...................
...................
ŞİİRLER  -2

Dr. YEDİC Batıray Özbek

                         
...................
 
...................
G Ö Ç

        I

Takvimlerin yaprağı,
  Kara bir haberle düştü.
    Hava sessiz,
      Çıldırtıcı bir sessizlik
        İnsanı öldürürcesine.
Güneş, bugün bambaşka
 Bir sıcak,
  Yakıyor, kavururcasına.
Hava sakin,
 Gök bulutsuz,
  Pırıl pırıl.
   Ağaçlar,
    Dağlar,
     Kuşlar,
       Kederden susmuş,
         Sessiz ve yaslı.
O kara günde,
 Yer gök sustu,
   Saygıya durdu,
    Kahramanlarına.
      Ve birdenbire,
       Tabiat hiddetlendi,
        Tufan gününü hatırlatırcasına.
Gök delinmişçesine,
 Yağmur yağıyor.
  Önce iplik iplik
   Göz yaşları.
Sonra kudurmuşçasına,
  Lanet edercesine, düşmana,
     Deli, deli,
       Bakraç, bakraç.
Dağlar,
 Ağaçlar sarsılıyor,
  Köklerinden sökülürcesine,
   Ve
    Gök toprağa,
     Toprak ırmağa,
       Irmak denize
        Karışıp, taşmış
         On dört Nisan, 1864 de.
Çaylar, derelere,
 Dereler, ırmaklara,
  Irmaklar, Karadeniz’e,
   Sel olmuş akıyor.
    Dağlardan,
     Kol, kol,
      Budak budak,
       Yırtılırcasına,
        Parçalanırcasına,
         Akan, sel değil,
          Yokluğa sürülen,
           Adıge ulusu...
Meçhul karanlıklara,
  Dur, aman demeden,
   Dinlemeden, dinlenmeden
    Ölümü bahasına olsa da,
     Karadeniz'e
      Diri, diri gömülmeğe,
       Grup, grup,
        Çoluk, çocuk,
Ama nereye ?
 Nine, dede,
  İhtiyar, genç
   Akın akın,
    Ama nereye ?
     Düşünen yok.
      Önleyen yok.
       Dur, aman diyen yok !
        Meçhullere,
         Meçhul ülkelere,
          Ve yarınlara doğru,
           Bir yokluğa,
            Ebedi bir yokluğa,
             Sürülüyor, Halkım.
Yokluğa,
 Kabus olmaktan sıyrılıp,
  Gerçek olmuş,
   Koşuyor çılgınca.
    Dağlarda akan çılgın
     Derelerle, akarsularla
       Fırtınalarla
       Yarışırcasına.
Kimse dur demiyor,
 Kimse durdurmuyor,
  Yokluğun başlangıcı
   Ve sonu olan sürgünü...
Gözlerde
 Bir nem var,
  Ağlamaktan yorulmuş.
   Yaş yerine, kan akan.
    Kopartılmış,
     Irmağımın,
      Bir kolu, bir bacağı.
Gözler, oyulmuş,
    Akıyor kan,
       Yaş yerine.
Düşünemez olan başlar,
 Birer iskelet,
  Etsiz,
   Kolsuz,
    Kansız
     Ve ruhsuz.
Lanetlenmeyi çoktan hak etmiş,
 Hainlere,
  Vatan
   Yine o hain evlatlarına ağlar,
    Ağlar, ağlar.

          II

Kıyılardan Karadeniz'e,
  Vapurlar açıldı.
   Ben diyeyim beşler,
    Sen diyesin on ikiler.
     Güverteler
      Kollarla,
       Bacaklarla,
        Yığın, yığın yığılı.
          İskeletli gövdeler,
           Ruhlardan yoksun.
            Meçhule doğru yol alır,
             Olanca hızıyla.
Güvertelerde, sel
 Akıyor,
  Gözyaşlarıyla.
   Ve Karadeniz'de,
    Sallar.
Üstlerinde binlerce ölü,
 Bir değil, binlercesi,
  Her metrede beşi onu
   Yüzüyor meçhullere doğru.
    Karadeniz,
     Daha da karardı bu gün.
      Karadeniz,
       Kızıllaştı bu gün.
Karadeniz,
 Cellatlaştı bu gün.
  Ve o da akıyor,
   Tüm acımasızlığıyla,
    Kutsal ! ülkeye doğru.
Ne yücesin, kutsal ülke !
 Ağlanır uğrunda,
  Çok uzaklardan da olsa.
   Öpülür toprağın,
    Cehennem meydanı olsan da.
     Düşünen yok,
      Halkının,
       Vatanının geleceğini.
        Hedef yine o,
         O nalet, kutsal ülke !
Ey, Tanrım,
 Hıncın, öfken nedir halkıma ?
  Neden, böylesine zalimsin,
   Ulusuma karşı ?

     Kutsal ülkene,
     Koşturdular bilmezcesine,
      Neden,
       Denizde,
        Çölde,
         Kutsal toprakta,
          Tırpan gibi biçtin
           Masum insanları ?
Kastın
 Yok etmek,
  Silip, süpürmek miydi,
   Yeryüzünden,
    Çerkes halkını ?
     Bir ulus, davacı senden,
      Kalk ayağa,
       Hesap ver,
        Kutsal ülke.
         Hesap ver
          Kutsal Tanrı !
 

1. Bölüm   2. Bölüm    3. Bölüm   4. Bölüm   5. Bölüm    6. Bölüm     7. Bölüm