...................
...................
ADİGE DİLİ VE EDEBİYATI     -5
HAPİ Cevdet Yıldız
                         
...................

...................
ADİGE DİLİ İLE İLGİLİ ÇALIŞMA YAPAN KURULUŞLAR

Daha yukarıda açıklandığı gibi, Rusya Federasyonu'nda (RF) Adigece ile ilgili çalışmalar devlet kuruluşlarınca ya da devlet desteğiyle sürdürülmektedir.

RF'nda Adige dili üzerine çalışmalarda bulunan bazı resmi kuruluşlar vardır. Bunlardan bazılarını şöylesine sıralandırabiliriz:

1) Moskova'da RF Bilimler Akademisi'ne bağlı Dilbilimleri Enstitüsü'nün Kafkas Dilleri Bölümü'nde Adige dilinin bütün lehçeleri ve edebiyat dilleri (Adige, Kabardey) incelenmektedir. Ayrıca St. Petersburg'da da benzeri çalışmaların bulunduğu söylenmektedir.

2
) Nalçik'de Kabardey-Balkarya Devlet Üniversitesi'nin ilgili bölümlerinde ve Kabardey-Balkarya Sosyal Bilimler Araştırma Enstitüsü'nde, Adige dili lehçeleri, özellikle Doğu Adigece ya da Kabardey dili lehçeleri ve Kabardey-Şerces (Çerkes) edebiyat dili incelenmektedir.

3)
Şerceskale'de (Çekessk)  Kabardey-Balkarya'dakine benzeyen kuruluşlarca Kabardey-Şerces dili üzerine inceleme ve çalışmalar yapılmaktadır.

4
) Maykop'ta Adigey Devlet Üniversitesi (ADÜ), Maykop Teknoloji Üniversitesi ile Adigey Sosyal Bilimler Araştırma Enstitüsü'nün (eski Adige Bilimsel Araştırma Enstitüsü) ilgili bölümlerinde Adige dilinin özellikle Batı lehçeleri ve Adige edebiyat dili üzerine inceleme ve çalışmalar yapılmaktadır.

5
) Kıyıboyu Shapsughya'nın Ş'açe/Soçi metropolitan alanı içindeki Psışuape (Псыш1уапэ/Lazarevsk) beldesinde bulunan ADÜ'nin bir bölümünde okullardaki Shapsugh öğrencilerin Adigece dersi öğretmenleri yetiştirilmekte ve Adigece işlenmektedir.

Dil ve edebiyat üzerine bilimsel incelemeler, daha önceleri bilimsel araştırma enstitülerinde yapılmaktaydı, çünkü Maykop ve Şerceskale’de cumhuriyet öncesi Adigelerin üniversiteleri yoktu. Adigece öğretmenleri pedagoji (eğitim) enstitülerinden mezun oluyorlardı. Cumhuriyetle birlikte pedagoji enstitüleri üniversitelere dönüşmüşlerdir. Şimdi üniversitelerin ilgili bölümleri dil ve edebiyat ile ilgili çalışmalara katılmaktadırlar. Üniversiteler öğretmen ve eğitim elemanlarını yetiştirmekte, enstitüler de kadrolarını bu elemanlardan yararlanarak oluşturmaktadırlar.

Nalçik'te Oşhamaho (1уащхьэмаъуэ) adlı bir edebiyat dergisi (iki ayda bir yayınlanır) ile Adige Psatle (Адыгэ псалъэ)  adlı bir gazete (Cumartesi ve Pazar günleri dışında, haftada 5 gün yayınlanır) Kabardey-Şerces dilinde yayınlanmaktadır. Şerceskale'de de benzeri etkinlikler bulunduğu (haftada 5 gün Çerkes pej/Шэрджэс пэж gazetesinin yayınlandığı) söylenmektedir. Maykop'ta da Zeqoşnığ (Зэкъошныгъ) adlı bir edebiyat dergisi (üç ayda bir yayınlanır) ile Adige Mak (Адыгэ макъ) adlı bir gazete (haftada 5 gün yayınlanır) yayınlanmaktadır.

Kuşkusuz daha küçük boyutlu (rayon) yayın organları da vardır, ancak bunlar genellikle Rusça yayınlanmaktadırlar. Kıyıboyu Shapsughya Ş’açe’de (Шъачэ/Soçi) 10 yıldan uzun bir süre yayınlanmış olan Shapsughya (Шапсугия) gazetesi ise kapanmış, Shapsughlar yayınsız kalmışlardır.

Adige dillerinde olmak üzere Nalçik, Şerceskale ve Maykop kentlerinden kısıtlı birer radyo-televizyon yayını verilmektedir. Diğer yayınlar da sınırlı süreli olup devletçe katı bir biçimde denetlenmektedir. Özgürlükler kısıtlıdır. Shapsughların (Ş’açe ve Tuapse’nin tamamında ancak 12 bin kişidirler) başlattıkları radyo-televizyon test yayınları ise,  parasızlık nedeniyle sürdürülememiştir.

Dış ülkeler olarak AB ülkelerinden bazılarında, yabancı bilim adamları eliyle bazı kısıtlı bilimsel çalışmalar yapıldığı görülmektedir. Bu arada Türkiye'de Jineps (Жынэпс) gazetesi (aylık) dışında, Kaf-Der’in yayın organı Nart dergisi de (aylık) Adigece ve diğer Kafkas dilleri üzerine yapılan çalışmalara destek vermektedirler. Bağımsız CircassianCanada ve Uzunyayla.com internet siteleri ile Kaf-Der’in internet sitesi ve daha başka birçok Kafkas internet sitesi Adige dili ve edebiyatı üzerine yapılan çalışmaları yayınlamaktadırlar (Adigece, Türkçe, İngilizce ve diğer dillerde). Bu son dönemde yayınlarda bir artış olduğu gözlenmektedir.

Ürdün'de NART-TV adlı bir özel televizyon, uydudan Adige dillerinde yayınlar vermeye başlamıştır. İsrail'den de Radio Adiga adlı bir internet radyosu da günlük kesintisiz Adigece yayın yapmaktadır. Bu arada İsrail hükümetinin Adigelere olan desteğini artırma kararı aldığı da söylenmektedir.

Türkiye'de de daha yukarıda belirtildiği gibi, Adigece şarkı ve öykülerin (masalların) sunulduğu birçok özel internet sitesi dışında, göstermelik de olsa, resmen bir Kabardeyce radyo ve televizyon yayını da verilmektedir. Bu yıl (2008’de) yapılan yeni bir yasal değişiklikle devlete ait bir televizyon kanalının Türkçe dışında geleneksel olarak konuşulan dil ve lehçelere tahsis edilmesi kararı alınmıştır. Ancak bu devlet kanalının sadece Kürtçe, Zazaca ve Arapça yayınlarla sınırlı tutulacağı söylenmektedir. Böyle olması durumunda Adigece, Kabardeyce, Abazaca, Abhazca, Lazca ve diğer dillerde konuşan milyonlarca insanın dilleri ve kültürleri bir kenara itilmiş ve yeni bir sorun kaynağı yaratılmış olacaktır. (Türkiye’deki Çerkes nüfusu, kentler üzerine iki milyon 500 bin biçiminde bildiriliyorsa da, bazı gözlemci ve araştırmacılar, sayının bunun iki katından da çok olduğu konusunda birleşmektedirler. Aslında korkmakta ya da iyi bir konumda olan birçok Çerkes, birçok durumda gizlenmekte ve etnik kimliğini belli etmekten kaçınabilmektedir. Bu da ortada bir demokratik güven sorunu bulunduğunu da göstermektedir.)

Adigeler, Kafkasya’da bu yakın zamanlara değin folklor derlemelerine öncelik vermişlerdi. Ayrıca bir deneyim ve uzmanlık gerektiren dilbilimi üzerine çalışacak yeterli bilimsel kadrolar da yetiştirilememişti. Bu nedenle dilbilimi üzerine çalışmalarda yabancı araştırmacıların payı önemliydi. Artık yabancı dilleri de bilen yeni bilimsel kadrolar oluşmuş durumdadır. Bu nedenle, bu son yıllarda dilbilimi üzerine çalışmalarda bir artış görülmektedir.

Yabancı dilbilimcilerin önemli uğraş alanı, Adige, Wubıh ve Abhaz dillerinin en eski biçimlerini ortaya çıkarma ve o yoldan yürüyerek ortak kök dile ulaşma ve eski Batı Kafkas ya da Nart dilini, bilimsel anlamda yeniden inşa etme işidir. Doğu Kafkas dilleri (Çeçen-Dağıstan) ile Güney Kafkas dilleri (Gürcü, Svan, San ya da “Megrel”-“Laz”) de yeniden inşa edildiklerinde, sıra Kafkas dillerinin ortak kökenini bulmaya gelecektir. Bilimsel çevreler ve bütün Kafkas cumhuriyetleri bilimsel kuruluşları bu doğrultularda çalışmaktadırlar. Örneğin, Hollanda Leiden Üniversitesi Shapsug (Шапсыгъ) ve Bjedugh (Бжъэдыгъу) sözlükleri üzerine çalışmalar yürütmüştür. Sönmüş bir dil durumundaki Wubıh dili üzerine de Fransız Prof. G. Dumézil çalışmalarda bulunmuştur. Benzeri bir çalışma Norveç Oslo Üniversitesi ve başka çevrelerce de sürdürülmüştür.

Adigelerin dil çalışmaları, daha çok kendi dillerinin teorik ve pratik sorunlarına yeni çözümler bulma, bu son yıllarda hızlanan küreselleşme sonucu kullanım olanağı kısıtlı hale gelen ve zayıflamakta (sönmekte) olan, ayrıca egemen ulus yönetimlerince uygulanan asimilasyon politikalarına* karşı alınabilecek olası önlemler üzerinde yoğunlaşmıştır.

Adigece üzerine çalışmalar merkezi yönetimce sağlanan tahsisatların azlığı gibi nedenlerle yeterli düzeylere erişememiştir. Yerel bütçe gelirleri ise göstermeliktir, merkezin sıkı bir kısıtlaması vardır ve yerel yönetimlerin eli kolu bağlı gibidir. Bu gibi nedenlerle 86 yıllık uzun bir devlet yaşamına karşın doğru düzgün ve gelişmiş bir Adigece Sözlük bile yayınlanamamıştır. Yayınlanmış olanları ise, en çok 10 bin dolayında bir sözcük dağarcığıyla yetinen küçük ve yetersiz sözlüklerdir. Bunu özellikle Tembot K’eraş’ın ölümsüz başyapıtı “Mutluluk Yolu” (Насыпым игъогу) romanını Türkçe'ye çevirmeye başladığımda daha iyi kavramış bulunmaktayım. Eskiden Adige kolhozları (köy tarım kooperatifleri), sözgelişi sözlük yayını gibi parasal getirisi olmayan kültürel çalışmalara, yıllık gelirlerinin bir bölümünü bağışlamak biçiminde maddi destekler sağlıyorlardı.

Türkiye’de ise Mehmet Yasin Çelikkıran (Т1эшъу М. Ясин), Fahri Huvaj (Хъуажъ Фахъри)  ve ABAZE İbrahim Alhas (Абазэ Ибрэхьим Алъхъэс) tarafından Adigece üzerine yayınlanmış sözlükler bulunmaktadır, ayrıca BER Hikmet’in dil üzerine geniş çalışmaları da vardır. Özellikle sözlük bilimcisi Fahri Huvaj’ın çalışmaları oldukça geniş kapsamlıdır.

Bütün bunlar, kuşkusuz diaspora açısından birer gurur ve umut kaynağı oluşturmaktadırlar.


Not:
(*) Yadsınmalarına karşın, Türkiye ve Çerkes nüfus barındıran gerici Arap yönetimleri dışında, RF’nda da küçük ulusal birimler halklarını asimile ederek Ruslaştırmak gibi bir politik amaç güden çağdışı, ama güçlü bir ırkçı-faşist eğilim vardır. Küçük cumhuriyetlerde de bu eğilimin lobilerinin bulunduğu, bu lobilerde görev almış yerli halktan kişilerin (işbirlikçilerin) merkezden desteklendiği ve bu gibi satın alınmış kişilerin Rus milliyetçilerinin hizmetinde çalıştıkları söylenmektedir. Örneğin bazı “Adigeler”, 2006 yılı ve öncesinde Adigey’in Krasnodar Kray tarafından yutulması içerikli kampanyalara destek vermişlerdi. Buna karşın RF Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Rus demokratları Adige aleyhtarı bu tür gerici kampanyaları desteklememişlerdi.  Bu bakımdan gerici ve faşistlerin ve bunların işbirlikçilerinin politik oyunlarını sık sık deşifre etmek gerekmektedir. Türkiye ve RF, Avrupa’da faşisti en bol olan son iki ülkedir. Arap ülkelerinde ise ırkçı ve faşist sayısı az ama gerici ve çağdışı insan sayısı çoktur. -HCY

 
1.Bölüm      2.Bölüm      3.Bölüm      4.Bölüm      5.Bölüm      6.Bölüm
7.Bölüm      8.Bölüm      9.Bölüm      10.Bölüm      11.Bölüm      12.Bölüm