|
|
................... |
|
................... |
DÖNMEK YA DA DÖNMEMEK. İŞTE BÜTÜN MESELEMİZ...
-2 |
Yılmaz Berberoğlu
20 Haziran
2004 |
|
|
................... |
|
................... |
Batıray Özbek |
19.10.2005 17:31:36 |
Machu
Qeberdey,
Yaşadığınız çevredeki köylerde Çerkesler bir birleriyle
kavga etmezler mi?
Hiç aralarında cinayet işlenmez mi?
Ulusal davayla kişisel ve kriminal olayları
karıştırmamak gerekir.
Almanya'da her dakika bir ev soyuluyor.
Buna rağmen herkes Almanya'ya gelmemezlik yapmıyor.
Aksine herkes can atıyor. (Teşbihte hata olmaz.)
Machu |
|
|
Baykaldı.H |
20.10.2005 19:49:39 |
Sayın Batıray
Özbek,
Sanırım Qeberdey'in ne demek istediğini anlamamışınız.
Haklı olarak oradaki talanı, cinayetleri, adam
kaçırmaları, rüşvetleri yazmış endişe ediyor. Burayla
orayı kıyaslamanız ise abesle iştigal. Türkiye'de
arabayla bir şehirden başka bir şehire giderken kaç
polis sizden rüşvet istedi? Eviniz soyulurken canınız
yandığında polis çağırdığında ne kadar sürede geldi?
Kavga ve cinayet Kabil ve Habil ile başlamış elbette
olacaktır. Ama orada yasa yok, hak yok, her şey parayla
dönüyor. Orayla bura arasında en az 25 yıl var
dikkatinize sunarım.
Daur Soner kardeşim aynı soruyu bana da sorarsanız
bağımsızlığın olmadığı yerde ben yokum. Tabi ki,
Türkiye'de kalıp Türk vatandaşı olarak kalmayı yeğlerim
Ruslardansa. Keza Türkiye'de senin diline karışan yok
artık televizyon da veriyor. Sizin tembelliğiniz
çocuklarınızın Çerkesce öğrenmesini engelliyor, yoksa
T.C değil. |
|
|
Yegerey |
21.10.2005 |
Selamlar,
Gözünü sevdiğim AB, sayın Baykaldı.H'de bunları
söyletti ya. Yapmayın lütfen bu güne kadar Çerkes olarak
yoktunuz bile. AB olmasa zor olurdu.
Ayrıca Sayın Batıray Yedic bey'e olan ifadeniz ile
açıkça görülüyor ki, sizin TC de kalmanız daha hayırlı.
Kafkasya'ya zevki sefa sürecek değil, yerine göre aç
kalacak, çile çekecek (atalarımız sürüldüğünde
çektiğinden daha kötü olmaz) kişiler lazım.
Saygılarımla. |
|
|
Baykaldı A. (Bekaldı) |
21.10.2005 |
Selam ola,
Okuduğum kadarı ile,
1- T.C. eleştiriliyor
2- Kafkasya'ya göçten bahsediliyor
3- Lobileşme konusu
4- Dil ve Eğitim
5- İnsanlarımız birbirlerine üstünlük kurmaya
çalışıyor.
Şimdi bu sıraladığım konulara bakarsanız, yıllardır
süregelen ve hep lafta kalan meseleler olduğunun
idrakine varırsınız. Bence boş laf ile zaman
harcıyorsunuz. Kafkasya'ya gidecek insan Form köşelerin
de zaman harcamaz hemen atlar atına gider.
Gelelim Anadilimize: Kürtler dahi çocuklarına öyle bir
dil öğretiyorlar ki buna değil T.C ABD'nin bile gücü
yetmiyor. Hatayı kendinde ara ey dilini bilmeyen
arkadaş bu konuda T.C sana engel olmadı...
Sonra aramıza katılan Baykaldı H. hoş geldin. Umarım
bilgilerinle aydınlananlardan oluruz. Senden ricam
olacak kızıp ta terki C.C eyleme olur mu? :))
Ben bu konuda daha fazla yazmak istemiyorum, kısır
döngü!
Esen kalın, iyi ki varsınız. |
|
|
Baykaldı H. |
21.10.2005 |
Sayın Yegerey,
Adres Kafkasya mı, yani orada mı yaşıyorsunuz? Yoksa
sizde bizim gibi Türkiye'den misiniz? Türkiye'deyseniz
eminim birkaç hafta içinde gidip yerleşeceksinizdir.
Belki birkaç ay sonrada yok olmadı deyip yine yollara
düşeceksiniz.
Bugüne kadar yoktunuz derken, pardon Çerkesce nasıl
korundu Kayseri'de? Hangi eve asker gidip te siz
Çerkesce konuşamazsınız dendi? Herkes gayet özgürce
dilini konuştu günümüze kadar.
Annem-babam konuşuyor, ben konuşuyorsam, çocuklarım
konuşuyorsa ya da anlıyorsa en azından bu T.C.'nin ve
ya AB'nin sayesinde olmadı. Kimi zaman kendi
gayretimiz, kimi zamanda kendiliğinden gelişti.
Türkiye'de dilin unutulduğu diğer bölgelerde her halde
insanların başına jandarma konup takip edilmedi. Kısmen
bir ara bir bölgede sıkı tutuldu ama o da başarıya
ulaşmadı.
Evet şimdiye kadar Sovyetlerin bir politikası olarak
bütün halklar kendi diliyle yazmış, okuyabilmiş. Peki o
zaman Sovyet değil de Putinli bir Rusya olsaydı neler
olabileceğini tahmin edebilir miydiniz? Elbette
Türkiye'de bütünlüğünü korumak için o zamanın
şartlarıyla bazı uygulamalar getirmiştir.
Benim Kafkasya'da yaşamam ve ya Türkiye'de kalmam
konusu ise neresi anavatanım için hayırlıysa orası
olsun diyorum. Duygusal olarak tabi Kafkasya
topraklarında yaşayıp orada ölmek isterim. Biz o çileyi
Kafkasya'da olmasa da doğuştan beri yaşıyoruz.
Saygılar. |
|
|
Abrek-2 |
21.10.2005 |
Selam Yegerey,
Merak ettim de; bugüne kadar Çerkes olarak yoktuysanız
acaba hangi gezegendeydiniz. Türkiye dışında değildiniz
herhalde, benliğinizi korumuşunuz ki sayfaya yazılar
yazıyorsunuz.
Merak ettim de; Çerkesce biliyor musunuz? Biliyorsanız
nerde öğrendiniz? Yok bilmiyorsanız neden öğrenmediniz?
Ailenizin taşıması gereken sorumluluğu neden başka
yerlere yüklüyorsunuz? Hiç merak etmediniz mi nasıl
öğrendim veya neden öğrenemedim diye?
Günümüzde merak edip öğrenen çok kişi var yeter ki
meraklı ol. Birde acılı arabesk edebiyatı yapmaya gerek
yok. Bu yola baş koyan herkes her türlü fedakarlığa
katlanacaktır elbet.
Merak ettim de; Baykaldı H.'ye burada kalmasının daha iyi
olacağını söylüyorsunuz. Siz ne zaman dönüyorsunuz ama
bir daha geri dönmek yok. O zaman sizde sadece benim
gibi sürekli merak edersiniz.
Saygılar. |
|
|
Abregeyapşaşe |
22.10.2005 |
Selamlar
sevgiler,
Müsaadeniz olursa bir zamanlar benim bir yazımı süsleyen
bir şiirle burada olmak isterim.
Artık ne başımda kalpağım,
Ne belimde gümüş kamam,
Rüzgarla yarışan atlarımı da vurdular,
Ama hala saçlarım güneş boyalı,
Gözlerim vadi yeşili,
Ve bedenimin onurla taşıdığı,
Mızıka kokulu bir Çerkes yüreği,
Sosren Maze
Saygılar. |
|
|
Kopsirgen Orhan |
03.11.2005 |
Qaberdey
Kardeşim;
Sen hiç Abhazya’ya, Adigey'e, Kabardey'e,
Karaçay-Çerkessk'e kısacası sen Kafkasya'nın bir yerine
gittin mi, gördün mü, yaşadın mı?
Ben seni tanımıyorum, sende beni tanımıyorsun...
Sadece bu sitede yazını okudum ama yazını okuyunca
hayretler içersinde kaldım...
Sayın Kabardey,
Şunu peşin söyleyeyim. Sen Kafkasya’ya gitmedin, sen
Kafkasya’yı görmedin ve bilmiyorsun. Bir an için
Kafkasya’ya gittiğini farz etsek bile orada altın ve
elmas dağıtıldığını sanıyordun umduğunu bulamadın...
İnsan atarken biraz insaflı ve merhametli olmalı.
Değerli Kabardey,
Ben, Abhaz’ım ve Kabardey eniştesiyim. Daha yirmi gün
önce Abhazya’da idim. Tam on altı senedir Abhazya’ya
gider, gelirim. Sadece Abhazya değil, Adigey, Kabardey,
Karaçay-Çerkessk’e de gider, gelirim. Bir ayağım
Kafkasya’da. Abhazya savaşında da oradaydım. Fırın
hikayesini de gayet iyi biliyorum ama senin
yazdıkların görgüye dayalı ve sadece duyum olduğundan
hepsi saçma...
İnsan bazı zamanlar saçmalar ama senin saçmaların
olağandışı... Benim kızım, Endüstri Mühendisi, 24
yaşında şu anda Abhazya/Sohum’da yaşıyor... Benim
köylüm Hapat Nizam Sohum’da tüccar ve müteahhit.
Abhazya’da Türkiye’den göç eden yüzlerce aile var ve
tümü hayatlarından çok memnun. Çocukları hem Abaza ve
hem de Türkçe biliyorlar... İnançlı ve dürüst ve de
çalışkan insanlar her zaman ve her yerde başarılı
olurlar.
Sayın Qabardey,
Senin ne iş yaptığını bilmiyorum ama pek çalışkan bir
kişi olduğuna da inanamıyorum ama görmeden, bilmeden
ve yaşamadan "atman ve tutman" mükemmel. Madalya verme
olanağım olsaydı sana bir madalya takardım. Cevaplarını
bekliyorum. İstersen mail adresime yazabilirsin. Her
şeye rağmen seni sevgiyle kucaklıyorum. |
|
|
Azmi Berberoğlu |
06.11.2005 |
Sayın Orhan,
Yazdıklarınızdan üç şey çıkarabildim;
- Siz Kafkasya'ya defalarca gittiniz,
- Oralara gidenler hayatlarından memnunlar,
- Siz tanımadığınız insanların fikirlerini eleştirmek
yerine onlara HAKARET etmekten zevk alıyorsunuz.
Sizden küçük bir ricada bulunmak istiyorum. Sayın
Qabardey'e hitaben yazdığınız yazıdaki KABARDEY ismi
yerine kendi isminizi YAZIN ve okuyun. Eminim ki
yazıdan sizde oldukça rahatsız olacaksınız. Zira sayın
Qabardey'in fikirlerine karşı olmak yerine sürekli ona
hakaretler yağdırıyorsunuz.
Bu sütunlardaki tartışmaları daha verimli ve sonuç
alıcı kılmak adına istirhamım FİKİRleri değerlendirip,
onlar hakkında yazalım, kişiliklere hakaret etmeyelim.
Bu vesile ile herkesin bayramını içtenlikle kutluyorum.
Saygılarımla. |
|
|
Y. Kurt |
07.11.2005 |
Sayın
Kopsirgen Orhan,
Değerli büyüğüm, öncelikle sizin ve tüm katılımcıların
bayramlarını tebrik ederim. Ne güzel bir hikaye
iletmişsiniz bizlere, kısaca hoşgörüden bahseden. Sayın
Qabardey sanırım sizin oğlunuzu da öldürmedi,
hoşgörüden bahseden hikayedeki baba gibi biraz hoşgörü
beklerdim sizden.
Sayın Qaberdey yazdıklarını başkasından duymuşta
olabilir, bizzat yaşamışta. Ama sizin gibi büyüklerimiz
bizi döverek seveceğine birazda hoşgörüyle sevse. Sizin
başınıza nahoş olaylar gelmemiş olabilir, duymamışta
olabilirsiniz, bu olumsuzlukların olmadığı manasına da
gelmez sanırım.
Benimde başıma benzeri bir olay gelmişti, münferittir
deyip geçmiştim ama ne yok saydım ne de kafamı kuma
gömdüm. Maalesef sayın Qabardey'in bahsettiği türden
olaylar olmaktadır. Keşke olmasa keşke sizin gibi
büyüklerimiz bizleri döverek sevdiği kadar, bu neyin
nesidir, doğru mudur, tekrar olmaması için ne yapılır
diye düşünse, bunları yaparken hoşgörüyle yaklaşsa.
Dünyanın her yerinde bu tür olaylar oluyor demek
kimseyi hele ki, bizlerin sorumluluktan kaçmamıza sebep
olamaz. Dünyanın hangi ülkesinde olduğu veya olmadığı
beni ilgilendirmiyor. Beni ilgilendiren atavatan
dediğimiz yerde kendi yakınlarımızın bizlere
yaptığıdır.
Saygılarımla. |
|
|
Abregeyapşaşe |
07.11.2005 |
MAF Sayın Y.
Kurt,
Ne zaman size rastlasam muhakkak durup okuyorum
yazılarınızı ve her seferinde yerinde zamanında
yazılmış yazılar okumaktan mutlu oluyorum. Bu kez de
yanılmadım. Burada kimse alınmasın ama hakikaten neden
bizim büyüklerimiz araya oldukça uzak bir mesafe koyar
ve de tepeden bir bakışla, sanki başka bir tarafa
konuşurmuş gibi sert bir üslubu da beraberinde
kullanırlar anlamış değilim. Bu tavırların artık
değişmesi gerektiğini düşünüyorum.
Bol hoşgörü ve daha sıcak yaklaşımlar dileğiyle...
|
|
|
Kopsirgen Orhan |
08.11.2005 01:11:02 |
Sevgi ve
Saygıdeğer Kozba,
06.11.2005 tarihli yazınızı okuduğumda hayretler içinde
kaldım. Yazınızda şöyle bir cümle var "siz
tanımadığınız insanların fikirlerini eleştirmek yerine
hakaret etmekten zevk alıyorsunuz"
Saygıdeğer Kozba;
Eğri oturalım doğru konuşalım. Eğer, ben Qabardey
kardeşime karşı hakaret etmiş olsaydım, hakaretimize
yazının cevabını Qabardey kardeşimin yazması gerekirdi.
Qabardey kardeşim yazmadığına göre ondan habersiz böyle
bir yazı yazman HEM BANA ve HEM DE QABARDEY KARDEŞE EN
BÜYÜK HAKARET'tir. Kozba kardeşim, satırlara Kopsirgen
değil de lütfen kendi adını yaz. Kendisinden habersiz
savunduğun QABARDEY BİR HİÇ Mİ? Sayın Kozba, Kaş
yapayım derken göz çıkarttığının acaba farkında mısın?
Değerli Kardeşim Kozba,
Bundan sonrada pek çok yazışmalarımız olabilir.AMA ŞUNU
UNUTMA BEN YAZDIĞIM HER YAZININ DEĞİL HER SATIRIN
ARKASINDA OLAN BİR KİŞİYİM. BUNU UNUTMA ve gerekli
gördüğün zaman İLHAN KOZBA'dan beni sorabilirsin. Ben
boş yere yazmam
Saygıdeğer Kozba,
Ben yaratandan ötürü TANRININ YARATTIĞI HER VARLIĞI
SEVEN ve HER VARLIĞINA SAYGI DUYAN bir kişiyim. Ben
Abhazya da savaşı gördüm, savaşı iliklerimde yaşadım,
evlerinin önüne şehit mezarı yapan anneleri gördüm
ağladım. Sayın Kozba, eğer ağlayabiliyorsan sen de ağla
ve ondan sonra eleştir.
Sayın Kozba,
Abhazya kurtuluş günlerine çok Kozba geldi. Çok Kozba
tanıyorum ben. Sadece Abhazya da değil. Karaçay Çerkessk
Özerk Cumhuriyeti'nde yaşayan bir çok KOZBA'yı...
Değerli Kardeşim Kozba;
Belki bu yazdıklarımı da kendine ya da Qabardey
kardeşime hakaret olarak kabul etme olanağın var ama
şunu peşin olarak yazayım ki, BENDE BÖYLE BİR DÜŞÜNCE
KESİNLİKLE SÖZ KONUSU DEĞİLDİR. BEN ABHAZ 'ABAZA'YIM.
BEN KAFKASYALIYIM, BEN ABAZALARI ve ben TÜM
KAFKASYALILARI candan yürükten sever sevgiyle
kucaklarım. |
|
|
Azmi Berberoğlu |
09.11.2005 10:03:16 |
Sayın ORHAN,
Kişisel olarak tartışmayı genelde yapmanın pek fazla
doğru olmadığına inananlardanım. Şahsınıza hitaben
yazılmış yazı, bir KİŞİ'nin savunulmasından ziyade,
şahsınızın yazı üslubunu kritize etmeye yöneliktir.
Biz bir AİLE'yiz sayın Orhan ve birbirimizi hatalı
olduğumuz hususlarda uyarmak ve eleştirmek hepimizin
ödevidir ve de olmalıdır. (Hakaret etmeden tabii ki.)
Sizi yazdığım yazının içerik olarak cevaplanmasını
beklerdim sizden, oysa ŞEKLİ bir yaklaşım sergilemiş.
(Sanki sayın K. size cevap yazmamışsa sizin yazınızdaki
hakaret unsurları HAKARET olmaktan istisna tutulacaklar
gibi.) Beni gereksiz müdahalecilikle suçlamışsınız.
Hatırlayınız, bir yazınızda diasporada yaşayıp da,
orada ölen insanlarımız için (İT GİBİ) deyimini
kullanmıştınız,
Yazılarınızda böyle bir üslup kullanmayı alışkanlık
şekline getirmişsiniz gibi bir izlenim edindim.
Gençlerimize iyi örnek olmak gibi bir SORUMLULUK
taşıyoruz.
Özetle amacım yazılarınızdaki HAKARET içerikli
sözcükleri mümkün mertebe kullanmamanıza yönelik bir
eleştiri idi. Hiç kimsenin aklına ilk gelen sözcüğü
ölçüp tartmadan yazma-konuşma hakkı olamaz, olmamalıdır
da. (Hakaret içerikli.)
(Bakınız bu sütunlarda UYGUN olmayan üslup kullanıldığı
için, bazı tartışma başlıkları, tartışmaya kapatılmak
zorunda kalınıyor.)
Hepimiz yazıp-söylediklerimizin arkasındayız tabii ki,
ancak diyalogun devamı için HAKARETSİZ ÜSLUP şarttır.
THAMADE'lik aynı zamanda SORUMLU olmayı gerektirir. Bu
nedenle, her konuda olduğu gibi üslup konusuna
hepimizin dikkat etmek durumunda olduğumuzu bir kez
daha yineliyorum.
Saygılarımla. |
|
|
Madina Tsey |
13.11.2005 |
Beyefendi
sizin amacınız ne? Ben Adigey, Maykopluyum. Sizin
konuştuklarınızı kulağını duyuyor mu? Bu kadar
memnunsunuz yaşadığınız ülkede, aaaaa. Kardeşim senin
yapacağın onlarla daha iç içe yaşamak. Çerkes’im deyip
ortaya çıkmayın ve bir soru daha: Ne gördünüz siz
anavatanımızda, birisi kötü mü davrandı? Bekliyorum.
Sayın Yılmaz,
Peki siz ne teklif ediyorsunuz bu konuda? Net ve kısa
bir cevap bekliyorum sizden.
Saygılarla
|
|
|
Ömer Meryemko |
13.11.2005 |
Sevgili
Soner,
Bir çok Adige Türkiye'de kendisini misafir olarak
görüyor. Günü geldiğinde eve döneceğiz diyor ama
unutmayalım ki; misafirlik 3 gündür 140 sene değil!
Burası bizim vatanımız. Sanıyorsunuz ki Kafkasya'ya
dönersek her şey çok güzel olacak. Biz zaten bir kere
vatanımızı kaybetmişiz. Bari elimizdekinden olmayalım.
Gururla söylüyorum ki, Türkiye benim vatanımdır. Ölüm
dışında hiçbir şey beni bu topraklardan ayıramaz.
Kürtler neden bugün bu konumda? Hepsi için konuşmuyorum
elbette ama çoğu sizin gibi bu ülkeyi benimsemedi bu
bayrağı kendi bayrağı olarak görmedi ve sonuç. Kürt
denince akla ilk gelen terim terörist.
Siz ve sizin gibi düşünenler yüzünden bir gün bana da
terörist yaftası vurulursa bunun hesabını kime nasıl
vereceksiniz? |
|
|
a-e |
13.11.2005 |
Sayın Kuban Paul Seauhmann
Yazılarınızı okuyunca söyleyecek bir şeyin kalmadığını
gördüm ve bu sitede bu kadar mükemmel yazan bir kaç
insandan biri olduğunuz gerçeği önünde saygıyla
eğiliyorum. Eğer sadece siz olsaydınız çok üzüntü
verirdi bu durum ama Tanrı’ya şükürler olsun ki bir kaç
kişisiniz ve sizlerin yazılarını okumak gerçektende
büyük zevk veriyor insana.
Tüm hoş görünüze sığınarak yazılarınıza sadece bir
ekleme yapacağım. O da Türkiye Cumhuriyeti’nde
Çerkeslerin asla sorun olmadığı üstüne. Evet kesinlikle
haklısınız Çerkesler hiç sorun olmadılar. Çünkü sorun
olacak durumda olmadılar. Bu gün dahi Çerkes anadilinde
eğitim veren tek bir okul yoktur.
Sayın Azmi Berberoğlu
Size bir önerim olacak, rica etsem Avrupa Birliği uyum
yasaları, anadil eğitimi ve yayın hakları konusunu
araştırır mısınız?
Size ben kendi bildiklerimden bir iki örnek vereyim
yinede.
Ağustos’un başında,meclisten AB uyum yasalarının 11cisi
diye geçen, ana dil öğrenimi ve yayın haklarına ilişkin
yönetmeliğe bir göz atalım.
Evet, yanlış duymadınız, meclisten geçen 11ci madde
yani sizin ve benim bir çok insanın anadilde eğitim
hakkı diye bildiği yönetmelik ama meclisten gecen bu
11ci madde gerçekte nasıl biliyor musunuz?
Resmi gazetede şöyle geçer bu yönetmelik.
Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarında geleneksel
olarak kullandıkları farklı dil ve lehçelerin
öğrenilmesi hakkında yönetmelik olarak geçer. Ne var
derseniz, iste burada hemen anadillerin günlük hayatta
kullanılan lehçelere dönmüş olduğunu görürüz, böylece
anadil, anadil olmaktan çıkmıştır ve basit günlük
hayatta kullanılan diller olmuştur bir çırpıda.
Evrensel değerleri kalmamıştır. Eh, böyle olunca da
evrensel değeri olmayan diller RTÜK yasasındaki ifadeye
uymuyor. Bir anda ve evrensel bir dil olmadıkları
içinde bu lehçeler üzerinde evrensel kültür inşa
edilecek durumda olamıyorlar ama ana dil olarak
kullanıldığında her şey bambaşka oluyor. Dolayısıyla
bilinçli olarak bu diller basitleştiriliyor ve yok
edilmeye devam ediliyor.
Diyelim ki, siz hayırsever bir Türkiye Cumhuriyeti
Çerkes asıllı vatandaş olarak anadilde eğitim ve yayın
hakki istediniz ve bunu uygulamaya kalkıştınız, önünüze
çıkacak yönetmeliğe göre bunun imkansız olduğunu
görünce ne yapacaksınız?
Ayrıca yönetmelikte diyor ki, anadilde eğitim ve yayın
hakkı bu koşullar yerine getirilince yapılabilir. Peki
nedir koşullar? Örnekleyelim bir kaçını:
Anadilde eğitim yönetmeliğinde, kitaplar ve kurs
verecek öğretmenler, kursiyerler için yaş
sınırlamaları, kurs mekanlarının yerleri, aynen milli
eğitimin yabancı dil eğitimi ve öğretimi kurallarına
göre olacağına göre açılacak dil kurslarında eğitim
verecek öğretmenlerde T.C vatandaşlığı şart koşuluyor.
İyi de, diplomalı öğretmen T.C vatandaşı Çerkes
öğretmeni kim, nerden bulacak, bu mümkün değil ki,
Çerkesce öğretmen yetiştiren bir okul hiç olmadı ki
Türkiye’de
Çerkesce’yi kuşkusuz çok iyi bilen Çerkesler vardır ama
bunların hiç biri diplomalı değil ki, bakın bu koşulla
bir engel daha çıkmış bulunuyor.
Yine yönetmeliğin 10. maddesine bakarsak kurstaki
program bakanlıkça onaylanacak ve kurs gören herkesin
listesi devlete verilecek. Yani kurs alanlar
listelenecek ve bu kurslarda kılık kıyafet maddelerini
de eklersek daha başlamadan, bir işin nasıl
bitirildiğini görürsünüz. İsterseniz sizde bir
araştırın belki de ben yanıldım ya da anadilde eğitim
yapacak özel bir kurs açmaya kalkışın bakalım nasıl
yapabileceksiniz bunu?
Bunu özellikle sizden rica ediyorum, çünkü bu
engellemeleri görüp de itiraz eden, diğer halklardan
insanlara hain yakıştırmasını en çok yapanlardansınız.
Sayın Yegerey
Evet haklısınız AB’ye girme sevdasına bu gün insanlar
konuşabiliyorlar. Şöyle birde Kürtleri eklersek buna,
bugün bu ülkede insanların bu kadar şeyi konuşmasını
neye borçlu olduğunu görürüz.
Hani şu karda yürürken, kart, kurt sesi çıkarıp da,
Kürtleşmiş Türkleri düşünürsek ve eski siyasetçilerden
birinin dediği gibi bu ülkede sadece Türkler vardır ve
Türklerin dışındakilerde ancak Türklere hizmetçilik
yaparlar gibi bir sözünü düşünürsek nerden nereye
gelindiğini görebiliriz. Şöyle 20 yıl geriye gitmemiz
bile bir çok şeyi anlatıyor bize.
Kim ki hakkını aramış hemen hedef olmuştur bu ülkede
ama artık öyle kolay olmuyor, dünya çok küçüldü ve
herkes her şeyi bir anda görebiliyor, eğer bu
teknolojik gelişim olmasaydı vay halimize ki vay
olurduk. Bu siteyi bile göremezdik.
Sayın Ömer Meryemko
Merak etmeyin siz neden diye sormadıkça o yaftayı
yemezsiniz rahat olun.
Son söz olarak şunu dersem umarım yanlış anlaşılmaz ama
bana göre: Çerkes, anavatanla, anavatanları arasında
kaybolandır.
Saygılar.
|
Hatice Ünal |
13.11.2005 |
Maf!
Ne kadar ilginç yazılar okur olduk burada. Çok ilginç
olaylar izlediğimiz gibi. Çerkesler eleştiri yağmurunda.
Çerkesler makaslanıyor. Çerkesler azarlanıyor. Birileri
gittikçe cesaretlenip ortalıklarda 'aklımızı başımıza
getirmeye' çalışıyor. Saygıdan söz edip büyüklere
saygısızlık yapılıyor. Birileri gazetecililik oynuyor.
Birileri Çerkescilik. :)))))))
Bekliyorum!
Türk-Kürt ve Ermeni üçgeni dışında başka bir halkla
ilgili olayın yazılacağı günü bekliyorum. Çerkesler
dışında olay yazılamazken neden Kürtler ve Ermeniler
her saniye burada yer alıyor, bunun açıklamasını
bekliyorum.
Birileri hani elinizde silah niye yok, Kürtlerle
birlikte savaşmak için niye ortaya çıkmıyorsunuzu ne
zaman söyleyecek diye bekliyorum.
Herhangi bir Türk, Türkçülükten söz ettiğinde topyekün
bombardımana tutulurken, gerçek bir kafatasçının burada
her saniye düşmanlık kusması ne zaman bitecek diye
bekliyorum.
Kafkasya'dan söz edip, orada başında asker bekleyenleri
sükunete davet ederken, hümanist gibi görünüp dozu
gittikçe artarak 'Çerkesleri kışkırtma cesaretini
bulana 'hayran' kalan Celina'yi bekliyorum.
Büyük Ermenistan hayalini bu platforma taşıyanların
gereken cevabı alacağı günü bekliyorum!
|
|
|
Azmi Berberoğlu |
13.11.2005 |
Değerli
Arkadaşlar,
Tartışmalarımızı kişiselleştirmemek konusundaki
duyarlılığımızı biliyorsunuz, ancak bazı zamanlarda
istisnai uygulamalar yapmak zorunlu oluyor,
Sayın a-e,
Bizler toplum olarak, konuklarımızı gereken şekilde
ağırlar ve onları dinleriz. Konuklarımızın da KONUK
olmanın asgari koşullarına uymaları gibi bir ödevleri
de vardır.
Sizin tüm yazılarınızı söyle topluca bir değerlendirme
yaptığımızda, hiçte bize uygun bir misafir tavrı
sergilemediğinizi görmekteyiz. Siz kendinize Ermeni
propagandası yapmak, veya insanları provoke etmek için
başka alanlar ve ortamlar seçmelisiniz bence…
ÇERKESler öyle ya da böyle ASİL insanlardır, yedikleri
tabağı kirletmek gibi bir alışkanlıkları yoktur ve
olamaz.
Yıllarca içice yasadıkları insanları SATMAZLAR. Arkadan
hançerlemezler. Bunlar eleştirilebilecek davranışlar
bile olabilir, ancak dikkatlice bakarsanız, tamamıyla
İNSANCA UYGULAMALAR OLDUKLARI TARTIŞMASIZDIR.
Biz insana ve insanlığa kıyan, her türlü sisteme ve
dahi kuklalarına karsıyız, EL KAİDE vb her türlü Din'ci
teröre, ASALA veya PKK gibi her türlü IRK'çı teröre
karşı insanlığın yanındayız. Benim TERÖRİST'im iyidir
diyen masum insanların katledilmelerine göz yuman
(kadın, çocuk, ATEŞE, Büyükelçi vb.) ikiyüzlü ve
riyakarlara da karşıyız.
Daha DÜN Karabağ'da KATLİAM yapıp, uluslararası alanda
dayılarının arkasına saklananlara (işleri bitince
sokağa atılacakları mutlaktır, zira Batılının tarzıdır
bu.) Gerçek katillere, sahte insan hakları
savunucularına karşıyız.
Özetle; DİL'i, DİN'i ve IRK'i ne olursa olsun İNSANLARI
SÖMÜREN TÜM OLİGARŞİK KADRO'LARA / EMPERYALİZM'in
uşaklarına ve işbirlikçilerine sonuna kadar karşıyız.
Bu karşı duruşta bizleri içeriden dost kisvesiyle
istismar edecek insanlara ihtiyacımız yoktur. ÇERKESler
kendilerini eleştirme becerisini gösterirler, sizler
bize bu konuda herhangi bir telkinde bulunamayacakların
arasında olmalısınız. "El'e verir Talkını, Kendi yutar
Salkımı" hesabını bize uygulamaya çalışmayın.
Bizim sizinle TC’ye karşı yürütülecek bir politikamız
yoktur ve olamazda. Bu ülkenin ASLİ kurucuları arasında
ATALARIMIZ vardır, bizim mücadelemiz DEMOKRATİK bir
Türkiye’nin yaratılmasıyla güç kazanacaktır. Kendinizi
bu ülkeye ait hissetmiyorsanız, ülkeyi eleştirmeden
sizleri nasıl yetiştirdiklerini sorgulayın. Bu ülkeyi
sömürenler ve onların yerli işbirlikçileriyle, sizi
yetiştirenlerin aynı bataklığı beslediklerini
görebilirsiniz.
Biz tüm halkların kardeşliğine gerçekten inanırız ve de
gereğini yaparız. Bölünmek gibi bir endişemizde yoktur,
zira bundan daha fazla bölünmemiz mümkün değildir.
Ancak bizim duygularımızı istismar edenlere de
karşıyız.
Değerli kardeşlerim, anlayışınız için teşekkürler.
Sevgili ÜNAL,
Sanıyorum sizde biraz öfkelenmişsiniz, ancak bence
değmez bütün bunlara derim. Bunlar ÇERKES insanini
gerçekten tanımayan ve kendilerine sunulan ENGİN
hoşgörü ortamını gereğinden fazla istismar etmeye
yeltenenlerdir.
ÇERKES tüm bu olayların üstesinden gelendir. Ve gelir.
Ancak size bir sitemde bulunacağım, burası bizim
yuvamız ve BİZ bir aileyiz. Kim nerede ne yanlış
yapıyorsa eleştirmeli ve doğruları savunmalıyız. Daha
öncede yazmıştım hiçbirimizin KÜSMEK ve ÇEKİP gitmek
gibi bir LÜKSÜ yoktur, ve olmamalıdır.
Saygılarımla. |
a-e |
13.11.2005 23:12:00 |
Sayın Site Sakinleri,
Ben ne diyeceğimi artık bilemiyorum. Bu durumda
yazacağım şeyler insanları kırmama neden olacağından,
gerektiğinde yazmak üzere şimdilik sadece okumaya
çekiliyorum. Ben a-e olarak siz site sakinlerine üzüntü
veriyorsam bundan üzüntü duyacağımı ve hassasiyetle
bunun üzerinde düşüneceğimi belirtirim ve haksız
olduğum noktada da sizden özür dileyip giderim zaten.
Bizi inciten düşmanlarımızın attığı taşlar değil
dostlarımızın attığı güllerdir... Hallac-ı Mansur.
Saygılar, sevgiler. |
|
|
Musost |
13.11.2005 23:31:04 |
Sayın Ünal,
Açıkçası merak etmiştim ne zaman diye de bekliyordum.
Nihayet bombayı patlattınız. Yeni bir adres buldunuz
haa.
Tebrikler.
Sizin her defasında yeni hamleleriniz için bu siteyi
kullanmayı ne zaman bıkacağınızı merak ediyor ve
bekliyorum. Yine CC'yi mi kullanacaksınız prim yapmak
için.
İkiyüzlülüklerden ne zaman insanlar sıyrılacak
bekliyorum. Bir ara dini bahane edip dolaştınız şimdide
Kürtleri ve Ermenileri bahane eder rahatça istediğiniz
oyunu ortaya koyarsınız neden şikayet ediyorsunuz ki?
Üç gün sonra sizinle yola çıkacakların listesini de
vereyim mi ister misiniz?
Çerkeslik sizlerin umurunda bile değil. |
|
|
Talebe |
14.11.2005 |
Siteyi
izlemeye devam ediyorum... Devam da edeceğim! Kimi
zaman kırıcı çıkışlar; eleştiriler, kimi zaman da
yapmacık "sınırı aşmama" çabaları olsa da hiç olmazsa
bir tartışma kültürü gelişiyor.
Tartışırken, eleştirirken hakaret etmemek; ama çok
alıngan da olmamak gerekiyor. Kimi zaman karşıt bir
görüş ifade etmek veya ortaya atılan düşünceye
katılmamak bile bir hakaret gibi algılanıyor. Halbuki
tartışmaların sağlıklı olabilmesi, bir sonuca
ulaşabilmesi tartışan tarafların açık olabilmeleri ve
"acaba yanlış anlaşılır mıyım" hissine kapılmamaları
ile mümkündür. Bu nedenle gereksiz alınganlıklara bir
dur demek lazım.
Bu site hepinize/hepimize bir olanak yaratmış:
Birbirimizi hiç görmediğimiz, birbirimizden çok çok
uzaklarda yaşadığımız halde günübirlik haberleşiyor,
bir çok şeyi tartışıyoruz. Bunun değerini bilmek lazım.
Hakarete kaçmadıkça tartışmalarda -ki ben şimdiye kadar
öyle pek fazla bir hakarete rastlamadım bu sitede- kimi
duygusal iniş-çıkışların olması o kadar da kötü bir şey
değil...
Ermeni, Kürt, Arap veya Çerkes her konuda rahatça
konuşabilmek; tartışabilmek gerekir. Karsımızdakinden
de her söylediğimizi kabul etmesini beklemeden...
"Anavatanımıza dönmeli miyiz?" tartışmasına gelince:
Anavatan dışında yaşayan Çerkesler bugün veya yarın,
önünde-sonunda asimile olacaklardır. Birilerinin bizi
baskıyla, zorla, yasaklarla; şu veya bu nedenle asimile
etmesi gerekmiyor, biz diasporada yaşayan Çerkesler
doğal yollardan da olsa asimile olmaya mahkumuz.
Ne yaşadığımız ülkelere ne de herhangi bir kimseye
borcumuz yok. Şimdiye kadar ki "misafirperverlikleri"
için teşekkür edip hızla Kafkasya'ya dönmekten başka
bir çaremiz yok. Eğer yarınlara bir anavatan bırakmak
istiyorsak.
Bu nedenle, "dönmeli miyiz, dönmemeli miyiz"i değil;
"nasıl dönmeli"yi, "bunu nasıl örgütlemeli"yizi
tartışmanın daha doğru olduğunu düşünüyorum. Dünyanın
neresinde yasarsa yaşasın, kararı ne olursa olsun her
Çerkes’in bizim için kaybedilmemesi gereken bir değer
olduğunu unutmadan!
Saygılarımla. |
|
|
Elif |
14.11.2005 03:43:53 |
Selamlar,
Sizin yaptığınız provokatörlük değil de nedir? Başka
siteleri önererek resmen bulunduğunuz yere ihanet eden
siz değil misiniz? Hiçbir yazınızda samimiyet yok.
Sizin birilerine soracak hesabınızda yok. Siz kendi
içinizden başlayın hesap sormaya. Burada bas bas
bağıran ‘’ben Çerkes değilim’’ diyen ‘’Çerkeslerden
nefret ediyorum’’ diyenlerden başlayın hesap sormaya.
Asıl sizler burada grup oluşturup, kendi doğrularınızı
tüm siteye dayatanlarsınız. Sizin ne kadar dost
olduğunuz belli oluyor. 6 kez gidip 7 kez geldiniz. 8.
gidişinizde umurumda değil.
Siz dikkat kesilmiş bir halde a-e’nin tüm yazılarını
takip edip, ardından yandaşlarınızla hurra vurun
dinsize demeye çekinmiyor musunuz? Oturun daha dikkatli
okuyun yazıları. Acaba siz mi daha faydalısınız bu
millete, yoksa a –e mi? Her şeyi bir yana bırakın sizin
küsüp gidişleriniz bile a-e’nin verdiği (size göre)
zararın toplamından büyüktür, siteyi emeklerini yok
sayarak. Siz kendinizin ne olduğunuzu kanıtladınız.
Sizin burada olduğunuz her saniye zarar zaten. Buyurun
yolunuz açık olsun.
Azmi bey,
Siz burada kendinizi otorite görmekten vazgeçin.
‘’Eleştiri yapmayı sevmem’’, ‘’kişiselleştirmeyi
zararlı görürüm’’ deyip eleştirmediğiniz birkaç insan
kalmış. Sizin kişiselleştirme anlayışınızı anladık.
Size uyan fikirleri eleştirmezsiniz, eleştirenleri
uyarırsınız. Bütün yazılarınızda kişiselleştirmemek
gerekir, ‘’aslında bu konuya girmeyi hiç istemezdim’’
deyip en derinine girende yine siz olmuşsunuz. Sayın
büyüğüm Kopsirgen Orhan beyin iyi niyetli yazısının
ardında bile bir şeyler arayanlar sizler değil misiniz?
Yazdığı öyküyü burnundan getirenler sizler değil
misiniz? Hangi iyi niyetten, hangi Çerkeslikten, hangi
güzellikten ,bahsediyorsunuz? Hangi sakıncadan
bahsediyorsunuz? Asıl sakınca sizlersiniz!!
Sizleri anlamıyorum, anlayamayacağım. a-e’nin
yazılarının ardında, kenarında, köşesinde bir şeyler
arayana kadar; kovana çomak sokanlardan hesap
sorsanıza! Bunların yeri yurdu adresi ismi de bellidir,
a-e gibi sanalda değiller hadi ne bekliyorsunuz?
Wogümaf |
|
|
|
Ramos |
14.11.2005 |
Merhaba,
Konuya taraf olmayan kimseyle tartışmak anlamsızdır.
Bir Kürtle, Ermeniyle Çerkeslik tartışıp buna da
tartışma kültürü gelişiyor demek komik bile değil.
Tartışmak bir şeyler söylemekle eşit olduğu sürece biz
daha çok tartıştığımızı zannederiz. Bir konuyu
tartışabilmek için yeterli ön bilgi edinmeyi
düşünmeyenler ile her şeyi bildiğini zannedenlerin
fikir sahibi oldukları inancına kapılanlara da şaşarım.
Saygılar. |
|
sayfa
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12 |
|
|
|
|
|
|
|