UZUNYAYLA’DA MİSAFİR
Misafir ağırlamak ev sahibi için çok büyük önem arz ederdi.
Gelen misafirin ev sahibine yakınlığı, bay-bayan-genç-yaşlı vs
gibi durumu ve ne kadar kalacağı ev sahibi kadar wuneğoş ve
komşular içinde önemliydi. Misafir
geliş amacı ve kalacağı süreye göre yerine göre wuneğoş
ve komşular tarafından da yemekli davetlere alınırdı.
Köye gelen misafir sadece kaldığı eve ait bir misafir
olarak algılanmaz tüm köyün misafiri kabul edilirdi.
Örneğin eve gelen yaşlı bir erkek misafir ise,
Misafir xabze gereği yalnız bırakılmazdı. Ev sahibi
erkeğin dışarıda yapması gereken bir işi var ise
wuneğoşundan yaşıt olan bir kişiyi misafirin yanına
bırakarak dışarı çıkardı.
Yemek saatlerinde ev sahibi misafir ile birlikte
yemeleri için wuneğoşh ya da komşulardan emsal olanları
davet ederdi. Misafir uzun süreli kalacak gibi olur ise
yemeğe katılan wuneğoşh ve komşularda misafiri kendi
evlerinde yemeğe davet ederlerdi.
O zamanlarda her evde bu günkü gibi su yoktu. Lavabo
olmadığı için onun yerine “taş ubğan” (ibrik ve
leğen)bulunurdu. Büyükler el- yüz yıkayacağı veya abdest
alacağı zaman evin kızı, gelini veya genç erkeği
ibrikten su dökerdi. Taş ubğan evin giriş yerinde köşede
her zaman hazır dururdu.
Misafire ibrikten su döktürerek elini yıkatan kişi
havlusunu da tutardı, misafir havluyu askıdan kendi
almazdı. Hizmet eden kişi, ta ki misafir odasına
çekilene kadar bir ihtiyacı olur ise diye yalnız
bırakmazdı.
Bu iş evin dedesi için her gün tekrarlanırdı. Evin en
yaşlı erkeği ( dedesi) abdest alırken her zaman evin
kızı suyunu dökerdi.
UZUNYAYLA’ DA HIGEBZ HAŞE (MİSAFİR KIZ)
Köye gelen misafir kızlar el üstünde tutulurdu. Oldukça
değer verilirdi. Ev halkına işlerinde yardımcı olur,
onlar için bir neşe kaynağı olurdu.
Misafir kıza kendi yaş grubuna göre gençler “hoş geldin”
için gelirdi. “Worşerağe” (sohbet) için gelen gençler
hep birlikte oyunlar oynar, misafir kızı onurlandıracak
gibi iltifatlar da bulunurlardı.
Misafir kızın mızıka çalmak gibi bir hüneri var ise bu
daha da bir coşku yaratırdı. Akşam toplanan gençler
mızıkalar çalıp, eğlenceli sohbetleri ile tüm köyün ilgi
odağı olurlardı.
Bazen çevre köydeki gençlerde misafir kızın olduğu
haberini alınca sohbete gelirlerdi. Ev deki yaşlılar bu
konukların varlığından haberdar olur ancak gençleri
rahatsız etmemek adına ortalarda görünmezdi. Ev sahibi
için misafir kızlarını görmeye gelen gençler her zaman
büyük mutluluk kaynağı olurdu.
Uzun süreli kalacak olan bir misafir ise evin akrabaları
(wuneğoş) kızı, köyün diğer kızlı-erkekli gençleri ile
birlikte yemeklere davet ederdi. Kız sadece kaldığı ev
için değil bütün köy halkı için mutluluk kaynağı olurdu.
Gittiği her evde onun şerefine verilen yemekten sonra
gençler arası eğlenceler düzenlenirdi.
Ev sahibi misafir kızı yemeğe alan diğer komşu ve
akrabalarını hep birlikte misafir kız gitmeden bir gün
önce yemeğe alırdı. Bu son veda gecesinde unutulmaz bir
eğlence yapılırdı.
YENİ DOĞAN BEBEK İÇİN “GUŞE YEPYE”
Yeni doğan bebeğe “guşeyepye” denen bir tören yapılırdı.
Bebek doğduktan iki ya da üç hafta sonra yapılan bu
tören, bebeğin babaannesi ya da halası önderliğinde
olurdu. Bütün köydeki bayanlara yemek ziyafeti
verilirdi. Özellikle evin ilk torunu ise yapılan bu
tören çok daha özel olurdu.
Xabze gereği komşular da özenle hazırlanmış tepsilere
yemekler, halgoneler koyup bebeği olan eve gönderirdi.
Verilen yemekte toplanan köylü bebeğin sağlıklı ve uzun
ömürlü olması için dileklerde bulunurdu. Gençler için
salıncaklar kurulur, eğlenceli ortamlar hazırlanırdı.
Gelen konuklar bebek için getirdikleri hediyeleri teslim
ettikten sonra tören bitirilirdi. |