...................
...................
YILDIZ KAHRAMANLARI    Son
TARİHİN DERİNLİKLERİNDEN IŞILTILARI BİZE ULAŞAN KAHRAMANLARIMIZ

ŞHALAHO Abu
Çeviri: HAPİ Cevdet Yıldız

                         
 
...................
 

Yiğitlik şarkıları içinde yiğidin başına gelenleri anlatan ve eğitici, ders verici anlamlar taşıyan kendi kendine konuşma (monolog) örnekleri de vardır. Örneğin Aydemirkan üzerine söylenen şarkılar içinde, Aydemirkan'ın kendisi için, kendi kendisine söylediği bir şarkı da bulunmaktadır. Kendi şarkısında Aydemirkan şunları söylüyor:

H'eğak'elerin* beyi pşı Kambolet bir arkadaş,

Arkadaş andı içip  aldatıyor beni bu pşı Kambolet,

Issız bir kır yerine çekiyor beni bu  pşı Kambolet..."

 

(Хэгъак1эмэ япщэу пщы Къамболэтыри ныбджэгъу,

Ныбджэгъум итхьэк1э пщы Къамболэтым сегъапц1э,

Губгъом ипц1анэми пщы Къамболэтым сырещэ...)

Derebeylerinin (pşı-verklerin) Aydemirkan'ı tuzak kurarak öldürme planlarının yol göstericisi de (хащэ) Pşı Kambolet oluyor. Atsız ve silahsız halde, Aydemirkan'ı, kendisi için kurulmuş olan tuzağın içine işte bu Kambolet, böyle götürüyor. Kolejımıko Zézerıh'ın (Къолэжъымыкъо Зезэрыхь) yaşamının da böylesine,  iç sızlatıcı bir biçimde sonlandığı da kendi şarkısında dile getirilmektedir.

Karşılıklı konuşma, diyalog da, Adige yiğitlik şarkılarında yararlanılan sanatsal özelliklerden biridir. Diyalog, en belirgin bir biçimde Hath'ı Koç'as şarkısında görülmektedir (Bir örnek için Bkz. “Hath’ı Oğlu Koç’as”, CircassianCanada, Efsaneler-Mitoloji bölümü).

Düşman atlılarının gelmekte olması üzerine, kaçmayı yeğleyen arkadaşları ile Hath'ı Koç'as arasında geçmiş olan konuşmalar, o an için insanların içinde oluşmuş olan duygular ve düşünceler, bu olaya tanık kişilerin kişilikleri, en açık ve en somut bir biçimde karşımızda sergilenmekte, her birinin ne olup olmadığı açıkça bize gösterilmektedir.

Kahramanlık şarkıları Adige Ulusunun dünya görüşünü (ideolojisini), değişik tarihsel dönemlerdeki Adige düşünüş biçimlerinin nasıl olduğunu canlı kanıtlarıyla ortaya koyan ve Adige toplumunun dil dağarcığının çeşitliliğini, üstün ve yaratıcı gücünü sergileyen ve atalarımızdan kalmış olan en zengin miraslardan biridir. Adige sözlü geleneğinin bir sanatsal düzeni ve bir şiirsellik (poetika) oluşumu bulunduğunu, ayrıca Adige şiir geleneği içinde, yiğitlik şarkılarının bağımsız bir tür (janr)  olarak ayrı bir yer edindiğini görebiliyoruz. Bu şarkılar günümüz Adige şiirinin tematik (konu) yönden genişleyip zenginleşmesinde önemli katkılar sağlamaktadırlar. Bu şarkıların hepsinde en çok bulunmakta olan yararlı öğe, insanımızın eğitimi konusundaki tartışma götürmez gücü ile sunduğu doğru örneklerdir. Koceberdıko Mıhamet ve Hath'ı Koças’a özgü görüntüleri Sovyetler Birliği Kahramanı Nehay Davut'da da görebiliyoruz, bu da şarkılarımızın hala etkili olduklarına ilişkin bir kanıttır.

Koceberdıko Mıhamet'in öyküsünün her anlatılışında ya da şarkısı söylenmeye başlandığında, o an, o şarkı ve öykülerle birlikte, Nehay Davut’u da hemen anımsıyor, sanki karşımda duruyormuş gibi oluyorum. O an şimdiki günümüz kahramanlarının kökeninin çok çok eskilerde yaşamış kahramanlarımıza uzanmakta olduğunu görüyorum. Bu gerçek apaçık ortaya çıkmış, tarihsel geçmiş yeniden canlanıyormuş gibi oluyor. Nehay Davut'un yolda yürürken ya da otururken Hath'ı Koç'as'ın şarkısını söylediğini sık sık görürdük. Çok severdi Koceberdıko Mıhamet'in ağıtını okumayı da. Mıhamet'in yiğitliği, onun benzersiz zorluğa katlanma özelliği, Davut'da da yinelendi, yaşandı. İkinci Dünya Savaşı sırasında bacağına (лъэтхы) isabet eden bir dumdum kurşunu (зэ1эутырэ щэ) yüzünden bacak kemiği parçalandı, yara kangrene dönüştü, art arda üç kez bacağı kesildi, sonunda ayağı olduğu gibi alındı. Onca zorluğa ve acıya karşın Davut’un bir kez olsun inildediği, ağzından tek bir acı söz çıktığı duyulmadı. Birçok acılı olaya tanık olmuş, çok sayıda cerrahi operasyona katılmış olan onca hekim, Davut’un bu sabır ve direnci karşısında şaşırmadan edemediler. Olay koca hastanede duyulmuş ve yayılmıştı. İş bununla kalmadı, haber cephelere değin yayılmakta gecikmedi. O denli ünlenen ve adı dilden dile dolaşan bu kişiyi görmeye sayısız kişinin gittiğini, söylenenlerin doğru olduğunu gözleriyle gören biri daha var. Bu da Sovyetler Birliği Kahramanı ve aynı zamanda bir yazar da olan savaş muhabiri Sergey Borzenki’dir ve Borzenki’nin kitabı olaya tanıklık etmektedir.

Savaş sonrası, 1955 yılında, Davut’un durumu yeniden ağırlaştı,  art arda üç kez daha ameliyat edildi. Ağır ve çok ızdırap veren bir hastalığın pençesine düştüğü halde, Davut yine sabrediyordu, bu yiğidimiz, Koceberdıko Mıhamet gibi kendi kendisini dizginlemeyi başarıyor ve asla sızıldanmıyordu. Dudağında bir gülümseme, ziyaretçilerine gülümsemeler dağıtarak günlerini tamamladı… Son nefesini de öyle verdi…

…Evet, çağlar öncesinden gelen bu insanlık, bu güzellik ve bu yiğitlik pınarı hiç bulanmaksızın günümüze değin coşkulu akışını sürdürüyor ve daha da coşuyor, günümüz gençleri için bu coşku saçan pınar, manevi bir su kaynağına dönüşüyor ve bir etik-ahlak örneği oluşturuyor. Sis içinde uzayıp giden geçmişten günümüze halkımızın ne gibi dönemleri aşmış olduğu, iyi ile kötünün kesintisiz mücadelesi, emekçi halkımızın yetiştirdiği ve örnek davranışları ile yücelmiş olan yiğitlerimiz, bu yiğitlerin   canlarını dişlerine takıp  haklıdan yana olarak verdikleri uğraşlar, bütün bunların  tanıtımı ve   günümüze taşınmaları ya da başka bir anlatımla halkımızın sözlü tarihi olmaları ile sınırlı değildir bu eski şarkılarımızın bizim için  önemi:Bu şarkılarımız günümüz insanı için de birer eğitici rehber, günümüz insanını aydınlatan birer parlak yıldız önemindedir, bu yıldızlar yaşam yolumuzu  ışıldatıp durmaktadırlar.


(*) H’eğak’e
(Хэгъак1э)- Aydemirkan zamanındaki bir Adige topluluğu. -HCY


                                            
SON



Not:
Usta Adige eleştirmeni ve yazarı Abu Şhalaho’nun “Жъогъо чыжьэхэм янэф” (Uzaklardaki Yıldızların Işıltıları) adlı 22 sayfalık ve eski Adige kahramanlık şarkıları üzerine değerlendirme yazısının son yarısını ya da son 11 sayfasını, elimden geldiğince çevirmiş bulunuyorum. Eski şarkılarımızın bu denli ilgi uyandıracağını hiç ummamıştım. Çok sayıda internet sitesinin alıntı yoluyla çeviriyi, kitlelere daha da yayarak ulaştırdığını görüyorum. Böylesine bir ilgi doğacağını hiç beklemiyordum, bu nedenle de ilk yarıyı atlayarak, çeviriye ortalardan başlamış oldum, bu cehaletim nedeniyle okuyucularımdan özür diliyorum. Artan ilgi nedeniyle ilk bölümü de çevirmeye, gerekirse Şhalaho’nun adıma yazıp verdiği kitabının tamamını (187 sayfa) çevirmeye çalışacağımı okuyuculara duyurmak istiyorum. Ünlü yazarımızın Halid HOT tarafından tanıtımı için Bkz. “Abu Şhalaho”, internet; ayrıca Jineps gazetesi, sayı 32). -HCY

 
1. Bölüm       2. Bölüm       3. Bölüm       4. Bölüm       5. Bölüm