...................
...................
ADİGE DİLİ VE EDEBİYATI     -11
HAPİ Cevdet Yıldız
                         
...................

...................
Adige toplumu, kendi dünya görüşünü (ideolojisini), en özgün ve en açık  biçimiyle kendi folklorunda yansıtmıştır. Adige folkloru, daha yukarılarda da değinildiği gibi SSCB döneminde ve sonrasında devletçe, Diaspora'da da özel kişiler eliyle toplanmıştır. Bunlar arşivlendiği gibi, önemli bir bölümü de yayınlanmıştır.

ADİGELERDE YAZI

Adige ataları Sind ve Meotların (Мыут1эхэр) Milat öncesinde yazıları vardı. Daha yukarıda da değinildiği gibi (Daha çok bilgi için bkz. Adige dili bölümü), bu yazılar henüz inceleme aşamasındadır. Adigelerin (Kabardeylerin) MS 16'ıncı yüzyılda yeniden yazıları oluşmaya başlamıştı. 1557'de Kabardeyler ile Ruslar arasında Kırım Tatar egemenliğine karşı bir dayanışma kurulmuştu. Kabardeylerin Ruslarca koruma altına alınmış olmaları sonucu Rus Ortodoks mezhebi Kabardeyler arasında yayılmaya başlamıştı. Bu gelişimin bir ürünü olarak da mezar taşlarına Adigece olarak ölü adları ve yazılar yazılmaya başlamıştı (Bu bir Hıristiyan dini geleneği idi). Ancak, daha sonra, herhalde Rus baskılarının yoğunlaşması üzerine, Hıristiyanlığın yeniden terk edilerek politeizme ya da İslama dönülmesi sonucu mezar taşlarına yazı yazılmasına son verildi (Хь. Ш. Урыс, Адыгэ тхыбзэм и тхыдэ, s. 6, 12). Bazı Müslüman kesimlerinde mezar yeri işaretlenmemekte ve yazı yazılmamaktadır. Adige Müslümanlar da mezarlara ölünün kim olduğunu belirten yazılar yazmıyorlardı.  

Daha sonra Adigeler arasında Arap harflerinin kullanıldığı ve daha çok dinsel içerikli Adigece yazılar (dualar) yazıldığı bilinmektedir. Ancak yüzyılları bulan bu uzun döneme ilişkin yeterli bilgi sunacak durumda değiliz. Bu tür konulardaki bilimsel çalışmalar halen sürmektedir.

Kişisi belli yazılar 19'uncu yüzyılda belirmeye başlamıştır. Söylentilere göre ilk Adigece yazı ve alfabe, Adigelerin en aydın ve en demokrat topluluklarından biri olan Shapsughlar arasından yetişmiş Şerel'ıko Net'avko Hace'ye (Шэрэл1ыкъо Нэт1аукъо Хьаджэ)  aittir. Ancak bu bilinen ilk Adige alfabesi baskılar üzerine bizzat yazarı tarafından yakılmıştır. Yazara ait olduğu sanılan bir şiirin Rusçası günümüze erişebilmiştir (А. Хь. Хьак1уащэ, Япэрэ адыгэ тхак1охэр/İlk Adige Yazarları, Налшык, 1974, s. 184).

Daha sonra değişik kişilerce hazırlanan Adige alfabeleri çoğalmaya başlamıştır. Bu da ulusal uyanışın artmakta olduğunu işaret ediyordu. Bu alfabeler genellikle Arap harfleri, az sayıda da Rus harfleri, daha az sayıda da Latin harfleri esas alınarak hazırlanıyorlardı.

Ekim 1917 Sovyet Devrimi öncesinde Adigece artık okunup yazılan bir dil haline gelmişti. Bu konuyu başka bir bölümde ele almaya çalışacağız.


İLK EDEBİYAT ÜRÜNLERİ

Sovyetler öncesinde yayınlanmış ürünleri tanıtıcı ve değerlendirici çalışmalar Adige enstitüleri, özellikle Kabardey-Balkar bilimsel enstitüsü tarafından yapılmış ve yayınlanmıştır. Çalışmalar halen  devam etmektedir. Bu türde edebiyat ürünlerinin ortak özelliklerini de şöyle sıralayabiliriz:

1
) Edebiyatın kaynaklandığı yer folklordur ve ona sıkıca bağlıdır.

2
) Edebiyat ürünleri değişik yerlerde, değişik lehçe ve ağızlarda ve değişik alfabelerle yazıldı (Arap, Kiril ve Latin harfleriyle). Yazılanların sadece bir bölümü yayınlanabildi.

3
) Bu dönem Adige yazarları, sadece edebiyatla değil, folklor, dil, tarih ve politika gibi konularla da ilgilendiler.

4
) Edebiyat yapıtlarının bir bölümü emekçi halktan (feqolv/фэкъол1/лъхукъол1), diğer bölümü de sömürücülerin (pşı ve verk/пщы-оркъ) ve sömürgecilerin (Rus yönetimi) dünya görüşünü (çıkarını) yansıtmaktadır.

5) Bu dağınık edebiyat ürünleri okullarda okunan, kitleler arasına yayılmış olan ve örgütlü olarak işlenen bir oturmuş edebiyatın yapıtları olma durumuna, tam anlamıyla  erişmemişlerdi.

Sadece Shapsugh lehçesinde Adigece Türkiye'de bir ibadet (İslam) dili haline gelmişti. Bu gelişimin bir ürünü olarak "Adıghe Meulıd/Адыгэ Мэулыд) (Çerkesçe Mevlid) 1906'da Düzceli din bilginleri Abdurrahman Efendi, H. Zekeriya Efendi ve Yusuf Efendi tarafından Adigece'nin Shapsugh lehçesinde yazılmıştır.

Shapsughca, dinsel içeriği ağır basmakla birlikte, yazılan ve okullarda okunan bir dil haline gelmiştir. Adigece Mevlid, Türkleştirme içerikli faşist baskıların giderek yoğunlaştırılmasına karşın, 1950'li yıllara değin, gizlice okunmuş ve öğretilmiştir. Adigece Mevlid'in ikinci baskısı ise 2000 yılında yapılmıştır (*).


(*) Çerkesçe Mevlid (Adige Mevlid), hazırlayan Nawko Abdullah, İstanbul, 2000.

 
1.Bölüm      2.Bölüm      3.Bölüm      4.Bölüm      5.Bölüm      6.Bölüm
7.Bölüm      8.Bölüm      9.Bölüm      10.Bölüm      11.Bölüm      12.Bölüm