...................
...................
ADİGE DİLİ VE EDEBİYATI     -3
HAPİ Cevdet Yıldız
                         
...................

...................
Adige Dil Alanının Küçülmesi

Tarihsel süreç boyunca Adige dil alanı küçülmüş, Adigece’yi konuşanların sayısı da azalmıştır.

TARİH BOYUNCA ADİGE YAZISI

1) Eski Adige yazıları bulunmuştur. Bunların en eskileri Meotlara (Мыут1) ait olan yazılardır. Bugünkü Adigey Cumhuriyeti ile 1864 yılı öncesinin eski Çerkesya coğrafyasında 50 bin kadar höyük (sintepe, kurgan), kent kalıntısı, eski kale ve bunun gibi ören yeri bulunmaktadır. Özellikle Adigey’in Maykop ve Adigekale (Adigeysk) kentleri ile Krasnogvardeysk ve Maykop (Мыекъопэ) rayonlarında yapılan kazılarda MÖ 3'üncü bin yıla ait (4 bin 500 yıl, başka bir görüşe göre de 5 bin 500 yıl öncesine ait) Meot (Adige)  arkeolojik yapıtları (саугъэт) ortaya çıkarılmıştır. Bu arada Adigekale kenti ile yakınındaki Neçerezıy köyü arasındaki (Neçerezıy şimdi baraj suları altındadır) bir alanda yapılmış olan kazılarda da bir Meot tabletleri kitaplığı bulunmuştur. Böylece Adigelerin binlerce yıl öncesinde kullanmış oldukları bir yazılarının bulunduğu kanıtlanmış oldu. Bu arada Maykop'ta bulunan bir yazılı taşta da (Maykop Taşı) bir Meot yazısı ve bir kent krokisi bulunmaktadır. (bkz. Adigey Cumhuriyeti, internet)

Uzmanlar yazılı olmayan dillerin her bir bin 400 yılda bir değişime uğrayabildiklerini kabul etmektedirler. Bu bakımdan eski Adigece (Meot dili) ile yazılmış olan bu tabletlerin okunması kuşkusuz zaman alacaktır. Bunları değerlendirecek uzman ekipmanların yetiştirilmeleri sorunu da vardır.

Şimdiki Anapa kenti yöresinde MÖ 5'inci yüzyılda Sind Krallığı'nı kurmuş olan Adige Meotların da Grek belgelerine göre yazıları vardı. (bkz. Sindika, internet)

Daha sonra Adigelerin bir yazılarının bulunduğuna ilişkin bir bilgimiz yoktur. Örneğin Cenovalı İtalyan yazarı Georg İnteriano’nun 1502’de Cenova’da yayınlamış olduğu kitabında Adigelerin mektuplarını Yahudilere yazdırdıkları belirtilmektedir. Adigeler o zamanlar henüz Müslüman değildiler.

2) Adige (Kabardey)-Rus ilişkilerinin 16'ncı yüzyılda (1557) gelişmesi üzerine Hıristiyanlık Adigeler arasında yeniden yayılmaya, mezar taşı yazıları biçiminde Grek-Slav harfleri karışımı bir Adige alfabesi kullanılmaya başlanmıştı. (bkz. Адыгэ тхыбзэм и тхыдэ, s. 12)

Adigelere ve öteki Kuzey Kafkasya halklarına yönelik Rus kolonyalist politikalarının başlaması üzerine, Ruslardan alındığı anlaşılan Hıristiyanlık ve Adige yazısı da terk edilmiştir.

Söylenen bu yazı örnekleri dışında bazı yazılar bulunduğu da söylenmektedir. Ancak bunlara ilişkin yeterli bilgiler henüz elimize geçmemiştir. (Adige yazıları konusunda ayrıca bkz. "Adigey", Vikipedi, tarih ve ekonomi bölümleri; Adigey Cumhuriyeti, ilgili bölümler, internet)


Adigelerin Müslümanlaşmaları ile birlikte Arap alfabesini kullandıklarını, köy okullarında Adigece’nin yardımıyla Arapça dini eğitim aldıklarını biliyoruz. O sıralarda Adigece’nin de kullanıldığı kuşkusuzdur. Çünkü Arapça’yı yeterince bilen din adamı sayısı azdı ve Adigece’ye gereksinim vardı. Adigeler üst dini eğitimlerini Dağıstan, Kırım, Buhara, Kahire, İstanbul, vb yerlerde alıyor olabilirlerdi.

Ancak İslamiyet döneminde Adigelerin oturmuş bir Adigece yazılarının bulunduğunu söyleyebilecek durumda da değiliz.

Bir köylü toplumu olan ve sık sık yer değiştiren Adigelerin İslamiyet döneminde Arapça ve Türkçe öğrenim gördüklerini biliyoruz ama bunların bir Adige yazısı geliştirdikleri konusunda henüz yeterli bir bilgi edinmiş de değiliz.

1864 etnik temizlik ve dış göçü öncesinde Adigeler arasında bir uyanış hareketi başlamıştı. Adigece alfabe ve yazılar belirmeye başlamıştı. Ancak o zamanlar Karadeniz kıyısında yaşayan Adigeler henüz tam Müslümanlaşmamıştı. Müslümanlık Türklerle sıkı ticari (insan ticareti) ilişkileri bulunan Wubıhlar arasında daha yaygındı. Bazı Adigeler de çoktanrıcı (politeist) ve Hıristiyanlık karması inançlar taşıyorlardı. (Bu konuda da bkz. Çerkesya'da değişik dinlerle ilişkili yer adları, internet) Bu gibi nedenlerle bir Adigece yazı oluşturacak etkili bir ruhban ya da din adamları sınıfının oluşmadığı, sınırlı Müslüman din adamları zümresini de Arapça'yı kullanmakla yetindiklerini söyleyebiliriz.

Son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalar sonucu, özellikle 19'uncu yüzyıldan günümüze değin uzanan bir zaman kesiti içinde hazırlanmış ya da kullanılmış Adige yazı ve alfabelerinin bulunduğu gerçeği de ortaya çıkmıştır. Bu gibi konularda en geniş bilgi Adige sözlük bilimcisi Fahri Huvaj'ın çalışma ürünlerinden sağlanabilir.



İLK ADİGE ALFABELERİ VE YAZARLARI


Biz yine de ilk alfabe ve yazarlar konusunda bazı kısa bilgiler sunalım. 19. yüzyılda ilk Adige alfabesi bir Shapsugh aydını olan Şeretlıko Netavko Hace (Шэрэл1ыкъо Нэт1аукъо Хьаджэ) tarafından hazırlanmıştır (tahminen 1820’li yıllarda), ancak bu alfabe egemen sınıftan gericilerin baskıları sonucu yaktırılmıştır. İkinci Adige yazısını Kaz-Geriy’in (Къаз-Джэрый; 1807-1863)  hazırlamış, ancak o da yayınlanmadığından günümüze erişememiştir.

Bilinen ve günümüze ulaşan ilk Adige (Kabardey) alfabesi Şor Negume’ye (Нэгумэ Шор; 1794-1844) aittir. Negume biri Kiril (1840), diğeri Arap-İran harfli (1843) iki el yazması alfabe bırakmıştır.

Adige aydını Vımar Bırsey (Бырсэй Умар) “Adigece Sözlük” (Адыгэбзэ псэлъалъэр) başlıklı ilk Adigece kitabını 14 Mart 1853’te yayınlamıştır, 14 Mart günü her yıl Adigece Günü olarak kutlanmaktadır. (bkz. Vımar Bırsey; İlk yazar ve yayıncımız, internet) Bırsey ayrıca 1850-1860 yılları arasında Stavropol Lisesi’nde Adigece okutmuştur.

Daha sonra gerek Kafkasya’da ve gerekse diasporada çok sayıda alfabe yayınlanmıştır. Bunların bazıları Arap, diğerleri Kiril ve Latin harfleri esas alınarak düzenlenmiştir.

Mart 1920’de Kafkasya’da Sovyet egemenliğinin kesin olarak kurulması üzerine, 4 özerk Adige biriminde (Kabardey, Çerkesya, Adigey ve Shapsughya) ve üç edebiyat dilinde (Kabardey, Adige ve Shapsugh) Adigece eğitime geçilmiştir.

Osmanlı Devleti topraklarında da yer yer Adigece eğitim başlatılmıştı. Buna göre Adigece Mevlit Shapsughca olarak hazırlanmış, Kabardeyce’nin yoğun olarak konuşulduğu yerler dışında Shapsughca bir yazı ve ibadet dili yapılmıştır. Bu süreç içinde, yalıtılmış yerler dışında Shapsughca’nın hızla yayıldığı ve öbür Adige lehçelerini özümlediği görülmüştür. Köy okullarında ve camilerde Arap harflerinden hazırlanan alfabe kullanılıyordu. Latin alfabesi ise İstanbul Beşiktaş’taki “Çerkes Numune Mektebi”  ve bazı yayınlarla sınırlı kalmıştır. Adigece eğitim, daha sonra cumhuriyet döneminde yasaklanmıştır.

Diaspora’da Fransız Manda yönetimi sırasında Suriye Adigelerinin Fransız harfleriyle hazırlanmış bir alfabeleri vardı ve okullarda okutuluyordu. Arap yönetimi ile birlikte Adigece eğitime son verilmiştir.

İsrail Adigeleri (bir belde ve bir köy, toplam 4 bin kişi) devlet okullarında ve bazı sınıflarda haftada 2 ders saati tutarında Adigece eğitim almaktadırlar. İsrail Adigelerinin radyo internet yayınları da vardır.

Yugoslavya (Kosova) Adigeleri de (350 kişi), Adigey’e dönmeden önce Adigece eğitim görüyorlardı.

Adigece Ürdün’de bir özel okulda ikinci bir seçmeli ders statüsüyle okutulabilmektedir, devlet okullarında ise okutulmamaktadır. Ürdün’de NART TV adlı bir uydu yayını 2008 yılında yayına başlamış bulunmaktadır.

Türkiye ve diğer diaspora ülkelerinde, kurslar dışında Adigece eğitim verilememektedir. Bu arada Shapsughca’nın da 1945 yılından beri Kafkasya’da kullanılmadığını belirtmeliyiz.

 
1.Bölüm      2.Bölüm      3.Bölüm      4.Bölüm      5.Bölüm      6.Bölüm
7.Bölüm      8.Bölüm      9.Bölüm      10.Bölüm      11.Bölüm      12.Bölüm