Göktürk
30.12.2006
Sayın Mahmut Bağ,
Yazılarınızı okudum. Eğer ki, bazı gerçekleri bilmiyor olsaydım sanki
Türkiye'de Çerkeslere zulüm var, haksızlık var
zannederdim. Hak talep etmişiniz. Neyin hakkını
istiyorsunuz, ne istiyorsunuz anlayamadım. Türkiye
Cumhuriyeti; laik, demokratik bir hukuk
devletidir. Kanunlar önünde; ırk, mezhep, renk, dil, din ayırt
etmeksizin tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları
eşittir. Türkler ve devleti hakkındaki yorumlarınıza
dikkat ediniz lütfen...
Civan
30.12.2006
Sayın Kafkaskartalı,
Size hitaben
yazdığım yazı sitede yer almadı.
Saygılarımla
Neg'uç
30.12.2006
Sayın Mahmut Bağ!
Türk ve Türkiye
düşmanlığı yapan sözlerinize dikkat ediniz lütfen!
Burası bölücü örgüt sitesi DEĞİL! Rusya iki milyon
Çerkes'i sürgün ederken, kendisi de aç olan Türk milleti
bizlere kapısını açtı, sofraya bir kaşık da bizim için
koydu, toprağının bir kısmını bize de verdi, her şeyini
paylaştı.
Bugün Türkiye'deki Çerkeslerin sahip olduğu
mal varlığı, Kuzey Kafkasya'da ki hemşehrilerinden kat
be kat fazladır. Talep ettiğin maddi ve manevi
asimilasyon tazminatını tek suçlu Rusya'dan iste. Çerkes
soykırımı yapanda Rusya'dır, bizi sürgüne gönderende
Rusya'dır. Son 450 yıldır Çerkes soykırımı yapan
Rusya'dır. 1864, 1865, 1905, 1936, 1937, 1943, 1944
Kuzey Kafkasyalı soykırımlarının tamamının sahibi
Rusya'dır. Maddi ve manevi tazminat isteyeceksen,
hakkını arayacaksan Rusya'da ara! Ata topraklarını
Rusya'dan geri iste.
Son bir söz: Türkiye'yi
beğenmiyorsan, sevmiyorsan, Abhazya, Adigey ve Kabardey-Balkar'da
geri dönüş yasası mevcut. Geri dönenlere arazide
veriyorlar. Buyur dön. İnan ki, önüne kimse durmayacak.
Vedat Merzey
30.12.2006
Sayın
Civan,
Kişilere yönelik olan
direk cevaplarınız dahi olsa konu başlığı kişiler
olamaz. Bu şekilde gelen yazılar yayınlanmayacaktır
.
Bilginize
Vedat Merzey
Denetim Kurulu Üyesi
Mahmut Bağ
30.12.2006
Bazı katılımcıların tarih
bilgisinden yoksunluklarının kendi benliklerini
kaybetmelerine, her şeye Türkleşmiş olarak bakmalarına
sebep olmaktadır. İlkel duyguları tatmin etmenin ötesine
geçip, gerçekle yüzleşmeye cesareti varsa, tarih
sayfalarını çıplak gözle okunması halinde, başımıza
gelenlerden kimlerin ne kadar sorumlu olduklarını,
haklarımızın nerelerde nasıl çiğnendiğini gayet iyi
görülebilir.
Bu kişilerin yazılarına baktığımızda,
herhangi bir sorunumuza çözüm üretemeyecekleri Rus
düşmanlığı yapmaktan başka bir becerilerinin olmadığı
anlaşılmaktadır. Kendi benliğini yitirmiş kişilerin
böyle istedikleri için değil, kendim istediğim için uzun
süredir yaşadığım, vatandaşı olduğum Almanya'dan
vatanıma döndüm ve burada yaşıyorum.
Bu kişiler boşuna
heveslenmesinler, zihinlerimizi asla bulandırmayacaklar.
Kafkaskartalı
30.12.2006
Sayın Göktürk,
Mahmut beye
hitaben ''Türkler ve devleti hakkındaki yorumlara dikkat
ediniz'' dediniz. Sizce Türkiye sadece Türklerin devleti
mi? Türkiye'de yaşayan ve uğruna şehit olan milyonlarca
Çerkes, Kürt, Laz ve diğer milletler Türkiye'nin
sahipleri değiller mi?
Saygılarımla.
Serdar Eren
30.12.2006
Sayın Civan ve benzer düşüncede
olanlara seslenmek istiyorum: Birçok Avrupa ülkesinde
İsrail'de hatta Ürdün'de (krallık) farklı milliyetlere öğrenim imkanı veriyor.
Hem de parasız vatandaşı oldukları için. Şaşırdıysanız o
ülkeleri uyarın bölünürler maazallah.
Şahsen benim böyle
bir talebim yok ama insani bir hak değil mi (örneğin
Cemevi istiyorlar). Bu insanlar vergilerini de
ödüyorlar. Çerkesler
bölücü olmaz korkma. Arkadaşlar bu yola baş koymuş, bir
yerlere de taş koymuş, üzülme senin arabana taş koymaz
onlar yazdıklarından çıkardığım iyi insanlar.
Civan
30.12.2006
Sayın Serdar Eren,
Benim Çerkeslerin bir gün, bir aşamaya gelip de bölücü olabileceğini hiç
düşünmedim. Herhalde birçok fikrimi aynı anda
söylediğimden, örneklerim ve fikirlerim iç içe geçen
manaları doğurmuş. Sizin yazınızdan sonra kendi
yazılarımı tekrar okudum. Ayrıca anadilde eğitim
meselesinden söz ediyorsunuz.
1) Bugün Türkiye'de kaç
anadil olduğunu bir düşünün. Türkiye'nin bırakın
kırsalını, büyük şehirlerin hemen dibindeki yerleşim
yerlerinde, Türkçe dahil herhangi bir dilde eğitim
kurumu bulamıyorsunuz ya da gerekli personel
olmadığından birleştirilmiş sınıflarda eğitim
veriyorsunuz.
2) Temel eğitimi kastediyorsunuz sanırım.
Yoksa her dilde ayrı diş hekimliği, hukuk vb.
fakültelerinin imkansızlığı ve anlamsızlığını hesap
etmişsinizdir.
3) Kimin anadili? Kabardeylerin mi,
Wubıhların mı, Çeçenlerin mi, Osetlerin mi ya da her birine
ayrı eğitim mi?
4) Daha sonra bu soyların yarışmalarını,
çekişmelerini nasıl önleyeceksiniz? ''Kabardeyler hakim
okulda, yok bizim oğlan anlamıyormuş anlatılanı, hem
niye anlasın ki, Kabardey gibi konuşmak zorunda mı,
benim oğlum anlı şanlı bir Asetin vs.''demezler mi? (Hayal ürünü ama
benzer hesaplara girdiniz mi hiç? Ben girdim.)
5) Ya Lazlar, Gürcüler, Zazalar, Kürtler, Araplar,
Süryaniler,
Boşnaklar, Ermeniler, Rumlar ve diğerleri. Hangisine
yardım etmezse eksikyapmamış olur bu devlet? Kurs açıp,
dernek kurup, gönüllü organizasyonlar yapmak daha mı
zor? Yoksa rağbet yok, zorunlu olursa belki daha iyi
olur diye mi düşünüyorsunuz? s
Son olarak: Taş koymalar
vb. bunları yazmak zor değil. Kırmayı çocukta yapar ama
yapmak ustanın işidir.
Saygılarımla.
Serdar Eren
30.12.2006 s
Sayın Civan,
Kendinizi Türkiye
Cumhuriyeti'nin yerine koymanız belki psikolojik olarak
size iyi geliyor ama bırakın sizin o düşündüklerinizi
devlet düşünsün. Yeterince polisi askeri hapishanesi var.
Ama biz aklı da olmasını bekliyoruz. Mali ve teknik
imkansızlıkları bende görüyorum. Mesele insan hesabına
alınmak. Hakkın kullanılması teferruat. Saygısızlık
niyetim yoktur.
Civan
30.12.2006
Sizin ne demek istediğinizi az çok
anladım sayın Eren. Keşke bu duyguya (hesaba alınmamak)
ne koşullarda sahip olduğunuzu da anlayabilsem. Belki de
benim dışarıdan göremediklerimi görüyorsunuz ama
anlamaya çalışan ben bile göremiyorum ki, siz anlamak
istemeyenle uğraşıyorsunuz.
Soru şu: Ya ortada
anlaşılması gereken bir şey yok ya da anlaşılması zor
bir şey var. Ortada bir hesaba alınmama var ama bu sorun
hepimiz için ortak. Bizler bir gün herkesi hesaba alan
bir ülke için mücadele verelim derim. Bayramınızı ve
yeni yılınızı kutlarım.
Özlem Alagöz
14.01.2007
Ben Çerkes'im. Bunu
değiştiremezsiniz.
Yorumunuza kesinlikle
katılmıyorum. Bizler asla ayrımcı ve bağnaz insanlar
değiliz. Farklı oluşumuz aşikar. Tıpkı sizinde farklı bir
etnik gruba ait olduğunuz gibi. Bizler yalnızca ırklarına,
örf adetlerine vatanlarına ve birbirlerine sonsuz ve
kayıtsız şartsız bağlanmış değerlerine sahip çıkan
insanlarız.
Amacımız ayrımcılık yapmak olsaydı; Türkiye'yi
de tıpkı kendi vatanımız gibi savunmazdık. Hatırlatırım
ki, kurtuluş Savaşı'nda bu vatanı tıpkı kendi vatanımız
gibi savunmak için en çok kaybı yine diğer etnik
gruplara oranla biz verdik.
Böyle bir yargıya varmadan
önce bizim tarihimizi araştırmanızı beklerdim. Çünkü
böyle bir araştırmayı yapmış olsaydınız bu kanıya
varamazdınız. Şunu bilmelisiniz ki, PKK yalnızca Türk
vatandaşlarına ait bir sorun değildir. PKK'yı yok etmek
için savaşan bu uğurda canlarını bile hiç çekinmeden
ortaya koyan kahraman Mehmetçiklerin arasında da
Çerkesler var.
Size bir olay anlatmak istiyorum, kararı
siz verin. Bu benim bizzat yaşamış olduğum bir
olaydır. Biz Çerkesler farklı bir yüz ve kemik yapısına
sahip insanlarız. Bu çok net anlaşılır. 2 yıl önce ulu
önder Atatürk’ümüzün ölüm yıldönümünde bende her Türk
vatandaşı gibi saat 09:05'te yolda saygı duruşunda
bulundum. Ama ırkçı olduğuna kati suretle inandığım bir
Türk vatandaşı telaffuz etmeye bile utandığı hakaretler
sarf ederek bizim Türk olmadığımızı bu saygı duruşuna
hakkımız olmadığını bu ülkede bulunduğumuz için ülkenin
gidişatında düzensizlikler olduğunu, bu ülkeyi tıpkı
bizim gibi etnik kökeni farklı insanların mahvettiğini
söyledi. Halbuki her ikimize de sormuş olsalardı hanginiz
Ata'yı daha iyi tanıyor ve bu ülkeye kattığı değerlere
saygı gösteriyorsunuz diye, büyük bir gurur içinde onun
ben olduğumu söylerdim. Çünkü ben ulu önder Atatürk’ten
ırkçılık yapmamayı ve bu ülkeyi kendi vatanımmış gibi
kayıtsız şartsız korumayı öğrendim bir Çerkes olarak
doğmuş ve tüm varlığımla kültürümü korumaya çalışıyor
olsam da.
Şimdi birileri bana söylesin; bizim ırkçı ve
ayrımcı olduğumuza halen inanmakta mısınız? Sizi bir
kez daha bizleri yargılamadan önce düşünmeye ve anlamaya
davet ediyorum. Çerkes'im ve bununla sonsuz derecede gurur
duyuyorum ve bu hep böyle kalacak sonsuza dek. Türk
vatandaşıyım bunu da kimse değiştiremez. Bu ülkede doğdum
ve bu ülke benim ikinci vatanım oldu tıpkı asıl vatanım
Abhazya gibi ikinci vatanım olan Türkiye'yi de gerekirse
kanımın son damlasına dek savunacağım. Buna ise kimsenin
itiraza hakkı olamaz.
Çerkes olan olmayan herkese
sonsuz saygılarımla.
Civan
14.01.2007
Yazılanlardan ortak fikirler çıkıyor.
Aslında çoğunlukla ayrımcılığa karşı olanlar var
sayfada. Yine de gündemi ayrımcılarla ilgili mevzular
belirliyor.
Atatürk, kimine göre Avrupa devletlerinin
istikrarlı yapılarından (öz. Fransa) etkilenerek
oluşturduğu ulus devletini yaşatmak için eğitimin
önemini çok iyi biliyordu. Çünkü o cumhuriyeti
kurduğunda buna inanan tek kişi yine kendisiydi.
Yanındaki en bilinçli kişi bile onu desteklerken ne
demek istediğini tam manasıyla kavramış değildi.
Kısacası bu halka "halk idaresini" zorla verdi. Ama
kendi siyasi ömrüyle sınırlı bir girişimdi bu. Topal
Osman onu öldürebilseydi mesela, ne cumhuriyet olacaktı,
ne şapka inkılabı, ne de Latin alfabesi. ''On yılda 15
milyon genç'' dendiği gibi bir zaman sonra cumhuriyete
kendisi gibi inanan bir eğitim kadrosu yetiştirildi.
Yaşı 30'un üzerinde olanlarımız genel itibariyle bu
politikanın yetiştirdiği öğretmenlerce eğitildik. Ama
Demokrat Parti'nin yaptığı karşı devrim sonuçlarını
verdi. Onlara göre bu kurumlar komünist yuvasıydı.
Kapattılar.
Yeni nesil; okumayan, kulluk vasıfları önde,
öğrencilerini sınıflayan, derinliksiz öğretmenler
yetişti. Ama eski kuşağın devamı da yok değildi.
Atatürk'ü anlamaktan yoksun, üstelik savunur görünen.
Ulus devleti, laikliği özümsememiş öğretmenler. Ulus
devleti savunmak, korumak bir grup insanın omzuna
bırakıldı. Resmi ideoloji vs denerek küçümsendi
yaptıkları.
Bakın Antalya'da Atatürk'ün en temel
ilkesini nasıl da çiğniyor adam, Özlem hanımın
örneğinde. Atatürk orada olsa ne derdi ona kim bilir?
Türkiye 30'lu ve 40'lı yıllarda bu ırkçılarla çok
mücadele etti. Gerek Atatürk, bilhassa İnönü... Ama
maalesef varlar ve olacaklar. Milliyetçiliğin içinde
küçük lekeler olarak hep göze çarpacaklar. Bizlerin ülke
sevgisini hep gölgeleyecekler. Atatürk'ün kemiklerini
hep sızlatacaklar.
Bu bağlamda büyük sorundurlar, ancak
genele bakarsa, sorunlarımızın içinde vızıltı bile
sayılmazlar. Hiç değil cumhuriyete karşı değiller,
bölücülük karşıtılar. İstemeden ve bilmeden bölücülerden
daha bölücü durumdadırlar, o ayrı mesele. Ülke silahla
vs. bölünmez. Oluşturulan nefretle bölünür. Esas olan
ucube fikirlerin yayılmasına mani olmaktır.
70'li
yıllarda alay konusu olan bazı akımlar (dini istismar)
ırk ayırmadan hepimizi sarmış durumdadır mesela. Üstelik
temel değerlerimize rakip düşüncelerle... Bugün
Türkiye'nin esas sorunu, aklıselimin sesinin az
duyulmasıdır. Ülkemizin erksin gayretine ihtiyacı
varken, Bizanslılar gibi meleklerin cinsiyetini
tartışıyoruz.
1) Ermeni diasporasının dünyada bizi
düşürdüğü durum,
2) Kürt ırkçıların, büyük devletlerin
rüzgarıyla kendi vatanına saldırmaları,
3)
Komşularımızın en büyük şehirlerimizi bile kendilerinin
sayması,
3) Cumhuriyet kadrolarının ve halkın Amerikan
tarzı İslamiyet'e giderek teslim edilmesi,
4) Türk
halkının ayrımlarının ön plana çıkarılıp sorunlara
dirençli karşılıklar veremez hale getirilmesi,
5)
Zenginin horozunun bile yumurtlar durumda olması,
6)
Ülkesini savunanların, halkını savunanların bizzat halk
tarafından kötü görülmesi, dışlanması,
7) İmajımızı tüm
dünyada bozan etkenlerle mücadelede zayıf kalmamız.
8,9,10,11...) Biz hep beraber, her türlü
ayrımcılığı (ayrımcılığa maruz kalsak bile) tüketmek için
çabalamalıyız.
Saygılarımla.
Kara Emilyano
15.01.2007
Ulus devlet insanlık tarihinin
belli bir aşamasında ortaya çıkmıştır. Yine belli bir
aşamada ortaya çıkan krallıklar imparatorluklar nasıl ortadan
kalktıysa, ulus devletler de ortadan kalkacaktır.
Bazıları için zaten yoktur.
Dünya da eskiden
uluslararası idi simdi uluslarüstü oldular. Şirket sayısı
hayli arttı. Şirket evliliklerini duyuyorsunuz herhalde.
Bizim gibi -mazur görün- alttakiler içinde milliyetçilik ve
mezhepçilik savunusu ya da eleştirisi mi kalmış? Ulus
devlet sonrası ne olacak ona bakalım. Sermaye zaten
serbest insani değerler nereye kadar serbest olacak
genişletelim. Asıl ayrımcılık orada olacak. Son bir
Kızılderili ata sözü: "Toprak bizim değil, biz toprağınız."
Saygılar, sevgiler.
Civan
15.01.2007
Haklısınız, bir gün şartlar çok
değişecek. Belki polis, asker, sınır ve sahipsiz
çocuklar kalmayacak. Kim bilir belki terörist olmayacak,
belki kapılara kilit gerekmeyecek ya da sizin
dediğiniz gibi (ya da benim çıkardığım sonuç)
kapitalizmin vahşi yüzü bizi savuracak, öyle savuracak
ki ne ulus devlet, ne xhabze, ne ideoloji tutunabilecek.
Ama biz bugündeyiz ve sınırlar hala var. Sınırları bizim
düşündüğümüzün ötesinde silahsız aşan sermaye de var. Bu
sermaye çok aç ve eti, deriyi, kemiği, her şeyi yiyor.
Kim bu istilaya direnemezse sömürüp atıyor orayı.
Küreselleşme deniyor ama içinde kardeşlik yok. Herkes
evinin kapısını açıyor ama misafir odasına değil, kilere
giriyor gelenler. Eğer doğru anladıysam, esas mücadele
buna karşı olmalıdır. Ulus devlet, bir ihtiyaçtır.
Avrupa bundan vazgeçmemiştir. Amerika uluslaşabilmek
için iç savaşı da içeren mücadeleler vermiştir.
Çağımızın iştahlı sömürücülerine direnmenin en güzel
yoludur. Sömürmenin en güzel yolu da bunu sarsmaktır. Bu
ise ortak değerlerin yerine popüler, yararsız, ama
albenili değerler koymakla mümkündür.
Bir gün sınırlar
olmayacak ve insanlar kardeşliğe sevgiye yönelecekse,
ilk bizim sınırlarımız kalksın razıyım ama dünya bu
aşamada değil. Hala Hıristiyanlığı üstün kılma, hala
petrol için ülkelere saldırma, hala stratejiler için
ülkeleri parçalama...
Ayrıca güzel Türk deyişleri de var: Mal da yalan, mülk
de yalan, var birazda sen oyalan.
Saygılarımla.
Tremko
17.01.2007
Yukarıda "ulus devlet emperyalizme
karşı ihtiyaç olarak görülmüş", "ya da kapitalizmin vahşi
yüzü savuracak, ulus-devlet falan kalmayacak" tarzında
görüş var.
Ben mi yanlış biliyorum acaba?
Ulus devlet
olgusu kapitalist sürecin bir ürünüdür. Halen de bu
sistemin ideologları tarafından desteklenir. 21. yy'da
ulus-devletlere yeni şekiller vermek adına dünya bankası
ve pek çok emperyalist kuruluş çalışmalar yürütmekte.
Stratejik önemi olan bölgelerde yeni ulus devletler inşa
edilmekte yada eskileri tadilatta. Buraların önde
geleni, burnumuzun dibi Ortadoğu ve Kafkasya. Kuzey
Irak'ta adım adım kurulan Kürt devleti ya da Kafkasya'da
Gürcistan'a verilen destekler, askeri yardımlar ve
bunların Türkiye eliyle yürütülmesi vs. bu tezleri
doğruluyor gibi.
Bu pencereden bakınca kime düşman kime
dost olacağınızı da şaşırıyorsunuz. Gürcüler sitelerinde
kendi pencerelerinden bakarak Abhazya'yı kendi toprakları
ilan etmiş, Rusya elini çeksin oradan diyor. Bunu derken
de büyük emperyal gücün ne şekilde arkalarında olduğunun
izahını yapmıyor.
Öbür tarafta tarihi düşman Rusya ile
yakın duran Abhazlar-Adigeler. Abhaz-Gürcü savaşında
Abhazlar yanında savaşan Çeçenler de Rusya'yla kanlı
bıçaklı ve muhtemelen şimdi de Gürcülerin safında.
Türkiye'de yaşayan Çerkesler de tam bir bölünmüşlük.
Kavram ve olaylar iç içe geçmiş durumda ve bunların
ayırtına varmak için epey kafa patlatmak lazım. Çözüm
için adım atılamıyorsa belki de bu bölünmüş ve kararsız
kafa yapıları nedeni.
Türkiye'ye gelince, bölünme
sendromuyla yaşayıp giden bir ulus devletin
verebilecekleri bellidir. AB süreci ve demokratik
adımlar, bölücülüğe giden yolun basamakları gibi
görülüyor. Mevcut emperyal politikalar göz önüne
alınırsa haksız sayılmayacak görüşler bunlar. Bu anlamda
insanların hassasiyetini de anlamak lazım. Tabi
bazılarının da korku ile yaşayıp gidilmeyeceğini,
sorunları dış dayatmalarla değil samimiyetle, saygıyla,
farklılıkları yaşatarak destekleyerek ve en önemlisi
insanına güvenerek çözmeyi anlaması gerek herhalde.
Kara Emilyano
17.01.2007
Ayrımcılık nerede önlenir?
Vatan Arapça olduğundan yerine konan yurtta çadır anlamına
geldiğinden hepimizi bir çadıra sokmak için aralarında
yarışırken yurtçuklar! Bilmeliyiz ki, hangi milli aidiyete
vs aidiyete ait olduğumuz onları çokta
ilgilendirmemekte. Kendilerine olan yakınlığımıza göre
değer biçilmekte. Iyi ki Ermeni değiliz diyesim geliyor,
kusura bakmayın.
Arjantin'de doğup, hayır ben aslında Moğol'um demek istisna ve kahramanlık çoğu yerde.
Rejimleri kabaca 2'ye ayırmak mümkün. Toplumun devlet
içinde eridiği rejimler. Bunlar genellikle faşizan
otoriter rejimlerdir.
Birde devletin toplum içerisinde
eridiği rejimler vardır ki, demokratik sosyal, bireyin
haklarının çoklaştığı devletin küçüldüğü. Ayrımcılıklar
da sanıldığının aksine otoriterliğin olduğu yerde artar.
Özgürlüğün olduğu yerde azalır.
"Kurbağa kendi
batağından çıkmamışken, ben ona nasıl denizden söz
edebilirim? Kendi yöresinde kalan yaz kuşuna, buzdan
nasıl söz edebilirim? Bilge kendi öğretisinin tutsağı
ise eğer ona nasıl yaşamdan söz edebilirim?"
Chuangtse
''İçindeki vahşet duygusunu yenmemiş toplumlar
katillerine canilerine hayranlık besler."
Andre Malraux
"Ne varsa düne dair, dünle beraber gitti. Artık
yeni şeyler söylemek lazım." Mevlana
İlyas kardeşim
ayrımcılık suçlamanı kabul etmem mümkün mü?
|