...................
...................
ŞİİRLER  -9

Dr. YEDİC Batıray Özbek

                         
...................
 
...................
28
Bir ırmak akıyor yad illere, Dağların bağrından kopa, kopa.
Çağıltılarla, inleyen yaslı nağmelerle, Nereye aktığı bilinmeyen bir ırmak...
Çiçeklerle yoğrulmuş, buram buram kokan, Adığey benim vatanım ve gururum.

Bir ulus yere vurulmuş, çiğnenir ayaklar altında, Yapış yapış olmuş kara toprakta.
Rüzgar eser orada, tatlı ve serin,

Karlar savrulur, yapraklar ocaktan ocağa. Ağlayan yaslı kara toprağa cevap vermeyen, Kendini unutup, diyar diyar koşuşan ırmağım.
Ağaçlar sararmaz orada hiç bir mevsim,

Tıpkı armonikamdaki bir Zefak'u, Tleperuş.
Sen onların özlemiyle yanıp tutuşurken, Akacaksın daha nice yıllar kendini bilmeden.
Başkaları için çalış, aksın alın terin,
El topraklarında şöhretinle sarhoş ol gönlünce ? Unut kendini. Saklan, unuttur kendini,
Tüm halklar gururla asıllarını söylerlerken.
Senin ulusun da yüce, diğer uluslar gibi, Çiçekler döküldü, meyve verecek iken.
Kandırdılar ırmağım seni, yol açtılar meçhullere, Kedilerine hep uşaklık edesin diye.

29
Uyan artık !
Şöyle bir silkin !
Haykır evrene Çerkes olduğunu gururla.
Diğer uluslara köle olmaktan usanmadın mı ?
Atanın sızlayan kemiklerinin

acısını hala duymadın mı ?

30
BAYRAK VE VATAN
Bir bayrak,
Vatan, düşüncesi yok mu sende ? Gönlünün derinliklerinden fışkırmış, Yada kök salmış.

Yoksa hiç mi hiç düşlemedin mi bunları ?
Bir vatanımız var kuzeyde,
Kaf Dağının bağrında,
Adığey.
Tarih boyunca,
Hür yaşayıp
Hür kalan.
Bir ulus ki,
Tarihi şereflerle dolu.
Gün geldi,
Yokluklara boyun eğdi.

Günü geldi,
Vatan için ölüp, öldürdü Ama köle olup,

Tüm varlığıyla,
Böylesine gülünç olmamıştı, Başka uluslara...
Bir bayrak
On iki yıldızla,
Kan ağlıyor,
Koşalım, dalgalansın göklerde. Hep mutlu olacağız,

Gölgesinde inan..

31
Işte ataların Nartlar, Ağıtlarıyla,
Utançla yakınırlar:
" Böyle uşak mı olacaktın, Sen evladım " diyerekten. Kulak ver dinle,

Ecdadının ağıtlarına.
Uyan,
Uyan Adığe Ulusum ! Bitsin artık bu ayrılık, Kurtuluşa özlemim,
Özgürlüğe susamışlığım var benim.
Kaldı mı evrende,

Vatanından uzakta, Başka uluslara
Köle olan
Uşak kalan
Senden, benden başka ?
Başkalarına, köle olup, Işleri bitince,
It gibi tepelenerek,
Böylesine şerefsiz yaşamaktansa, Ölüm daha kutsaldır bence...

32
HALK OYUNLARI
Bir el uzandı, uzaklara, Kafkas'ın nakşıyla süslenmiş, Bir parmakla ileri.

Kara gözlerinden,
Kıvılcımlar, çaka çaka.
Ihtiras alevleri yayılır etrafa. Hıçkırıklar duyulur,
Onu her anışta,
Yaslı günlerin acı anılarıyla...
Başını hafif kaldırmış,

Dikmiş uzanan boşluğa.
Siyah saçları savrulurken, Armonikanın ritmiyle,
Tel tel uçuşan saçlarının arasından, Tanrısal bir sesle,

Adığe'nin, geri dönüş
Ğibzesi yükselir enginlere, Güneye kıbleye.
Yüzünde gülümseme yok, Dudaklarda ise acı bir gülüş.
Asırlardır özgür olan ulusuma Özgürlüğü Adığey'de

Kanıyla, yok oluncaya dek ilahlaştıran, Kahraman milletime sor sen birde onu, Sor ki anlatsın, hıçkırıklarla, Tunçlaşan çehresindeki ıstıraplarını, Çileli yaşamını.

33
Emrediyorum sana, diyordu sanki, Sefehatte yüzen,
Gafletle yad illerde uyuyan, Anama, Babama, Kardeşlerim; Uyanın, bitsin bu hasret, bu acı.
Geçmesin Adığey'den uzakta yaşamın, Yad illerin, kentinde, köyünde.
Vatan aşkıyla yanan,

Istırapların çocuğu bir Çerkes, Yalvarıyor, haykırışlarıyla,
Bir ve beraber olalım,

Adığey bayraklaşsın,
Dalgalansın kutsal bayrak gönüllerimizde.
Ne olur hatırlatma
Çektiğim, çekeceğim acı günleri,
Şen danslarımda, tatlı bir müzüğün Melodilerinden,
Istıraplar kenetleniyor beynimde.

Al kanlar içinde çırpınan kalbim, Ahlarımla " Vatan, Vatan " diye attıkça, Neden buralara geldi neslim ? diye, Hıçkırıklar yükselir gök kubbeye.
Bir buz üstünde kayıyorum sanki,

Hızla kayan bir kızak arkasında. Bir bayrak görüyorum dalgalanan, Çok uzaklarda karlı bir tepede Ufukta oniki yıldız,
Birilerini çağırıyordu salınışıyla, Adığe'nin Adığey'e

Adığey'in çocuklarına olan tutkusuyla. 34

Bir kol yükseldi önümde,
Dur diyordu bana haykırarak. Coşkun gönlümü kim durdurabilir ki
Çağıldayan gür sesiyle şu evrende ? Hele, hele Vatanıma uzanan yol üstünde.
Ve bir fısıltı duydum,

Çağıldayan bir şelale gibi, Gönlümdeki ezeli ışığı, Dahada aydınlatan.
Aydınlık bir yol görüyorum,
Parmaklarının ucundan pırıl, pırıl, Yolumuzu aydınlatan.
Bekle, benide Kafkas'ın mağrur kızı, Beraber, bir olalım,
Asyadan, Avrupadan Kafkas'a doğru.
Dalgalanan bayrak diyordum, Dalgalanan bayrak değil, Bayraklaşmış özgürlük,
Meşale olmuş yanıyor, Adığey'de.
Ak bulutlara yükseliyor, ak dumanlar Ak evlerden.
Beyaz çerkeskalı cengaverler,
Atlarını şahlandırmış koşuyorlar, Adığey'e. Ak dumanlarda bir isim yükselir, Adığey. Bir melodi duydum, Adığe.
Ve şimşek gibi çakan bir sesle,
Nurlar boşanır gök kubbeden üstümüze, Kurtuluş için atılan ilk kutsal adımda...
Ankara, 1967

35
YARININ BÜYÜKLERINE
Bak yavrum,
Sana anlatacaklarımı iyi dinle, Küçücük gözlerini dikip bana, Gönlün arzuyla çırpınırken...
Sen, ben doğmadan,

Çok çok önceleri,
Dedelerimiz anayurdu Adığey'den Koparılarak, getirildiler buralara...
Sen de, ben de tanımayız oraları
Dedemiz, ninemiz anlatırlardı güzelliğini, Kahramanlar, Devler, ülkesi Adığey'i Anlatayım sana anavatınımızı...
Tanrılar tanrısı Tha Evreni yaratınca, Inci taneleriyle süslemiş Kafkas'ı. Kendine vatan seçmiş Çerkesya'yı,

Sonrada Adığe ulusunu layık görmüş orayı.
O günden bu yana, özgürdük,

Özgürlük için durmadan savaştık.
Destanlar yaratan Nart'ların yurduydu, Daha nice Ciğit'ler canını verdi vatanına.
Güçsüzün yanındadır hep halkın;
Çoluk çocuk, tüm insanlar ağlaşırlarken, Ateşi çalıp kaçmıştı Yınıj, devler devi. Dünya karartılmıştı devlerce.

36
Duyan olmadı, bu iniltiyi, ağlamayı Dedelerinden başka hiç bir halk. Nesren Jaç'e, (1) insanlık için
çekiyor halen acıyı,
Savsırıko, insanlığa geri getirir ateşi...
Işte çocuğum sen böylesine kahraman Böylesine cesur bir milletin torunusun. Dön vatanına, Nartlar yurdu, Adığey'e
Adığey seninle yaksın ebedi aydınlıkları...
(1) Adige Nart efsanelerinde Promethus'un yerini tutan, Tanrıda ateşi çalmak istediğiden Tanrı tarafından, Elbrus Dağına zincirlere vurulan kahraman.

37
UYANALIM ADIĞELER
Hey Adığe kardeşim, Uyan.
Uyanalım artık,
Tüm dünya çoktan uyandı,
Tek biz kaldık, yapa yalnız, Diğer uluslara köle,
Uşaklık yapan.
Vatanımız Adığey,
Çağırıyor bizleri,
Yad illere,
Kucak açmış,
Yıllar yılı süren özlemini, Boğmak için sevinç gözyaşlarına.
Neyimiz var buralarda,

Kayıp edeceğimiz, Yitirdiklerimizden başka. Kimimiz aç
Kimimiz tok,
Kuru soğanla, ekmeğe Çoktan boyun eğdik,

Bir çoğumuz.
Kimimiz kızlarımızı satarız, Karın doyurmağa...
Ne din kaldı,
Ne örf ve adet bizde,

Nede kutsal topraklarda...

38
Dededen kalma gelenekler, Herşeyden yüce,
Miras Adığey'den bize.
Hey kardeşim,
Türkiye'de,
Suriye'de, Ürdün'de,
Ve daha ....'de, ....' de, Gelin hep beraber,
Kıralım tutsaklık zincirini. Adığey yoluna dizilelim, Hepimiz, dizi, dizi...

Tok gezmek için değil,
Hiç olmazsa alnımız ak, Hainliğimizde de !, Kahramanlığımızda da,
Çerkes olmak,
Çerkes kalabilmek için,
Koşalım ana - babayurdu, Adığey'e...

39
ANTALYA'DAN SELAM SANA ADIĞEY
Antalya, yemyeşildir kışında,
Burcu burcu gönlüme dolan kokusuyla. Yaşamak senden uzaklarda

Bilmem ki nasıl anlatayım, Bir boşluk yaşamımda. Seninle beraber olabilmek,
Göklere erişmek kadar kutsaldır, bence...
Gözlerimde,
Nemli kış rüzgarlarının acımsı tadı, Seninle, yeşil yapraklar,
Beyaz çiçekler,
Gözlerimde dahada tatlımsı.
Aşıklar ağacını özlüyorum,
Hep nedense.
Aşka kutluluk veren duygularla, Dertlerim, uçurum kenarında
Ölüme koşan genç bir kız gibi.
Tüm tabiat yas içinde,
Herkes,
Herşey aşkıma saygılı.
Ses yok etrafta,

Ağaçlar birer hayalet,
Deniz hışırtısının ürpertileriyle. Hayaller kurdum senin için, Aşıklar ağacının
Soyulmuş köklerinde, otururken.

40
Antalya sokaklarının,
Dilsiz kaldırım taşlarının suskunluğu, Insanı çıldırtır nedense hep.

Dostum yok çıldırtıcı sessizlikte, Senin hayalinden başka.
Antalya parkı,
Mutluluk girdabında bir çöp.
Gün ışıdı,
Gün battı,
Sensizliğimle tam onsekiz yıl, Boşu boşuna, anlamsızca.
Deniz köpürür azgın fırtınalarla, Kıyıları döver,
Hınç dolu öfkesiyle.

Martılar bağrışır,
Sandım ki onlar bana nispet ağlamaklı. Duygularım senin için coşar,
Azgın fırtınalarla dahada yücelir,
Ta seni bulasıya,
Seninle kucaklaşıncaya kadar... Antalya, 1964

41
DÖNECEĞIM
Düşündüm, karanlık gecelerimde, Kara saçlı, yeşil gözlü,

Ümütle bekleyen,
Tatlı bakışlı genç bir kızı...
Düşündüm,
Ufka uzanmış,
Hasret dolu gönlümle,
Donuk gözlerle,
Boynu bükük Kafkasya'mı...
Özledim,
Yıllardır uzak kaldığım toprakları, Tapıyorum ona,
Bunca yıllık ayrılıktan sonra...
Gezmedim, görmedim,
Dağlarını, ovalarını,
Ormanını, suyunu,
Nede teneffüs ettim havasını,
Ama, döneceğim ona,
Bugün, yarın,
Kafkasya'm,
Vatanım çağırdığı an...
Hep seni düşünüyorum,
Adığey,
Gönlüm yaralı.
Hayallerimde Elbrus,
Psıj, Şhaguaş, (1)
Dört bir yana dağıltılan halkım.

42
Karlı dağlar, tepeler, kayalar, Dikiliyor karşıma,
Yol verip selama duruyorlar, Beni tanırcasına,
Fırtınalarla bir şarkı,

Bir sevinç Vered'i
Veridade'lerle yayılıyor etrafa...
Işte Adığey, Kaberdey, Çerkesya, Tüm insanlar, hayvanlar, bitkiler Yeniden kavuşmanın sevinciyle Besteliyorlar şarkılarını, Şarkılarda bir davetiye,
Adığey'e,
Kaberdey'e
Çerkesya'ya....
(1) Adığey'de bir nehir.

43
TAŞLAMA
Çoban köpeği gibi,
Ağıllara bağlanmışız tümümüz. Ayaklara dolanıp,
Ayaklar yalıyoruz, her gün. Bazen sinsi şefkatli sözlerle, Sırtımız sıvazlanınca,
Rıza gösterip kadere,
Kul köle olur, kapanırız avluya. Sadakatle, hizmet ederiz,

Ölüm vız gelir hepimize. Işimiz bitince,
Asılır suratlar sinsice, Kabalaşır, bakışlar,
Her gün tekme tokatlar. Küfürlerin ardı kesilmez, Ta yedi ceddimizden;

" Katerina ile Baltacının " piçleri " Hain Çerkez Ethem " ise cabası. Çoğumuz, kuyruğumuzu,
It gibi ayaklara arasına kısıp, Kaçmasını dahi beceremeyiz,
Ne acı ?
Anlamakta istemeyiz bu hakaretleri, Yine ayaklara dolanıp,
Ayaklar yalarız.
It kalmak istiyorsan illede, Vatanımızda it olalım,

Bekliyelim kapısını vatanın,
Yüceltelim orada, dilimizi, kültürümüzü. Efendi arıyorsan kendine,
Adığey yeterde artar bile sana....

44
Sen
Özgürlüğe özlemim, Kafkasyam,
Öz vatanım.
Çılgın duygular,
Öz benliğimde
Öz düşüncelerle Çağlayan.
Aşkın,
Yıllar yılı, Kıvrandırırken beni, Mutlu oluyorum seninle, Senin düşüncelerinle.
Sen
Gönlümde tek aşk, Özlemim,
Tutkum,
Oşha -Mafe kadar temiz, Yüce,
Vede kutsal...
Gönlüm yaralı,
Çırpınır, durur ayrılığından. Damarlarımdaki kan
Özlem
Ve özgürlükle kaynaşıp,
Aksın isterim
Adığey'e...

45
Akacaktır da,
Her gün,
Daha temiz,
Daha dinç
Ümütlerle...
Mutluyum,
Seni sevebildiğim için. Mutluyum
Seninle,
Ulusumla, Adığeyim'le...

46
KUNEYTRA
Bir vatanımız var, Adığey,
Bahar kokulu, bahçeler ve çiçeklerle, Dost olup, tutkulaşmış mevsimlerle. Nartların, Devlerin ülkesiydi orası, Özgürlükle yoğrulmuş.
Işte böyle bir ulusun torunları, Vatanlarından sürülerek,
Arabistan çöllerine
Yokluğa ve yozluğa bırakılmış.

" Kutsal topraklar " denilerek. Duyguları, küçük bir çocuk kadar Saf ve temiz.
Yüz yılda,
Yeni bir medeniyet yarattı, çöllerde. Barış içinde yaşamak umuduyla.
Ve Kuneytra,
Birden bire ateş kusmağa başlar, Kanlarımız akar,
Her karış toprağında,
Sudan daha ucuzmuşcasına...
Akan kanlarımız kabardı vahalarda, Kabaran gururumuzla,
Şöhret, şöhret üstüne taht kurdu,

Içi boş, koflaşmış bir ağaç gibi... Vatanda,
En azgın fırtınalarda,
Dimdik dururdun.
Şimdi ise,
Hafiften esen rüzgarla,

Devrilip, yıkılıverdin Kuneytra taşlıklarında...

47
Dinle beni Kuneytra'da Devrilen Adığe'm.
Ben senim,
Sen bensin.
Bir acı inilti duysam oradan, Yankılanarak Oşha -Mafe'den, Beni bulur,
Evrenin her yerinde...
Senin hıçkırıkların,
Benim gülüşlerim.
Gülüşün,
Kahkahalarım.
Ben, sen yok,
Biz varız Adığey'le,
Ne arabistan çöllerinde,
Ne Türkiyede,
Adığey'de, Adığey'de, Anavatanda biz varız Kuneytra'lı Adığe'm.
Acımızı duyan yok,

Ne barış melekleri, Nede insanlık perileri. Duymazlarda, Duymayacaklarda,
Seni ancak sen duyabilirsin Adığe'm...
Ne Türkiye, nede Arabistan,
Vatan olabilir bizlere. Vatan tektir, oda Adığey'dir...
Arap Israil savaşında Kuneytra'yı terk ederek

Şam'da yaşamak zorunda kalan Adığelerin anısına.

48
Unuttun mu, bundan yıllarca evvel,
El ele gezdiğimiz,
Küçük, küçük yemyeşil bahçelerden akan, Su kenarlarını,
Gözlerimin içine bakarak,

Aşkımı sana anlattığım anları.
Hani, bir gün yine beraberdik, Seninle, el ele,
Sana menekşelerden bir taç örüyordum; Geleceğin mutlu günlerini anlatırken, Gözlerin gözlerimde,
"Evet " , diyen dudakların titrerken, Gülümseyen gözlerinde, yaşlar, Sevinçten kızaran yanaklarınla.
Tatlı tebessümlerinle,
Gönlünün sıcak atışlarını, Nefeslerinde hisediyordum.
Bir öpücük alınca yanaklarından,
Şu sözler dökülmüştü dudaklarından;
" unutmıyacağım seni ömrümce
Ilk aşkım sensin, saf duygularımla, Unutmıyacağım yıllar geçsede."
Zamanlar geçti koştururcasına,

Seni aradım yine yemyeşil bahçelerden akan Dere kenarlarında.
Hayal kurduğum günlerin,
Tatlı anılarıyla.
Aşkımıza şahit olan,

Baş başa kaldığımız, Dere kenarlarında.

49
Ne o küçücük yemyeşil bahçeler, Nede akan sular vardı,

Tıpkı aşkımız gibi.
Ne sen vardın çiçekler arasında, Nede çıplak bacaklarını,

Suda çırpıştırarak,
Seni seviyorum, diyerekten Çimenler üstünde, haykırarak Bucak bucak kaçan.
Yıllar aramıza düşman gibi girdi, Şimdi sen, başkalarının oldun, Bunca ettiğin yeminlerle.

Unutman seni ölünceye dek, diyerekten
Zaman yok etti her şeyi,
Tıpkı behçelerde açan çiçekler gibi.
Unutulmak, en tatlı kelimelerle kandırılmak, Yaşantının en acı ve tatlı yönleri.

Hayal olsada, senin aşkını arıyorum, Konuştuğumuz günlerde olduğu gibi, Vad ettiğin mutlu günlerin özlemiyle. Ben mutluyum, geçmişin anılarıyla,
Seni görüp sevdiğim, bahçelerle, çiçeklerle. Sen beni unutup,
Başkalarınla mutlu yaşıyorsanda.
14.8.1967, Antalya

50
KAFKASYAM
Dolaşsan doğudan batıya bütün dünyayı, Bulamazsın Kafkas'ın dengi bir vatanı. Coşkuyla doğan altın renkli güneşi, Kafkaslarda parlıyan insanlığın ilk sesi...


Sarp yalçın kayalardan süzülen kartalları, Kılıç çalar at üstünde Çerkes yiğitleri. Hürriyet için korku gönüllerden silinir, Özgürlük naralarıyla yalçın kayalar silkinir...
Kırların renga renk rengini, kokusunu

Bağlamış benliğine tüm temiz ahlağı. Mukayese bilmez herkesten üstün güzelliği,
Cihanı tutan neşesiyle, keder bilmez Çerkes kızı... Antalya, 1964

51
Bir meşale tutuştu kalbimde,
Gönlüm neşeyle doldu seni andıkça.
Benim güzel yurdum durdukça,

Kalamam ben yad ellerde...
Taşı toprağı zümrütten zarif, Her şeyi gönlümde bir sevgi.

Dağ çiçekleri herkesçe bilmece, Benim güzel yurdum hepsinden yüce...
Sana koşmak, yolunda yürümek, Kucağında yatmak uyumak,

Kollarını boynuma dolayıp,
Dileğim yıllarca seninle uyumak...
Neşeli olsan da, kederli olsan da,
Ben yine seninle beraberim. Gönüllerimiz bir, düşüncemiz bir, Saçlarınla gönlümü bağlasan bir...
Toprağına kapanıp, doya doya ağlasam, Yolunda canımı versem, kanımı akıtsam, Senin için yine azdır Adığey'im

Sana kem gözle bakanı lanetlerim Çerkesy'am...
Zaman gelecek bende sana, kavuşacağım. Gözlerin gözlerimde, ellerin ellerimde, Saçların melodi olmuş okşarken beni,

Mutluluk içinde, beraber yaşayacağız Adığeyim...
Antalya, 1964

52
Bir vatanım vardı benim,

Bundan bir asır önce.
Dağlarında ceylanlar koşuşur, Toprağında medeniyet fışkırırdı...
Benim bir yurdum vardı, Hertarafı yalçın kayalarla,

Mavi denizlerle bezenmiş, Tepeleri bembeyaz örtülmüş...
Bir vatanım vardı benim,
Gençleri at biner, kılıç kuşanır, Yaşlıları bilge ve mağrur,

Hepsi de vatan için baş koymuşlardı...
Benim bir yurdum vardı, Tüm vatanlardan güzel. Boyu uzun, yüzü bir ay,
Saçları enginlerde uçuşurdu...
Antalya, 1964

53
Grüß dich,
Hübschste Mşdchen.
Möchte dich,
In mein Herz einladen.
Glaube, daß du auch die Liebe kennst, Ğas auf der Ğelt die schönste ğşre. Du bist ein Gast in mein Herz, Spiele, lebe dort,
Ğie du es Dir ğünschst.
Gast ist Teuerste,
Gast ist Ğürdigste von allen,
Bei uns.
Ğenn du es Dir ğünschst,

Bist du meine Geliebte, Alleine in mein Herz. Bis am Ende des Lebens: Deine Ğörter, als meine,
Deine Gedanken las meine, Miteinander, füreinander,
Ğill ich mit Dir glücklich sein.
Silberner Mond im Himmel, Eifersüchtig auf Dich.

Sonne, mit seine Ğşrme,
Ğird eifersüchtiger als alle andere.
Mein Herz ist ein Meer,
Auf dem dein Lebensschiff schğimmt, Mit ğeißem Brautanzug.

Auf den Ğellen der Liebe,
Schaukelt den Schiff mal links, mal rechts, Auf dem Meer slberner Mondlicht,
Baut einen silbernen Ğeg,
Für uns vor Freude zittertnd,

Zu unserem Glück führt...
                      
 

1. Bölüm   2. Bölüm    3. Bölüm   4. Bölüm   5. Bölüm    6. Bölüm     7. Bölüm