...................
...................
NALÇİK SALDIRILARINI KINAMA   -3
Kayseri Kafkas Derneği
19 Ekim 2005
                         
...................
 
...................
Şhalaxho
26.10.2005

Bir konuda sayın Batır’a haksızlık yapmayalım. Abhazya’daki de-facto durumunun mimarı Rusya’dır. Bu anlamda Rusya’nın tavrı olmazsa Abhazlardan bu şekliyle bahsedemeyebilirdik.

Arkadaşlarımız Krasnodar’ın Adigey’i ilhakı ya da statünün kaldırılmasını gündemi iyi takip etmedikleri için suskunlukla karşıladılar.

Olayın özünde Putin’in merkezi otoriteyi güçlendirme amacı var. Adigey’i kaynaştırmadan da bunun yapılabileceği konu iyi izlenirse bellidir.

Bir diğer tartışma özerk cumhuriyet başkanların seçimle değil Moskova’dan atanması düşüncesidir. Rusya seçimleri zaten maniple ediyordu. Hatırlayın Kabardey’de Koko anayasaya rağmen nasıl defaatle başkan seçilmişti. Adigey aydınları da başkanın atamasına sıcak bakmaktadırlar. Kazak muhalefeti Adigey’in Krasnodar’a bağlanmasının Adigelerin haklarının ellerinden alınacağı anlamına gelmeyeceğini de iddia etmektedir. Başkanın kimliği ileride farklı sorunlar yaratabilecek olsa da zaten vurgu Adige olmaya değil Adigeyli olmaya yapılmaktadır.

Saygılarımla...


Merhaba sayın Ünal,

Bazen beni çok şaşırtıyorsunuz.

Sadece Türk şoförlere mi yönelik saldırı var? Ürdün güzergahında da aynı sorun azda olsa var. Şoförlerin rızk uğruna ne taşıdıklarını dikkate almıyorsunuz galiba. Amerika kendi askerlerine taşıtsa ya da koruma sağlasa ya; ama maliyet yükselir olur mu?

Birde Türkiye’yi düşünün öldürülen şoförlerin ailelerine 40 bin YTL tazminat ödüyor. Yani ölmek lazım.

Sayın Ünal evet Irak’ta çok başka şeyler oluyor. Ebu Guraybe cezaevine düşen oradan çıktığında çevresinin yüzüne onurla bakamadığı için intihar saldırısı eylemcisi oluyor. Hem de tereddütsüz.

Eşler birbirine bakamaz hale getiriliyor. Baba evlatlarına onursuz bir ad yerine canı kanı ile şeref ve haysiyet dersi veriyor.

Evet Amerikan uşağı polis olma kuyrukları bombalanıyor. SİZ OLSAYDINIZ BİLDİRİ Mİ DAĞITIRDINIZ SAYIN ÜNAL?

IRAK’I ANLAMAK İÇİN FİLİSTİN’İ ANLAMAK ORTADOĞU’YU TARTIŞMAK LAZIM. Müsait bir zamanda o da olur.

EVET Irak’ta gelecekte çok şey olacak. Kürtleri 100 milyonluk Arapların intikamından koruma hesapları yapılıyor. Hedef Suriye göreceğiz.

Türkiye, Avrupa Birliği hikayesi ile zaten Kürtleri azınlık kabul edecek. Irak’ın Kuzey’i ile de Amerika’ya rağmen ilgilenemez.karışık ama amacı belli şeyler var Irak’ta sayın Ünal.

SAYIN ÜNAL, IRAK AMERİKA VE MÜTTEFİKLERCE BOMBALANIRKEN SİVİLLER ÖNEMSENİYOR MUYDU Kİ, IRAKLI DİRENİŞÇİLERİN İŞBİRLİKÇİLERE YAPTIĞI SALDIRILARI ÖNEMSİYORSUNUZ.

Irak şiası iktidarı gümüş tepsi ile kabul buyuracak. Sonrasını hep beraber göreceğiz. Irak dengeleri ise farklı bir konudur.

Saygılarımla...



Özgür Albayrak
26.10.2005

Kınıyorum bu eşkıyaların saldırılarını...

Orda fakir halkı terörize etmek çok kolay. Zaten iki iman lafı bir salavat, kendi ırkının üzerine ya Allah. Bu mu şimdi?



Şhalaxho
26.10.2005

Sayın Özgür Albayrak,

Canınız sıkılıyor galiba ama sizi tebrik ederim. YAPABİLECEĞİNİZİN AZAMİSİNİ YAPARAK OLAYLARI KINIYORSUNUZ. ZATEN YAPABİLECEĞİNİZ BAŞKA BİR ŞEYDE YOK.

Irak direnişini de tamamen dinsel motifli algılamayın. Olayın Arap milliyetçiliği kısmı şu bağlamda dinden fazladır. Zira Irak şiası Arap’tır ve aşırı dincidir. Dini kullanarak bunlar müdafi yapılamıyorsa diğer yön Arap milliyetçiliği olarak değerlendirilmelidir.

Bende her şeyi kınıyorum... Ne olacaksa?



Fuat Aydemir
26.10.2005

Merhabalar,

Bugün Marje de Av.Hulusi Üstün'ün bir yazısını okumuştum. Kaybeden Kafkasya diye. Herkese tavsiye ediyorum. Sayın Yusuf Taymaz yollamış. İsteyenlere yollayabilirim.

Nalçik saldırılarını kınamayı eleştiren arkadaşlar sizde açıkça alternatif yazar mısınız? Mesela yaşasın Kabardey hareketimiz falan... Eleştirirken düşünce yazarsak daha iyi olur bence.

Saldırıyı gerçekleştirenlerin milliyetleri ne olursa olsun benimde inandığım şey Vahhabi olduklarıdır ve Vahhabizm terörist bir harekettir. Dün Beslan'a saldırıp çocuk kanı ile Çeçen Ulusal Kurtuluş savaşına kir atanlarda bu Vahhabilerdir. El-Kaida uzantısı dini sömürücü aşiret Çeçenistan'da da yuva kurmuş ve ortam şartlarından da yararlanarak taraftar peşindedir... Şimdi gözleri Kabardey Balkar'da...   Devam edeceğim...

Saygılar...



Soht Habibe
26.10.2005

Merhabalar,

Nalçik'te olup bitenler sürpriz mi sizler için? Gündemi takip etmeye elvermeyecek kadar meşgul olsam da benim için sürpriz değildi. Rusya'yla sorunu olan sadece Çeçenler değil, benzeri bir eylemin Tataristan'da olması da sürpriz olmaz. Bence tartışılması gereken şey adı Çeçen direnişiyle birlikte anılan bir komutanın ve Avrupa'daki Çeçen siyasilerin bunu neden üstlendikleri olmalı! Bu adamlar dünyanın bir ucunda karaya vuran Balinaların intihar eylemini neden üstlenmiyorlar? Birileri bunlara politik olmanın ne anlama geldiğini söylemeyecek mi? Nerede Çeçenlerin akıl hocaları?

Eylemi kınamak konusunda batının en hızlı kovboyundan daha hızlı davranmak adına tebliğ yayınlayanlara da şunu söylemek gerek. Şimdiye dek anavatanlarında kötüye giden gelişmeler için neden bu kadar hızlı davranmadılar. İnsanlar ölmemeli. Kabardeylerin kaybettiği insan sayısı nüfusla oranlandığında Türkiye de yirmi-otuz bin kişinin ölmesine eş olduğu görülür. Böylesi bir kayba uğramak bu halk için felakettir.

Saygıyla.



Gürbüz Yalçınkaya
27.10.2005

Sayın Mecit Tav ;

Öğrenmek adına soruyorum ;

Bu bildiri Kayseri’de yaşayan insanlarımızın ortak duygu ve düşüncelerine hitap etmiş midir?

Nalçik’te yapılan bu saldırı ile ilgili olarak edindiğiniz bilgilerde, saldırıda sivil insanlar saldırganlar tarafından bilinçli olarak hedef seçilmiş midir? Yoksa Rusların, Çerkeslerin hayatını hiçe sayma adına yaptıkları plansız bir operasyon sonucumu bu tablo ortaya çıkmıştır?

Saldırı ile ilgili olarak oradaki insanların (resmi otorite dışında) olaya ve Çeçen mücadelesine bakış açıları nedir ?

Bu konularda sanırım siz daha çok bilgiye sahipsiniz, aydınlatırsanız sevinirim.

Katılımcı arkadaşlara,

Edindiğim izlenim, Çeçenlerce yürütülen mücadele halkımızın sessiz çoğunluğu tarafından benimseniyor ama forum sayfalarında yaklaşımlar çok farklı, acaba bu tezatlık nereden kaynaklanıyor? Katkı yapacak arkadaşlara şimdiden teşekkürler.

Herkese saygılarımı sunarım.



Shogen Mahmut
27.10.2005

Merhabalar,

Terör, savaş, baskın adına ne denirse densin sonuçta masum insanlar ve gelecek nesiller; ya yok olmakta ya da telafisi imkansız yaralar almaktadır.

Dün dündür bu gün bugündür felsefesi sanırım bizim toplumumuzun büyük çoğunluğunun felsefesi haline gelmiş durumda. Hani o özgür Kafkasya’dan başka kelime kullanmayan insanlar? Hani hürriyet cengaverleri, insan hakları, yaşam hakkı, kendi geleceğini tayin etme hakkı gibi şeyleri söylemeye bile gerek görmüyorum. Bunlar bizim insanlarımıza hiç bir zaman ulaşamayan değerlerdir.

Burada oturup uzaklarda yaşayan insanların kaderlerini tayin etme gibi bir derdimiz tabi ki yok, nasıl bir gelecek istediklerine tabi ki onlar karar vereceklerdir. Yalnız kendimize eski düşmanlarımızı dost edinip, eski dostlarımızı kendimizden uzaklaştırmamalıyız. Eski düşman bize gerçekten dost olmaz ama eski dostların bize gerçekten düşman olmasını sağlayabiliriz ve bu geleceğimizin sonsuz karanlığa sürüklenmesine neden olabilir. Bir gün Çeçenleri bir gün Balkarları ve bir gün yıllardır beraber nefes alıp hayatı paylaştığımız dostları düşman gibi görüp atalarımızı katledenleri dostmuş gibi göstermek yapılacak en büyük hatadır. Şamil Basayev’i ve Çeçenleri düşman ilan etmek en kolay yoldur ama kimse Abhaz-Gürcü savaşındaki kahraman Çeçenlerden artık bahsetmiyor. Tankların önüne kahramanca atılıp hayatlarını ABHAZ toplumu ve ABHAZYA için feda eden Çeçenlere ne cevap verilir, hiç bilmiyorum ama ‘’dün dündür bu gün bu gündür’’ dersek herhalde bizler için yeterli olur mu, bundan fazla emin değilim.

Şu anda Kafkasya felakete sürüklenmektedir. Peki bu gün karşımıza aldığımız guruplar yönetime gelirse o zaman da onlara artık biz değiştik eski gömleğimizi çıkardık diye mi ziyaret edeceğiz? Bedeli ne olursa olsun haklı olanın ve ezilenin yanında olmalıyız. Her ne kadar bizi bu konuda şaşırtmaya çalışanlar olsa da akan kanı durdurmaya kardeş kavgasına son vermeliyiz. Tarihteki Çerkes sürgünü ve soykırımının sorumlusu ne Çeçenler ne Balkarlar ne de başka Kafkas halkıdır. Tarihi Kafkas mücadelesini veren atalarımıza da teröristti onlar deyiverelim olsun bitsin

Buna benim cesaretim yok. Olan varsa şans diliyorum. Onların ruhunu incitsin.

Saygılarımla.



Mecit Tav
27.10.2005

Sayın Gürbüz Yalçınkaya'ya yanıtlarımdır...

Öncelikle Kayseri Derneği'nde yönetim kurulu başkanlığı görevimi Mayıs/2005'te bıraktığımdan, bu soruların muhatabının yeni yönetim kurulu olması gerekirken benim salt bildiriyi genel olarak desteklememden dolayı sorulara muhatap kılındığım anlaşılmaktadır. Bu nedenle soru sahibine saygısızlık etmemek için soruları yine de yanıtlıyorum.

1) Maalesef ne ben, ne de dernek yönetimi böyle bir anket yaptırmadık. Ancak bildirinin dernek çevresinde sürekli görev alan kişilerce oluşturulan bir komisyon eliyle hazırlanıp yönetim kurulunda "tek bir kelimesine bile itiraz varsa ayrıntısı ile görüşüleceği" belirtilerek görüşülüp tartışıldığını biliyorum. Ancak Kayseri'deki hemşerilerimin büyük çoğunluğunun da böyle bir terör hareketini desteklemeyecek kadar sağduyulu olduğunu biliyorum.

2) Sivillerin zarar görmesinde kimlerin ne derecede kusurlu olduklarının tespiti benim işim değil, böyle bir tespit yapıldığının haberini de almadım. Değerli kardeşim bilirsiniz ki, "kurşun adres sormaz". Birileri ellerinde uzun namlulu silahlarla bir yerlere saldırırken sivillerin de zarar göreceğini öngörmüş olmalılar. Benim karşı olduğum şey, demokratik yol ve yöntemler terk edilerek terörle sonuç almaya çalışan her türlü harekettir.

Yukarıdaki kınama yazımda bunu dünyanın herhangi bir yöresiyle kısıtlamadan yazdığımı göreceksiniz. Ha birileri Irak direnişi vs. dedi. Elbette Irak direnişi de terörün daniskası. Her gün bomba yüklü araçlarla sivillerin de çokça bulunduğu yerlere dalıp onlarca insanı öldürenler neyle övünüyor? Kendilerini savunmak için birde fetva almışlar, "böyle bir mücadele sırasında siviller de öldürülebilir" diye. (Kurunun yanında yaş da yanar misali.) Afferim devam etsinler bakalım nereye varacaklar?

3) Nalçik'te yaşayanların Çeçen Mücadelesine ve Çeçenlere bakış açısı konusunda ben kulaktan dolma bilgilerimle buraya yazarsam yanlış olur. Ancak yine yukarılar da yazan "Bir Dönüşcü"nün yazılarını birkaç kez dikkatle okursanız sanırım sizi bu konuda aydınlatacaktır.

Ben dönem dönem bizim bakış açımızı anlatayım: 1994-1996 dönemindeki savaş sırasında Kayseri'de dernek yönetimindeydim. Öyle bir tanıtım ve propaganda yaptık ki, siyasi yelpazenin her yerindeki insanlardan ciddi yardım aldık dersem inanınız. Çünkü insanların Çeçen mücadelesine ne taraftan bakarlarsa baksınlar hak verecekleri tarzda bir propaganda yaptık. Hatta Kayseri'de neredeyse tüm sivil toplum kuruluşlarının katıldığı, Çeçen Bayrağı dışında amblem ve flama bulundurulmasına izin vermediğimiz güzel bir mitingde yapmıştık. Tüm Türkiye'de sanırım en çok yardım gönderen ilde Kayseri idi.

Biliyorsunuz hükümetimiz dahi olaya destek verip 2860 Sayılı Yardım Toplama Kanunu'da göre izin vermişti. Nitekim bu topyekun destek ve özellikle tüm dünyanın da baskısıyla Ruslar da barış masasına oturmak zorunda kaldılar. Taa ki, Şamil Basayev'in 1999'da "Başka bir ülke toprağı statüsündeki Dağıstan'a" girişine kadar. Ondan sonra tekrar alevlenen ateş Çeçenistan'ı ve Çeçenleri maalesef yaktı, şimdi neredeyse Çeçensiz bir Çeçenistan var. Çeçenistan'ın durumu bizleri elbette üzüyor, ancak yapılabilecek bir şeyimiz yok. Birileri tercihlerini yaptılar, Vahhabist kardeşleriyle şeriat devleti kuracaklar. Tanrı yollarını açık etsin, ne diyelim...

Benim buradan gördüklerime göre bakış açım bu, bilgilerinize sunarım.

Saygılarımla...



Fuat Aydemir
27.10.2005

Merhabalar,

"13 Ekim’de Nalçik’e yapılan saldırıdan Rusların haberi vardı ve 1500 kişilik tim ve ağır silahlarla bekliyorlardı. Ona rağmen saldırı hareketi değişmedi."

Yok, bunları ben söylemiyorum, Şamil Basayev sitesinde açıklamıştır. Ölen insanlar 20 ile 34 yaş arası Kabardey gençler ve tutuklamalar devam ediyormuş. Bu da Nalçik’ten aldığım haberler.

"Eylem Çeçenlerin bir başarısıdır" deniyor Zakayev tarafından ve saldırıyı kınayanları, kınayanlarımız çıkıyor burada ama neden kınadıklarını yuvarlak sözlerle geçiştiriyorlar.

Kınamıyorsan savunacaksın, güçlü tezlerinle. Yerinde ve zamanında yapılmış eylem diyebileceksin. Diyemiyorsan çamur atıp iz bırakmayacaksın. ‘’Merak ettim de’’ safsataları ile Vahhabicilik oynayacak ise kimliğini saklamamalı. Biz yıllardır Rus saldırılarına maruz kalarak bugünlere gelen halklarız, bir de içimize girip kelle avcılığı yapan Vahhabi aşiretiyle mi savaşacağız? Beslan’a saldıranlar Çeçenlerin temsilcisi olamazlar ama hala kendini temsilcisi sanan bu adamı savunanlarımız var.

Kirli oyunlar oynanıyor ama kültürümüz, geleneğimiz ve bilincimiz bu tehlikeyi en az kayıpla atlatacak yapıdadır diyorum. Bu Vahhabi aşiretinin bölgede başarılı olamaması için güçlü bir ekonomik yapılanma gerekiyor Kabardey’de.

Umarım yeni yönetimle gerekli adımlar atılır ve böyle senaryolar uygulanmaz Kabardey’de ya da diğer bölgelerde.

Saygılar, sevgiler...



Bekaldı
27.10.2005

C.C. Yöneticilerine;

İnsanların karşılarındaki muhatapları ile diyalog şekilleri değişkendir. Ben, fikirlerimi başlangıçta Genç Forum da yazarken eleştirici bir üslup kullandım. Ama gördüm ki arkadaşlar gerçekler gösterilince bana kızdılar.(Canları sağolsun)

Burada üslup değiştirdim ve fikirlerimi mizah yollu (alaycı) bir tarzda yazdım ama bilinmesini isterim ki; hiç kimsenin ya da kurumun şahsiyeti ile alay etmek ya da dalga geçmek istemedim. Sadece fikirlerimi bu tarzda yazdım.

Yine de insan kusursuz değildir. Bilerek yada bilmeden sizin yada bir başkasının şahsiyetine böyle bir yazım oldu ise özrü borç bilirim...

Sayın TAV, Mecit ağabey;

Size sevgim ve de saygım azalmaz, çünkü biz sizlerin önderliğinde dernekçiliği öğrendik. Sizin Şahsınıza daha önceden de söylediğim gibi laf söylemek benim haddime değil. Ben, fikirleri tartışmak için varım burada, kimsenin hele ki sizin kalbinizi kırmak aklımdan bile geçmez. Büyüğümsünüz, size karşı bir hakaretim olmadı ama siz yinede kimin neyi hakettiğini benden daha iyi bilirsiniz! Ben sizin ve de Kayseri Derneğinin fikirlerine katılmıyorum. Kınamak çözüm değil, denize düşen Yılana sarılır. Eğer siz el vermezseniz uzatılan ele uzanırlar.

Sevgili büyüğüm BAYKALDI H.;

Haklısın başka platformlarda hak sahibine verilir. Ama gel gör ki; oturduğu yerden bir kaç kulaktan duyma laf ile bu sayfalarda yazan arkadaşlara gönderme yapmadan duramayacağım. Sözlerim ortayadır. Nasibi olan kendine pay biçer.

1) Çizgiye ulaşmadan çizgi üstünde bulunan insanlar hakkında konuşmamak gerek.
2) Abhazya da Çeçenlerin yardımı inkar edilemez.
3) Savaştan sonra değil Çeçenler yerli Abhazlar ve diasporadan gelenler dahi TRAFEYN yapmışlardır. İlgili arkadaşıma duyurulur. Ama bunun adı yağma değildir.
4) Rusya'nın tarih boyu oynadığı oyunları görmeyecek kadar kör bir toplum muyuz? Sorarım!
5) Çeçenya da ki savaş sona erse de Kabardey ya a Adigey gibi bir özerk devlet olsa. Yeter artık akan kan dursun diyorum ben...
6) Küçük düşündüğün sürece büyük düşünenlerin uşağı olursun. Abhazya Çeçenya ve diğer topraklar üzerinde kurulan planlar durmadı durmayacak.
7) Gürbüz; yazılarında çok güzel noktalara temas ediyorsun ancak anlaşılamamak var ya işte insanı bitiren budur. Allah' a emanet olun.

NOT: Ben Kayseri Derneği adına bu bildiriyi yazanları ve bu bildiriyi destekleyenleri KINIYORUM... KINAYACAĞIM...Çünkü; kınamak çözüm yolu değil siz sorunu çözme yolu gösterin. O zaman en büyük destekçiniz olamaya çalışırım...

ESENKALIN...



Baykaldı-H
27.10.2005

Sayın Bekaldı-H,

Sonuçta Kayseri Kafkas Kültür Derneği'nin adı ile yayınlanan bir metin var. Bu konuda tahminler ile hareket etmek "çok sağlıklı olmasa gerek" diye düşünüyoruz. O yüzden öncelikli olarak derneğimizden bilgi edinmenizin daha yerinde olacağına inanıyor, anlayışınız için teşekkür ediyoruz.

Saygılarımızla.
CircassianCanada


Lezgi Ömer
28.10.2005

Sayın katılımcılarımız,

Sayın Lezgi Ömer beyin yazısı, sayın Baykaldı .H beyefendiye yanıt niteliğindeydi. Yalnız ''Adana Derneği'' başlığındaki yazıyı içeriği nedeniyle buraya alıyoruz.

Saygılarımızla.
CircassianCanada


Baykaldı.H
28.10.2005

Sayın Lezgi Ömer,

Olayların gelişim sürecini, tarihi akışını iyi süzemediğiniz anlaşılıyor. Lezgi olduğunuza göre Kayserili değilsiniz. Kayseri’ye pek uğradığınızı da sanmıyorum. Dernek hakkında pek bir bilginizin olduğunu da düşünmüyorum. Yaşadığım yeri içinde bulunduğum toplumu ne kadar iyi yorumluyorsunuz hayret ettim doğrusu. Ayrıca Çerkesliğin neresindesiniz onu da sorgulamak lazım. Birkaç kişinin paylaştığı Kayseri derneğinin bildirisini tüm halk paylaşıyormuş gibi algılamanızda talihsizlik. Kendinizi aydın mı sanıyorsunuz yoksa ayaydın mı? Her düşünceye saygı gösterilir ama bu düşünce değil yuvarlama. Kafkas derneği yönetiminden bir isim verebilir misiniz?



Lezgi Ömer
28.10.2005

Sayın Baykaldı .H

Bu forum başlığında bir derneğimizin yönetim değişikliğini kutlama mesajları yazılıyordu. Sayın Karakuyu bırakın kutlamayı, bir de konuyu Kayseri Derneği'nin bildirisini gündeme taşıdı.

Bu bildiriyi; demokratım diyen, barışçıyım diyen, din değil insan diyen, masum insanlara saldıranlara katil diyen her aklı selim insan imza atar.

Yine aklı selim bir insan kendine ''aydın'' demez sayın Baykaldı. Siz aydınsanız insanlar zaten aydın olduğunuzu çeşitli yollarla size hissettirirler.

Kayserili olmamam, halkın tepkisini dile getiren bir bildirinin altına imza atmamı engeller mi? Bu ne biçim mantık?

Birkaç kişinin paylaştığı dediniz bildiri tüm Çerkes sayfalarında asıldı. Tepki gösteren bir elin parmakları kadar. Onların da tıyniyetleri belli. Bu tıyniyettekiler tam manasıyla dinciliği Çerkesliğin önüne geçirenlerdir. Bunların her ortamda olduğu gibi bu derneklerde de mescit açmak için ellerinden geleni artlarına koymadıklarını görmemize mani değil. Dernek ibadet mekanı mıdır da mescit istenir? Sayın Baykaldı insanları saf sanmayın. Herkes her şeyi görüyor. Dinciler her şartta ve ortamda yuvalanmak istiyorlar.

Birde en önemli mesele, sizin kendinizi o toplumda olmanızı sanmanız. Sayın Baykaldı siz o toplumda değilsiniz. Öyle olsanız, ellerine silah alıp cihat diye yola düşenleri savunmak yerine, gerçek Çerkeslerin yanında olurdunuz.

Kafkas derneğinden isim istemenizde ayrıca çok komik. Ben sizin gibi insanlara değil fikirlere bakıyorum sayın Baykaldı. Dernek yönetiminde kimin olduğunun ne önemi var? Böyle halkın duygularını dile getiren bir bildiriye imza attılar mı? Attılar. İşte bu nedenle onlara sevgi ve saygılarımı sunuyor ve tüm kalbimle destekliyorum.

Gelelim Nalçik'e saldıranlara:

Hiç mi dikkatinizi çekmedi? Bu saldırıyı yakından takip eden iki site oldu. Biri Karaçay sitesi biri Fetullahçıların sözüm ona Kafkas sitesi. Eğer kendinizi aydın olarak görüyorsanız haberleri bir de aydın kimliğinizle okuyun.

Belki haberiniz yoktur, bu dinci sitelerden öğrenebilirsiniz. ABU İDRİS kimmiş biliyor musunuz? Bilmiyorsanız bir araştırın. Çok şaşıracaksınız.

Saygılar.



Musost
28.10.2005

Sayın Baykaldı-H.

Sayın Lezgi Ömer beye vermiş olduğunuz cevaba açıkçası çok şaşırdım. Siz Lezgi Ömer beyi tanıyor musunuz? Aydın olmanın sınırı nedir, sizce kim aydın, sizin düşüncenizde olanlar mı? Sanırım burada kim aydın-kim ayaydın onun muhasebesi yapılmıyor, fikirler ortaya konuyor. Bu konuda biraz daha objektif olmanız gerekiyor.

Ayrıca madem Kayserilisiniz, madem Kayseri'desiniz bir zahmet gidin dernek yetkililerinden yüz yüze cevabınızı alın. Derneğinizle bu kadar kopuk bir şekilde aynı ilde olmanız neden?

Kayseri derneği son derece yerinde bir açıklama yaptı, bu yüzden de bu cesaretleri için kendilerini kutluyorum. Yapan kim olursa olsun, amaç ne olursa olsun bu şekildeki iğrenç bir saldırı haklı olamaz. Yanlışları düzeltmenin yolu da bahaneler bulmaktan değil adam akıllı politika üretmekten geçer.

Saygılar.



Baykaldı.H
28.10.2005

Sayın Lezgi Ömer,

Yazınızı eleştirirken sizin şahsınıza veya kimliğinize herhangi bir dokundurma olmamıştır. Sadece insanların kendi görüşleri doğrultusunda yapılan açıklamalar karşısında hemen şakşakçılığa soyunmasını eleştiriyorum. Dini tam olarak yorumlayabilseydiniz dinin merkezinin insan olduğunu anlardınız. Dinimiz elbette masum insanların öldürülmesine karşıdır. Bir insan öldüren, bütün alemi öldürmüştür. Demekte yüce dinimiz. Siz nasıl olaylara tepkinizi koyuyorsanız Nalçik’teki bu eylemi yapan Kabardey gençleri de kendilerine yapılan zulümlere (yapılan zulümleri bilmiyorum demeyin) tepki göstermişlerdir. Yaşanan süreci lütfen iyi değerlendirelim.

Dinciliği Çerkesliğin önüne geçirme mantığını pek anlamış değilim. Ayrı bir kainatta mı yaşıyorsunuz? Okyanustaki bir damlayı okyanusun önüne nasıl geçirebiliyorsunuz? O damlacık okyanusa dahil değil mi? Zamanında sizin derneklerinizde Lenin posterleri asılırken neden tepki vermediniz acaba? Nesli tükenmekte olan böyle düşüncelerin varolduğuna hala şaşmamak elde değil. Derneklerde kılınan namazın açılan mescidin sizin zihniyetinize ne zararı var acaba? Yıllardır dinsizliğin, sosyalizmin propagandasını yapan dernekler bu düşünceyle tabanını kaybetti. Ama görüyorum ki bu karanlık düşünceler hala var.

Birkaç kişinin paylaştığı bildirinin eleştirisini ulusal gazetelerde yayınlatsam herkes benim fikrimde mi olacak sayın Lezgi Ömer (Ha isminizi değiştirmeyi düşünmediniz mi hiç? Baksanıza buram buram İslam kokuyor)?

Ayrıca toplumdaki yerimi hatırlattığınız için teşekkür ederim. Benim sizin yerinizi hatırlattığım içinde bir teşekkürde ben bekliyorum. Kendimi aydın olarak görmek ne haddime. Bütün dünya kendini aydın olarak görenlerden çekti. Kitap yazmakla, şiir yazmakla, makale yazmakla aydın olunmaz. Büyük bir kitleyi bir cümlenizle harekete geçirebiliyorsanız, onları doğru yönde yönlendirebiliyorsanız, anında doğru kararlar verebiliyorsanız, kendi insanlarınızı bölmek yerine onları birleştirebiliyorsanız, geleceği iyi görebiliyorsanız aydınsınız. Varsa böyle bir tanıdığınız hep beraber gidelim peşinden. Ama yok, sizin zihniyetinizle insanlarımızı sağcı solcu, dindar-dinsiz, Çeçen-Abaza,Hatukuay-Kabardey, Work-kajer, vs. diye bölen insanlar hiç Çerkes bulamayacaklar sonunda.

Haber kaynaklarım sadece dinci siteler değil mesleğim gereği bütün İngilizce gazeteler, siteler, makaleler, hatta Rus gazeteleri. Taraflı tarafsız bütün yayınlar. Dün gönderdiğim çevrilmiş bir yazıyı sanırım site yayınlamadı. Radikal gazetesinin bir haberi.

Sayın Lezgi Ömer ben dinci değilim, din satmıyorum. Ben Müslüman, Çerkesliğini dili-kültürüyle, oyunlarıyla, ruhuyla yaşayan sıradan bir Kabardey’im. Siz diyebilir misiniz bende dili ve kültürünü yaşayan, ateist bir Lezgi’yim diye?

Sayın Musost insanları tanımak için yüzlerine bakmak gerekmez, bir cümlesi ele verir insanı. Dernekle kopuk olan birisi bu yazıları yazamaz diye düşünüyorum. 15 yıldır içindeyim. Neyin ne olduğunu gayet iyi biliyorum. Doğru adamakıllı politika üretemediğimiz için bu sıkıntıları yaşıyoruz. Peki ama kim üretecek? Ben değil kendini aydın zannedenler herhalde.

Benden de size saygılar...



Musost
28.10.2005

Sayın Bekaldı.H,

Bende Lezgi Ömer beye de size de katılıyorum. Ne mescidin ne de Lenin'in posterlerinin yeri dernekler değildir. Derneklerde neden mescid ya da Lenin posteri olsun ki? Mescide karşı çıkılıyor çünkü Türkiye'de adım başı cami var. Kimse dine karşı değil fakat bu şekilde din siyaset olarak karşımıza çıkınca olmuyor.

Dernekler kültürel etkinliklerin yeri yurdu olmalı. Dinlinin-dinsizin, sağcının-solcunun hep beraber gidebileceği bir yer olmalı ve amacı sadece Kafkas kültürünü yaşatmak olmalı. Haksız mıyım?

Ayrıca bu çirkin saldırıyı kınayanlar neden karanlık düşünceler oluyor onu da anlamış değilim. Burada bu şekilde sonuça ulaşmamız sanırım mümkün görünmüyor. O yüzden uzatmaktan yana da değilim. Görülen o ki siz Kayseri derneğini kınamaya, bizlerde saygı duymaya devam edeceğiz.

Evet bu toplum birleşmeli, ortak politikalar üretebilmeli tek çıkar yolumuz bu. Bunu bilerek hareket etmek zorundayız. Gubsege Grubu bunu başardı, tüm Kafkas halklarından arkadaşlarımızı bir araya getirdi, ortak heyecanı yarattı. Bu neden genişlemesin ki, neden olmasın ki neden? Sadece bizler inanalım yeter.

Saygılarımla.



Gürbüz Yalçınkaya
28.10.2005

Sayın Mecit Tav ;

Verdiğiniz cevaplar için teşekkür ederim.

Saygılar...



Lezgi Ömer
28.10.2005

Sayın Baykaldı,

Şakşakçılık yakıştırmanızı kendi adıma aynen size iade ediyorum.

Dinin merkezinde insan olsaydı, bu katiller çoluk çocuğa, masum halka saldırıp ellerini kana bularlar mıydı? Dininiz masum insanların öldürülmesine karşıysa öldürülen çocuklar masum değil miydi?

‘’Siz nasıl olaylara tepkinizi koyuyorsanız Nalçik’teki bu eylemi yapan Kabardey gençleri de kendilerine yapılan zulümlere (yapılan zulümleri bilmiyorum demeyin) tepki göstermişlerdir.’’

Yukarıdaki sözlerinize kendiniz de inanmıyorsunuz ama ben bir daha açıklayayım. Orada Kabardey genç falan yok. ABU İDRİS yönetiminde değişik halklardan katiller var. Eğer bu katliam girişimi başarılı olsaydı şu anda o Kabardey gençlerinin yerini Çeçenler alacaktı. O kadar farklı gazete okuyorsunuz, mesleğiniz icabı Rusça bile haberleri takip ediyorsunuz ama bunu göremiyorsunuz. Şaşırtıcı.

Gelelim derneklere açmak istediğiniz mescitlere. Namazını kılacaksan gider camide kılarsın. Sana kim ne diyebilir veya şimdiye kadar camiye gidiyorum deyince dernek başkanı seni göndermiyor mu? Dernek cami mi? Dincilerin temel yöntemidir bu. Yavaş yavaş girerler her yere. İnanç özgürlüğü derler arkasından hadi namaza.

Sizin yazılarından sanki siz başka kainatta yaşıyorsunuz. Yarın bu site sahipleri bizde derneklere kilise kuracağız derse ne yapacaksınız? Yok… O zaman onlar misyonerlik yapıyor olurlar değil mi?

İsmimi ve nüfus cüzdanımdaki din kısmını ben doldurmadım. Hemen hemen her Çerkes’in başına gelen bizim de başımıza gelmiş. Adımı nüfus memuru koyarken dinimi de devlet belirlemiş.

Aydın kavramını bilmiyorsunuz o nedenle bence o konuyu hiç yorumlamaya kalkmayın. Yok ama aydın nedir ciddi olarak öğrenmek istiyorsanız, size ayrıca memnuniyetle yazarım.

Bu zamana kadar -takip ettiğim kadarıyla- en doğru yazınız bölücülük konusu. Fakat onu da ters yerden almışsınız. Bölücülüğü, kendi halkına ‘’kafir’’ diyen, onları çoluk çocuk demeden kurşun yağmuruna tutan, bunu da derneklere mescit açarak alt yapısını oluşturan zihniyet yapıyor.

Sizin dinci olup olmadığınız bilemem. Fakat, dinci katillere arka çıkan, derneklere mescit açmak için çabalayan yazılarınız sizi öyle gösteriyor. Siz sıradan bir Kabardey olabilirsiniz, en azından öyle gösterme gayreti içinde olabilirsiniz. Ben sıradan bir Lezgi değilim. Ben her şeyimle Lezgi’yim.

Saygılarımla...



Baykaldı.H
28.10.2005

Sayın Lezgi Ömer,

İslam dinine bu kadar kin nefret niye, insanlar yaptıklarının bedelini kendileri öderler. Kişilerin yaptıklarından dolayı başka kişi veya kurumlar asla suçlanamaz. Nasıl ki, sizin bu miadı bitmiş düşüncelerinizden dolayı benim bütün Lezgileri suçlayamayacağım gibi. Derneklere ille de mescit açılsın diye bir iddiam da yok. Sadece oraya gelen dini bütün insanlar o anda bir namaz kılma zorunluluğu duyduğunda temiz bir odanın bulunmasını istemek normal olsa gerek.Ayrıca derneklerimizde kilisenin olmasının, hatta havraların olmasının bile bence bir sakıncası yok. Mozdok’ta ki Kabardeylerin Hıristiyan olması bile bana hoş geliyor. Demokratlığımızı gösterir. Dinle benim sorunum yok. Sorunu olan sizsiniz.

ABU İDRİS’İN adını ağzınıza alırken de besmele çekin diyemeyeceğim eminim onu da bilmiyorsunuz. Abu İdris’in bir sözünü de size hatırlatayım ; Erkek, savaşabilen değildir, düşmanının nerde olduğunu bilendir; Sizinde en azından Türkçe siteleri gezip daha detaylı bilgiler edinmeniz gerekir. İsterseniz size göre bir aydın tanımlaması yapayım. Devletini milletini satan, insanlar arasında ayrımcılık yapan, bölücülük yapan, insanların hassasiyetleriyle oynayan, insanları birbirine düşüren, din düşmanı ateistlerdir desem kabul buyurur musunuz? Tabi günümüzün modası aydın sayılmak için saldır Müslümanlara, dine en büyük aydın sizsiniz.

Bizim milletimiz bunu asla yemez sayın Lezgi Ömer bey. Sizi bu milletin bir ferdi olarak görmediğim için, buyurun saldırıya devam edin. Ki, bizim Adige insanı ne olursa olsun haddini her zaman bilir. Bir Çerkes atasözünü hatırlatayım; GUPŞISEW PSATLE, ZIPTLIHİ TTIS.

Rusya’nın sizin gibi dostları olduğu sürece daha çok Çerkes kanı içer. Tekrar ediyorum ben geleneklerini, kültürünü, dilini kalbinden hissederek yaşayan sıradan bir Kabardey’im. Keşke her şeyinizle tam bir Lezgi olabilseniz, çünkü düşüncelerinize ters, milliyet ayrımı yapmak, insanları Lezgi, Kabardey, Çeçen vs. diye ayırmak evrensel düşünceye ters. Başka bir kulvarda yarışmayı düşündünüz mü?



Şhalaxhue
30.10.2005

Kim ne derse desin, derneklerde bir temsil sorunu var. Tartışmalarda bunu açıkça gösteriyor...


Kayseri'den Bir Adige
30.10.2005

Saygıdeğer Mecit Tav,

Başkanlığınız döneminde de yönetim kurullarını toplayarak kararlar alırdınız. Bu kararlar neticesinde nerede ise tek gözle bir yazıhaneye kalacaktık. Acaba siz bazı yönetimleri savunana kadar şapkanızı önünüze koyarak bazı şeylerin eleştirisini kendi kendinize bir yapın.

Şimdi savunduğunuz yönetime bırakmış olduğunuz mirası bir değerlendirin. Acaba bu savunmalarla günah mı çıkartıyorsunuz? Kendime sormadan edemedim.

Saygılar.



Erkan Batır
31.10.2005

Sayın Abrek 2

Kayseri Derneği'nin yayınladığı bildiri dernek başkanı sayın Mehmet Mırza Şıklaroğlu tarafından oluşturulmuş ve başkanlığını da kendisinin yaptığı bir çalışma grubunun yaptığı teknik çalışmayı müteakip ortaya çıkan metnin dernek yönetim kurulunda müzakere edilmesini ve yayınlanması yönünde yönetim kurulunun aldığı kararı müteakip yayınlanmıştır. Arzu eden bu bilgiyi dernek başkanı Mehmet Mırza Şıklaroğlu'ndan teyid edebilir. Derneğin kendi web sayfasında dahi yayınlanan bir bildiri ile ilgili olarak ileri sürülen bu iddialar edepsizlik boyutunu aşmış durumdadır.

Saygılarımla...


Mecit TAV paylaşmadığım düşünceleri de olmakla birlikte samimiyetinden asla kuşku duymadığım, bu derneğe 10 yılın üzerinde emeği geçmiş, dernek her ihtiyaç duyduğunda maddi-manevi derneğin yanında/içinde/arkasında olmuş bir figürdür... Bu gerçekleri yok sayarak Mecit TAV ismi üzerinde yapılacak bir tartışma anlamsızdır. Derneğe bıraktığı ya da bırakmadığı mirasın muhatabı ismini dahi açıklamayan bir figürden çok yönetim kurulu olup, emin olun hepsi de kırıp dökmeden bunu konuşan/paylaşan olgunluğa sahip insanlar...

İsmini açıklarsın ve istediğin mekanda Mecit TAV'ın da bulunduğu bir ortamda Mecit TAV ile ilgili konuşmak istediğin herşey konuşulur. Gerisi dedikodu biçimini alır... Ben Mecit TAV 'ın bu derneğin en önemli figürlerinden biri olduğunu düşünüyorum , Mecit TAV'dan ricam bu tartışmaya taraf olmamasıdır. Biz gereken her şeyi yaparız ahte vefa gereği...

Saygılarımla...



Mecit Tav
31.10.2005

Erkan Batır'a gecikmiş bir temsil yetkisi vermiş oluyorum.

Yazdığı yazının içeriğindeki düşüncelerini benimsiyorum. Bu tartışmaya taraf olmamaya çalışmakla birlikte, kimliğini tahmin ettiğim bu zat-ı muhteremin açıkça karşımıza çıkıp şu işi şu şekilde yanlış yaptınız diyebilme olgunluğu göstermesini bekliyorum. Yahu kimseyle dernekle ilgili veya şahsımızla ilgili eleştirisi yüzünden bugüne kadar kavga etmedik. Bu ne çekingenliktir?

Samimiyetle şunu söylemek istiyorum; Açıkça karşımıza gelinip veya biz münasip mekana davet edilip yapılacak tartışma ve konuşmalardan kötü sonuç çıkmayacaktır. İkna olmaya da ikna etmeye de hazırız ve gerçekten samimiyiz.

Saygılarımla...



Semra Ademey
31.10.2005

Değerli Katılımcılar,

Çok değerli Mecit bey, hepinizin affına sığınarak sadece rumuz ile Mecit beyi burada sorgulamaya kalkacak birisini şiddetle kınıyorum.

Sayın ''Kayseri'den Bir Adige'', ben yıllarca Kayseri'de değilim ama sizlere neler yapıldığını anlatabilirim. Sizde görmek isterseniz görürsünüz. Yaptığınız hiç hoş olmadı.

Sayın Tav, asla cevap dahi vermenizi istemem. Lütfen. Kimin ne olduğunu, ne yaptığını az çok herkes bilir. Beğenmeyen rumuzla değil ismi ile buyursun görev başına.
Bizlerde elimizden gelen desteği veririz.

Saygılarımla.



Abdurrahim Atçı
31.10.2005

Sayın Kayseri'den bir Adige, olduğunu iddia eden arkadaş!

Ben şahsen Kayserili değilim. Sayın Mecit Tav beyefendiyi de bu sene GUBSEGE grubu sayesinde tanıdım. Kendilerinin sadece Kayseri için değil bütün Çerkes ailesi için değerli bir zat olduğunu düşünüyorum. Gubsege grubunun yapmış olduğu etkinliğe verdiği destek böyle düşünmem için yeterlidir sanırım.

Kendilerini böyle isminizi dahi yazmadan eleştirmenizi kınıyor, sayın Mecit Tav beyefendiye saygılarımı sunuyorum.

Saygılarımla.



Abrek-2
31.10.2005

Değerli katılımcılar, Sayın Abrek-2

Kayseri Derneği’nin yayınladığı bildiriye ilişkin eleştirilerde bulunmanız son derece doğal. Ancak konu bildiri eleştirisinden çıkıp kişisel suçlamalara dönüştürülmemelidir.

Sayın Abrek-2, eğer Kayseri Derneği’mizin önceki yönetimi ile ilgili değerlendirmelerde bulunacaksanız, bunu kişiselleştirmeden yapınız. Bize gönderdiğiniz yazının yayınlanmasını istiyorsanız prensiplerimize uygun yazmalısınız.

Saygılarımızla.

CircassianCanada


Abrek-2
01.11.2005

Sayın CC yöneticileri,

Prensiplerinize kesinlikle saygı duyuyorum. Öyle de olması gerekir. Ancak şunu belirtmek isterim ki yazılarımda kesinlikle, kimseye karşı hakaret etme ve ya kişiselleştirme gibi bir niyet yoktur.

Elbette yazlarımızı yayınlama mecburiyetiniz yoktur. Hakaret olmadığı sürece yayınlanmasında herhangi bir sakınca görmüyorum. Yazılarımda biraz ağır eleştiriler olabilir. Ama insanların gözümüzün içine baka baka yalan söylemeleri bizi üzüyor.

Kayseri'nin yayınladığı bildiri aslında bir kişisel düşüncedir. Dernek başkanının yayınlamadığı ve ya yönetimden pek çoğunun haberi olmadığı halde, bu bildirinin alel acele, pek çok yanlışlarla kaleme alınması sanki Kayseri kamuoyunun böyle bir düşünceyi paylaştığı gibi bir izlenim vermesi elbette bizi derinden yaralamıştır.

Ki bu bildiriyi yayınlayanlar dernek yönetiminde bile değiller. Bu bildirinin kesinlikle silinmemesini istiyorum zira zamanı gelince bir tokat gibi yüzlerine vurulacaktır.

Sayın CC yöneticileri yazıyı yayınlamanız konusunda ısrar etmiyorum, bahaneniz kişiselleştirme konusu ise diğer yazılara bir daha göz atmanızı istiyorum. Kiminkinde kişisellik yok. Birbirini kınayanlar, öpücük gönderenler, iltifatlar vs.

Sizi asla kınamıyorum prensiplerinizden dolayı ama benimkisi yalanı dolanı ortaya çıkarmak.

Teşekkürler.



Elbruz
01.11.2005

Merhaba,

Kimse kimseye yardım etmiyor diye başkaları tarafından yargılanamaz. Şamil Basayev ve adamları gerekli yardımı zaten Amerika'dan alıyorlar. Amaç belli.

Yorulmayın.

Saygılar



Erkan Batır
01.11.2005

Sayın Abrek 2

Kayseri Derneği'nin yayınladığı bildiri dernek başkanı sayın Mehmet Mırza Şıklaroğlu tarafından oluşturulmuş ve başkanlığını da kendisinin yaptığı bir çalışma grubunun yaptığı teknik çalışmayı müteakip ortaya çıkan metnin dernek yönetim kurulunda müzakere edilmesini ve yayınlanması yönünde yönetim kurulunun aldığı kararı müteakip yayınlanmıştır. Arzu eden bu bilgiyi dernek başkanı Mehmet Mırza Şıklaroğlu'ndan teyid edebilir.Derneğin kendi web sayfasında dahi yayınlanan bir bildiri ile ilgili olarak ileri sürülen bu iddialar edepsizlik boyutunu aşmış durumdadır.

Saygılarımla...



Erkan Batır
01.11.2005

Kayseri Kafkas Derneği’nin yayınladığı bildiride yazılan hiçbir şey Kafkas Dernekleri Federasyonu, Duneypso ADİGE-ABAZE XASE ve diğer Kafkas dernekleri tarafından aksi düşünülen hususlar değildir. Üstelik bildiride yazan hususlar bahse konu derneği kuran ve bugünlere getiren insanların düşüncelerine de aykırı değildir. Sorun şu sanırım: İnsanlar Kayseri Derneği'nin kendileri gibi düşünmek zorunda olduğu gibi hastalıklı bir inanca sahipler. Dernekler belirli bir amaç için kurulan ve amaçlarını, faaliyet biçimini kurucularının belirlediği, aynı amaç ve düşünceyi paylaşan insanların katıldığı organizasyonlar. Yani zannedildiği gibi derneklerin her arzu edenin düşüncelerine uymak gibi bir zarureti yoktur.

Kendini Çerkes kabul eden her birey , derneklerin kendi düşüncesine uymak zorunda olduğunu düşünüyorsa çok büyük yanılgı içindedir. Yani konunun özü, dernekle aynı perspektifi paylaşmıyor iseniz; ya kendi derneğinizi kurarsınız ya da bulursanız size uygun bir derneğe katılırsınız. Aksi durum, anlamsız.

Kayseri Kafkas Derneği, Kafkas Dernekleri Federasyonu ve DÇB'nin kuruluş tartışmaları, genel kurul tutanakları ve bildirileri incelendiği zaman görüleceği üzere o bildiride yazan hiçbir şey yeni değildir. Bahse konu örgütlerin düşüncesi ve felsefesi budur. Beğenmeyen kendine yeni bir örgüt kurar...

Saygılarımla...



Mecit Tav
01.11.2005

Sayın ABREK 2'YE AÇIK ÇAĞRIDIR.

Tüm sorularınız ve aklınıza takılanlar için yüz yüze, telefon veya e-mail yoluyla bana ulaşırsanız, sorununuzu çözmek konusunda samimi çaba göstereceğimin sözünü veriyorum. Yok derneğimizle, kültürümüzle ilgili konularda hata yaptığını düşündüğünüz insanları açıkça ve gerçek kimliğinizle eleştirecek medeni cesaretiniz yoksa (bu korkak ve çekingen tavra hiç yakışmayan bir şekilde Abrek nick'i kullanarak) ortalığı karıştırmayınız, suyu bulandırmayınız. Yok yazınızda iddia ettiğiniz gibi kamuoyunun bilgilenmesi zorunluluğu duyduğunuz bir gerçek var ise hodri meydan, biraz medeni cesaret. (Buraya kadar şahsi hitaptı.)

Genele hitaplarım:

Değerli hemşerilerim,

Günlük yaşam kaygılarından fırsat bulup örgütlerimiz, kültürümüz ve geleceğimiz için biraz zaman, para, emek harcayan bir kimsenin tabiri caizse niteliği belirsiz çamurlar atılarak yıpratılması gayretlerinin somut bir örneğini görüyorsunuz. Bu demek değildir ki, hiç kadir kıymet bilen insanımız yoktur. Elbette vardır, yukarıda gördüğünüz üzere bu sitedeki yazıları sayesinde tanıdığım Semra Ademey bacım ve kendisiyle henüz tanışamadığım Abdurrahim Atçı kardeşim gibi emek veren insanlara değer veren hatırı sayılır sayıda hemşerimiz de elbette var. Ancak örgütlenme ve örgütlerde özellikle amatörce hizmet verecek o kadar çok insana ihtiyaç var ki, özveriyle bir şeyler yapmaya çalışan hiç bir kimseyi yıldırmaya uzaklaştırmaya kaybetmeye hakkımız yok. Eğer bilinen ve gerek dernek çevresinde, gerekse yasal merciler önünde sorgulanması gerekli bir şey varsa elbette usulünce ve zamanında bunların dile getirilmesine engel de yoktur. Hatta yeri geldiğinde medeni şekilde ilgilisinden bizzat hesap da sorulabilir. Ancak çamur at, izi kalsın tarzı bizlere yakışmıyor.

Saygılarımla...



Erkan Batır
01.11.2005

Kaldı ki, diasporadaki derneklerin kuruluş çalışmaları ve federasyonun kuruluş döneminde tartışılarak tasfiye edilen konular, bir eleştiri olarak Kayseri Kafkas Derneği'ne yöneltilmektedir. Dikkatini çekerim ki, bu konular tartışılarak tasfiye edilmiştir. Diyeceksiniz ki, kim ile tartışıldı? Tabii ki, kurucuları ve dernekleri yetkili organları ile tartışıldı. Artık şunu lütfen anlayın. Sadece Adige anne babadan doğmak dışında bu örgütlerle hiçbir ortak paydası olmayan insanların ne düşündüğünün; ne Kayseri Kafkas Derneği, ne federasyon ne de DÇB açısından bir anlamı yok. Her örgütü kendi amaçları bağlar...

Saygılarımla...


Abrek-2
01.11.2005

Sayın Erkan Batır,

Dernekleri yıllarca kendi düşünceleri doğrultusunda -siyasal olarak- yöneten, dediğiniz gibi sadece Adige bir ana babadan doğmak dışında hiç bir paydası bulunmayan zihniyete yıllarca neden tahammül edildi acaba? Eğer Kayseri derneği işlevini gerçekten yerine getirebiliyorsa yıllardır neden bir milletvekili bile çıkaramadınız? Yanlış siyaset, yanlış zihniyet. Tabanı suçlarsanız eğer, demektir ki tabanın yeterince desteğini alamamışınız. Eğer sizin zihniyetiniz tabanı bölmeseydi bir değil en az iki milletvekilimiz vardı. Aynı hataları yapmaya devam ediyorsunuz. Ayrıca sizin görüşleriniz derneğin görüşleriyle örtüşüyor mu? Dernek yönetiminde misiniz yoksa dışardan mı destekliyorsunuz? Son bir merak, dernekçilikte yeni misiniz?



Abrek-2
01.11.2005

Her şeyin bir sırası var. ABREK isminin ne anlama geldiğini bilenler lütfen izah etsin. Bu nicki kullananlar asla korkak olamazlar. Karşılıklı kişiselleşmeler olduğu için tekrar özür diliyorum CC yöneticilerinden. Amacım kimseyi suçlamak, bulanık suda balık avlamak değil biraz merak. Siz hiçbir şeyi merak etmiyor musunuz?



Ergün Şahin
01.11.2005

Abreg ismini kullanmak, bir insanın korkak olmadığını göstermez.

Sanal provokasyonların tümünü kınıyorum.



Hatko Vural
01.11.2005

Selamlar

Sayın Abrek merak ettim de daha iyisini yapacaksanız neden çıka gelmiyorsunuz derneklere ve yönetimi ele almıyorsunuz acaba?

Ve merak ettim Abrek'in anlamı ne ola ki?

Şahsi cesaretiniz hakkındaki methiyelerinizi de takdire şayan doğrusu. Kendin söyle kendin inan misali...
Nasıl görünürsen öyle bilinirsin, nasıl bilinirsen de öyle anılırsın diye bir Adige ata sözü var bilmem merak edipte okudunuz mu hiç?

Saygılar.



Abrek-2
01.11.2005

Provokasyonun sanalı da gerçeği de çok tehlikelidir. Hala anlaşılamıyorum amacım insanları karalamak değil elbette. Sadece yapılanları ve yapılmayanları bir merak dürtüsü içinde ortaya koymak. Eleştiri sadece yüz yüze olmaz. Zira yazılan yazılarla, hep sanal ortamda yapılmakta bu tartışmalar. Gerçek bir Çerkes ‘’abrek’’in anlamını bilerek o isme halel getirmez.

Sayın Hatko Vural, sizi de meraklılar tarafına çektiğim için sevindim. Biliyorsunuz ki, büyük buluşlar hep bir merakın sonucunda ortaya çıkmıştır. Dernek içinde bulunduysanız bilirsiniz satranç misali üyeler Şah’ın piyonlarıdır. Hatta zaman zaman piyonların Şah niyetine konduğu da görülmüştür. Ama Şah’ın yapabileceğini elbette piyonlar yapamaz.

Tekrar ediyorum amacım kimseyi rencide etmek ya da bir şeyleri provoke etmek değil. Derneklerde yapılan yanlışları sanal da olsa eleştirmek. İnsanların merak duygusu bebeklikten başlar. Eğer merak etmezseniz hiç bir şeyi öğrenemezsiniz. Fazlası zarar mı bilmiyorum. Onu da merak ediyorum.

Bol meraklı günler.



Müzeyyen Kip
02.11.2005

Sayın Abrek 2,

Biz bilmiyoruz kabul edelim de size soralım, Abreklere yakışıyor mu Abrek nick'nin arkasına sığınıp da geçmişin hesabını en son görev yapan bir dernek başkanına sanal saldırı yapmak?

Selamlar.
 
sayfa  1    2    3    4