CircassianCanada Notu:
Aşağıda yayınlanan
metinler Denetim Kurulu Üyelerimizce denetlenip yayına
verilmiştir.
Harzınas
28.12.2006
Merhabalar,
Öneriniz çok güzel. :) Özellikle bekar Adigelerin destekleyeceğine
eminim. Ama öyle kızlarımız var ki onlar sanal değil uzaylı
birilerini arıyorlar sanırım. :) Bende daha önce bazı
sitelerden msn adresi alıp konuşmak tanışmak istediğim bir kaç
kişi olmuştu. İlk sözüm merhaba idi, karşılığı "sen kimsin" oldu.
Çerkes olduğumu yazdım adımla birlikte, anlamsız ve agresif
cümlelerle karşılık verdi. Anında sildim tabi ki adresini. Herkes
aynı olmayabilir tabi. Ama ben hiç bir Çerkes'ten beklemezdim
böyle bir tepki.
Bu amaçla bir sayfa açılırsa isteyen gelir derdini anlatır, daha
güzel olur tabi. Ben hala ümidimi koruyorum.
Wuzınşaw.
Khuna
28.12.2006
Sinem hanım,
O konuda haklısınız, genç kızlarımızın çok daha fazla çekincesi
olacaktır ama sözünü ettiğimiz kurum ya da yapı, gizlilik
ilkelerine dikkat ederse ve bayanlar da biraz daha sizin dediğiniz
gibi milletin dediğini değil, kendisi için en iyi olanı göz önünde
bulundurursa sorun yavaş yavaş aşılır bence. Yani bir bayanın ya
da bayın bir düğün ortamına gidip kaşen bulması da dolaylı da olsa
bu kapıya bir yönelim değil mi? Bence böyle bir kurumdan gelen
adaylar arasından bir değerlendirme yapmak da düğünde gelen
kaşenlerden birini seçmek gibi algılanırsa en iyisi olur. :)
Teşekkürler.
Sinem Kuşdoğan Tekin
28.12.2006
Biz Asetin'iz. Benim eşimde öyle ve bizde kaşenlik yok. Çok merak
ediyorum: Anne ve babalarınızda sizin bu kaşeninizi biliyor mu?
Peki kaşeninizden ayrıldıktan sonra başka bir yerde karşılaşınca,
ne yapıyorsunuz? "O" başka biriyle kaşenlik ederken, rahatsız
olmuyor musunuz?
Kaşengoja
28.12.2006
Sevgili Sinem,
Ben de Kabardey'im. Kaşenlik öyle çekinilecek veya gizlenecek bir
şey değil ki. Akraba olmaması halinde her durumda normaldir.
Ayrıca anne-babalardan gizlenme amacıyla değil de büyük olmaları
nedeniyle aradaki mesafe nedeniyle hiç onlara bahsedilmez. Ama
gıyabında çoğu anne-babanın da bilgisi vardır. Çok ciddi anlamda
evliliğe doğru giden kaşenliklerde.
Tabi bunları size anlatmam veya sizin böyle anlatmayla anlamanız
ve ne anladığınız bana biraz garip geliyor. Kaşenlik bittiğinde
karşılaşılması halin de ne olur? Gayet normal, ne olur ki bitti
diye bir şey yok ki, o benim kaşenimdi denir, gelir geçer. :)
Çerkes olup da kaşenin olmadıysa ben sana diyebilir, ne
anlatabilirim ki sevgili Sinem? Ancak bu kadar yazıyla ifade
edebilirim.
Sevgiler.
Yelkan
28.12.2006
Merhaba Sinem hanım,
Bende Asetin'im, sizi de bir Çerkesle (özellikle de İronla)
evlenebilmenizden ötürü kutlarım.
Sinem Kuşdoğan Tekin
29.12.2006
Sevgili Yelkan,
Teşekkür ederim. İnşallah sizinde kısmetinizde bir İron vardır.
Allah hakkınızda hayırlı olanı versin.
Yusuf
03.01.2007
Sinem hanım, bir yazınızda ''kısmetin önüne kimse geçemez''
dediniz. Bende buna inanırım fakat şu ana kadar bu konuları
araştırmadığımdan sizin ve diğer katılımcıların bilgisine
başvurmak istiyorum.
Bu kısmet olayı tam olarak nedir; insanlar doğduğu günden itibaren
kiminle evleneceği belli midir? Yoksa insanların bir tercih hakkı
var mıdır? Veya kısmet insanların yaşam tarzına göre midir, yani
bir insan nasılsa kısmeti de ona layık birisi mi olur?
Saygılarımla.
Frag Nicht
03.01.2007
Yusuf bey,
Naçizane bir şey söylemek isterim. Bu sorduğunuz konu o kadar
önemli, ince ve o derece büyük ilim gerektiren bir konu ki, kimse
kırılmasın ama ben bu forumda bunu cevaplayacak kimse
olduğunu sanmıyorum. Kastınız geleneksel anlamda değil de "kader"
mevzu dahilindeki anlamıysa şayet.
Bence bu işin ehli olan insanlarla temasa geçerseniz çok daha
sağlıklı bilgiler edinirsiniz, bana öyle geliyor en azından.
Ayrıntıları şu an aklıma gelmemekle birlikte, çok büyük alimlerden
birinin dahi bu mevzuda açıklama yaparken hata yapmaktan çok büyük
korku duyduğunu ve çekindiğini okuduğumu hatırlıyorum. Tabi ki
kısmet ve nasipten kastınız dediğim gibi gelenekselleşmiş
anlayıştaki içerikleriyse bu tavsiyemi de söylenmemiş
sayabilirsiniz. :)
Saygılarımla
Yusuf
03.01.2007
Sayın Frag Nicht bey,
Evet kader mevzu dahilinde sormuştum o soruları. Açık konuşmam
gerekirse o soruları sorup sormama konusunda alacağım cevapların
ne kadar sağlıklı olacağını bilmediğimden, hem kendimi hem diğer
katılımcıları yanlış bir şekilde etkilememek için tereddüt
içersindeydim. Sonradan belki bilgi sahibi olan arkadaşlar
olabilir diye sormaya karar verdim. En doğru olanı dediğiniz gibi
bu konuyu işsin ehlisi olan insanlara danışmak ama yinede
bilgisine güvenen veya kulaktan duyma fikir sahibi olan arkadaşlar
mevcut ise düşüncelerini açıklayabilirler. Sonuç olarak tüm
katılımcılar kimseden etkilenmeden kendi objektif düşüncesini
oluşturmalı.
Saygılarımla.
Apsuwa
03.01.2007
Ailemde karışık evlilikler üç kusaktır var ve gördüğüm kadarıyla
ilk sorun lisandan ziyade Çerkes olmayan üyelerin Çerkes olanların
birbirleriyle münasebetlerini yanlış anlamalarından ve farklı
manalar yüklemelerinden kaynaklanıyor.
Bu ilişkilerde soğumaya, uzaklaşmaya neden oluyor. Uzaklaştıkça
sadece dilden ayrı düşmüyorsunuz, Çerkes'i Çerkes yapan bir çok
şeyden daha ayrı düşüyorsunuz. Ve anılarınızdaki Çerkesliği
çevrenize anlatarak bir zamanlar bizim köyde diye başlayan
cümleler kurup, yakınınızdaki köyünüzün değil, uzaktaki
Kafkasya'nın hayalini kurmaya başlıyorsunuz. Çerkeslerin Çerkes
olmayanlarla evlenmesini onaylayıp onaylamamak haddim değil ama
ille de Çerkes diyenlerin diğer kültürlerden gelen arkadaşlarca
kınanmasını hoş karşılamıyorum. Çünkü siz bizi kendinize
benzetmeye çalışıyorsunuz. Ama biz, siz değiliz.
Doğrudur 150 senedir Anadolu'dayız, Allah razı olsun. Karşılığını
da hem kanımızla hem canımızla, emeğimizle ödemişiz, yasalara
saygılı olmuşuz, ayaklanmamışız, sizi sırtınızdan vurmamışız.
Türkle, Kürtle, Avşarla evlenirim diyene yok dememişiz, ama
istemiyorsa da buna ve korumak istediği değerlere saygı
göstermeniz lazım.
Kocba Can
06.01.2007
Senin Çerkes halkı hakkında bir şey bilmediğin açık bize faşist
diyen insan hiç tarihi okumamış mı? Çerkes halkı kurtuluş
savaşında destanlar yaratan halktır. Siz böyle düşünerek asıl
faşistlik yapıyorsunuz. Bizim dedelerimiz boşuna mı öldü? Biz hiç
bir zaman ayrımcılık yapmadık yapmayız da ama kardeş toplumumuz
böyle düşünmesi bizi çok üzdü. Size ne kültürümüzü yaşatmamızdan
düğünde oynamamızdan. Kendi kültürünüz yozlaşıyor diye bizim
kültürümüze saldırmayın. Bu ülkenin en önemli insanları
Çerkes'tir. Fahri Korutürk Çerkes, Yaşar Büyükanıt Çerkes... Daha
onlarca ama siz bu önemli insanları da tanımazsınız. Zaten
Çerkesler hakkında böyle düşünen birine ancak cahil derim.
Saygılarımla.
Civan
06.01.2007
Tartışmalar belli bir aşamaya geliyor. Türkler, Çerkesler görüş
bildiriyorlar vs. sonra bir gün birisi ilk kez görüyor sayfayı
(bana da öyle olmuştu), bir telaşla klavyenin başına geçiyor ve
başlıyor sıfırdan.
KocbaCan arkadaşımıza da böyle olmuş herhalde. Korkma kardeşim,
bunların hepsinin cevabı verildi. Çıkan sonuç da şu: İsterlerse,
en yakınının bile bilemeyeceği bir rumuza yazsınlar ama damdan
düşenler, yani bizlerin faraza konuştuğu konuları, yaşamakta
olanlar, samimiyetle yazsınlar.
Örneğin ben Çerkeslerin bize tuhaf gelen birkaç özelliğini
biliyorum. Bunlar evlilikte sorun yaratıyor mu. Yoksa kişisel
ilişkiler mi belirleyici. Bir, beş kişi değil. 45-50 kişi yazsın.
Mutluluk gibi genel lafların yanı sıra, bizde şu problem oldu,
şundan korkuyorduk ama hiç sorun olmadı gibi yazılar yazsalar çok
süper olurdu. :) Görüldüğü kadarıyla bu sayfadan bir ipucu
yakalamak isteyecek binlerce insan var ve evli çiftlerin bu
özveride bulunmaları onlar için belki de hayati önem taşıyacaktır.
Bunun yanında Türk-Çerkes yarışlarına da biraz ara vermekte fayda
var. Konuyu samimiyetle işlemek lazım. Evliler; klavye başına. :)
Kafkaskartalı
06.01.2007
Sayın Civan,
KocbaCan arkadaş sanırım Türk milliyetçilerine nazire veya
ayrımcılık başlıkları altında yazmak istediği yazıyı yanlışlıkla
''Çerkesle Evlenmek'' başlıklı konuya göndermiş. Sizde fırsat bu
fırsat bu konuda da bir şeyler yazmışınız, milletimize olan
ilginizden dolayı kendi adıma teşekkür ederim. Birde sizlerin
Çerkeslerde tuhaf bulduğu özellikler olduğunu söylediniz, olabilir
en azından size öyle gelebilir bilmiyorum. Ama biz Çerkeslerde de
bazı milletlerin davranışlarını örneğin amca, dayı, teyze veya
hala kızıyla evlenmek gibi konuları çok tuhaf buluyoruz.
Saygılarımla.
Civan
06.01.2007
Sayın Kafkaskartalı,
Çerkeslere olan ilgimden bahsetmişsiniz.doğru ve sebebi olan bir
tespit. İlgilenmek için kendimce sebebim var. Amca, teyze
çocuğuyla evlenmek bana da çok ters geliyor ama var. Site
dolayısıyla Çerkesler hakkında eskisine göre bilgilerimde artma
var, ancak bir Türk'ün ha bire yazmasının rahatsızlık verdiğini
düşündüğümden, belirli başlıklar dışında görüş bildirmiyorum.
Genel olarak yazdığım forumların en düzeylisinin de burası
olduğunu düşünüyorum ve faydalanıyorum. Ara sıra görüş göndermek
de hoşuma gidiyor, ama dediğim gibi rahatsızlık vermemek için
mümkün olduğunca yazmıyorum. Bu vesile ile dış evlilik yapmış
çiftlere çağrımı yenilemek/yinelemek istiyorum.
Tecrübelerinizi aktarınız.
Ufuk Güler
07.01.2007
Herkese selamlar,
Bir arkadaş sayfanın başına bir şeyler yazmış, biraz aşağıda
mahkemelik bir durum söz konusu. Sayfanın sonu da galiba birileri
cezaevine düşecek.
Farklı kültürlerin sitelerini de ziyaret ediyorum. Hem misafir
olmak hem haddini aşmak biraz yanlış olsa gerek. Bence
sorununun çözümünü de bu yollardan aramak pek mantıklı değil gibi.
Birlik sağlamak amacıyla kurulmuş olan bu platformda ikilik
yaratmak da pek doğru değil kanısındayım.
Allah bütün Adigeleri korusun.
Herkese saygılar. ESENKALIN...
Hatime Akyol
08.01.2007
Konuşmamaya kararlıydım ama gördüğüm bazı olumlu yanıtlar beni
yeniden yazmaya teşvik etti.
Öncelikle Çerkes gençlerinden yanıt beklediğim sorularım var:
1) Neden karşımıza çıkmayarak bizi diğer milletlerden olan
insanlarla evlenmek zorunda bırakırsınız?
2) Neden hem karşımıza çıkmayıp hem de düğünlerde oyun bilmeyen
kızları tercih etmezsiniz?
3) Aranızda hem Çerkes olup hem de bunu farklı bir şekilde yaşayan
evrensel gönüllü insanlar yok mudur?
Gelelim olumlu bulduğum cevaba. Bu önerisinden dolayı sayın
Khuna'ya teşekkür ediyorum. Doğru bir tespitte bulunmuş. Belki
içimizde derneklerde ya da düğünlerde tanışamayan farklı anlayışta
insanlar olabilir. Böyle bir çözüm gayet mantıklı. Çünkü böyle
giderse Çerkesliğini yaşamaya çalışırken orijinalliğini de
koruyabilen nadir Çerkeslerden olduğumu düşünmeye başlayacağım.
Şunu da ilave etmeliyim ki, iş Çerkes kanı taşımakla bitmiyor.
İçimizde Çerkesliğini hiç yaşamayan hatta bundan pişmanlık duyan
insanlar var. Buna ister hümanistlik deyin isterseniz başka bir
yakıştırmada bulunun ama insan içinden geldiği gibi davranır. Bir
kimse yoğun bir Adige kültürünün içerisinde dahi kültürüne nefret
edebilir. Ya da tam tersi Çerkeslik hakkında hiçbir şey
bilmiyorken bile bunlar hakkında bilgi sahibi olmaya gayret
edebilir. Yani önemli olan değer bilen insanların değer bilen
insanlarla bir arada olmasıdır.
Lonely Eagle
10.01.20071.
Türklerde akraba evlilikleri var evet ama bu yanlış ve bunu
doğruluğunu savunacak kadar kıt görüşlü kimsenin olmadığını
düşünüyorum... Bu sitedeki yazıları okudum ve gerçekten Çerkes
erkeklerinin durumunun içler acısı olduğunu gördüm. Çünkü Çerkesle
evlenmek için baya bir sabretmek zorunda kalıyorlar. Çerkes
kültüründe anlamadığım iki konu var. Ağabey ve abla kelimesi çok
zor çıkıyor insanların ağzından. 10 yaşa kadar kimse bu kelimeleri
kullanmıyor. Bir de kaşenlik konusu var tabi. Duyduğum kadarıyla
-tabi yanlışsa şimdiden özür dilerim- sizin açınızdan çok basit
bir şey gibi görünüyor ve insanlar çok rahat kaşenlik konusunda.
Bu da sizin Avrupalı olduğunuza bir kanıt herhalde... Türkler ise
çok katı ve ciddidir bu konuda...
Yelkan
10.01.2007
Merhaba,
Ağabey, abla kelimeleri günlük hayatta saygı ifadesi olarak
kullanılır. Buna karşın Çerkeslerin her hareketi saygı
içerdiğinden bizim için gereksiz bir terimdir.
Sinem Kuşdoğan Tekin
21.02.2007
Sevgili Lonely Eagle,
O sizin dedikleriniz bizde yok. Ne kaşenlik ne de akraba evliliği!
Çok uzaktan dahi olsa aynı sülaleden iki insan birbirini severse
sülaleden aforoz edilir. Ondan sonrada bu iki insan kaçsa dahi,
uzun yıllar affedilmez ki, kaçmak ta yoktur bizde. Ya birbirlerine
hasret ölürler ya da gider başka biriyle evlenirler. Ben 30
yaşındayım ve daha bugüne kadar aynı sülaleden iki kişinin
evlendiğine şahit olmadım. Sizin bu dediğiniz kurallar, tüm Çerkes
kültürleri için geçerli değil. Sanırım asıl meselede buradan
kaynaklanıyor. Biz Asetinler, Adigelerle ya da diğer kültürlerle
her ne kadar aynı gözüksek de aslında görüldüğü üzere önemli
konularda ayrılırız.
Bu, doğru veya yanlış bunun tartışmasına girersek burada ırkçılık
yapılmış olurum ki bundan doğacak tartışmanın önüne geçmek
imkansızlaşır. Aslında tartışılacakta bir durum yok, biz böyleyiz
Adigeler ve diğer Çerkeslerde hepsi birbirinden farklı kültür.
Bunu böyle kabullenmek gerektiğini düşünüyorum.
Mevlüt Yanar
21.02.2007
İlginç gelenekleri sayfanızdan öğreniyoruz. Gelenekler toplumların
varlıklarının devamında esaslı fonksiyonlara sahiptir. Ama illa
her geleneğe uyulacak diye bir baskının bugün artık yok olması
lazım. Geleneklerin toplumları geri bırakıcı rollerini de görmek
gerek. Ama Çerkes kızlarının eşlerine karşı abartılı ölçüde
saygılı oluşları imrenilecek bir şey.
Mutluluklar dilerim.
Ömer
22.02.2007
Kızlarımızın, gençlerimizle evlenmesini istemek kadar doğal bir
hakkı siz nasıl faşizm olarak yorumlarsınız. Hem diyorsunuz ''asimile
olmak istememenizi anlıyorum'' sonra diyorsunuz ki ''korkutucu bir
tablo''. Bir millet asimile olmaya bu şekilde başlar. Biz zaten
olmuş olaylara konuşmuyoruz bundan sonra olacaklardan konuşuyoruz.
Bizim kültürümüz yaşaması gereken bir kültür yaşanılası bir
kültür. Adetlerimiz gelenek göreneklerimiz imrenilen türde.
Ben bu toprak parçası üzerinde yaşıyorum ve bu topraklara hiç
hakaret etmedim, hiç ihanette etmedim etmem de. Ama bu asimile
olmamızı gerektirecek bir durum değil. Kültürümü kaybetmeye hiç
niyetim yok.
Saygılar.
Nart Çetaw
22.02.2007
Sayın Sinem hanım,
Kaşenlik kurumu son derece özel bir kurumdur ve insanların
birbirini medenice ve özgür ortamlarda tanımasını sağlar. Bugün ne
yazık ki kaşenlik kurumu, diğer tüm değerlerimiz gibi içi
boşalmıştır. Kaşenliği doğru algılayanlar, iki elin parmak sayısı
kadardır.
Akraba evliliği konusunda ise yanılıyorsunuz. Abhazlarda büyükanne
tarafından 7 kuşak uzak bile olsa evlilik söz konusu değildir.
Adigelerde de akraba evliliği ne kadar uzak olursa olsun hoş
karşılanmaz ve zaten de yoktur. Asetinler, Adigelerle ya da diğer
kültürlerle her ne kadar aynı gözüksek de aslında görüldüğü üzere
önemli konularda ayrılırız; ise doğru bir tespittir. Konumuza
gelince ben de kesinlikle benimle aynı kültürden gelmeyen biriyle
yapamam ve doğrusu etnik, kültürel açıdan aynı hisleri paylaşan
birini tercih ederek evlendim. Irklararası evliliğe karşı değilim
ancak Çerkeslerin başkalarıyla evliliğine de (Türk, Kürt, Laz,
Gürcü vs.) sıcak bakmıyorum.
Saygılarımla.
Civan
28.02.2007
Keşke mümkün olsa da, kimse kendisine sıcak bakmayan, soğuk bakan
toplumlara girmek, hayatını onlarla kesiştirmek zorunda kalmasa.
Acak bu mümkün olsaydı, şimdi bu yazılar yazılıyor olmazdı. Olması
gerekenle, olan arasında kaçınılmaz farklar var. İnsan insanı
seviyor, buluyor, özlüyor, arıyor. Keşke bu arayışlar ırk bazlı
olsaydı. Başka ırkları bünye otomatik reddetseydi; mesela biiippp,
dıııtt tarzı alarmlar verseydi, ateş yükselseydi, ya da deri de
alerjik döküntüler gelişseydi o zaman, olması gereken otomatikman
olurdu. Bu mekanizmalar olmadığı için, maalesef olması gereken
değil de olan oluyor. Doğal gidişe kimse engel olamıyor.
Adam bir kızı seviyor, kız adamı. Anlaşıyorlar da tesadüf. Adam
kızın köyünde bir tur atıyor. Yüzüne bir şey diyen yok. Ama
hissediyor bakışlarla anlatılanları. Yol bitsin, bu gözler
üzerimden gitsin diyor. Onu bu konuda, sevdiği kadın bile
anlamıyor. Adam zamanla öyle istenmez hissediyor ki, tepkisel
olarak o da istemiyor ve sevgisiz bakıyor o insanlara. Artık, onu
kabullenecek insanlara bile ters bir bakış açısıyla yaklaşıyor.
Bu, durumunu gitgide zorlaştırıyor. Zorlaştıkça da çatışmasını
derinleştiriyor. Onu suçluyorlar artık haklı olarak. Kız
tarafından kimseye güler yüz göstermiyor çünkü. Kimse bilmiyor ve
sormuyor, o köy gezintisindeki sevgisiz, istemez bakışları,
düğününe tepkisel olarak gelmeyenleri, zoraki tokalaşanları ya da
uzaktan bakıp da bir hoş geldin demeyenleri, karısı bile... Adam,
olmaması gereken, ama maalesef olmuş bir kişi olarak göründüğü o
çevreye daha fazla tahammül etmek istemiyor ve kız tarafıyla
gidişi gelişi kesiyor. Her gördüğü ortamda başlıyor kızın
geleneklerinin ne kadar olumsuz olduğunu vs. anlatmaya. Canının
yanmasını öyle derin hissediyor ki, artık eleştirileri de
haksızlığa varır hale geliyor.
Bu bir senaryo.
Birçok kez yaşanmış bir senaryo.
Saygılarımla.
Tolga Akay
01.03.2007
Evlilik bir yerde gönül işi yani Çerkesliğe-Türklüğe pek
bakmıyor... Sevgi, mantık, zorunluluk yüzünden yabancıyla evlenen
bir çok Çerkes kızı veya erkeği var. Çerkes'ten başkasıyla
evlenmem diyen bir sürü bahtsız Çerkes de sonunda bir yabancıyla
evlenebiliyor.
Burada problem bireysel bir durum olan, evlilikte mutluluktan çok
Çerkesliğin geleceğinde. Yaşadığı her ülkede hatta anavatanında
bile azınlık durumunda olan Çerkesler, her geçen gün nitelik ve
nicelik olarak erimektedir. annesi babası Çerkes olan çocuklarda
bile dil, örf ve bilinç bilgisi yok denecek kadar azdır. Bu bizim
için acınacak bir durum olsa da biz hep suçu koşullara bağlarız.
Bu durum göz önüne alındığında bir Çerkes'in (cinsiyet ayrımı
olmadan) bir yabancıyla evlenmesi bence kabul edilebilecek bir
durum değildir ve çokta önemli bir sorundur. Özellikle
ebeveynlerinden birisinin, baskın kültürden olan çocuk ister
istemez kendisini yabancı olarak hissedecektir ve kabullenecektir.
Bunun sonucu ise malumdur. Ancak burada yaşadığı sosyal çevreden
sonuna kadar etkilenen Çerkesliğin ne demek olduğunu bilmeyen veya
hiç bir kültürel değeri benliğinde taşımayan bir insandan -illa-
Çerkesle evlenmesini beklemekte anlamsızdır. Bu eleştiri ancak
Çerkes kültürü almış bir insana yapılabilir ve bence sonuna kadar
da haklıdır. Ayrıca bu durum yok olan bir azınlığın en doğal
hakkıdır.
Civan
01.03.2007
Ben, hiçbir Çerkes'in, kültür ve asimilasyonla mücadele için
evlilik yaptığına inanmıyorum.
Bence Çerkes tercihinin asıl nedeni; başka tarzda büyümüş olduğunu
düşündüğü kimseye, anlaşmakta sıkıntı olur, uzağa gider ve en
önemlisi ÇEVRE AYIPLAR düşüncesiyle kız vermenin sakıncalı
olduğunu düşünmek. Kriterler daha öte değil.
Belki yeni nesil Çerkesler, şu an geçerli olduğuna inanmadığım,
ırkın arılığı bozulmasın zihniyetli evlilikler yaptırırlar
çocuklarına. Ama şu ana kadar ki süreçte ben olduğunu sanmıyorum.
Kimse kızını, oğlunu kutsal davalara hizmet etsin diye
evlendirmez. Kimsenin asimilasyon sürecini engellemek için evini
yurdunu bırakıp Kafkasyalara gitmediği gibi (genel olarak
konuşuyorum. Yoksa yapanlar var. Sanırım 600 kişi gitmiş).
Asimilasyon sürecini geri çevirmenin en iyi yolu, başkasının
çocuklarına salık vermektir, kendi çocuğuna reva görmediklerini.
Benim oğlum yanımda dursun, başka Çerkes gençleri gitsin. Asimile
oluruz yoksa.
Ama şu bir gerçek: kız bir adamın yüzünün güzelliğini kriter
alıyor ve evlilik yapıyor. Aşk dışında ortak değer çok değil.
Karşılıklı anlayış düzeyi zayıf. Sonuçta, çocuklar için süren bir
evlilik. Halbuki ortaklıklar fazla olsa, ortak çevre fazla olsa
her şey bu kadar zor olmayacak. Böyle bir savunma yapılabilir ki,
şiddetle karşı çıkılacak bir düşünce değildir. Her ana baba bunu
hesap eder.
Azınlık, kültür, asimilasyon kızının, oğlunun mutluluğu yanında
pek ön plana çıkamaz doğal olarak. Burada da atlanılan konu şudur;
mutlu beraberliklerin üzerine tesis edileceği ortak noktalar
nelerden oluşmaktadır?
Aynı köyde büyümüş insanlar için neredeyse birçok konu ortaktır.
Uyum şansı yüksektir (ama aynı köyde bile biri beyaz diğeri siyah
birçok kişilik, anlayış, yaşayış vardır). Bunun karşılığında,
Çerkes dahi olsa köy dışındakilerle de uyumsuzluk şansı bir o
kadar yüksektir. (Bu yazıyı yazarken, bu cümlede kesildi. Bir
gencin sıkıntılarını dinledim bu arada. Tekirdağlı ve nişanlı.
Anlaşmazlık had safhada ve ağlamış. Tesadüf bu. Aynı kültürün
insanları ama ayrılığın eşiğine gelmişler. Her gün öylelermiş.
Yazıya 1 saat aradan sonra devam ediyorum). Ama bu durum, daha
büyük çevreler için biraz farklıdır. Birisi Kürt'tür, diğeri Avşar.
Soyağaçları belki hiç kesişmemiştir. Ama ikisi de Kayseri’de
büyümüş ve Kayseri ortak kültürünü almıştır. Ailesi Diyarbakır
kökenlidir ama içinde büyüdüğü kültür onda daha baskındır. Kayseri
dışında sudan çıkmış balıktır. Irksal olarak ve ırkının bağlı
olduğu kültürel değerlerle Diyarbakır’a bağlıdır. Ama avşarla da
kentsel kültürü tutmaktadır. Aynı ağızla konuşurlar, askerde
Kayserili görünce mutlu olurlar.
Sadece kültür mü? İki amca çocuğunu kıyaslayın. Herkes varsa kendi
ailesiyle amcasının halasının ailesinin anlayışlarını kıyaslasın.
Anlaşamamak için o kadar neden var ki. Ortak paydaların yüzdesini
yüksek tutarsanız, kuramsal olarak uyum şansınız artar. Bu ise
kastedilen, anlaşılır. Ama tutup da, yok kültür yok olması vs.
gibi ideallerle kendinizin kriter kabul etmeyeceği, kızınızı
oğlunuzu sırf toplumsal çıkarlar için baş göz edeceğim öyküsüne,
siz inanırsanız, başkalarının da inanması mümkündür. Ama kızı oğlu
olan bunu düşünemez. Hiç değil yatak odasını kız tarafı yapacak
vs. gibi sorunlar içinde yok olur bu idealler. Oraya bile gelemez
ya. İnsanlar birbirine görünmez bağlarla bağlıdır. Tek bir bağa
indirgemek, hayatı o bağa göre düzenlemek, doğayla çelişir. Dere
yatağındaki evler gibi.
Saygılarımla.
M.A
06.03.2007
Çok değerli yazmanlara ve Çerkes kızını seven kardeşime de aynı
satırlarda seslenmek istiyorum.
Örneklerimde hatalar olabilir ancak affola.
Biz her zaman şunu söyler, şunu biliriz; bizler kişiyi incitmek,
küçük görmek gibi toplumumuzun hiçbir ferdinin bu düşüce de olmaz.
Böyle bir varsayımı bile düşünmek istemiyorum. Yeryüzüne insan
mahlukatı olarak geliyoruz. Din, dil ve ırk ayrımı olmaksızın
bebek olarak doğarız ancak bulunduğumuz yöre, iklim ve şartlarına
göre şekilleniriz. Bu nedenledir ki insan o, bu, şu olarak değil
insan oluyor. Eğitim ve yetiştirilme şartları onu her türlü kalıba
almaktadır. Böyle olunca Çerkes toplumunda aile bireylerinin
bağlılıkları; ANNE ve BABA nesnelerini içeren kişiler Çerkes ise:
Örf adet, ananeler toplum kültürünü almış ise ailenin çocuklarını
aynı kültür ile yetiştirdiklerinde aynı kültür paylaşımı
yapabileceği bir izdivaç yapmak ister. Diğer kültürlerin etkisiyle
büyümüş kişiler için bu değişmez kural dış evlilikler yaparlar
yanlış mıdır tartışılır. Birde toplumdaki anlayış
araştırılmalıdır.
Zighetsatl
12.03.2007
Olmuş bir olay!
Ürdün'den bir Çerkes içli dışlı oldukları Arap komşusuyla hacca
gitmiş. Kabe'de namaz kıldıktan sonra Çerkes yüksek sesle Allah'a
yalvarmaya, dua etmeye başlamış. ''Ya Rab'bim kızlarıma iyi birer
Çerkes koca ver. Allah'ım kızlarıma iyi Çerkes delikanlıları nasip
et. Arap komşu duyduklarına inanamamış. Olacak iş mi? Peygamberin
mezarının olduğu yerde Kabe'de şu eski dostu Çerkes'in
söyledikleri. Dayanamamış ve ''yahu Batceriy, Çerkes demede iyi
birer Müslüman koca desene Batceriy'in tansiyonu fırlamış. Wallahi
de billahi de Arap'a vermem. Ve dediği gibide olmuş. İki kızı da
Çerkes gençleriyle evlenmiş.
|