|
|
................... |
|
................... |
İSLAMİYET
Mİ ADİGELİK Mİ? -6 |
Hatice
Yılmaz
07 Ağustos
2005 |
|
|
................... |
|
................... |
Abregeyapşaşe |
13.11.2005 |
Maf
soydaşlarım,
Evet aynı yerlerde dönüp duruyoruz diyebiliriz. Bu
çaresizlikten mi yoksa yok oluşun endişesinin verdiği
acımı bilemiyorum ama lanetlenen Ad kavmi olmadığımız
kesin. Sayın Ünal onlar yok oldular. Bakın biz eksilmiş
de olsak, yaralanmış da hala ortak ağıtlarımız varsa
biz buradayız ve birlikte ağlıyoruz halimize. Gelin o
halde şu en büyük düşman, nefreti yok edelim bir kenara
bırakalım onu. Kabile farkları asil köle sınıfları
bizim toplumumuzdaki hiyerarşiyi Kafkasya’da bıraktık
biz gelirken (asillerle köleler bir sofraya oturup
yemek yermiş orada bunu da dip not olarak düşelim).
Birbirimizi Müslüman, Hıristiyan, ateist, sosyalist,
faşist diye ayırmayalım, sorgulamayalım. Bunlardan
herhangi biri için birbirimizden vazgeçmeyelim. İnanç
ve düşünce özgürlüğümüzü birbirimizin elinden almaya
birbirimizi yaralamaya kalkmayalım. Dinlerin
inanışların temelinde sevgi vardır. O halde birbirimizi
sevelim. Bu sevgi bize saygıyı getirsin. Birbirimize
saygıyı. Bütün renkler güzeldir. En güzel uyum ve
gösterişte kontrast yani zıt renklerle yapılır.
Bir araya geldiğimizde renklerimizden bir gökkuşağı
oluşsun.Umutlarımızı besleyelim tüketmeyelim. Olmazları
oldurmak azimli bir umudun neticesidir.
Benim hala umudum var insanlara, inancım ve sevgimde.
Dünya denen bu sahnede bizden geriye asla kararsız bir
replik kalmayacak...
Sevgiyle. |
|
|
Uğur Demirbaş |
13.11.2005 |
Genel anlamda
İslamiyet’in şartlarına bakacak olursak;
İslam’ın şartları
1. Kelime-i şahadet getirmek.
2. Namaz kılmak.
3. Oruç tutmak.
4. Zekat vermek.
5. Hacca gitmek
İmanın şartları
1. Allah'a iman etmek
2. Kitaplara iman etmek
3. Peygamberlere iman etmek
4. Meleklere iman etmek
5. Ahiret gününe iman etmek
6. Kaza ve kadere iman etmek
Bu şartlardan hiçbirinde Çerkes olmamak diye bir kavram
yok. İşin aslı Çerkeslikle dinin karşılaştırılması bana
yanlışmış gibi geliyor. Yanlış bir sorunun, doğru
cevabı olmayacağı gibi bu sorununda net bir cevabı
olmadığı düşüncesindeyim. Çünkü kültür ve din farklı
kavramlar.
Türk Dil Kurumu’nun yayınladığı sözlüğe bakacak
olursak;
Kültür: Tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde
yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları
yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan,
insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin
ölçüsünü gösteren araçların bütünü, hars, ekin.
Din: Tanrı'ya, doğaüstü güçlere, çeşitli kutsal
varlıklara inanmayı ve tapınmayı sistemleştiren
toplumsal bir kurum, diyanet.
Kültür manevi değerleri de kapsayan bir üst kimlik. Din
kişinin kendi seçeceği bir kurum ve kültürümüzde bu
konuda bir kısıtlama yok diye biliyorum. (Yanlışım
varsa değerli thamadelerimizden bu konuda yorumlarını
öğrenmek isterim.)
Bu sebeple herhangi bir karşılaştırma yapmak yersiz ve
yanlış diye düşünüyorum. Bu konuyu irdeleyecek olursak,
Çerkeslik mi Hıristiyanlık mı, Çerkeslik mi ateistlik
mi, Çerkeslik mi Musevilik mi, Çerkeslik mi Budistlik
mi, vb, gibi daha bir yığın konu karşımıza çıkacaktır.
Velev ki bu sual bir çözüme kavuştu, ondan sonra
çözümlenmesi gereken farklı sualler karşımıza
çıkabilir; Çerkeslik mi Müslümanlığın Şafii mezhebi mi,
Çerkeslik mi Müslümanlığın Hanefi mezhebimi vb. gibi.
Saygılarımla… |
|
|
Ömer Meryemko |
13.11.2005 |
Sevgili Hakan
Ceylan,
Hatice arkadaşımızın sorusunda çok güzel bir noktaya
değinmişsiniz; demişsiniz ki, Adige kültüründe doğumdan
ölüme kadar ihtiyaç duyduğunuz her şey mevcut.
Çok güzel haklısınız. Pekiyi; ya ölümden sonrası?
Hatice kardeşim sana yazılan cevapların tümünü
okudum...
Maalesef vardığım kanı şu; Adigeler dinlerinden çoook
uzaktalar. Dinle, ırk tamamen farklı kavramlar. Eğer
mutlu bir Ahret hayatı istiyorsak bazı Adige
adetlerinden vazgeçmemiz gerekir. Unutmayalım ki,
bizim kurallarımızı insanlar, İslamiyet'in
kurallarını da yüce Allah koymuştur...
Sence hangisi daha doğru? |
|
|
Mahmut Yılmaz |
14.11.2005 |
Tartıştığınız
konu çok yanlış. Elma ile armut toplanmayacağı gibi;
Çerkeslikle din de tartışılmaz.
Çerkesliği kimsenin seçme hakkı yok. Kimse Çerkesliği
kendisi seçmemiştir. Ama din öyle mi? İnsan istediği
dini benimseyebilir. Genellikle Müslüman ülkelerde
doğup büyüyen Çerkesler Müslüman, Hıristiyan bir
toplumda doğup büyüyen Çerkesler de Hıristiyan olurlar.
Bu çevrenin etkisiyle oluşur. Onun için din konusu ile
Çerkesliği birbirine karıştırmamak lazım. |
|
|
Ali Demir |
16.11.2005 |
Tabi ki Adigelik. |
|
|
Azmi Berberoğlu |
16.11.2005 |
Sevgili
Arkadaşlar,
Kanımca bütün sorulara gerek vardır, bu noktadan
hareketle bakıldığında bu sorunun gerekli olduğunu
kabul edebiliriz.
Öte yandan her soru mantıklı mıdır! diye
sorguladığımızda bu soru için evet diyemiyoruz. Peki
neden? Açıklamaya çalışayım.
ADİGE: Irksal bir kavram olup, genetik olarak devam
eder, dolayısıyla sonradan edinilemez. Kabule dayalı
değildir, isteğe bağlı olarak sonradan değiştirilemez.
DİN (İslamiyet vb.): İnançsal bir kavramdır, aile ve
çevre faktörleri dolayısıyla edinilir. Kabule
dayalıdır, kişinin isteğine bağlı olarak sonradan
değiştirilebilir.
Sonuç olarak birbirleriyle farklı yapıdaki bu iki
kavram arasında YAŞAM kuralları itibariyle farklılıklar
söz konusu olabilir, bunun çözümlenebilmesi insanların
kültür ve eğitim düzeyleri ile yönetim kadrolarının
basiretleriyle doğru orantılı olarak sağlanabilir.
(Kolay ve zor olma olasılıkları vardır).
SEKÜLERIZM (Laisizm) esas itibariyle bu ve benzeri
noktalardaki çatışmaları önlemek amacıyla
oluşturulmuştur.
Bizler dünyanın değişik bölgelerine dağılmış olarak
yasayan AYNI IRK mensubu insanlarız. Bulunduğumuz
ortamlar itibariyle farklı DİN'lere mensup olmamız son
derecede doğaldır. Ortak PAYDA'mız IRK'ımız olduğuna
göre birlikte ve beraberce AKIL ve GÖNÜL birliği
yapabildiğimiz sürece çözümlenemeyecek herhangi bir
sorun yoktur.Yeter ki, kimse bir diğerine kendi görüş
ve düşüncelerini DAYATMASIN.
Saygılarımla. |
|
|
Wiracocha |
16.11.2005 |
Anlaşıldı.
Burada bu konuyu tartışanlar iyi birer Türk olmaya
aday. Hiç ‘’Almanlık mı Hıristiyanlık mı’’ diye bir
tartışma duydunuz mu?
Bazılara Adığaghe eksikliklerini bazı şeyleri
yücelterek giderebileceklerini mi zannediyor? Önce bir
Adige olun sonrası kolay. Adigelik öncedir demekle bir
şey olacağını düşünmek ironidir. Buyurun hangi Adigelik
değeri kalmış ki, belirtesiniz bu bir kompleks
duygusunun bilinç altından sızma durumudur. Dilini
kültürünü bilmeyenler bu eksikliğini marjinal
söylemlerle giderebileceklerini sanıyor. Hayırlı olsun…
|
|
|
Abregeyapşaşe |
18.11.2005 |
Merhaba,
Ben bu konunun özeti olarak Sayın Azmi Berberoğlu'nun
sözlerini alıyorum ve bu konu başlığını bir daha
ziyaret etmiyorum.
Saygı, sevgi, anlaşma ve dayanışma dolu günler
dileğiyle...
Hoşçakalın. |
|
|
Gupseuh |
18.11.2005 |
Selamlar,
İnsanları mensubu olduğu din ile milliyeti arasında
tercih yapmaya zorlamak bence çok mantıksız. Kişi
inançları doğrultusunda her ikisini de asgari düzeyde
yaşayabilir. Bu soruyu sormak ve bu tartışmayı devam
ettirmek bence bölücülüğe sebep olur.
Kişi yaşamış olduğu dini ile sadece Allah’a karşı
sorumludur. Buna hiç bir güç karışamaz.
Saygılarımla. |
|
|
Uğur Demirbaş |
18.11.2005 |
Sayın
Wiracocha,
"Anlaşıldı" derken anlaşılan nedir ve bu forumda
tartışanların Türk olma adaylığını hangi kriterlere
göre belirlediniz. Sizden ricam foruma yazanların
isimleri ile hangilerini Türklüğe kabul edeceğinizi
yazarsanız bizde bilelim. Hangimiz Türk olmayı hak
ettik (!),
hangimiz sınıfta kaldık... :)
Saygılarımla. |
|
|
Gupseuh |
18.11.2005 |
Sayın CC
yetkilileri,
Neden yazdıklarım kısaltılıp yayınlandı? Bir açıklama
lütfen.
Saygılarımla
CircassianCanada Notu: Maf Gubseuh, forumlarımızda din
propagandası yapılmasına izin vermiyoruz. Yazınızdan
çıkarılan bölümler din propagandasına giriyordu o
nedenle çıkarıldı. Bilgilerinize. Machu Nıbjeghuxer
|
|
|
Jade Wumar |
19.11.2005 |
"Bere ziwnaşö
pşş'ıghem şüime pewu" ya'oagh Adığejjme."
Konu nereye varacak çok merak ediyorum. Her geçen gün
değişik fikirler ortaya atılıyor. Acaba bu soru
insanları aydınlatmak için mi yoksa kafaları
karıştırmak için mi soruldu?
Konuya hakim olmayan şahısların bilgisiz yorumları
ortalığı karıştırmaktan başka bir fayda getirmiyor.
Bu konu Adigeler arasında sorun olmayan bir konudur.
Ben öyle insanlar tanıyorum ki, ne İslamiyet’ten ne de
Adigelikten ödün vermeden huzur içinde ömürlerini
geçirmektedirler. Büyüklerimiz bu konuları çoktan aşmış
oldukları için Adigelik bu günlere kadar gelebilmiştir.
Ayrıca Adige adetlerinin içinde İslamiyet’e
uymayanların olduğunu sanmıyorum varsa da sonradan
ilave edilmiş olabileceğini düşünüyorum.Laisizm
(laiklik konusu) apayrı bir konudur. Bence bu konuyla
alakası yok.
Büyüklerimin ve işin ehli olan değerli bilginlerimizin
affına sığınarak bu sorunun kesinlikle yanlış
sorulduğunu düşünüyor saygı ve sevgiyle bütün Adigeleri
selamlıyorum.
Tham şüighepsow... |
|
|
Besney Hakan |
20.11.2005 |
Sevgili
Hatice,
Size öncelikle yanlış bir karşılaştırma yapmakta
olduğunuzu belirtmek isterim. İslamiyet ve Adigelik
karşılaştırılabilecek iki kavram değildir. İslamiyet
bir dindir. Adigelik ise bir sosyal kimliktir. Nasıl
Müslüman bir Endonezyalı olabiliyorsa, Müslüman bir
Adige de olabilir. Ben bir din bilgini değilim, size
yanlış bir bilgi vermek istemem. Bu nedenle size en iyi
önerim bu tür konularda forum tarzı platformlarda bilgi
aramaktansa güvenebileceğiniz bilgi kaynaklarından
(kitap, bilgin kişiler, doğru bilgi içeren internet
siteleri) bu bilgileri elde etmektir. Burada sizin de
gördüğünüz gibi sonsuz bir tartışma başlamıştır ve öyle
devam edecektir.
Herkes çok farklı düşüncelere sahip olabilir ama önemli
olan her kişinin yorum yapacağı konuya gerçekten hakim
olması gerektiğidir. Bu nedenle bu forumda yazılmış,
gerçekle alakası olmayan, cehalet ve bağnazlık ürünü
bilgileri, sizin elde edeceğiniz doğru bilgilerden
ayırt edebileceğinizi umuyorum.
Bunu başardığınızda göreceksiniz ki, dininizi yaşamak
isterken de, Adigeliğinizi yaşamak isterken de aynı şey
için uğraşıyor olacaksınız: Ahlaklı ve erdemli bir
insan olmak. Fakat uygulamada bazen çelişen durumlar
olacaktır. Bunlara karar vermek de sizin hakkınızdır.
Kimse sizin için karar veremez.
İslam ya da Adigelik seçimine dönersek bunlardan birini
seçmek zorunda olmadığınızı tekrar ediyorum ve
ekliyorum. Bunların birini üst kimlik olarak tercih
edebilirsiniz. Bu da sadece sizin sosyal çevrenizle
alakalı bir durumdur.
Yazıma başlarken sadece size yanıt vereceğime dair söz
verdim kendime. Sözümü tutuyorum.
|
|
|
Şhalaxhue |
21.11.2005 |
Şşıpkhece
şüıme pıwuğ seue seri. Ar zıguete rexhun jade llıxhujj.
Bjapexemççe bli wıuççeşt bgejji bleğuşt. Bğejjır mebıbı
bler mettselhequalle. T'uri bjapem ziplheğuşt nememi
bğejjım bler yewşequı.
Ttsıfı yipşşhape zıguerem tiriguışaeme xhuna? Xhunep
nibji... |
|
|
Cihan |
25.11.2005 |
Sevgili
kardeşim,
Bende bir Müslüman ve Çerkes genci olarak bu konuyu çok
düşündüm, kendi fikrimi de şöyle sunayım: HAYAT bir
matematik denklemi gibidir, X küpler, X kareler vardır,
vs. İslamiyet, kültür, sosyal yaşamda birer X’lerdir.
İnsanin görevi, bütün bu X’leri bilip, tanıyıp, bir
sıralamaya koymasıdır; en önemlisinden en "önemsizine"
doğru.
Bütün bunları dengelemesi lazım ki mutluluğa ulaşsın,
çünkü bütün bunların yani dinin, kültürün, işin asıl
amacı MUTLULUKTUR !!! ( no details :)= detaya gerek yok
)
Yani bu matematik fonksiyonun gitmesi gereken yer
mutluluktur yani X ( yahut zaman gibi T deyim ama
akıllar karışmasın :) ) ==> sonsuzluğa gidince (
sonsuzluk yoktur lol) hayat fonksiyonu mutluluğa doğru
gitmesi gerekir. Böyle olması içinde maneviyata önem
verilmesi gerekir, çünkü insan için en önemlisi
maneviyattır ( maneviyat en kuvvetli X dir, x^10 000
000 belki lol). Maneviyatı eksik tutarsan aşağıya
gidersin, moral diplerin karanlıklarında durur, yüksek
tutarsan yukarı gidersin, moralde göklerde kuş gibi
süzülür!
Diğer X lere önem vermekte önemli, yani Çerkesliğe,
bizi biz yapan o şanlı Kafkas kanımıza! Ama en
önemlisinin akılda kalma şartıyla!
Son olarak şunu ekleyeyim.
Dinimiz zaten kolay, kültürümüzde çok doğru (dürüst)
kurallara dayanıyor; bu ikilinin beraber gitmesi de çok
mümkün bence.
(Türkçe hataları için ve matematik kıyaslaştırmaları
için üzgünüm :))
Sevgiler, saygılar. |
|
|
Jankat Güven |
28.11.2005 |
Ali Demir
kardeşimize katılıyorum. Tabi ki Adigelik.
Çünkü Adigelik dünyanın bence en modern kültürlerinden
biridir. İçinde bulunduğumuz yüzyıla rağmen hala bazı
şeyleri aşamayışımızdan ve gurur duyduğumuz bu mükemmel
kültürü bu asil varlığı eski Arap gelenekleriyle
bozduğumuz için üzüntü duyuyorum. |
|
|
Gupseuh |
29.11.2005 |
Sayın Jankat
Güven,
Bende iyi bir Kabardey olarak koyu bir Çerkes’im. Aynı
zamanda Müslüman'ım ve dinim gereklerini yerine
getirmeye son derece gayret ediyorum ama şu ana kadar
Çerkesliğim ve Müslümanlığım bir çelişkiye düşmedi. Çok
ufak nüanslar hariç. Mesela ben alkol almam ama
bizlerin milli içeceği maxime alkollü bir içki. Ben
Müslüman olduğum için hiç Araplar gibi yaşamadım.
Şalvar ve etek giymedim. Sarık takmadım. Arapça
konuşamam. Eşime bir Arap erkeği gibi saygısız
davranmadım. vs.vs.
İslamiyet=Arap kültürü demek, kusura bakmayın ama son
derece saçma ve yobazca bir düşünce. Bu İslam dinini
son derece küçük düşürücü bir terim. İslam dininin Arap
yarımadasından çıkmış olması buna mazeret olamaz.
Bugünkü Arap kültürü İslam dininin çevresinde gelişmiş
bir kültürdür. Yoksa İslam dini Arap kültüründen çıkma
değildir. Bunu pek çok örnekle açıklayabiliriz ama daha
fazla uzatmak istemiyorum.
Kültür kavramı ile din kavramı birbirine ne kadar çok
uzak görünse de birbirine çok bağlantılıdır. Din eğer
inanan bir insansanız sizin şuan yaşadığınız dünya
hayatı ile bir sonraki hayatınızı düzenler. Kültür ise
bu dünyadaki hayatınızı düzenler.ikisini ayırmak bence
çok zor.
Asgari müştereklerde buluşup her ikisinden de mümkün
olduğu kadar faydalanmakta fayda var. Hele biz
Çerkesler gibi mükemmel bir kültüre sahipseniz.
Saygılarımla. |
|
|
Baykaldı.H |
29.11.2005 |
Sayın Jankat
Güven,
Kültürümüzdeki eski Arap geleneklerinden bahsetmişiniz.
Bana bir tane örnek verebilir misiniz? İyice
irdelerseniz, kültürümüzde Arap kültüründen ziyade daha
çok Avrupa ve Türk kültürü yaygındır. Bugün bakarsanız,
düğünlerimizde davul, zurna çalıyorsak, damadı kız
evine götürüyorsak, salonlarda Avrupa kültürüne has
danslar, diskolar, çiftetelliler sergiliyorsak bunu
kabahatini başka yerlerde aramamak gerek. Eskiden
dediğiniz zamanda bile büyüğe saygı, dil, düğün her şey
vardı ama şimdi bakınız birkaç yer dışında kalmadı.
Hızla oralarda da yok olmaya başladı. Sadece
isimlerimizi Çerkesce koymakla Çerkes olunamayacağını
anlamamız gerek.
Saygılar. |
|
|
Cankat Güven |
29.11.2005 |
Sayın Gupseuh,
sayın Baykaldı,
Öncelikle din ve Tanrı konusunda inançlarımız
belirttiğiniz gibi farlı olabilir o yüzden İslamiyet’in
doğruluğu vb. konulardan olaya bakacak olursak işin
içinden çıkamayız. Ancak şunu bilin ki, siz İslamiyet
ve Adigeliğin tamamen örtüştüğünü söylüyorsanız; ya
Adigeliği dosdoğru yaşamıyorsunuz ya da İslamiyet’i...
Ben de bir Kabardey çocuğuyum ve koyu bir Çerkes’im.
Adigeliği de İslamiyet’i de hayatım boyunca en iyi
şekilde gözlemledim. Adigeliği hepimiz bilebiliriz ama
sorun İslam’ın yorumlanışında çıkıyor galiba. Bir Arap
ülkesinde ki İslamiyet’le, Taliban’ın İslamiyet’iyle,
Türkiye’nin İslamiyet anlayış biçimi aynı mı? İslamiyet
o kadar çeşitli şekillerde yaşanıyor ki, bu yüzden
-yobaz aşırı dinci- dediğimiz kesim ile ılımlı İslamcı
dediğimiz kişiler Adigelikle İslamiyet’i farklı
noktalarda örtüştürüyor ya da örtüştüremiyor.
Sayın Gubseuh demek ki, sizin yaşadığınız İslamiyet’le
de Adigeliğin örtüşmeyen noktaları var ki, bazı
itiraflarda bulundunuz. Ancak yukarda bazı yorumlarda
da gördüğünüz gibi İslamiyet kültürünü tamamen
yaşadığında Adigelikten kopanlar 'Çerkeslikten
atılma’yı kendi deyimleriyle göz önüne alanlar var.
Size tavsiyem eğer koyu bir Müslümansınız İslamiyet’i
derinlemesine inceleyin bütün İslamiyet kültürünü
hayatınıza yansıtın o zaman bakın bir kültür çatışması
oluyor mu olmuyor mu? Çünkü İslamiyet’i yarım yamalak
anlayıp her şeyle de bağdaştırabilirsin. İtiraf
ettiğiniz gibi; mesela sayın Gubseuh içki konusu göz
ardı edilecek bir konu değildir. İnancınız sağlamsa hiç
içmeyin ya da Adigeliği bu yönden eleştirin. Ancak
İslamiyet kültürünü iliklerine kadar sindirmiş
kişilerde sizin nüans diye tabir ettiğiniz şeylerin
sayısı bayağı bir artıyor. Eğer adam gibi Müslüman
olmak da İslamiyet’i iliklerine kadar sindirmekse
Adigelik ile İslamiyet arasında büyük bir kültür farkı
doğacaktır.
Beni, sizin yaşadığınız İslamiyet’in Adigelikle bağdaşması ilgilendirmez, İslamiyet’in
kendisinin Adigelikle bağdaşıp bağdaşmadığını
sorguluyorum ben. Bu arada Adigeliği de hakkıyla
yaşadığınızı varsayıyorum.
Dediğim gibi inançlarımız farklı olabilir. Ben her
zaman Adigeliği benimsemiş bir insan olarak
yaşayacağım. Onu diğer kültürlerle harmanlayıp
bozmayacağım. Çünkü Adigelik dünya cehalet devrini
yaşarken de moderndi, şimdi de. Söylediğiniz gibi;
sadece ismi Çerkes olmakla, Çerkes olunmaz sayın
Baykaldı ama Adigeliği anlamadan hiç olmaz bunu da
bilin.
Saygılar... |
|
|
Baykaldı.H |
29.11.2005 |
Sayın Cankat
Güven,
Adigeliği bırakın yaşamayı, iliklerime kadar
hissediyorum. Bende Çerkes olarak yaratıldığım için
şükrediyorum. Adigelikten çıkardığınız kasıt nedir
bilmiyorum ama şunu da anlamanız lazım ki; her millet,
kendi kültürüyle, kendi ırkıyla gurur duyar. Bu sadece
bizim millete has bir şey değil. Çingene
çingeneliğiyle, Kürt Kürtlüğüyle, Afrikalı
Afrikalılığıyla, Arap Araplığıyla, Türk Türklüğüyle
övünür.
Hangi millet kendi milletini, kendi insanını kötüler,
münferit düşünceler dışında. Adigeliği yükseltmekte
haklısınız ama bizim kültürümüzde de geçmişte çok büyük
yanlışların olduğunu da unutmayın. Bizim kültürümüz
sütten çıkmış ak kaşık gibi değil. Burada yapılan pek
çok yanlışlığı sıralayacak değilim, en azından yanlış
anlaşılma çekingenliği vardır. Biraz öğündüğümüz kadar
eleştirmesini de bilmeliyiz.
Şu sözünüzü açmanızı da istiyorum. ‘’ADİGELİK, DÜNYA
CEHALET DEVRİNİ YAŞARKEN DE MODERNDİ, ŞİMDİ DE.’’
Ayrıca Adigelik kavramından çıkardığınız nedir,
kıstasınız nedir? Adigeliği yaşamak nasıl oluyor?
Sabahtan akşama kadar ben Çerkes’im diyerek, düğünlerde
oynayarak, kafayı çekerek, kaşenler bularak, iki cümle
Çerkesce konuşarak geçirdiğiniz ömür mü, Adigelik
dediğiniz? Yanlış anlaşılma olması, siz bunları
yapıyorsunuz demiyorum. Sadece Adigeliğin içeriğini
Abrek-2 gibi merak ettim o kadar.
Saygılar. |
|
|
Gupseuh |
30.11.2005 |
Sayın Jankat
Güven,
Ben daha önceki yazımda İslamiyet ile Adigeliğin
örtüştüğünü iddia etmedim. Zıtlaştığı yönler tabi ki
var. İslamiyet 1400 yıldır var ama Çerkeslik 4000
yıldır. Dolayısı ile birebir örtüşmesi mümkün değil ama
ben bunun için ne Adigeliğimden vazgeçerim nede
dinimden. Dediğim gibi asgari müşterek benim için
yeterli. Bu gün İslamiyet alkolü yasaklıyorsa ben alkol
almam. Dolayısı ile maximeyi de içmem. Bu beni
Adigelikten çıkarır mı? Tabi ki hayır. İllaki ikisinden
birini seçmek gibi bir zorunluluk niye olsun ki? Kaldı
ki, Adigelik de sütten çıkmış ak kaşık gibi masum
değil. Mesela hırsızlık bizim Adigelerde son derece
yaygındı. Hatta insanlar yaptıkları hırsızlıkları ile
övünürlermiş. Hırsızlık iyi bir şey mi? Hayır?
İslamiyet hırsızlığı yasaklamış mı? Evet. Siz olsanız
hangisini seçersiniz? İlla Adige'yim diye hırsızlık
yapmalı mı?
Saygılarımla. |
|
|
|
|
Baykaldı H. |
30.11.2005 |
Sayın Gupseuh,
Buradaki bir teriminize katılamayacağımı belirtmeliyim.
Hırsızlık, Çerkesler arasında asla olmadı. Bu terim
yerine gasp ve talan diyelim, belki de bunlarda tam
olarak karşılamaz ama ben yine konuyu açarsam daha iyi
anlaşılır.
Hırsızlık, kimsenin haberi olmadan, birinin parasını
veya eşyasını gizlice çalmaktır. Oysa gasp, zorla,
birinin rızası olmadan elindekileri almaktır. Mesela
Uzunyayla'daki büyüklerimiz anlatır.
Eskiden Çerkes gençleri gezerlerken yolda rastladıkları
birinin atını beğenmişse o ata muhakkak sahip
olmalıydı. Sahibinden isterde vermezse muhakkak arbede
çıkardı. Tabi bu gasp işi sadece AT olduğu zaman
gerçekleşmiştir. Yoksa para veya başka bir şey için asla
olmamıştır. Gerçi günümüzde gasp'ın cezası hırsızlıktan
daha ağır sanırım. At Çerkesler için kutsal olduğundan
dayanamıyorlardı.
Saygılar. |
|
|
Şahin Kartal |
01.12.2005 |
Merhabalar,
Ne kadar saçma bir soru: Adigelik mi? İslamiyet mi?
Taa ilkokul 3. sınıfta öğretilen temel bit bilgi vardır
matematikte. İşlem yaparken aynı türler arasında işlem
yapabilirsiniz, diye. Bir defa Adigelik ne, İslam ne?
Biri kültür, diğeri din. Hani deseniz Adigelik mi,
Rusluk mu ya da Adigelik mi, Amerikanlılık mı diye
anlarız ve konuşuruz ya da İslam mı, Hıristiyanlık mı
deseniz yine tartışılır. Çünkü türler aynı. İslam, o
zamanın en bozuk yaşayış tarzında hayatlarını devam
eden Arap toplumunda çıkan bir din. Bugün İslam’ın
kuralı denen ve insanların yaşantılarında uygulamaya
çalıştıkları kuralların bazılarını gerçekten Hz.
Muhammed, insanlara birer referans olsun diye ortaya
koymuş, mutlaka böyle olacaktır dememiştir. Diğer çoğu
kurallar ise Hz. Muhammed den sonra çıkartılmış abuk
sabuk şeylerdir.
Saygılarımla |
|
|
Durgut |
01.12.2005 |
Merhabalar,
Bu forumda mı okumuştum acaba; "soru soruluyorsa, demek
ki bir ihtiyaç vardır ve cevaplanmaya değerdir"
anlamında bir cümleydi. Bence yerinde bir tespit.
Ancak, bu (yerinde) tespit ile, "ama sorudan da
maksat/maruzat anlaşılmalı" gerçeği sakıt (*) olmuyor.
Demek ki öncelikle soruyu doğru sormalıyız. Doğru
soruyu bulmaya çalışıyorum kendimce.
"İslamiyet mi Adigelik mi?" Evet ilk bakışta bizi
elma/armut çarpıklığına götürecek kadar yanlış bir
soru. Peki ikinci, üçüncü ve sonraki bakış açılarında
ve bu forumda da dillendirildiği şekliyle gördüğümüz
gibi aslında niyet belli değil mi? Peki ne öyleyse
niyet ne?
Açık olarak gördüğümüz ve yaşadığımız şu ki, pek
çoğumuz İslamiyet’le Adigeliği aynı potada eritemiyoruz
galiba. Hayatın içinde ikisi yan yana poz verdiği zaman
bazı rötuşlar mı yapmak gerekiyor yoksa? Peki hangisine
rötuş yapma hakkımız var? Hangisinden başlamalıyız
düzeltmelere ya da hiçbirine dokunmamalı mıyız?
"Dokunulmaz" konular mıdır bunlar? Varsa dokunma
hakkımız nereye kadardır?
Yukarıdaki sorulardan şunu çıkarabildim ancak: Sorun
çözme anlamında yeterince kıvrak bir zekavete (**)
sahip olan Adigeliğin böyle bir dokunulmazlıktan ne
çekincesi var ne de böyle bir dokunulmazlığa ihtiyacı
var. Peki İslamiyet? Evet İslamiyet’in (mensupları
için) böyle bir dokunulmazlığı/nasları (***) var (Bu
cümlenin böyle kısacık yazılamayacağını biliyorum ve bu
kadarını belirtmekle yetiniyorum). ANCAK, İslamiyet’in
kendi öğretisine göre (öğreti yerine daha uygun bir
kelime seçilebilir belki) hayatın bidayeti (****) bir
soru ile başladığından, İslamiyet’in sorulardan da bir
çekincesi KESİNLİKLE yok. Kaldı ki, dinin kaynağı soru.
Öyleyse forumun başında sorulan sorunun (sorudan maksat
edilen bir maruzatın) sorulmasında bir mahsur yok.
Kimse aslında Adigeliği bir din ya da dini -özelde
İslamiyet’i- de bir soy/kültür/gelenek/üst-kimlik/vb.
olarak değerlendirmeye çalışmıyor aslında. Böyle bir
şey abesle iştigal olur ve çözmeye çalıştığımız sorun
-bulmaya çalıştığımız çözüm- ölü doğmuş bir çocuktan
öteye gitmez.
(Yazının sonunda "doğru soruyu bulamayacağım" evhamı
ağır basmaya başladı!)
"İslamiyet mi Adigelik mi?" Bence, tam da milliyetçilik
duyguları ve kimlik arayışı çabaları ile dini
duyguların da kabarmaya başladığı bu eş zamanda (bu
zamanda) içine düşülen bir iç ızdırap var bu soruda ve
bunu herkes soruyor kendine zaman zaman. Bu soru işte
bu ızdırabın sordurttuğu "köşeli" bir soru. Kimliğinden
vazgeçemeyiş, onu bir yere koyamayış; "dinimi nasıl
sorgulayabilirim" sancısının alt kümesi, dini yanlış
algılama vs. vs...
Yazının sonunda "şöyle kallavi bir soru gelecek galiba"
beklentisini boşa çıkartacağım için üzgünüm… Belki de
"hah, bir yanlış soru daha" diyeceksiniz... Foruma
katılan bazı arkadaşlara göre yanlı olacak ama
(yukarıda belirttiğim ızdırabı çekenler için yanlı
olmayacağını düşünüyorum) doğru soru bana göre şu:
Şehr-i İslam'da Adige mahallesi nasıl imar olur?
Saygılar.
(Kırık dökük -ama samimi olduğunu düşündüğüm-
cümlelerim için herkesten özür diliyorum; zira
bilgisayarda yazı yazmak alışılmadık geliyor. Bu yüzden
okuyanların anlayışına sığınıyorum.)
(*) Sakıt: Hükmü kalmamış, eski önemini yitirmiş.
Düşen, düşmüş. (CC)
(**) Zekavet: Çabuk anlama ve kavrama, zeyreklik. (CC)
(***) Nas: Açıklık, açık ve kesin yargı. Dogma. (CC)
(****) Bidayet: Başlama, başlangıç. (CC)
|
|
|
Psklg |
02.12.2005 |
İkisinin de
en önemli özelliği yaşanıyor olması:) Burada
düşünülmesi gereken;insanın, bunları yaşarken en fazla
hangisine ihtiyaç duyduğudur? Bu soruyu, algılamak
zorunda kaldığın islamiyet için sordun bence! Bir de
iyi bilinen islamiyet ve adigelik vardır. Bu noktada
da, yine bence, islamiyet ve adigelik, çok az farklar
dışında, tamamen birbirlerini yaşatabilecek iki
kavram...Gerçek islamiyetin manasını kavramak, bu
sorunun yanıtı olacaktır!!!
Teşekkürler... |
|
|
Fuat Aydemir |
07.12.2005 |
Ne kadar
saçma bir soru diye yazmış çoğu arkadaş ama çok ince ve
önemli bir konu bence. Hem de 18 yaşında olup birebir
yaşayıp da kaleme dökmek isteyen bir genç arkadaşımız
tarafından. Tüm yazılanları okudum ve İslamiyet’in
insanımızda bıraktığı etkilerin farklılığına tanık
oluyor insan.
Nasıl ki, İslamiyet’in algılanması ve hatta
kurallarının uygulanmasında farklılıklara rastlanması
gibi. Ben de her insanin aslında ayrı bir tanrısı
olduğuna, hatta her birimizin ayrı bir dini olduğuna
inanmışımdır. Yaratanın tek oluşu ortak payda sanırım.
Ben Müslüman'ım ama namaz kılmam, oruç tutmam diyen veya
ben Müslüman'ım ama içki içerim ya da başımı örtmem ve
daha birçok sayacağımız örnekler. Kuran’ın çok iyi ve
anlayacağımız bir dille okunması gerekiyor bence ve
günümüz koşullarıyla karsılaştırılması.
Bu inceleme ve değerlendirmeler yapıldığında
zıtlaşmalarla karşılaşılacaktır. Din olgusu hiçbir
zaman birleştirici olmadı biz Çerkeslerde. Aksine her
gün parçalayıcılık özelliğiyle çıkıyor çoğu alanda
karşımıza. Herkesin kendinedir inancı, sevap ve günah
bireyin kendisindedir söylemi sarsılıyor artık.
"Müslümanlaştırma" ki, Kuran’da bunu belirtir,
gelenek-görenek tanımıyor belli bir noktadan sonra.
Adige gelenek ve göreneklerimiz yaşamın içinden
çıkmıştır ve kural koyucular toplumun tecrübe anlamında
ileri gelenleriydi. Zamanla kurallar yaşam koşullarına
paralel çoğu kesiminde pozitif anlamda değişikliklere
uğrayarak günümüze kadar gelmiştir. Ancak Müslüman din
adamları Kuran’daki ayetleri aynen korumuşlardır ve iyi
incelendiğinde birçok ayetin sadece o günün koşullarına
uygun olduğu görülecektir. Oysa Kuran’da geçen birçok
ayet gayet çağdaş, birleştirici, tamamen insan
sevgisine dayalı öğeler ve kurallar bütünüdür.
İslam bilim adamlarının bir araya gelerek yapacakları
değerlendirmeler ışığında ortaya çıkarılacak kurallar
bütünü yeni bir kitap eminim hem insanlığın onunu
açacak hem de birçok zıtlaşmayı ortadan kaldıracaktır.
O zaman İslam thamadeleri ile Adige thamadeleri
arasında herhangi bir farkın olmayacağını düşünüyorum.
Değişmeyen tek şey değişmektir...
Saygı ve sevgilerimle... |
|
|
Azmi Berberoğlu |
07.12.2005 |
Değerli
arkadaşlar,
Biraz yoğunluk, birazda projeler nedeniyle sizlerden
ayrı kaldım, ancak görülen o ki, bu konudaki
tartışmalar sürecek.
DİN ve ADİGELİK kavramlarını geçen yazıda kısaca
açıklamaya çalışmış ve farklı olgular olduklarını
belirtmeye çalışmıştım. Sanırım biraz daha AÇMAK
gerekli.
DİN olgusu, esas itibariyle TÜM insanlığı kavramayı
amaçlar ve bu nedenle LOKAL kültür ve geleneklerle
ÇATIŞMASI kaçınılmazdır. Bu nedenle örneklemelerle
belirtilen bazı gelenek ve göreneklerimizle de doğal
olarak ÇATIŞIR.
Sayın Jade kardeşimiz, her ne kadar LASİZM'in, bu konu
ile ilişkisi yok dese de, LAİSİZM esas itibariyle DİN
ile YÖNETIM ve yaşam biçimi arasındaki ilişkileri
ayırmayı ve DİN kurallarının, YAŞAM FORMlarını ve
KÜLTÜR'leri yok etme
olanağını azaltmayı hedeflemiştir. Zira DİNler MİLLET
kavramını YOK sayar, tüm insanlar birer KUL, kısaca
ÜMMET mensubu şeklinde tanımlanır.
Saygılarımla. |
|
|
a-e |
07.12.2005 |
Selamlar
Bir konuda düzeltme yapma ihtiyacı duydum, umarım
yanlış anlaşılmam.
Zira DİNler MİLLET kavramını YOK sayar, tüm insanlar
birer KUL, kısaca ÜMMET mensubu şeklinde tanımlanır.
Bütün dinler millet kavramını yok saymazlar.
Yahudi dininin iki özelliği vardır:
1) Ulusçu bir dindir ve sadece İsrailoğullarına
seslenmiştir, zaman zaman başka uluslardan katılanlar
olsa da Yahudi dini İsrailoğullarına özgüdür, bir tek
millete gelmiştir, milliyetçidir.
2) Tek bir peygamber tarafından değil bir çok peygamber
tarafından gelmiştir.
Bazı dinler sadece bir tek millet için çıkmıştır.
Yahudilik bir tek ulusa seslenirken, Hıristiyanlık
herkesin tüm insanların Tanrı’nın çocukları olduğunu
derken, Müslümanlık tüm insanların Tanrı’nın kulu
olduğunu demiştir.
Her dinde insanın Tanrı’ya karşı duruşu farklıdır.
Sevgiyle. |
|
|
Hami Atcı |
07.12.2005 |
Arkadaşlar,
İslamiyet mi Adigelik mi? Neden bu konuda kendinizi
sorgulama gereği duyuyorsunuz anlayamıyorum. Ayrıca;
İslamiyet’i Adigeliğe uzak sayanlar acaba hangi dini
bize yakıştırıyorlar? İslam dini üzerine anti fikir
üretenler ne kadar Adigeliği yaşıyorlar veya İslam
dinine ne kadar vakıflar? Bence burada daha önemli
konuları paylaşalım. |
|
|
Azmi BERBEROGLU |
08.12.2005 |
Maf,
Bir önceki yazımın son paragrafındaki -ler- eki
fazlalık olarak yazılmıştır (yorgunluğumuza sayınız
lütfen). Bu detayı yakalayıp bizi uyaran arkadaşımıza
da teşekkür ederim. Cümle dikkatlice okunduğunda burada
kastedilen DİNin İSLAMİYET olduğu, KUL ve ÜMMET
kavramlarının da yine İSLAMİYET'e ait kavramlar olduğu
da açıkça görülmektedir. Öte yandan TEK Tanrılı
DİNlerin temel felsefesi belirtildiği gibidir.
Sadece farklılık gösteren ŞERİATlarının uygulama
noktasındaki biçimselliktir.
Bir yazımda tüm NİCK kullanan kardeşlerimize, bundan
böyle NİCK kullanmaları halinde kendilerini muhatap
almayacağımızı belirtmiştim (kişisel kararımdır).
Bırakınız bir THAMADEsinden gelmeyi, bir büyüğünden
dahi bir talep geldiğinde bir ÇERKES kardeşimizin
yapması gereken, bu isteme uymaktır. Bu konuda ikinci
bir uyarıya gerek görmüyorum.
Kişisel olarak konuların geniş bir katılım sağlanarak
tartışılmasından, hepimizin yararlanacağını, faydalı
ÇIKARIMLAR yapabileceğimizi düşünürüm ( DİL-DİN-IRK
fark etmez) . Ancak kurallarımız kişilere göre
değişiklik göstermez, ortamda bulunmak isteyenler
uymalıdır.
Sonuç olarak; İSLAMİYET talepleri itibariyle, zaman
zaman gelenek ve göreneklerimizle ÇATIŞIR, önemli olan
kişinin konuyu çözüp çözmeme yönündeki iradesidir. Bu
konuda yıllarca yazılar yazmak mümkündür, ancak
inanıyorum ki, yazılan hiçbir yazı İÇERIK olarak. bir
yenilik getirmeyecek. Fasit bir dairede anlamsızca
dönülecektir.
Eğer gerçekten DİN konusu tartışılmak isteniyorsa, bunu
doğru bir mantıkla yapmayı öneririm. Örneğin; DİNler ve
ULUSAL KÜLTÜRlere etkileri şeklinde bir başlık altında
rahatlıkla ve verimli olarak tartışılabilir. Mevcut
haliyle başlığı okuyan, sanki yazılı İKİ kavramdan
birini tercih etmek durumundaymış gibi bir sonuca
ulaşıyor ki, bu kesinlikle doğru değildir, ADİGE
herhangi bir dine mensup olabilir.
Bu arada bugün elime geçtiği için yeni okuyabildiğim
JINEPS
adli gazetemizden, söz etmeden geçemeyeceğim.
Hazırlayan ve emek veren tüm kardeşlerimi yürekten
kutluyorum. Gazetede GUPSEGE grubunun "Köy Projesine"
ilişkin resimli bir haber yapılmış olması da ayrı bir
sevinç kaynağı olmuştur. Gençlerimize de teşekkür ve
başarılar diliyor, yola devam diyorum.
Esen kalın. |
|
sayfa
1
2
3
4
5
6
7
8
9 |
|
|
|
|
|
|
|