...................
...................
YILDIZ KAHRAMANLARI    -1
TARİHİN DERİNLİKLERİNDEN IŞILTILARI BİZE ULAŞAN KAHRAMANLARIMIZ

ŞHALAHO Abu
Çeviri: HAPİ Cevdet Yıldız

                         
 
...................
 
 

(…) Kırım ve Astrahan Hanlıkları ile Türk ve Kalmıklara karşı Adigelerin vermiş oldukları yiğitçe direnişler ve özgürlükleri uğruna canlarını vermekten kaçınmamış olmaları "Tatartup Savaşı", "Kaneko Yeljerıko", "Bahçesaray", Kalmık Ordusu" ve “Kunç'ıko Dağı" (Къунк1ыкъо ибг) adlı öykü ve şarkılarda anlatılır. Aydemirkan'ın yiğitliği de aynı konuyu işler. Tatar ve Moğollardan korunmak için Adigelerin vermiş oldukları direnişleri işleyen temalar, Adige sözlü anlatımında XII. yüzyılda belirmeye başlar ve giderek XVI-XVIII. yüzyılların ana konuları haline gelirler. Ancak aynı sıralarda başka bir konu daha belirir. Adigelerin (Adige topluluklarının) kendi aralarında yaşanmış olan kanlı çatışma ve didişmeler de anlatımlara katılırlar. "Veşneu Savaşı" (Ощнэ1у зау) ve "Bzıyko Savaşı" (*) adlı eski şarkı, öykü, vb bu temayı işlerler.

Toplumsal ve sınıfsal mücadele Adige sözlü edebiyatında pek erken bir çağda boy gösterdi. Bu olgu, Nart destanının da bir temel konudur. Sınıfsal mücadele,  Adige toplumunda, egemenliği elde bulunduran acımasız güçlere karşı koyma biçiminde başladı. Yaşamda gerçekleşmekte olan bu tür karşıt olaylar folklorumuzun aynasından görünmektedirler. Hımışıko Peterez'in hesap sorduğu kişi sıradan bir Marıko değil, Bey Marıko'dur (Марыкъопщ/Marıkopş). O sıralar, sonraları sosyal bir anlam kazanacak olan  "pşı" (пщы/bey) unvanı henüz belirmemişti denilebilir. Ancak, bilinmelidir ki başkanların (toplum liderlerinin) sıradan kişilerden farklılaşmaya, dilediklerini yapmaya, diğer kişilere boyun eğdirmeye kalkıştıkları da görülür. Ancak Peterez, kitleleri baskı altına almaya kalkışan bu türden “beylere” (liderlere) karşı çıkar. Örneğin, ”Herkes eyleminin  hesabını vermeli” der Peterez, babası Hımış’ı öldüren Bey Marıko’yu (Marıkopş) öldürür…

XVI-XIX. yüzyıllarda Adigelerin sosyal ve sınıfsal çatışmaları daha da bir şiddetlenir ve belirginleşir. Sınıfsal bilinci henüz oluşma aşamasında olan emekçi kitleler, özgürlüklerini ve haklarını korumak için mücadele vermeye ve derebeylerinin (пщы-оркъ/pşı ve verklerin) zulmüne karşı koymaya başlarlar. Toplumsal ve sınıfsal mücadelenin ana teması XVI. yüzyılda gelişiyor. Bu temanın çıkış yerinin Yeç’enıko (Yek’enıko) kardeşler (Ек1эныкъо зэшит1у) ve Aydemirkan (Айдэмыркъан)  üzerine söylenen şarkı ve anlatılara dayandığı görülmektedir. Adigeler dışında Osetya, İnguşya ve Çeçenya’da da Aydemirkan tanınır. Aydemirkan’a ilişkin şarkıların bazıları Balkarlar, Karaçaylar ve Kumuklar arasında da söylenir. Aydemirkan ile iki Yek’enıko kardeşe ilişkin anlatılar (цикл) Adige sözlü edebiyatı içinde geniş bir yer tutar. 400 yılı aşkın bir süreden beri bu yiğitlere ilişkin şarkı ve öyküler, anılan bu halklar arasında coşkuyla anlatılır ve dinlenir.

O dönemde dış düşmanlara karşı Adige toprağını korumak için Adigelerce verilmiş olan direnişlere Verzemes (Орзэмэс), Temirkan ve Aydemirkan da katılırlar. Kırım Hanlığı ile Astrahan Hanlığına karşı Adigelerin sürdürdüğü direnişlerde bu kişiler kahramanlıkları dillere destan olurlar. İş bununla da kalmaz, bu yiğitlerin Adige toprağında karşılaşılan baskı ve haksızlıklara da karşı çıktıkları ve özverili direnişlerde bulundukları görülür. Bu halk kahramanları, gittikleri her yerde emekçi insanlara zulmeden azgın derebeylerine hadlerini bildirirler. Bu nedenle derebeyleri de onları hedef alırlar. Aydemirkan’ın öldürülmesi için gizli planlar yaparlar, sonunda bu halk kahramanını hileli yollarla öldürürler. Aydemirkan’ın yaşam öyküsü ve karşılaştığı olaylar, o dönemde bir başına (bireysel) mücadeleyle  zulme son verilemeyeceği gerçeğini öğretmektedir.

Yiğit kardeşler olan Yeç’enıko Verzemes ile Temirkan da, tıpkı Aydemirkan gibi,  iki yönlü, yani iç ve dış düşmana karşı mücadele ederler, dış düşmanla sürdürülen bir savaşta her iki yiğit de canlarını verirler. Yek’enıko kardeşlerin yiğitçe can verişleri üzerine kısa bir anlatıyı,  Hangerıy’ın (**) “Zapiski o Çerkesii”  (Çerkesya Anıları) adlı yapıtından da öğreniyoruz. XIX. yüzyıl kahramanlık şarkılarından söz ederken, N. Dubrovin (***) de Yek’enıko kardeşlerin parıldayan birer yeni yıldız gibi Adige toprağında ışıldamakta olduklarını yazmıştır. Adigeler kahramanlarının kahramanlık derecesini vurgulamak için, Verzemes ile Temirkan’ı ölçüt olarak gösterirlerdi, kahramanları onlarla karşılaştırırlardı.

XVIII. yüzyıl sonları ile XIX. yüzyıl başlarının ünlü kahramanları arasında Hath’ıların  Koç’as’ı (Хьатхы я Къок1ас), Hath’ı Mıhamet ğuaz,  Mafeko Vırısbıy, Koceberdıko Mıhamet, Tığujıko Kızbek (Тыгъужъыкъо Къызбэч), Şırıhuko Tığuj (Щырыхъукъо Тыгъужъ) ve Haneh’eko Kımkerıy (Хьанэхэкъо Къымчэрый) bulunmaktadır. Bu kahramanlar üzerine söylenmiş anlatı ve şarkılar da Adige sözlü edebiyatında geniş bir yer tutar.

Yiğitlik üzerine anlatıların (öykülerin) ve eski şarkıların eğitici olma yönünden içerik ve anlamları da önemliydi. Bunların tümünde tek bir sanatsal ve düşünsel konsept bulunmaktaydı:O da dış düşmanların saldırılarına  ölümüne karşı koymak, zalimlere geçit vermemek, zayıfa yardımcı olmak, dara düşenin imdadına koşmak, bu arada insanı insanca duyguyla dolu olarak, yani bir insan olarak yetiştirmek…

Adige yiğitlik şarkılarının eğitici yönden gücünü belirtme anlamında Hangerıy şöyle yazmaktadır: ”Çok eski Adige şarkıları, kendilerinden sonra gelen   kuşakları eğitmek yönünden çok etkili ve güçlüdürler, örneğin bu şarkıların Adige toplumunda oluşturdukları etki, Tasso’nun şarkılarının İtalya’da oluşturduğu etkiden daha az değildir, diyebilirim
.” (Han-Girey, İzbr. proiz. Nal’çik,  1974,  s. 121)  

Hangerıy, güçsüzleri koruma, iyi olana,  güzele ve güzelliğe değer verme bakımından Adige şiirinin çok gelişmiş ve güçlü bir şiir olduğunun da altını çiziyor. Bütün bu söylenen şeylerin sözde kalmadığı, aksine bireyleri gelişmiş insancıl duygularla yüklü, yiğit ve kendine güvenen insanlar haline getiren ve onları harekete geçiren asıl itici (devindirici) gücün Adige şiiri (şarkıları) olduğunun altını da çizmektedir.

Şiirlere konu olmayı başaran adlar, ölüm olayı karşısında titremeyen ve canlarını vermekten kaçınmayan kahramanların adlarıdır. Bu kişiler güç ve yeteneklerini kendi kişisel çıkarları için kullanmazlar, aksine darda kalanın yardımına koşarlar, güçlüklerin üstesinden gelmeye çalışırlar, kitlelerin kurtuluşu için ellerinden geleni yaparlar, zoru ve ölümü kendileri yüklenir, karşılığında da kitlelerin güvenliğini, huzur içinde yaşamlarını sürdürmelerini ve özgür kalmalarını sağlarlar. Kılıcının kabzası fildişinden, okluğu da şimşirden olan, eğerine ejderha misali kurulan Verzemes işte böyle bir yiğittir. Ustura gibi keskin kılıcı ile düşmanı doğrayan, yiğitleri alt eden bir başyiğittir Aydemirkan. Düşmanın karşısına, er meydanında bir kara sis gibi dikilip, kılıcını çekip bir haykırdığında düşmanının ödünü patlatan biri, işte öylesine korkunç bir savaşçıdır Aydemirkan. İşte Hath’ı Oğlu Koç’as, geyikleri bağırtan, ejderhalara bile çığlık attıran korkusuz bir yiğittir o da. İşte babası Kocaberd gibi boyun eğmeyen Mıhamet de,  bir kez kılıcını çekmesin tek, onu artık kimse durduramaz.



Kaynak:
Шъхьэлэхъо Абу, Шъыпкъагъэр-шэтапкъэ, Мыекъуапэ, 1990, s. 95-98, ”Жъогъо чыжьэхэм янэф” (Uzaktaki Yıldızlardan  Işıltılar) adlı bölümden çeviri.
(*) Adige yazarı İshak Meşbaş’ın aynı adlı romanı Yenemıko Melüt Atalay tarafından “Bitmeyen Umutlar” adıyla Türkçeye çevrilmiştir. HCY
(**) Hangerıy (Han-Girey, Хъанджэрый), Adige asıllı bir Rus subayı. HCY
(***) N. Dubrovin, tanınmış bir Rus tarihçisi. HCY

 
1. Bölüm       2. Bölüm       3. Bölüm       4. Bölüm       5. Bölüm