Adige
Dil Alanının Küçülmesi
Tarihsel süreç boyunca Adige dil alanı küçülmüş, Adigece’yi
konuşanların sayısı da azalmıştır.
TARİH
BOYUNCA ADİGE YAZISI
1) Eski Adige yazıları bulunmuştur. Bunların en eskileri
Meotlara (Мыут1) ait olan yazılardır. Bugünkü Adigey
Cumhuriyeti ile 1864 yılı öncesinin eski Çerkesya coğrafyasında 50
bin kadar höyük (sintepe, kurgan), kent kalıntısı, eski kale ve
bunun gibi ören yeri bulunmaktadır. Özellikle Adigey’in Maykop ve
Adigekale (Adigeysk) kentleri ile Krasnogvardeysk ve
Maykop (Мыекъопэ) rayonlarında yapılan kazılarda MÖ 3'üncü
bin yıla ait (4 bin 500 yıl, başka bir görüşe göre de 5
bin 500 yıl
öncesine ait) Meot (Adige) arkeolojik yapıtları (саугъэт) ortaya
çıkarılmıştır. Bu arada Adigekale kenti ile yakınındaki
Neçerezıy köyü arasındaki (Neçerezıy şimdi baraj suları
altındadır) bir alanda yapılmış olan kazılarda da bir Meot
tabletleri kitaplığı bulunmuştur. Böylece Adigelerin binlerce
yıl öncesinde kullanmış oldukları bir yazılarının bulunduğu
kanıtlanmış oldu. Bu arada Maykop'ta bulunan bir yazılı taşta da
(Maykop Taşı) bir Meot yazısı ve bir kent krokisi bulunmaktadır.
(bkz. Adigey Cumhuriyeti, internet)
Uzmanlar yazılı olmayan dillerin her bir bin 400 yılda bir
değişime uğrayabildiklerini kabul etmektedirler. Bu bakımdan eski
Adigece (Meot dili) ile yazılmış olan bu tabletlerin okunması
kuşkusuz zaman alacaktır. Bunları değerlendirecek uzman
ekipmanların yetiştirilmeleri sorunu da vardır.
Şimdiki Anapa kenti yöresinde MÖ 5'inci yüzyılda Sind
Krallığı'nı kurmuş olan Adige Meotların da Grek belgelerine
göre yazıları vardı. (bkz. Sindika, internet)
Daha sonra Adigelerin bir yazılarının bulunduğuna ilişkin bir
bilgimiz yoktur. Örneğin Cenovalı İtalyan yazarı Georg
İnteriano’nun 1502’de Cenova’da yayınlamış olduğu kitabında
Adigelerin mektuplarını Yahudilere yazdırdıkları belirtilmektedir.
Adigeler o zamanlar henüz Müslüman değildiler.
2) Adige (Kabardey)-Rus ilişkilerinin 16'ncı yüzyılda (1557)
gelişmesi üzerine Hıristiyanlık Adigeler arasında yeniden
yayılmaya, mezar taşı yazıları biçiminde Grek-Slav harfleri
karışımı bir Adige alfabesi kullanılmaya başlanmıştı. (bkz. Адыгэ
тхыбзэм и тхыдэ, s. 12)
Adigelere ve öteki Kuzey Kafkasya halklarına yönelik Rus
kolonyalist politikalarının başlaması üzerine, Ruslardan alındığı
anlaşılan Hıristiyanlık ve Adige yazısı da terk edilmiştir.
Söylenen bu yazı örnekleri dışında bazı yazılar bulunduğu da
söylenmektedir. Ancak bunlara ilişkin yeterli bilgiler henüz
elimize geçmemiştir. (Adige yazıları konusunda ayrıca bkz.
"Adigey", Vikipedi, tarih ve ekonomi bölümleri; Adigey
Cumhuriyeti, ilgili bölümler, internet)
Adigelerin Müslümanlaşmaları ile birlikte Arap alfabesini
kullandıklarını, köy okullarında Adigece’nin yardımıyla Arapça
dini eğitim aldıklarını biliyoruz. O sıralarda Adigece’nin de
kullanıldığı kuşkusuzdur. Çünkü Arapça’yı yeterince bilen din
adamı sayısı azdı ve Adigece’ye gereksinim vardı. Adigeler üst
dini eğitimlerini Dağıstan, Kırım, Buhara, Kahire, İstanbul, vb
yerlerde alıyor olabilirlerdi.
Ancak İslamiyet döneminde Adigelerin oturmuş bir Adigece
yazılarının bulunduğunu söyleyebilecek durumda da değiliz.
Bir köylü toplumu olan ve sık sık yer değiştiren Adigelerin
İslamiyet döneminde Arapça ve Türkçe öğrenim gördüklerini
biliyoruz ama bunların bir Adige yazısı geliştirdikleri konusunda
henüz yeterli bir bilgi edinmiş de değiliz.
1864 etnik temizlik ve dış göçü öncesinde Adigeler arasında bir
uyanış hareketi başlamıştı. Adigece alfabe ve yazılar belirmeye
başlamıştı. Ancak o zamanlar Karadeniz kıyısında yaşayan Adigeler
henüz tam Müslümanlaşmamıştı. Müslümanlık Türklerle sıkı ticari
(insan ticareti) ilişkileri bulunan Wubıhlar arasında daha
yaygındı. Bazı Adigeler de çoktanrıcı (politeist) ve Hıristiyanlık
karması inançlar taşıyorlardı. (Bu konuda da bkz. Çerkesya'da
değişik dinlerle ilişkili yer adları, internet) Bu gibi nedenlerle
bir Adigece yazı oluşturacak etkili bir ruhban ya da din adamları
sınıfının oluşmadığı, sınırlı Müslüman din adamları zümresini de
Arapça'yı kullanmakla yetindiklerini söyleyebiliriz.
Son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalar sonucu, özellikle
19'uncu yüzyıldan günümüze değin uzanan bir zaman kesiti içinde
hazırlanmış ya da kullanılmış Adige yazı ve alfabelerinin
bulunduğu gerçeği de ortaya çıkmıştır. Bu gibi konularda en geniş
bilgi Adige sözlük bilimcisi Fahri Huvaj'ın çalışma
ürünlerinden sağlanabilir.
İLK ADİGE ALFABELERİ VE YAZARLARI
Biz yine de ilk alfabe ve yazarlar konusunda bazı kısa bilgiler
sunalım. 19. yüzyılda ilk Adige alfabesi bir Shapsugh aydını olan
Şeretlıko Netavko Hace (Шэрэл1ыкъо Нэт1аукъо Хьаджэ)
tarafından hazırlanmıştır (tahminen 1820’li yıllarda), ancak bu
alfabe egemen sınıftan gericilerin baskıları sonucu
yaktırılmıştır. İkinci Adige yazısını Kaz-Geriy’in (Къаз-Джэрый;
1807-1863) hazırlamış, ancak o da yayınlanmadığından günümüze
erişememiştir.
Bilinen ve günümüze ulaşan ilk Adige (Kabardey) alfabesi Şor
Negume’ye (Нэгумэ Шор; 1794-1844) aittir. Negume biri Kiril
(1840), diğeri Arap-İran harfli (1843) iki el yazması alfabe
bırakmıştır.
Adige aydını Vımar Bırsey (Бырсэй Умар) “Adigece
Sözlük” (Адыгэбзэ псэлъалъэр) başlıklı ilk Adigece kitabını 14
Mart 1853’te yayınlamıştır, 14 Mart günü her yıl Adigece Günü
olarak kutlanmaktadır. (bkz. Vımar Bırsey; İlk yazar ve
yayıncımız, internet) Bırsey ayrıca 1850-1860 yılları arasında
Stavropol Lisesi’nde Adigece okutmuştur.
Daha sonra gerek Kafkasya’da ve gerekse diasporada çok sayıda
alfabe yayınlanmıştır. Bunların bazıları Arap, diğerleri Kiril ve
Latin harfleri esas alınarak düzenlenmiştir.
Mart 1920’de Kafkasya’da Sovyet egemenliğinin kesin olarak
kurulması üzerine, 4 özerk Adige biriminde (Kabardey, Çerkesya,
Adigey ve Shapsughya) ve üç edebiyat dilinde (Kabardey, Adige ve
Shapsugh) Adigece eğitime geçilmiştir.
Osmanlı Devleti topraklarında da yer yer Adigece eğitim
başlatılmıştı. Buna göre Adigece Mevlit Shapsughca olarak
hazırlanmış, Kabardeyce’nin yoğun olarak konuşulduğu yerler
dışında Shapsughca bir yazı ve ibadet dili yapılmıştır. Bu süreç
içinde, yalıtılmış yerler dışında Shapsughca’nın hızla yayıldığı
ve öbür Adige lehçelerini özümlediği görülmüştür. Köy okullarında
ve camilerde Arap harflerinden hazırlanan alfabe kullanılıyordu.
Latin alfabesi ise İstanbul Beşiktaş’taki “Çerkes Numune Mektebi”
ve bazı yayınlarla sınırlı kalmıştır. Adigece eğitim, daha sonra
cumhuriyet döneminde yasaklanmıştır.
Diaspora’da Fransız Manda yönetimi sırasında Suriye Adigelerinin
Fransız harfleriyle hazırlanmış bir alfabeleri vardı ve okullarda
okutuluyordu. Arap yönetimi ile birlikte Adigece eğitime son
verilmiştir.
İsrail Adigeleri (bir belde ve bir köy, toplam 4 bin kişi) devlet
okullarında ve bazı sınıflarda haftada 2 ders saati tutarında
Adigece eğitim almaktadırlar. İsrail Adigelerinin radyo internet
yayınları da vardır.
Yugoslavya (Kosova) Adigeleri de (350 kişi), Adigey’e dönmeden
önce Adigece eğitim görüyorlardı.
Adigece Ürdün’de bir özel okulda ikinci bir seçmeli ders
statüsüyle okutulabilmektedir, devlet okullarında ise
okutulmamaktadır. Ürdün’de NART TV adlı bir uydu yayını
2008 yılında yayına başlamış bulunmaktadır.
Türkiye ve diğer diaspora ülkelerinde, kurslar dışında Adigece
eğitim verilememektedir. Bu arada Shapsughca’nın da 1945 yılından
beri Kafkasya’da kullanılmadığını belirtmeliyiz.
|