...................
...................
YILDIZ KAHRAMANLARI    -4
TARİHİN DERİNLİKLERİNDEN IŞILTILARI BİZE ULAŞAN KAHRAMANLARIMIZ

ŞHALAHO Abu
Çeviri: HAPİ Cevdet Yıldız

                         
 
...................
 

Yiğitlik üzerine söylenmiş şarkılarımızda ilginç niteleme (epitet), karşılaştırma ve metaforlara  (iğretileme) rastlanmaktadır. Yiğit aslana; silahı acı -çelikten- oka (бзэ дыдж), tüfeğinin çıkardığı ses ilkbahar gök gürüldemelerine; yiğidin duruşu, karanlık bir sise (пщэгъо корэн);hücuma kalkışı, yıldız kaymasına, şimşeğe (жъогъо пчык1) benzetilmektedir. Bütün bu tanımlamalar ustaca ve sanatsal bir kurgulamayla  şarkı dizeleri içine yerleştirilmekte, olup biten her şey  kaşımızda tüm canlılığıyla sergilenmektedir: "Yetişir yetişmez kara bir sis gibi karşıya dikiliyor" (Къызэрэнэсэуи пщэгъо коренэу мэуцу), "Er meydanına ulaştığında aç  bir -kurt- gibi  çevresine bakınıyor" (Ыжъыгум ихьэмэ ныбэджэ хабзэуи зеплыхьэ), "Kuzeyli bir Kazak gibi parıldıyor" (Темыр къэзэкъэу мэц1ышхъа), "İlkbahar yıldırımı -gök gürüldemesi- gibi gürlüyor" (Гъэтхэпэ шыблэу мэгъуагъа), vb.

Karşıt güçleri karşı karşıya getirme (antitez) durumları da, yiğitlik üzerine söylenen şarkılarda yararlanılan sanatsal özellikler arasında. Halk kahramanı dürüst, sevgi dolu (тынч), suçsuz, lekesiz (хые) ve uygar (1асэ) biri olarak anlatılır, ama iş er meydanına, yiğitlerin yarıştığı alana geldiğinde, o yumuşak başlı uysal çocuk, birdenbire, geri çekilmek nedir bilmeyen, canını hiçe sayan bir yiğide dönüşür; düşman ise, edepsiz, terbiyesiz (шэныч), kibirli, büyüklenen  (пагэ) bir muzur (бзаджэ), uğursuz kişi olarak sunulur, ama iş boy ölçüşmeye geldiğinde, kimin kim olduğu, attan atılıp yerde yuvarlanan bir çuval gibi önümüze serilir. Aydemirkan ile beyler (pşı) işte böylesine karşı karşıya gelirler; Hath’ı Koç'as ve karşısına elli adamı ile dikilen Davelerin Pşıh'afe'si (Devey Pşıh'afe);Mafeko Vırısbıy ile bir dizi düşmanı; Hanah’eko Kımçerıy ile bir derebeyi (pşı ve verk) sürüsü işte böylesine karşı karşıya gelirler ve karşıt tarafları oluştururlar.

Yiğitlik şarkıları içinde birbirine benzemeyen ve birbiri ile koşutluk (paralellik) göstermeyen örneklerle de karşılaşılabilir.


"Karşımızdaki  düşman ordusu,

Ra* iki bin atlıdan oluşuyor,

Kendimizi sayacak olursak,

Ra, ancak  onbeş atlı oluyoruz"

 

(Заор зэраш1ыл1э гущэхэр

Ра шыу минит1у гущэуи къалъытэ,

Тэ зызытлъытэжьы гущэк1э,

Ра шыу пш1ык1утфы нахьы тимыкъуа).

Düşman ordusu ile karşısındaki kahramanlar işte böyle karşılaştırılıyor.


"Düşman ordusu

Verimli bir tarlaya yayılmış demetler (бганэ) gibi yan yana serili,

 Koca Hacı İbrahim'in ki (Hacebiramışh'o) ise,

Ra çıra gibi yanmış, ortalığı aydınlatıyor"

 

(Пыим идзэ гущэри

Ра мэщыш1у бганэ гущэуи зэбгъулъа,

Хьаджэбирамышхоу ахэлъыр

Ра остыгъэ нэфы гущэуи мэлыды).

Diyor şarkı, düşman ölüleri ile yurt savunucularının (хъумак1о) ölülerini karşılaştırırken.


"Sonbahar geldiğinde, eyvah,

Düşman ordusu gelip her şeyi ateşe veriyor,

İlkbahar geldiğinde de,

Külleri eşeleyerek yaşama tutunmaya çalışıyoruz", vb.

 

(Бжыхьэр къызысы гущэк1э,

Пыидзэр къэсы гущэшъ тегъэсты,

Гъатхэр къызысы гущэк1э,

Стафэр зэ1атш1э гущэуи тэпсэу).

Şarkılarda yergiye, taşlamaya da büyük bir yer verilir. Eski şarkılar, savaşta korkaklık gösteren ve pısırıklık edenleri rezil rüsva (ц1э1ужъы) ederler, beylerin (pşı ve verk) açgözlülüğü ve kibirliliği, düşmana özgü özellikler olarak görüntülenip canlandırılır, bu konuda Adige söz dağarcığından olabildiğince yararlanılır. Düşman atlılarının gelmekte olduğu bir sırada Hath'ı Koç'as'ın yanından  kaçan arkadaşları şarkıda şöyle anlatılır:


"Yanındaki uğursuz kişiler, yazık,

Sudan nedenler uydurup tüyüyorlar".

"Yanındaki korkak kişiler, yazık,

Başlarını alıp kaçışıyorlar".

 

(Ра игъусэ бзаджэ гущэмэ

Зызэк1аукъутамэ гущэшъы къык1атхъуа

Игъусэ фэмыфы гущэмэ

Зызэк1ау1апэ гущэшъы к1атхъужьа).

Küçük dağları ben yarattım dermiş gibi böbürlenir ve ünü bütün bir ülkeye yayılmış olan Koç'as'ı atının terkisinde götürmeyi düşlerken, Devey Pşıh’afe, Koç'as'tan kurşunu yiyor ve "Bir ejderha gibi canhıraş bağırıyor" (Блэгъо к1ыи макъэ гущэу мэк1ыя) diyor eski şarkımız. Senceley Savaşı'nda (Cэнджэлэй зао) yiğitçe çarpışırken çok sayıda kişi yitirdik. Savaşın en kritik anlarında kendi başlarını kurtarmak dışında bir şey yapmayan Krımız oğlu Rakay (Ракъэй) ile Yerık (Ерыкъ) oğlu Neğoy (Нэгъой) şarkıda aşağılanırlar (орэдыжъым еумысых):


"Şık giyimli iki genç tepenin ardından bakıyor,

Bir bakıyoruz ki kıza benziyorlar,

Kız olmalılar desek,

Kılıç belde  at sırtındalar,

Yeni gelin olmalılar desek,

Erkek giysileri giyinmişler".

 

(К1эрэк1ит1ур 1уашъхьэм къыкъоплъы,

Тыкъык1элъыплъэмэ пшъэшъашъох,

Пшъашъэх т1оу тяджэнти,

Сэжъхэр аголъэу шымэ атесых,

Нысак1эх т1оу тяджэнти,

Хъулъфыгъэ шъуашэхэр ащыгъ).


(*) Ra, bir nakarat, dizeyi tamamlama ve bir pekiştirme ekidir. -HCY.

 
1. Bölüm       2. Bölüm       3. Bölüm       4. Bölüm       5. Bölüm