Yiğitlik üzerine söylenmiş şarkılarımızda ilginç
niteleme (epitet), karşılaştırma ve metaforlara (iğretileme)
rastlanmaktadır. Yiğit aslana; silahı acı -çelikten- oka
(бзэ дыдж), tüfeğinin çıkardığı ses ilkbahar gök
gürüldemelerine; yiğidin duruşu, karanlık bir sise (пщэгъо
корэн);hücuma kalkışı, yıldız kaymasına, şimşeğe (жъогъо
пчык1) benzetilmektedir.
Bütün bu tanımlamalar ustaca ve sanatsal bir kurgulamayla şarkı
dizeleri içine yerleştirilmekte, olup biten her şey kaşımızda
tüm canlılığıyla sergilenmektedir: "Yetişir yetişmez kara
bir sis gibi karşıya dikiliyor" (Къызэрэнэсэуи
пщэгъо коренэу мэуцу), "Er meydanına ulaştığında aç
bir -kurt- gibi çevresine bakınıyor" (Ыжъыгум
ихьэмэ ныбэджэ хабзэуи зеплыхьэ), "Kuzeyli bir Kazak gibi
parıldıyor" (Темыр къэзэкъэу мэц1ышхъа), "İlkbahar
yıldırımı -gök gürüldemesi- gibi gürlüyor" (Гъэтхэпэ
шыблэу мэгъуагъа), vb.
Karşıt güçleri karşı karşıya getirme (antitez) durumları da,
yiğitlik üzerine söylenen şarkılarda yararlanılan sanatsal
özellikler arasında. Halk kahramanı dürüst, sevgi dolu (тынч),
suçsuz, lekesiz (хые) ve uygar (1асэ) biri olarak anlatılır,
ama iş er meydanına, yiğitlerin yarıştığı alana geldiğinde,
o yumuşak başlı uysal çocuk, birdenbire, geri çekilmek nedir
bilmeyen, canını hiçe sayan bir yiğide dönüşür; düşman ise,
edepsiz, terbiyesiz (шэныч), kibirli, büyüklenen (пагэ)
bir muzur (бзаджэ), uğursuz kişi olarak sunulur, ama iş boy
ölçüşmeye geldiğinde, kimin kim olduğu, attan atılıp yerde
yuvarlanan bir çuval gibi önümüze serilir. Aydemirkan
ile beyler (pşı) işte böylesine karşı karşıya gelirler;
Hath’ı Koç'as ve karşısına elli adamı ile dikilen
Davelerin Pşıh'afe'si (Devey Pşıh'afe);Mafeko
Vırısbıy ile bir dizi düşmanı; Hanah’eko Kımçerıy
ile bir derebeyi (pşı ve verk) sürüsü işte böylesine karşı
karşıya gelirler ve karşıt tarafları oluştururlar.
Yiğitlik şarkıları içinde birbirine benzemeyen ve birbiri
ile koşutluk (paralellik) göstermeyen örneklerle de
karşılaşılabilir.
"Karşımızdaki düşman ordusu,
Ra*
iki bin atlıdan oluşuyor,
Kendimizi sayacak olursak,
Ra,
ancak onbeş atlı oluyoruz"
(Заор
зэраш1ыл1э гущэхэр
Ра
шыу минит1у гущэуи къалъытэ,
Тэ
зызытлъытэжьы гущэк1э,
Ра
шыу пш1ык1утфы нахьы тимыкъуа).
Düşman ordusu ile karşısındaki kahramanlar işte böyle
karşılaştırılıyor.
"Düşman ordusu
Verimli bir tarlaya yayılmış demetler (бганэ) gibi yan yana
serili,
Koca
Hacı İbrahim'in ki (Hacebiramışh'o) ise,
Ra
çıra gibi yanmış, ortalığı aydınlatıyor"
(Пыим
идзэ гущэри
Ра
мэщыш1у бганэ гущэуи зэбгъулъа,
Хьаджэбирамышхоу ахэлъыр
Ра
остыгъэ нэфы гущэуи мэлыды).
Diyor şarkı, düşman ölüleri ile yurt savunucularının
(хъумак1о) ölülerini karşılaştırırken.
"Sonbahar geldiğinde, eyvah,
Düşman ordusu gelip her şeyi ateşe veriyor,
İlkbahar geldiğinde de,
Külleri eşeleyerek yaşama tutunmaya çalışıyoruz", vb.
(Бжыхьэр
къызысы гущэк1э,
Пыидзэр къэсы гущэшъ тегъэсты,
Гъатхэр къызысы гущэк1э,
Стафэр зэ1атш1э гущэуи тэпсэу).
Şarkılarda yergiye, taşlamaya da büyük bir yer verilir. Eski
şarkılar, savaşta korkaklık gösteren ve pısırıklık edenleri
rezil rüsva (ц1э1ужъы) ederler, beylerin (pşı ve verk)
açgözlülüğü ve kibirliliği, düşmana özgü özellikler olarak
görüntülenip canlandırılır, bu konuda Adige söz
dağarcığından olabildiğince yararlanılır. Düşman atlılarının
gelmekte olduğu bir sırada Hath'ı Koç'as'ın yanından
kaçan arkadaşları şarkıda şöyle anlatılır:
"Yanındaki uğursuz kişiler, yazık,
Sudan nedenler uydurup tüyüyorlar".
"Yanındaki
korkak kişiler, yazık,
Başlarını alıp kaçışıyorlar".
(Ра
игъусэ бзаджэ гущэмэ
Зызэк1аукъутамэ гущэшъы къык1атхъуа
Игъусэ фэмыфы гущэмэ
Зызэк1ау1апэ гущэшъы к1атхъужьа).
Küçük dağları ben yarattım dermiş gibi böbürlenir ve ünü
bütün bir ülkeye yayılmış olan Koç'as'ı atının terkisinde
götürmeyi düşlerken, Devey Pşıh’afe, Koç'as'tan kurşunu
yiyor ve "Bir ejderha gibi canhıraş bağırıyor" (Блэгъо
к1ыи макъэ гущэу мэк1ыя) diyor eski şarkımız. Senceley
Savaşı'nda (Cэнджэлэй зао) yiğitçe çarpışırken çok
sayıda kişi yitirdik. Savaşın en kritik anlarında kendi
başlarını kurtarmak dışında bir şey yapmayan Krımız oğlu
Rakay (Ракъэй) ile Yerık (Ерыкъ) oğlu Neğoy (Нэгъой) şarkıda
aşağılanırlar (орэдыжъым еумысых):
"Şık giyimli iki genç tepenin ardından bakıyor,
Bir
bakıyoruz ki kıza benziyorlar,
Kız
olmalılar desek,
Kılıç belde at sırtındalar,
Yeni
gelin olmalılar desek,
Erkek giysileri giyinmişler".
(К1эрэк1ит1ур 1уашъхьэм къыкъоплъы,
Тыкъык1элъыплъэмэ пшъэшъашъох,
Пшъашъэх т1оу тяджэнти,
Сэжъхэр аголъэу шымэ атесых,
Нысак1эх т1оу тяджэнти,
Хъулъфыгъэ шъуашэхэр ащыгъ).
(*)
Ra, bir nakarat, dizeyi
tamamlama ve bir pekiştirme ekidir. -HCY.
|