UZUNYAYLA’DA KIZ İSTEME VE
NİKÂH TÖRENLERİ
Ağabeylerimiz ya da ablalarımız evlenmeye karar verdikleri
zaman gelin veya damat adayları ile sanki büyüklerin haberi
yokmuş gibi görüştürülürdü. Köye
gelen damat adayı kızın yakın bir akrabası ile gecenin
çok geç olmayan saatlerinde kızın evine buyururdu.
Birkaç kişinin de olduğu bir sohbette kız ile erkek
birbirini tanıma fırsatı bulurdu. Biz çocuklar damat
adayını çok merak ederdik fakat onu görmemize izin
verilmezdi. Gelin adayı ve arkadaşları ertesi gün konuyu
konuşurken bizlerde belki duyma şansı bulup, tüm
merakımızı gidermiş olurduk.
Bahsettiğim yıllarda kız istemeye özellikle hatırı
sayılı kişiler gitsin istenirdi. Kızın eğer babasından
büyük amcası var ise kız amcadan da istenebilirdi.
Genelliklede babadan değil de amcadan istenirdi. Kız
istendikten sonra olup olmayacağı aile içerisinde
istişare edilip ona göre davranılırdı. Kızın ailesi
“bizim kızımızı isteyenler var” şeklinde ortalarda
sözler söylemezdi. Bu sayede olumsuz bir durumda damat
adayının rencide edilmesine izin verilmemiş olunurdu.
Damat kabul gördü ise nikâh için aileler bir tarih
belirlerdi. Bundan sonrasında aileye yakın bir genç
tarafından akraba, eş-dost ve köylü bilgilendirilip
nikâha buyur edilirdi.
Nikâh davetine (köydeki yakın akraba dışında olan
ailelerden) aile içinden sadece bir kişinin gitmesi
uygun olurdu. Genelliklede nikâh davetine evin reisi
olan erkek katılırdı.
Nikâhı kıyılacak kız söz verildikten sonra amcası,
babası gibi yakınlarına pek gözükmezdi. Nikâhın olacağı
gün ise evinde kalmaz arkadaşları ile birlikte yakın bir
arkadaşına veya komşusuna giderdi.
Nikâh kıyılacağı günün akşamında kız evine yemek yenecek
şekilde gidilirdi. Kız evinde köyün thamadeleri erkenden
toplanır misafirleri karşılamak için beklerdi.
Misafirler geldikten sonra tanışmalar, sohbetler edilir
kahveler içilirdi. Thamade odasına yapılacak olan
hizmetlerde damadın erkek kardeşi yardımcı olup,
oturmaksızın ayakta beklerdi.
Gelen grup içerisindeki bayanlar nikâhı kıyılacak olan
kızın yanına gidip onu görürlerdi. (Daha eski zamanlarda
nikâha damat evinden kızlar gitmezdi. Fakat zamanla bazı
yerlerde kızlarda gitmeye başladı.)
Gelin adayı büyüklerin karşısına çıkmadığından nikâhın
kıyılması için bir erkeğe vekâlet vermesi gerekirdi. Bu
kişinin kızın iyi tanıdığı biri olmasına özen
gösterilirdi. Kızın hemen kabul etmesi çok hoş
karşılanmazdı, o yüzden biraz naz yaparak vekâlet
vermesi beklenirdi
Nikâh kıyıldıktan sonra şerbetler içilip, damat evinden
gelen lokum-bisküvi ve sigaralar konuklara dağıtılırdı.
Daha sonra “nış” (nikah yemeği) yenilirdi. Nikâh için
gelen konuklar çok geç saate kalmadan köyden ayrılırdı.
Nikâh töreninden sonra her iki tarafa da gözaydınları
verilirdi. Nikâh için tebrikte bulunmayanlara
kırgınlıklar hissettirilirdi. Kızın onuruna yakın
akrabaları, komşuları ve arkadaşları yemek davetleri
verirdi.
Gelin olacak kız kendisine ait eşyalardan ( elbise,
ayakkabı, terlik vs gibi) bazılarını yeni evine götürmez
arkadaşlarına hediye ederdi.
Nikâh ile düğün arası çok uzun tutulmazdı. Damadın
ailesine yakın birisi kızın ailesi ile düğün tarihini
konuşur ve kesin tarihi alıp dönerdi. Evlenecek olan
gençlere düğün tarihi sorulmazdı. Düğün tarihi, onlar
içinde bir sürpriz olurdu.
Not: Bahsettiğim dönemlerde yani 1960-80 arası yıllarda
başlık parası alınırdı. Özellikle 80’li yıllardan sonra
alınmamaya başlandı. Benimde hiç onaylamadığım bu konu
hakkında çokta detay yazmak istemedim. Sadece bir iki
satırla eskiden var olup şimdilerde tamamen
kaldırıldığını söylemek isterim. |