Türk bayrağının bile asılmasının yasak
olduğu yer.
Türkçülüğün kalesi, Kayseri’de hem de.
Adigeler farklı mı davranacaktı ki?
Resmi açıklama ile açıklamayı yapanların
gönüllerindeki gerçekleri karıştırmayalım isterseniz.
Biraz RUSLARI KINAYINIZ, sembolik bile olsa yapınız
bunu.
Saygılar.
Mehmet Can
21.10.2005
Sayın Mecit Tav,
Kayseri Kafkas Derneğini eleştirmemiz konusunda
yazdığınız bizleri aydınlattığınız için teşekkür ediyorum.
Anlayamadığım bir nokta var ki, sizinle aynı
fikirde olmadığımız için bizim bu konuda ne gibi bir yaramız
olsunki "gocunalım".
Lütfen seviyemizi koruyalım."gocunmak" ve
yazdığınız yazıda küçümseyici tavır takınmanız size de saygı
duymamıza engel olabilir. Karşınızdakini tanımadan küçük çocuk
muamelesi yapmaktan vazgeçin.
Meşhur "vize alamama'' konusunda belki sizin
yaranız vardır kim bilir?
Saygılar.
Gupse
21.10.2005
Sayın Kenan Merhaba,
Çok haklısınız, yazdıklarınıza katılıyorum, dün
Abrek-2'nin yazdıklarına yanıt yazmayı düşünüp vazgeçmiştim; ki
yazacaklarım da onun tarzına denk düşecekti. Fakat sizin
eleştirinizle birlikte sağlıklı düşünebilen ve davranabilen
Adigelerin olduğunu hatırlattığınız için teşekkür ederim.
Gelecekte ve umutlarımız da hep bu temelde yaklaşan
insanlarımızın çoğunlukta olması dileğiyle diyorum.
Sorunlara sahip çıkabilen, akıllıca çözümler
üretebilen, kendi sorunlarını çözemediği halde halkının sorunları
konusunda ahkam kesmeyip gerçekçi olan bireylere çok ihtiyaç var.
Provakatif söylemler ve yaklaşımlarla değil de sağlıklı bireylerle
olabilmek esas olan.
Özelde Adigelerin, genelde ise Kafkasya, Ortadoğu
v.b tüm halkların yaşadığı ve dünya da savaşların bile duygusuz ve
ruhsuzca film izler gibi izlendiği sadece yaşayanların algılayıp
hissedebildiği ki, bizim de yaşadığımız ülkelerdeki sorunlardan
çok bağımsız olmamasına rağmen günlük yaşam ve koşturmaca
içerisinde maalesef çok iyi algılayamadan ya da çözüm üretemeden
duyarsız kaldığımız ya da güç oluşturamadığımız için o sorunlar
ile yaşamayı alışkanlık haline getirdiğimiz, sadece yakınarak ve
belki de kendimizi bir şekilde ikna ettiğimiz bir yaşam periyodu
olan bir tarih yaşıyoruz.
Adigelerin geleceğini yaratmak önce Adige olmak ile
başlar ve biz ne kadar Adige'yiz?
Saygı ve sevgi ile başlar diye biliyorum; buna
eklemek isteyen varsa buyurun, fakat karşı çıkan olacağını
sanmıyorum. Ne kadar zenginse hayatımız işte bu çağda Adigelerin
varoluşu da o kadar zengin olacaktır.
Tüm Adigelerin; gerçekten saygıyla, kültürel
zorunluluktan değil yaşama ve insanlara bakışından yani gönüllü
olarak hep beraber hareket edebilmesi ve başarması dileğiyle.
Saygılar.
Tsey Volkan
21.10.2005
NE CİHAT NE ÜNİTER
DEVLET...
Merhaba,
Nalçik'te ki gelişmelere de dini merkezli bakan bir
gazetenin fırsat bu fırsat diyerek kendi formülasyonlarını
güçlendirdikleri yorumundan din eksenli cümlelerini çıkardım.
Geriye kalan cümlelere baktığım da galiba ciddi bir enformasyonla
karşılaştım.
“(...) büyük bir dram yaşandı. Türk basınına göre
olay, "Çeçenlerin bir operasyonu" ve "Rus güvenlik güçlerinin
asayişi sağlaması”ndan ibaretti.
Gerçekte ise Rus derin devletinin bir grup Kabardey
(Çerkes) ve Balkar (Türk) genci üzerinden yürüttüğü büyük bir
manipülasyon-provokasyon operasyonuyla karşı karşıyayız. "Terörle
mücadele" adı altında daha uzun süre devam edeceğe benzeyen bu
operasyon... bölgedeki özerk cumhuriyetlerin mütemadiyen kargaşa
ürettikleri intibaını uyandırarak Rusya’yı -üniter bir devlete
dönüştürme- mücadelesinde mevzi kazanmaya hizmet ediyor.
Sovyet rejiminin çökmesinden sonra Kabardey-Balkar
Cumhuriyeti'nden birçok genç, İslami ilimler tahsil etmek için
Suriye'ye, Ürdün’e, Mısır’a, Suudi Arabistan'a gitti. Bu gençler
ülkelerine geri döndüklerinde halklarını yadırgadılar, "Böyle
Müslümanlık olmaz!" diye haykırdılar. Neticede halkı kendilerinden
soğuttular ve Kafkasyalıları birbirine düşürmek için her daim
fırsat kollayan infak ehli Rus gizli servisinin eline "müthiş bir
koz" verdiler.
Putin düğmeye bastı ve FSB (KGB'nin yerini alan
gizli servis) beş aşamalı imha harekatını başlattı.
Birinci aşama: Hiçbir şiddet olayına karışmayan
gençler güya ihbar üzerine "Vahhabi" ve "terörist" diye evlerinden
toplanıp polis merkezlerinde işkenceye alındılar, sonra da "yanlış
alarm" diye serbest bırakıldılar. Kabardey-Balkar kamuoyunun "Vahhabi
teröristler" efsanesine "ısınması" ve dindar gençlerin şiddete
yönelerek "meşruiyet zemini" oluşturmaları temin edilmeye
çalışılıyordu. "Vahhabiler"e zaten tepkili olan ortalama
vatandasın tezgâha gelmesi içten bile değildi. Fevri çıkışlarıyla
dikkat çeken "Vahhabiler" de tezgâha gelmeye pek müsait
görünüyorlardı.
İkinci aşama: Gizli servis elemanlarına sağda-solda
birkaç şiddet eylemi düzenletildi. Bu eylemlerin faturası, daha
önce göz altına alınarak vahhabi / terörist oldukları yönünde bir
intiba uyandırılmış olan gençlerden bazılarına çıkarıldı. Bunların
birçoğu tutuklandı, birçoğu da yer altına inerek kendilerine tuzak
kuran FSB ajanlarına ve peşlerine takılan polislere saldırmaya
başladı.
Üçüncü aşama: Nalçik'te sıkı yönetim uygulamasına
geçilerek, yer altındaki gençlerin dağlara sığınması temin edildi.
Böylece Moskova’nın çizmeye çalıştığı resim (yeni bir Çeçenistan
resmi) tamamlanmış oldu.
Dördüncü aşama: Aranan gençlerin akrabalarına ve
arkadaşlarına rehine muamelesi yapıldı. Evlere düzenlenen polis
baskınlarında ve karakollardaki sorgulamalarda şiddete başvuruldu,
kadınlar taciz edildi. Rus ordusuna bağlı özel birlikler
(Çeçenistan'daki amansız mezalimiyle tanınan "Omon" birlikleri)
Nalçik'te "terörle mücadele" bahanesiyle yapılan bu tahrikler,
dağlardaki gençleri şehre çekmeye matuftu.
Beşinci aşama: Dağlardaki gençler intikam için
şehre döndüler. Başkent Nalçik'teki İçişleri Bakanlığı ve FSB
binalarına saldırdılar. Sürpriz bir baskın düzenlediklerini
sanıyorlardı, fakat asil sürprizi Moskova yaptı. Rus birlikleri
teyakkuz halinde onları bekliyordu. Tuzağa düşürülmüşlerdi.
Kuşatıldılar ve katledildiler. Askeri tecrübenin zerresine sahip
olmadan muharebe meydanına girmeye zorlandı ve ortadan kaldırıldı.
Şimdi Moskova, "terörün kökünü kurutmak" için
Kabardey-Balkar Cumhuriyeti'nde "vahhabi kılıklı" kim varsa
tepesine binecek ve bu "top yekun savaş”ta muhtemelen geniş halk
kitlelerini de yanında bulacaktır. Komplonun bir parçası da buydu
zaten. Kabardey-Balkarları birbirine düşürmek. “İşkence yapan
polis de, işkence gören genç de” Kabardey-Balkar İçişleri
bakanlığı ve FSB binası ile polis merkezlerine saldıran genç de,
bu binaları koruyan polis de Kabardey-Balkar. “Vuran da, vurulan
da Kabardey-Balkar”… Peki Rus neci? Rus, düzen sağlayıcı! Ordusunu
gönderdi ve masum Kabardey-Balkar güvenlik görevlilerini katleden
teröristlere hak ettikleri cezayı verdi! Şimdi Kabardey-Balkar
halkına düşen, kurbanların kanlarını yerde bırakmamak için
Moskova’nın herhangi bir x’e karşı mücadelesini var gücüyle
desteklemektir!”
Saygılarımla.
Abrek-2
21.10.2005
Değerli Katılımcılar,
Yazı yazan arkadaşlar, Abrek-2 bu yazıyla uzun bir
arayla son veriyor. Ama ayrılırken de pek çok şeyi hala merak
ederek.
Kayseri Kafkas Derneği'nin yayınlamış olduğu
bildiriyi gerçekten dernek yönetim kurulumu yazdı yoksa siz mi
yazdınız? Eğer siz yazdıysanız dernek yönetiminde misiniz, yok
değilseniz bunu yazma cüretini(tabi dernek adına)nerden
buluyorsunuz? Yazıyı yazan dernek yönetiminden birilerinin ismini
alabilir miyiz? Bu bildiri yönetimin tamamının ortaklaşa almış
olduğu bir bildiri mi? Yönetimden kaçının haberi var? Bu sorular
adı Kafkas olan derneğin yaptığı açıklama hepimizi ilgilendirdiği
için sorulmuştur. Tabi biraz da merak var.
Pek çok kişi yazılarımı eleştirdi üslubumu
beğenmedi. Şu açıkça bilinmelidir ki yazarken kesinlikle hiç bir
art niyet taşımadım. Kimseyi kırmak istemedim. Özellikle bazı
konulara MERAK EDİYORUM diye vurgulamamın sebebi bazı şeylerin
ortaya çıkıp bilinmeyenleri ortaya çıkarmak, özellikle haddi
olmayan kişilerin haddini aşan yazılar yazmasındaki amacı
sorgulamak, bir tarafın propagandasını yaparken öteki tarafı
sürekli kötü göstermelerinin amacını açıklattırmaktır. Çünkü
günümüzde bir kazı bile güttürmeyeceğiniz insanların çeşitli
platformlarda boy göstererek üç beş yabancı terminoloji kullanarak
kendilerini üstün kılan kişilere biraz bakmak istedim.
Sayın Abaza Kenan, Çerkes kalanlar olarak sadece
ailemi saymamın nedeni ise, her insanın kendi ailesinden sorumlu
olduğunu belirtmek istememdir. Yoksa ne haddimize Çerkeslik kiloya
ayarlı değil ki tartasın.
Sayın Erkan bey, yazdığınız düzeysiz ve seviyesiz
yazınız için sizi kınıyor bende sizin çapınızı öğrenmek için
sabırsızlanıyorum.
Sayın Mamish, Abrek derken bana mı hitap ettiğinizi
anlayamadım. Benim rumuzum Abrek-2. Ben olarak algılarsam Rusları
kınamaktan bahsediyorsunuz. Bu soru bana ise çok teessüf ediyorum.
Yazılarımı okursanız kimin kimi savunduğunu anlarsınız. Rusları
bırakın kınamayı yerden yere vuran ben o soruyu lütfen
bilgisayarların öteki tarafındakilere sorun.
Gupse hanım, yazılarımı yeterince anlamamışsınız.
Siz hiç bir şeyi merak etmediniz mi hayatınızda? Hep olumlu mu
baktınız her şeye? Sizin aradığınız birey türü yıllardır zaten
başımızda. Bir adım yol gidemeden sürekli gerilememizin sorumlusu
onlar değil mi? Halkımızı sağ sol diye derneklerde bölen dindar
dinsiz diye ikilik yaratan onlar değil mi? Tabela dernekçiliği
yapan onlar değil mi?Dernek diye açtıkları binalara siyaset sokup
tabanın kaçmasına sebep olanlar onlar değil mi? Tabana inip bir
araştırma yapıldı mı? Dernekler kapatılıp yerine kumarhaneler
açılmadı mı? Kullananlar elit kullanılanlar halk olmadı mı?
Birileri politikaya atılmak için dernekleri kullanmadı mı?
Kendileri derneğe sol yaftası vururken sağ politikasının derneğe
girmesi engellenmedi mi? Bütün bunları farklı bir üslupla öğrenmek
istedim. Yani hep MERAK ETTİM. Artık kullanılmak istemiyorum. Eğer
dernekler başarılı olduysa aynı kültürü hatta aynı dili paylaşan
dernekler çoğalmaktadır. Bir araya getirmeye çalıştığınız Abaza
dernekleri bile paramparça. Yarın onların sizi tekrar terk
etmeyeceğini nerden biliyorsunuz? Çıkarlar çatışınca
kaçınılmazdır. Onların tabanına sordunuz mu? Temennileri bırakıp
artık gerçeklerle yüz yüze gelme zamanı gelmiş geçiyor. Aradığınız
insan türü çok az biz eldekilerle idare etme yoluna gitmek
zorundayız.
Çok uzun bir süre için hoşça kalın. Umarım bir gün
anlaşılırım.
Saygılarımla.
CircassianCanada'nın Notu: Sayın Abrek -2,
ne söylenebilir ki, gerçekten anlamakta zorlanıyoruz. Kayseri
Kafkas Kültür Derneği'nin ismini kullanarak yazı yazacağımızı
nasıl söyleyebilirsiniz? Böyle çirkin bir davranışı bizlere
yakıştırdığınız için sizi kınıyoruz.
Bu yazı Kayseri Kafkas Kültür Derneği Başkanı sayın
Mehmet Şıklaroğlu ve yönetim kurulu adı ile gelmiştir. Bizler ana
sayfamızda hemşerilerimizin her türlü istek ve duyurularına zevkle
elimizden geldiğince yer veririz. Sabit düşünceler ile bakmamış
olsaydınız böyle olduğunu görürdünüz.
Meraklı olmanız güzel fakat, birazda düşünerek
yazmanızı tavsiye ediyoruz. Yürüttüğünüz mantığa göre, bizler,
hakkında yazı yazılan her kurumun veya kuruluşun içinde aktif
olarak yer almalıyız. Pes doğrusu, sizin böyle garip bir mantık
yürütmenize sadece şaşırdık. Başka ne söyleyebiliriz ki.
Mecit Tav
21.10.2005
Sayın Mehmet Can'a
yanıtımdır.
Sayın Can, o ana kadar yazı yazanlardan yazımın
içeriğini üzerine alınan bir siz çıktınız. Tebrik ederim. Evet
önceki terör olaylarından dolayı vize vs. sıkıntıları çekildiğini
biliyoruz. Bu olaydan sonrada daha sıkı önlemler alınacağını da
tahmin edebilmek için müneccim olmaya gerek yok.
Evet ben belli kaygılara kapıldım; Mesela
Kafkasya'da olup, namazında niyazında kendi halinde bir Müslüman
olan kardeşimin bu teröristlerle karıştırılıp eziyet görme
ihtimalinden dolayı paniklediğini gördüm.
O'nu ve ailesini oradan buraya getirme kaygılarına
kapıldım. Haklısınız ben gocundum. Ancak oraya halen terör ve
terörist ihraç edenler gocunmuyor. Kabardey'de ki ortamın
bozulmasından rahatsız olması gerekenler bir sitede ki "(...) tane
kafir ve münafık öldürdük" türü haberleri okuyup böbürleniyor,
seviniyor.
Pes yani bu ne pişkinlik yahu... Aklımızı başımıza
devşirmemiz için gerçekten dünyanın başımıza yıkılması mı
gerekiyor.
Baykaldı H.
21.10.2005
Sayın Tsey Volkan,
Olayları gerçekten o kadar iyi süzmüşünüz ki.
Gerçekten Rusların bu oyununu anlamadan alel acele bir kınama
yazısı yazan Kayseri Kafkas Derneği'ne bu yazıyı okuyup daha
sağlıklı düşünerek yeniden bir tekzip yazısı çıkarmalarını
arzuluyorum.
Saldırganlar Kabardey dedikçe hala bazı çevreler
şeriatçı suçlaması yapıyor. Öyle sayalım. Kandırılmışlar
varsayalım. Acaba Türkiye'de 80 öncesi pek çok gencimiz
kandırılarak sağ sol fraksiyonlarına katılmadılar mı?
Yıllarca peşinden koştuktan sonra pardon demediler
mi? Hatta pek çoğu 180 derece dönerek namaza başlamadı mı Yalnız
son cümlelerinize katılmıyorum. Dünyanın her yerinde çok iyi
örgütlenmeden böyle bir eylem Kafkasya'nın sonunu getirir. Her
şeyin zamanını iyi ayarlamak lazım.
Selametle.
Kabardey Jcale
21.10.2005
Merhaba,
Sayın Hatko Vural'ın dediği gibi Kabardey’e yapılan
çirkin bir saldırıdır. Bunun hiç bir mazereti ve gerekçesi olamaz.
Kabardey, hiç bir ülkenin ve örgütün güç gösterisi
yapacağı ve şiddet uygulayacağı bir mekan değildir. Bu böyle
biline bu olaydan sonra kesinlikle ibre dönmüştür.
Saygılar.
Erkan Batır
21.10.2005
Merhaba,
Kayseri Kafkas Derneği'nin de üyesi olduğu Kafkas
Dernekleri Federasyonu DÇB üyesidir. DÇB 'nin asli çalışma alanı
Adige-Abhaz kültür havzasıdır ve bu benim değil DÇB'nin kabulüdür.
Adige ve Abhazların bir elmanın iki yarısı
oldukları ve Adige olmak denilen olgunun içinde Kabardeylerin de
yer aldığı bir üst başlığa tekabül ettiğini izaha dahi gerek
duymuyorum.
Adige-Abhaz kavramının birlikte kullanılışının
tarihi bazı çok bilen katılımcıların zannettiği gibi Kayseri
Kafkas Derneği'nin bildirisiyle başlamamış olup, tarihi
sanıldığından çok eskidir.
Adige-Abhaz kavramı diaspora için anavatan için
olduğundan daha önemlidir. Bu kavram ve bu kavramın tarihsel arka
planını unutturmak konusundaki bilinçli çaba, Adigelerin öz
kardeşi olan Abhazya'nın yıllardır yaşadığı ve hiç de
Çeçenistan'da yaşananlardan aşağı kalmayan yokluk ve acının
kolektif hafızamızdan silinmesine neden olmuştur.
Öyle ya: Abhazların önemli bir bölümü de
Hıristiyan! İşte o Kayseri Kafkas derneğinin bildirisinde ısrarla
anlatılan ve ısrarla anlaşılmayan siyasal İslam bu.
Biraz samimiyet lütfen...
Saygılar.
Erkan Batır
21.10.2005
Merhaba,
Çeçenistan başbakan yardımcısından sonra,
Çeçenistan başbakanı ve Basayev'in de üstlendiği bir terörist
eylemi savunmak neden?
Sözde, Allah için Kabardey-Balkar parlamentosuna,
havaalanına, karakollara, son anda önlenen Beslan kopyası bir okul
baskınına teşekkür mü etmeliyiz? Teröristlerin içinde
Kabardeylerin de olması neyi değiştirir?
Bahse konu teröristlerin kendisi de Basayev'de
saldırının ortaklaşa düzenlendiğini itiraf etmesine rağmen Basayev
avukatlığı neden? Yoksa Müslüman oldukları ve kafirleri
öldürdükleri için mi?
İşte siyasal İslam denen şey bu?
Çeçenistan coğrafyasında yaşanan şeyin insanlık
dramı olduğu doğrudur. Ama bir insanlık dramıdır, Irak gibi,
Filistin gibi, Kosova gibi...
Irak, Filistin, Kosova ne kadar ilgilendiriyorsa o
kadar, haydi coğrafi komşuluk nedeniyle birazcık daha fazla acıtır
içimi... İnsan olarak acıtır... Benim içimi acıttığı kadar, kendi
insanını yokluğa, savaşa mahkum eden Çeçen militanların içini
acıtmadığı için içimi acıtır.
Çeçenistan'ı terörizmin geçim kaynağı haline
geldiği bir coğrafyaya çevirdikleri için acıtır. Ama daha fazla
değil...
Hele hele Adige-Abhaz kültürünün mabedi Nalçik
kadar mümkün değil acıtmaz. Çeçenlere reva görülmeyen Çeçen
terörünü Adige-Abhazlar'a reva görmek trajik...
Hem de tanrı adına... Vay benim güzel insanlarım,
nerede unuttunuz kalbinizi? Vay Sosrukue nerdesin?
Saygılar.
Baykaldı H.
21.10.2005
Değerli site yazarları
ve okurları,
İçimizde hala olayları iyi süzemeyen arkadaşlar
var. Halk ayaklanması olana kadar ne gibi süreçlerin yaşandığını
inkar ederek ve ya görmezlikten gelerek değerlendirirsek olayları,
sağlıklı bir sonuç elde edemeden bir kısır döngü içinde buluruz
kendimizi.
Ayaklanmayı başlatanların Çeçen destekli de olsa
Kabardey-Balkar olmaması çok şey değiştirir. Anavatan dışında
yaşayan Çerkeslerin orada yaşayanlardan daha iyi bilemez orada
yaşananları; oranın psikolojisini, ekonomisini, hayat şartlarını,
sıkıntılarını acılarını kim anlayabilir anavatan dışında.
Hala haksız kıyaslamalar yapılıyor. Elbette silahlı
Çeçen kuvvetlerin Nalçik'e saldırması ile kendi insanının sadece
ve sadece Rusların bulunduğu bölgeye saldırması arasında fark
vardır. Bu farkı anlamayan insanların ya da anlamak istemeyen
insanların Çerkesliğe verebilecekleri katkıyı siz hesaplayın.
18-20 yaşında ölen o gencecik Kabardey çocukları,
Rus kurşunuyla delik deşik edilmişse içiniz cız etmedi mi? Ölen
dinci de olsa, ateist de olsa, sarhoşta olsa, ayık ta olsa,
ilgisiz de olsa, bilgisizde olsa bizim insanımız. Eğer bir şeyleri
başka bir şeylerden ayıracaksak eleme yapalım eleğin altında
kalanları atalım. Ama kıstası kim belirleyecek?
Lütfen olayları bir de ora gözüyle değerlendirelim.
Bende dahil uzaktan kimse gazel okumasın.
Saygılar.
Erkan Batır
21.10.2005
Bu arada merak güdüsü
hayli gelişmiş arkadaşlar Nalçik'te yaşanan terörist saldırı
üzerinden Ruslara kurşun atarken, dünyada Abhazya'ya ambargo
uygulamayan neredeyse tek ülkenin de Rusya Federasyonu olduğunu da
zaman zaman merak ediyorlar mı acaba?
Saygılar.
Baykaldı H.
21.10.2005
Sayın CC Yöneticileri,
Eğer aranızda bir siyaset bilimci var ise lütfen
bir açıklama getirsin. Rusya Federasyonu'nun Abhazya'ya neden
kapılarını açtığını bir yanıtlasın. Abaza kardeşlerimizi çok
sevdiğinden değil herhalde. Ki o Ruslar, Abazalarla kedinin
fareyle oynadığı gibi oynamakta, istedikleri zaman kapıları açıp
istedikleri zamanda kapamakta.
Abhazya, Ruslar için bir toptur, an gelir Gürcülere
çekerler, an gelir Gürcüler Ruslara çekerler. Ama öyle bir zaman
gelecek ki Ruslar çok büyük bir gol atacak. Ruslar Abazaların kara
kaşına hasret değil elbet.
Ayrıca Abhazya'nın bağımsızlığının %50 sinin
Çeçenlere ait olduğunu unutmayalım. Abazaların bunu göz ardı
edeceğini sanmıyorum. Abhazya, Rusya'ya katılma konusunda politik
olarak sıcak bakıyor. Normal ama unutmasın ki Rusya'ya elini veren
değil kolunu, vücudunu kaptırır. Rus taraftarlarına duyurulur.
Saygılar.
CircassianCanada Notu: Sayın Baykaldı,
maalesef aramızda Siyaset Bilimci yok. Saygılarımızla
Xabat
21.10.2005
Merhabalar,
Tarihi, kültürel, felsefi demagojiye gerek yok
arkadaşlar...
Canlı güncel yaşanan bir terör olayı var ortada...
Kimin yaptığı, kime karşı yapıldığı, sebep, gerekçe, amaç ne
olursa olsun bunun adı terör... O nedenle kınıyorum,
lanetliyorum...
Saygılarımla.
Abaza Kenan
sayın Abrek-2,
Son yazınızda pek çok
kişinin üslubunuzu beğenmediğini yazmışsınız sizce neden
beğenmiyorlar? Sizinle şahsi problemleri olduğu için mi? Tabi ki
hayır.
Sayın Abrek-2 istediğiniz zaman kelimeleri nasıl
kullanacağınızı görüyorum ki çok iyi biliyorsunuz. Lütfen biraz
daha dikkat. Ayrıca size çok teşekkür ederim bizlere sadece
ailemizden sorumlu olduğumuzu hatırlattığınız için.
Ayrıca sadece sizin merak edip başkalarının merak
etmediğini sandığınız şeyleri, inanın bana sandığınızdan çok daha
fazla kişi merak ediyor.
Selametle.
Wıdpane
22.10.2005
Sayın Batır,
Elinize dilinize sağlık.
Rusya Federasyonu yardım etmeseydi günümüzdeki
Abhazya Cumhuriyeti olmayacaktı. Geleneksel ve ilkel, hatta
bilinçlice yaratılan Rus düşmanlığı beyinlerden silinmedikçe bir
adım ileriye gidilemez.
Dostane sevgiler ve saygılar
Şhalaxho
22.10.2005
Çeçenler bağımsızlık
isterse Vehabist, şeriatçı, katil oluyor. Abhazlar bağımsızlık
isterse oo harika deniyor.
Bağımsızlığın istendiği yer mi önemli?
Ruslardan istemek külliyen olmaz ama Gürcülerden
istemek farz. Hatta o kadar ki buna Rusya bile destek oluyor.
Abhaz emeklileri emekli maaşlarını Rusya ödüyor.
Rus pasaportu olmayanların maaşları ödenmeyecek denilince izdiham
oluşuyor. Rusya Abhazları çok sevdiği için mi bunu yapıyor?
Rusya, Gürcistan’ı Güney Osetya ve Abhazya yoluyla
dize getirmeye çabalıyor ve getiriyor. Bu arada Gürcüler, Amerika
Birleşik Devletleri ve NATO kartına oynamaya çalışıyor.
Gürcistan’daki Rus üsleri yakın gelecekte çekilecek. Gürcü ordusu
Türkiye ve Amerika tarafından eğitiliyor.
RUSYA’NIN ÖNEMLİ BİR TAVİZ KARŞILIĞI ABHAZLARI
GÖZDEN ÇIKARMAYACAĞININ GARANTİSİDE YOK. ADİGE-ABHAZ BİRLİĞİ
TÜRKİYE’DE büyük çoğunluğa tekabül eder.
Çeçenleri ayrı tutmak anlaşılır. Karaçayları da
anlarız ama OSETLERİN suçu ne anlamadım?
GARİPLİĞE BAKIN ADİGEY KRASNODAR’A KAYNAŞTIRILMAK
İSTENİRKEN ABHAZYA RUSYA FEDARASYONU’NA DAHİL OLMAK İSTİYOR...
Sayın Bekaldı, Nart dergisinin geçmiş sayılarında
bir siyaset bilimcisi uzmanı bu konuda hiç hoşa gitmez şeyleri
yazdı ve tepki aldı. Rus düşmanlığından söz ediliyor. Çeçenlerden
Rus sempatizanı olmalarını da herhalde kimse beklemiyordur. Tarihe
bakarsak daha iyi anlarız. Muridizm savaşı lideri İmam Şamil’de en
son yanında 400 kişi ile teslim olmak zorunda kalmıştı. En
güvendiği naipler kendini bir bir terk etmişti. 25 yıl Ruslara
savaşan naipler imamı yalnız bırakmıştı ama Çeçenler sadece
sükunet dönemine girdi ilk fırsatta defalarca yine ayaklandılar...
Bir büyük sürgün yediler ama vatanlarında yine
çoğunluk olacak kadar geri döndüler. İlginç olanı İnguşetya savaş
alanı olmasına rağmen Rusya Fedarasyonu’na katıldı. İçkerya, Çeçen
Cumhuriyeti’nden ayrıldı.
Anlamadığım şu; bağımsızlık istemek kendi kaderini
istemek mi suç, yoksa savaş suçu işlemek mi? Rus sempatizanı ya da
düşmanı olmak bir zorunlu kategori mi? Bizler burada yazarken
bazıları Çeçenya’da savaşıyor. ARAMIZDA BÖYLE DE UFAK BİR FARK
VAR.
Adigey konum olarak politik olmak zorundadır. Reel
gerçekleri Adigey’i sadece barışçıl bir tutuma zorlar. Kabardey
daha güçlü konumda olmasına rağmen o da dikkatli olmalıdır.
YARIN RUSYA ALEYHİNE GELİŞEBİLECEK OLAYLARDA
RUSLARIN DESTEKLEYECEĞİ BALKARLARCA TEDİP (*) EDİLEBİLİRLER.
İnguşlar ağır silahlı Rus destekli Osetlere nazikçe
tedip edilmedi mi? Sonuçta bu ortamda insanın hiç bir şeye taraf
olası gelmiyor. Aydınlatılması gereken çok nokta var.
(*) Tedip: Uslandırma,
yola getirme, terbiye etme. (CC)
Sayın Bekaldı,
Rusya Federasyonu kapılarını Abhazya’ya neden açtı
diye haklı bir sual tevcih buyurmuşsunuz. Bunun yanıtını bir
siyaset bilimcisinden istemişsiniz. Ben size bazı siyasi
bilimcilerin yazılarından ya da genele bakarak edinebildiğim
bilgileri arz edeyim.
Öncelikle AGİT kararlarından sonra Gürcistan’ın
sınırlarının değişmesi ve bunun dünyaca kabul görmesi mümkün
değildir. Abhazya’da referandum yapılıp yüzde yüz Rusya
Federasyonu’na bağlanma çıksa da bu bir şey ifade etmez. Ancak de
facto durum diye de bir kavram var. Yani fiili olarak da Abhazya
Gürcü otoritelerinin kontrolünde değildir. Uluslararası hukukta
buz bölgeler denilen Güney Osetya ve Abhazya tipi bölgeleri
niteleyen bir kavram var. Bu buz bölgelerin hukuki dayanağı ve
yapısı da oluşmamış ancak oluşmak üzeredir denilebilir.
Gürcistan Abhazya’ya geniş özerklik
verebileceğinden söz etmektedir. Abhazya’nın da de-facto olarak
hakimiyeti vardır ya bu de-facto hukuku netleşinceye kadar
direnmek lazım ya da güçlü bir müttefik bulmak lazım.
Rusya’da bu müttefiktir. Rusya AGİT’ten sonra
Abhazya’yı çok önemsemesine rağmen ilhak edemeyecektir. Bölgede
söz sahibi olmanın bir yolu da bol bol Rus pasaportu dağıtıp
bölgede kendi vatandaşlarının olduğundan bahisle Gürcistan’a baskı
yapmaktır.
Gürcistan’daki Rus üsleri de dikkate alınırsa bir
taktik savaş yaşanıyor.
Gürcistan, Acaristan’da Abaşidze’yi devirdi ama
statüsü hala mevcut. Bunu da yarın dünya kamuoyuna örnek
gösterecektir.
Ssonuçta Kafkasya daima olduğu gibi KÜÇÜK HALKLARIN
GURURU, BÜYÜK DEVLETLERİN OYUN ALANI OLMAYA DEVAM EDECEKTİR...
Erkan Batır
22.10.2005
Sayın Baykaldı H.
Abhazya-Rus Federasyonu ilişkilerinin niteliğini
bilmek için siyaset bilimci olmaya gerek yok BU BİR...
Biraz okumak, biraz düşünmek, biraz da Abhazya'da
yaşayan insanların düşüncelerine saygı yeterli BU İKİ...
Abhazya Güvenlik Konseyi Başkanı ve Abhaz
yetkililer Abhazya'nın Rusya Federasyonu'na entegre olmaya hazır
olduğunu RESMİ olarak açıkladılar sayın Baykaldı BU ÜÇ...
Abhazya'yı yönetenler de anlamıyor sanırım siyaset
biliminden. Rusya Federasyonu'nun içinde bir yaşamı kendilerine
uygun gören Kabardey-Balkar yöneticileri ve halkı da mı anlamıyor
yoksa? Adigey yöneticileri ve halkı da mı anlamıyor? Bir tek siz
biliyorsunuz bu siyaset bilimi işini sanırım.
Bu arada Çeçenler değil Abhaz savaşının
kazanılmasının yarısının sahibi, 24 saat içinde Abhazya'yı terk
etmeleri kendilerine bildirilerek Abhazya'dan kovulan bir
topluluk, bilginize sunulur...
Kafkas Dağlı Halkları Birliği mi demek istediniz
yoksa? Onların da çoğu Adige, yöneticilerinin neredeyse tamamı
Adige... Biraz çalışmanızı öneririm Sayın Baykaldı..
Saygıyla
Erkan Batır
22.10.2005
Nalçik saldırıları
üzerine söylenecek çok sözüm kalmadı... Ben bakış açımın merkezine
Adige-Abhaz kardeşliğini koyuyorum... Adige-Abhaz kardeşliğinin
menfaatinin de Rusya Federasyonu ve Türkiye siyasi otoriteleriyle
çok iyi ilişkileri olan, dünyaya entegre olmuş Adige-Abhaz
toplumundan geçtiğini düşünüyorum.
1990 öncesi politik dengelerin ürettiği jargonla
2005 yılı siyasi ve sosyal koşullarının anlaşılamayacağı ve
kavranamayacağı kanaatindeyim. 2005 yılı koşullarında Rusya
Federasyonu ve Türkiye savaşılacak değil işbirliği yapılacak
devletlerdir Adige-Abhaz toplumu açısından. Zaten Kabardey-Balkar
Cumhuriyeti, Adigey ve Abhazya’daki gerek siyasi otoritenin
gerekse halkın ezici çoğunluğunun paylaştığı eğilim de budur.
Türkiye ve Rusya Federasyonu’nun kurumsallaştırdığı sistemlerin
insan hakları ve demokrasi alanında eksiklikleri olduğu doğrudur,
bu eksiklikleri aynı masada çözebiliriz savaşarak değil...
Bu arada son notum; Nalçik de aralarında Adige
Xase'nin de bulunduğu, pek çok sivil toplum kuruluşunun ve halkın
şehir merkezinde düzenlediği, Çeçenistan ve Basayev orijinli
terörün protesto edildiği mitingler yapılıyor. Bilgilerinize
sunulur..
Saygılar...
Şhalaxho
22.10.2005
Sayın Erkan Batır
merhaba,
Abhazya’nın Rusya Federasyonu’na katılma isteği ve
beyanı buna yeterse sorun ne? Hemen katılsın o zaman. AMA AGİT’TEN
SONRA BU MÜMKÜN DEĞİL. Yazınızın üstündeki yazıma bakarsanız daha
iyi anlaşılır konu. De-facto durumun hukuki konumu sıkıntılıdır.
İhtilaf normalde Rusya Gürcistan ihtilafıdır. Abhazların bu
ihtilafın sadece bir parçasıdır tıpkı Güney Osetya gibi.
Abhazya’yı yönetenlerin tümü Rusya federasyonuna
katılma düşüncesi ifadenizde yanlış. Rusya’ya katılım şartları
ötesinde başka ihtimaller olabilir diyende var.
Rusya Federasyonu’na katılmak kadar, katılmamakta
saygın bir irade beyanıdır. KİM ARKASINDA DURABİLECEĞİ BEYAN
YAPARSA SONUCUNA KATLANIR. Çeçenler zoru seçti.
Bırakın Adigey ve Kabardey Balkar statüsünü, onlara
Tataristan statüsü verildiği halde tam bağımsızlık diye ret
ettiler ve sonuçlarına da ödenebilecek en yüksek maliyetle
katlanıyorlar. Onlar iyi teşkilatlandıklarına ve Rusya’nın çok
zayıf olduğuna inanmışlardı.
Adigey’de bu durumdan istifade özerklikten
cumhuriyet statüsüne yükseldi.
Çeçenlerin Abhazya’dan kovulması yakışıksız bir
tabirdir. RUSYA BASKISIYLA ARDZIMBA RİCA ETMİŞTİR. Onlarda durumun
nezaketini anlayarak gitmişlerdir. Şu an Abhazya’da mülteci
Çeçenlerde vardır.
ENTEGRE KOLAYSA BUYURSUN RUSYA İLAN ETSİN ABHAZYA
ENTEGRASYONUNU AMA BU O KADAR KOLAY DEĞİL.
İŞTE BU NOKTADA BİR SİYASET BİLİMCİYE SORMAK
GEREKİYORDU. BEN ÖYLE YAPTIM VE ALDIĞIM YANITI DA YUKARIDA YAZDIM.
Saygılarımla.
Erkan Batır
22.10.2005
Abhazya'nın Rusya Federasyonu ile olası bütünleşme
ya da ilişki biçiminin ne olacağı konusunda aralarında
uluslararası hukuk birlikleri, AGİT ve BM'nin hazırladığı raporlar
mevcuttur ve farklı alternatifler olduğu da doğrudur.
Bunları daha geniş bir platformda arzu ederseniz
konuşur, tartışırız. Benim işaret ettiğim husus, uluslararası
hukuk ya da konjonktürde Abhazya'nın işgal ettiği alanın
tanımlanmasından çok, Abhazya-Kabardey Balkar ve özellikle
Adigey'de, kategorik olarak Rus kimliği ya da Rusya Federasyonu
ile ne bireylerin ne de siyasi otoritelerin bir alıp veremediği
hususu olmadığı gibi Rusya Federasyonu ile birlikte barış içinde
yaşamaya dönük iradenin hakim olduğuna işaret etmektir.
Abhazya'nın fiili statüsü bir şekilde
hukukileşecektir. Bahsettiğiniz siyaset bilimci kimdir bilmiyorum
ama sizin işaret ettiğiniz görüşe yakın görüşlerin de aralarında
olduğu pek çok hukuki görüşü içeren uluslararası kurum/kuruluş ya
da hukukçular tarafından hazırlanmış raporlar mevcut. Sorun
nihayetinde Rusya Federasyonu/Abhazya ve uluslararası toplumun
mutabakatı ile çözülecek ve bu süreçte hukuk en zayıf parametre.
Çözüm formülü her ne olursa olsun Abhazya-Rusya Federasyonu
savaştan beri her geçen gün daha iyiye gidiyor. Fiili entegrasyon
tamamlandıktan sonra hukuki formülün bulunacağından, aralarında
dünya Abhaz-Abazin halkları birliği yönetim kurulu üyeleriyle
birlikte sürecin diğer aktörleri neredeyse emin... Ve emin olun
hiçbiri siyasetten bihaber mujik değil...
Saygılarımla
Şhalaxho
22.10.2005
Konu anlaşılmıştır.
İlginize ve üslubunuzun nezaketine teşekkür ederim. Saygılarımla
sayın Batır.
Bu günden sonra
Gürcistan sınırları değiştirilemez. Yukarıda belirttiğim
gibi.Abhazya buz bölgeler diye nitelendirilen bir tanıma girer.
Bununda uluslar arası hukuku henüz oluşmamıştır.
Hukuki bir sorun olduğunu sizde kabul ediyorsunuz.
Burada sadece Rusya ve Gürcistan aktörleri yok. Olay toprak
kazanımı olursa aktörler değişir. Hiç kimsenin siyasetten bihaber
mujik olduğuna dair bir ifadem yok. Sahalarında yetkin olduklarına
da eminim ama eğer çok basitse buyurun entegrasyon ilan edilsin.
BU O KADAR KOLAY DEĞİL. DE-FACTO DURUM KARABAĞ’DA DA VAR.
Ermenistan orasının ayrı bir yönetimi olduğunu
iddia ediyor.
Abhazya’nın Rusya’ya entegrasyonu konuşulurken
Adigey’in fesh edilerek Krasnodar’a kaynaştırılması gündemini hiç
ama hiç açıklayamayız. Anayasal olarak böyle bir kaynaştırma
mümkündür.
Uzatmayalım. Zaman hepimiz için en iyi hakim
olacaktır.
Bekaldı (Baykaldı A. )
22.10.2005
Sayın C.C.
yöneticilerine,
Bu konu başlığı altında yazdığım yazıların
yayınlanmamasının nedenini açıklar mısınız ama lütfen prensip
demeyin.
Zira yazdıklarımın sansürlü de olsa yayınlanmasını
istemiştim. Sayın C.C. katılımcıları size gerektiği şekilde cevap
yazmak isterdim ama maalesef yazılarıma uygulanan ambargo
sebebiyle mümkün olmuyor.
Sayın Tav, sizin şahsınız da Kayseri Derneğini
esefle KINIYORUM. Böyle bir bildiri nasıl olurda Kayseri
Derneği'nden gönderilir anlamadım.
Ama düşündükçe buldum cevabı, Kayseri Derneği artık
o duruma gelmiş ki, taban diye bir şey yok sadece isim kalmış.
Üyeleriniz ve yönetim sadece siz kalmışsınız. Siz çizmiş ve de
çıkmış olduğunuz bu yolda yalnız kalacak ve hatanızı
anlayacaksınız ama nafile.
Çeçenlere karşı Rusları dost gören bir zihniyet,
Umarım hatanızı çok geçmeden anlarsınız. Rusya ancak sizi
kullanmak için muhatap alır. Tarih sayfalarına bakınız.
Sayın Baykaldı H.,
Allah aşkına yorumlarınızı biraz daha seviyeli
yazınız! Zira çizgi altın da kalan arkadaşlar görüyorum. Sizi
anlayamıyorlar. Tabi ki bu sizin suçunuz değil ama herkes sizin
gibi “Arif değil Onlara Tarif “gerekiyor.
Not: sayın C.C. yöneticileri bu yazımı da
yayınlamazsanız bana gerekçe gösterin.
ESENKALIN.
CircassianCanada’nın Notu: Sayın Bekaldı
nasıl düşünürsünüz bilemiyoruz ama biz yinede prensip diyoruz.
Yazınızı yazın kimse sizin yazmanıza karşı değil ama hiç kimseye
hakaret etmeden. Bakın sayın Baykaldı H. Bey’e cevaben yazdığınız
yazıya dönüp bir daha bakın ve okuyun size söylenmiş kabul ederek.
Evet bu tip yazılarınızı yayına girmeyince anlarsınız diye
umuyorduk. Bu yazınızda yayına vermeyeceğimiz noktalar vardı fakat
çok ısrar ettiniz ve özellikle tekrar bakmanız için yayına verdik.
Bu şekilde ki (katılımcılar ile dalga geçen yada dernek
yöneticilerimize had bildirmek gibi) yazılarınız yayınlanmayacak.
Bu durum sizin değil sizin gibi hareket eden herkes için
geçerlidir.
Düşünceler tartışılır, beğenirsiniz yada
beğenmezsiniz fakat sizin gibi düşünmeyen hemşerilerimize alaycı
davranamazsınız. Bir grubu, bir çoğunluğu aşağılamaya
kalkamazsınız.
Her ne olursa olsun derneklerimiz bizim toplumumuzu
yıllarca ayakta tuttu, hizmet verdi. İnanan 1000 kişide olur 3
kişide. Ne olursa olsun derneklerimizde yürekten emek veren
insanlarımız var ve hiç değilse emeğe saygı duyulur. Abhaz
annelerimizi getiren, festivaller yapan, öğrenci bursları
ayarlayanlarda yine aynı derneklerimiz.
Sizin düşündüğünüz gibi düşünmüyorlar diye topluma
açık bir alanda hakaret edemezsiniz. Çok ciddi bir şikayetiniz
varsa kendi mail adreslerinden sıkıntınızı dile getirirsiniz.
Çerkeslik sadece sizden ibaret değildir.
Bu konuda yazılarınıza çok daha özen göstererek
Çerkes kültürüne yakışır şekilde büyüklerimize davranmanızı
bekliyoruz. Aksi takdir de bu şekildeki yazılarınız hiçbir zaman
tarafımızdan yayına verilmeyecek. Umarız gerekçemizi
anlatabilmişizdir. Esenkalın.
Baykaldı.H
23.10.2005
Sevgili Bekaldı Kardeşim,
Yazılarını gençliğinin heyecanına bağlayarak
yazdığını düşünüyorum. CC yöneticilerinin dediği gibi üslubunu
biraz daha yumuşat. Bizce, yapılan yanlışların başka platformlarda
hesabı sorulur. Bize düşen görev medeni şekilde doğruları
tartışmak olmalı. Bu yüzden gençliğinin getirdiği enerjiyi yanlış
kullanma.
Sayın Erkan Batır,
Abhazya'nın statüsünün diğer Kafkas
cumhuriyetlerinden farklı olduğunu sizde biliyorsunuz. Rusya
federasyonuna bağlanmak istiyorum deyince hop hemen olmuyor.
Uluslararası teşkilatların onayı olmaksızın hala Gürcistan'ın bir
toprağı olarak görülen Abhazya'nın Rusya'ya bağlanması görüldüğü
kadar kolay değil. Temenniden öteye gitmeyecek bir düşünce.
Abhazya Rusya'nın Gürcülere karşı sürekli kullanacağı bir koz
olacaktır. Eğitim sosyolojisinde 3 tür hedef vardır. Yakın hedef,
orta hedef ve uzak hedef. Türkiye'deki Çerkesler olsun
Kafkasya'dakiler olsun hep yakın hedeflerle avunmuşlardır. Kısmen
de olsa orta hedefi tutturmuşlardır. Ama hiç bir zaman uzak
hedefler konusunda bir planları olmamıştır. Her şey günü birlik
yapılmıştır. Zaten büyük devlet büyük millet olmanın yolu buradan
geçer. Elbetteki herkesin uzmanlık alanı vardır. Ben sizin
avukatlık mesleğini yapmaya kalkışsam masum birini idama
götürebilirim yada siz benim eğitmenlik mesleğimi yapmaya
kalkışsanız milliyetçi birini devlet düşmanı yapabilirsiniz.
Siyaset bilimci derken konusunda Özellikle Kafkasya konusunda
araştırmalar yapmış makaleler yayınlamış uluslararası konferanslar
vermiş profesyonel, uzman kişilerden bahsediyorum. Yoksa gerçekten
bu konuda kendini uzman zanneden o kadar çok bilmiş var ki
içimizde uzmanlık alanı olmadığı halde o işin profesörlüğüne
soyunur. Adigey için bir şey diyemem bana göre en güzel siyaseti
onlar yapmaktadır. Kabardey kadar nüfusları olsaydı eminim
Kafkasya'nın durumu daha farklı olurdu.
Çeçenleri Abhazya'dan Abazaların kovduğuna dair en
ufak bir ipucu verin ispatlayın aksi takdirde bu çirkin
yakıştırmanız yüzünden özür dilemek zorunda kalacaksınız. Kayseri
Kafkas derneğine Abhazya'dan pek çok misafir gelmektedir.
Yaptıkları bir ziyarette hep beraber oturup bu soruyu onlara
soracağız oda olmazsa Abhazya'nın İstanbul temsilcisine bir
şekilde ulaşıp iddianızı soracağız. Burada hem Abhazları hem de
Çeçenleri büyük bir töhmet altında bıraktınız. Eğer iddianızı
ispatlama gibi bir durum olmazsa kendi milletinize ihanet etmiş
olacaksınız. Çünkü aslı olmayan bir konuda her iki kesimi
birbirine düşman etme durumuyla karşı karşıyasınız ve bu konunun
peşinde olacağımı da unutmayın. Kafkas dağlı halkları birliğinde
sadece Kabardey yok içlerinde Asetin, Çeçen, Balkar, Karaçay dağlı
hepsi var. Basayev'in Abhazya'da yaptığı kahramanlıkları hala
bütün Kafkasya'nın dilinde. Bu birliğin başkanı Şenibov Musa'nın
başına gelenleri de unutmayın. Çeçen düşmanlığını bırakın onların
yeterince düşmanları(Ruslar)var zaten. Son olarak sayın
Şhalaxo'nun yazılarını bir daha okumanızı salık veririm.
Saygılar.
CircassianCanada'nın Notu: Sayın Baykaldı H.
teşekkür ederiz. Tüm katılımcılarımız bizim için, toplum için
değerlidir. Karşılıklı fikir alış-verişleri her zaman en güzel
şekli ile olmalıdır. Bu konuda ki hassasiyetlerinden dolayı bütün
katılımcılarımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz. Saygılarımızla.
Yegerey
23.10.2005
Değerli Katılımcılar,
Meraklılara duyurulur. Ana sayfada "önerdiğimiz
siteler" var. Orada Kayseri Kafkas Kültür Derneği'nin sitesi yer
alıyor. Siteye giriş yaptığınızda, ana sayfada derneğin yapmış
olduğu "Kınama" yazısı var. Sanırım oraya da CC yazmamıştır.
Şiddeti, ölümü, nefreti, acıyı kim düşünürde kim
veya kimler var ederse kınanmalı. Sivil öldürülmüyor vs gibi
sözler söyleniyor bazen. Lütfen ölen her askerin bir annesi, bir
kardeşi kısaca sevenleri var. Evladı ölen anne sizce yaşıyor mu?
Görüntü olarak yaşar, aramızdadır ama aslında ölmüştür. O yüzden
sivil olsun olmasın ölüm her zaman uzak olsun. Nefretten sıyrılmak
lazım. Artık şiddet uygulayanların değil akıllı politikalar
üretenlerin kazandığını öğrenmek lazım.
Kafkasya için, barış için, tüm dünya insanlarına
barış için, tüm kalbim ile Allah'a yalvaracağım.
Saygılarımla.
Mecit Tav
23.10.2005
Sayın Bekaldı (Artık hakketmediğini düşünüyorum ve
Abdullah'cığım demiyorum),
Ben Mayıs ayından bu yana yönetimi devretmiş
bulunuyorum. Bu nedenle protestonu iade ediyorum. Yayınlanan
şeklini dernek sitesinde görüp desteklemek dışında metne bir
katkım yok.
Ancak ben de DÜNYANIN NERESİNDE, HANGİ AMAÇLA
OLURSA OLSUN TERÖR SALDIRILARI İLE İNSANLARIN CANINA VE MALINA
ZARAR VERENLERİ, ONLARIN YÖNLENDİRİCİLERİNİ VE DESTEKÇİLERİNİ
KINIYORUM. BU PROTESTONUN SAĞCISI İÇİNDE, SOLCUSU İÇİNDE,
MÜSLÜMAN'I İÇİNDE, HIRİSTİYAN'I İÇİNDE, YAHUDİ'Sİ İÇİNDE, DİNSİZİ
İÇİNDE... GEÇERLİ OLDUĞUNU İLAN EDİYORUM.
Bilgilerinize...
Erkan Batır
23.10.2005
Sayın Baykaldı H.
Abhaz-Gürcü savaşı sırasında yaşananların bir
konuşulan; bir de konuşulmayan tarafı var. Abhaz halkına sorun
bakalım; savaşta yağma ve diğer can sıkıcı olaylar yaşanmış mı
yaşanmamış mı? Yaşanmışsa müsebbibi kim? Sorun bakalım, emin olun
cevabınızı alacaksınız...
Saygılar...
Baykaldı.H
23.10.2005
Sayın Erkan Batır,
Dışardan yazılarınızı okuyan kişiler sizin Abhaz
Parlamentosu’nun bir üyesi olduğunu düşünür. Sanki biz başka
gezegende veya şehirde yaşıyoruz. Şunu bilin ki Kayseri’de
Çerkeslik konusunda bir yaprak düşse bizim haberimiz olur. Acaba
bu Abhazya savaşının konuşulmayan yönü nedir pek merak ettim
doğrusu. Onlar bu önemli kararları alırken veya kendi aralarında
konuşurken her halde sizi Abhazya’ya çağırmıyorlardır. Tekrar
ediyorum bu dedikoduları bana ispat edin, her gün bu sitede büyük
harflerle benim yanıldığımı deklare edip sürekli özür dileyeceğim.
Aksi takdirde okurları yanıltıp sizler yapıyorsanız bu
dedikoduları aynı özrü sizden beklememin bir sakıncası yoktur
herhalde?
Şunu bir daha vurguluyorum. İki yıl Çeçenistan,
Dağıstan ve Kabardey’de kalmama rağmen bunların hiç birinden yağma
olayları ile ilgili herhangi bir şey duymadım. Hatta Nalçik’te
bulunduğum bir gün Abhaz savaşı esnasında 62 çocuğun Gürcüler
tarafından helikoptere ateş edilmesiyle öldürülmüştü. Bunların
içinde Nalçik’ten Kabardey komutanlarından benim wunekoşum
BEKALDIYEV Felix’te şehit olmuştu. Onun kızının evine gittiğimde
savaş esnasında çektirdiği bir kaseti seyrettim. Bekaldiyev Felix
maalesef Nalçik’teki Kabardeylerin sürekli kendilerine
vatanperverlik için değil vurgun ve talan için gittiklerini
söylediklerinden yakınıyordu. Ayrıca Felix in kardeşi T.Bekaldievin’de
savaştığı ve kendisinin bir Gürcüyle çarpışarak öldürdüğü ve ödül
olarak da Abhazların o Gürcünün otobüsünü ona verdiğini söyledi.
Ben kendim bizzat konuştum ve gördüm.
Aynı şeyler Nalçikli diğer Kabardeyler içinde
geçerli onlara da şahit oldum. Bizzat.savaştan sonrada biraderim
de Abhazya’da bir yıl kalmış o da Çeçenlerin kahramanlıklarından
başka herhangi bir şey duymamıştır. Talansa işte talan yok,
kahramanlık olarak algılıyorsanız işte kahramanlık. Türkçe’de
birkaç atasözü vardır ‘’Yiğidi öldür hakkını inkar etme’’,
‘’Bükemediğin bileği öp’’ diye.
Abhazlar savaş çıkana kadar Gürcülerle etle tırnak
gibi olduğunu çok yakın akrabalıkları olduğunu hatta folklor
olarak onların Gürcülere daha yakın olduğunu da unutmayın.
Oyunlara ve giysilere bakarsanız anlarsınız. Eminim ki, Abhazlar
sizin düşündüğünüz gibi kendilerine en zor dönemlerinde yardıma
koşan onların vatanı için ölen Çeçenler için aynı şeyleri
düşünmüyorlar. Her şeyin kanıtlarıyla ispatıdır sayın Batır
ezbere, kulaktan duyma sözlere itibar etmeyip varın yerinde görün
insanlarla konuşun. Olayları öyle analiz edin. Eğer yine
inandıramadıysam sizi cümleler beyhude dizilecek sayfalara.
Sizinle kısır döngü bir fikir yarışına da girmek istemiyorum.
Çünkü olayları Mars’tan ben ise bizzat yanı başında yaşadım. Yine
ikna olmazsanız daha kanıt çok bende.
Qaberdey
23.10.2005
Sayın Erkan Batır ve
Wıdpane,
Yazdıklarınıza bakılırsa, sanki Abhazya Ruslar
sayesinde kurtulmuş, tek destekleyen Rusya vs,vs. Ruslar o kadar
bizleri düşünüyor da, ne diye Adige Cumhuriyetini Krasnador
eyaletine bağlayıp Adigey'i yok etmeye çalışıyor. Aynı şeyi
Karaçay-Çerkessk için ve Kabardey-Balkar içinde düşünüyor.
Karaçay-Çerkessk'i Stavropol'a, Kabardey Balkar'ı da Stavropol
veya Krasnodar'a bağlamak istiyor. Yasa taslağı hazır. Bu durumda
Adige, Kabardey isimleri cumhuriyet isimlerinde yaşamayacağı gibi
pek çok haktan da mahrum kalacaklar.
Gereksiz ve ekonomik olarak zararda diye geçen yıl
Kabardey yerel TV kanalının 1 ay süreyle yine Rusya tarafından
kapatıldığını da hatırlatayım sizlere. Rusya'da ki partilerin
neredeyse tamamı Türkiye'de ki gibi bir üniter devlet oluşturma
düşünce ve planı içindedirler. Özerk Cumhuriyet olayına
karşıdırlar ve bunu da en kısa zamanda gerçekleştirmeyi
planlamaktadırlar. Bu planın önünde ki en büyük engel 2 Türki
özerk cumhuriyet olan Tataristan ve Başkordistan'dır. Bunlar nasıl
yapıyor bilemiyorum ama uluslararası kamuoyunu da arkasına alarak
olağanüstü özerk haklar almayı da becerdiler. Aslında sadece
Abhazya değil, tüm Kuzey Kafkasya Gürcistan'a bağlı olsaymışız
keşke. Tamamı aynı anda hareket edip başkaldırıp bağımsız
olabilirlerdi. Gürcistan'ın nüfusu ne ki, üstelik hem ekonomik hem
de askeri olarak dışa bağımlı. Oysa Rusya 140 milyon. Kendi
ekonomik ve askeri gücünü de siz biliyorsunuz.
Bence bugün Abhazya tanınmasa da zaten bağımsız.
Hiç Rusya'ya falan bağlanmaya kalkmasın. Bir gün bir şekilde
tanınır.
Saygılarımla.
Şhalaxho
23.10.2005
Sayın Tav merhaba,
Uluslar arası camia hala genel kabul görmüş bir
terör tanımı üzerine uzlaşmış değil. Türkiye’nin şikayetlerini bir
hatırlayın lütfen. Amerika’ya göre de ırak direnişi bir terörist
hareket. Arz ederim...
Sayın Batır merhaba,
Abhaz-Gürcü savaşında yaşananlar Çeçen-Rus
savaşında misliyle yaşanmıştır ve yaşanmaktadır...
Sayın Kabardey tespitleriniz yerinde. Size
müteşekkirim.
Abhazya pek çok farklı eksenlere taraf olabilecek
gücü gösterebilir ya da göstermelidir diyelim...
Abhazya bugün tanınmasa da bazı şeyler zaman
meselesi. De-fakto durum hukukunun uluslararası hukukta oluşması
kaçınılmazdır.
Saygılarımla...
Erkan Batır
24.10.2005
Merhabalar,
Bu konuda birileriyle konuşan, Abhazya'da yakınları
bulunmuş yada yakınları savaşa katılan tek insan siz değilsiniz bu
bir... Size şahsen hiçbir şey ispat etmek zorunda değilim bu
iki... O savaşta neler olduğunu herkes adı gibi biliyor...
Benim Nalçik saldırıları üzerine konuşacak başka
sözüm olmadığını, söylemeye gerek duyduğum şeyleri yazdığımı
söylemiştim daha evvel... Kafkasya'da yaşanan her olayın kategorik
Rus düşmanlığı psikozuyla okunduğu, her olayı düşünce sahiplerinin
kendi ideolojilerine tahvil etmeye yeltendiği bir tartışmaya
girmeye gerek dahi duymuyorum. Gerçek ışıldar Sayın Baykaldı H.
Saygılar...
Hatice Unal
24.10.2005
Merhaba;
Sayın Şhalaxho;
Irak olaylarına ufakta olsa bir gönderme
yapmışsınız. ABD' nin Irak'a girmesine en çok karşı olanlardan
biriyim. Orda ABD ye karşı vatanını savunanları da sonuna kadar
desteklerim. Ancak; orada başka olaylar yok mu? Ailesinin rızkı
için, onca yolu kat eden Türk şoförlerinin boynu neden kesildi?
Bombalı saldırılar da en çok Irak halkı ölmüyor mu?
Bunları nasıl tanımlamalıyız sizce?
Saygıyla.
Baykaldı.H
24.10.2005
Satın Batır,
Abhazya’da akrabalarımın savaştığını yazarken
onları insanların duygularını sömürmek için -hoş öyle bir durum da
yok zaten- yazmadım. Sadece olayların içinde bulunduğumu belirtmek
istedim bu bir.
Elbette bana bir şeyler ispatlamak zorunda
değilsiniz. Ama konu bütün toplumu hele hele milletleri
ilgilendiriyorsa insanlara yanlış bilgiler vermek o toplumun
günahını almak bir Çerkes gencine yakışmasa gerek bu iki.
Abhaz savaşında herkesin bilip de benim bilmediğim
şey ne olabilir. Pek merak ettim doğrusu muhakkak her şeyi bilmek
zorunda değilim. Ama o konudaki bilgilerinizle aydınlatırsan
seviniriz. Ha birde ışıldayan gerçeklerin bir gün pili biter,
çünkü kanımca onlar sahte gerçekler bu üç.
Bu konuda artık sizinle bir kısırdöngüye girmek
istemediğimi yazmıştım. Sizi gerçeklerle yüz yüze bırakıyorum
hesaplaşmanız için.
Erkan Batır
25.10.2005
Baykaldı H.'ye
Benim ileri sürdüğüm
hususların doğruluğu yada yanlışlığının ölçüsü sizin çerçevesi
belirsiz ölçüleriniz olmasa gerek... Bir Çerkes gencinin ne yapıp
ne yapmayacağının dersini, kendini Çerkes olarak tanımlayan
birinden almaya ihtiyacım olduğunu sanmam... Sorun şu galiba? Siz
Çerkessiniz ben Adige... Ben kendi adıma verimlilik ve nezaketin
kaybolacağına inanmaya başladığım bu kısır iletişime, sizin
şahsınızda son veriyorum .
Sağlıcakla kalın. |
|
sayfa
1
2
3
4 |
|
|
|
|
|
|
|