...................
...................
ADİGECE HAYVANLAR SÖZLÜĞÜ  -14
(ПСЭУШЪХЬАМЭ ЯГУЩЫ1АЛЪ)
ĞIŞ Nuh
Çeviri: HAPİ Cevdet Yıldız
                         
...................
...................

Таурчан (Tavrçan)

 

тавричан (вол, бык таврической породу). Yak Öküzü. Tibet ve çevresindeki dağlık bölgelerde yaşar. Güçlü ve uzun kıllı bir öküz cinsidir. Yük taşıma ve binek hayvanı olarak kullanılır.
 

"Таурчаным ык1уак1э пк1уак1эу, аслъаным ыгу бгоу, ц1ыфым иакъыл уиакъылыгъэмэ сыд пш1эни?"-а1уи аргъоим зеупч1ыхэм, "боу ш1оу ащыгъум сыцэкъэни", -къари1ожьыгъ.

 

"Yak Öküzünün (tavrçan) gücü gücün, aslanın cesareti cesaretin,  insanın aklı da aklın olsaydı ne yapardın" diye sivrisineğe sorduklarında, "çok daha sert sokardım -ısırırdım- o zaman" yanıtını verdi.

 

 

Тюлень  (Tyulen)

 

 

тюлéнь. Fok balığı. Memeli bir deniz canlısıdır. Balığın kuyruğu gibi geniş iki ayağı vardır. Bıyıklıdır, morsa benzer.

 

 

Тюлень гъэсагъэхэр циркым къыщышъохэу, п1ырагум рыджэгухэу, телевизорымк1э къагъэлъагъоу тлъэгъугъэ.

 

 

Eğitilmiş fokların sirklerde dans ettiklerini ve el topu ile oynadıklarını televizyonda gördük.

 

 

Шимпанзе (Şimpanze)

 

шимпанзé. Şempanze. İnsana benzeyen bir maymun cinsi. Sıcak bölgelerde yaşar.

 

 -Сыц1ыфэп, ау сэри зыгорэу сыщыт, зысш1ош1ыжьын сэлъэк1ы лъэк1и си1, сиунагъо сэгъэда1о, къысэдэ1у, -ы1уагъ шимпанзем. Шимпанзем ар къы1ошъунэп, ау ары зэрэщытыр.

 

 -İnsan değilim, ama ben de –yaşayan-biriyim, kasılabiliyorum, gücüm de var, aileme sözümü geçiriyorum, beni dinliyorlar, dedi şempanze. Şempanze bunları söyleyemez, ama öyle biri olduğu kuşkusuz.

 

 

 

Шъыхьэ  (Ş’ıha)

 

oлéнь. Geyik. Çok dallı boynuzları bulunan, geviş getiren ve kuyruğu kısa bir orman hayvanı.

 

 

Тхьак1умк1ыхьи,

Чъэрэу шъыхьи

Сэ сипшысэ  хэсэгъахьэ.

                                (Жанэ Къырымыз).

 

Шъыхьэ  горэм  уцы тхьапэр

Зы1уилъак1эу муары, ехъу.

Чъыгы гъугъэу къобэ-бжъабэр

Ащ ыбжъакъоу нэм къыщэхъу.

                                        (Мэщбэш1э Исхьакъ).

 

Шъыхьэ бланэр сакъышъ,

Зэрек1узэрэ ш1эхэу къеш1э,

Ыбжъакъор егъэчаны, зегъэпсы. . .

                                         (Фольклор).

 

 

Шъыхьэм ыбжъэ ипый. (Гущы1эжъ).

 

Чыжьэрыплъэк1э пк1эгъуал, уеблэгъэк1ымэ тэкъэжъ. (Шъыхьэ). (Хырыхыхь).

 

 

Tavşana da,

Koşmakta olan geyiğe de

Masalımda yer veririm.

                      (Kırımız Jane).

 

Geyiğin biri ot yaprağını

Koparıp otluyordu.

Dallı budaklı kurumuş bir ağaç gibi

Görünüyordu  boynuzlarıyla.

                                      (İshak Meşbaş).

 

 

Dişi geyik çok ürkekti,

Kendisine yaklaşıldığını hemen anlamıştı,

Boynuzlarını bilemeye, keskinleştirmeye başlamıştı…

                                                                       (Folklor ).

 

Geyiğin düşmanı boynuzudur. (Atasözü).

 

 

Uzaktan bakıldığında kır at, yaklaşıldığında da bir kütük (ağaç). (Geyik). (Bilmece).

 

 

 

Шъыхьэщыр  (Ş’ıhaşır)

 

оленёнок. Geyik yavrusu. Bkz. лэучыц1, лэущыр. Geyiğin doğurduğu küçük yavru.

 

Шъыхьэщыр ц1ык1ухэр уапэ къифэмэ яш1уш1, уямыу, пэ1уапхъэ пае умыук1ых, ины гъэхъух, нахь гъэбагъох.

 

Шъыхьэщырхэр янэмэ ягъусэхэу загъэшхэк1ыгъэу, мэзым къыхэк1ыхэти щэджагъорэ псыхъом псашъо къыдахьэщтыгъэх.

 

Yavru geyiklerle karşılaşacak olursan iyi davran, onları avlama, bir başlık/şapka uğruna onları öldürme, büyümelerine ve çoğalmalarına fırsat tanı.

 

Geyik yavruları anneleri ile birlikte, doymuş halde ormandan çıkıp su içmek için ırmağa geliyorlardı.

 
1.Bölüm        2.Bölüm        3.Bölüm        4.Bölüm        5.Bölüm        6.Bölüm        7.Bölüm        8.Bölüm        9.Bölüm        10.Bölüm        11.Bölüm        12.Bölüm        13.Bölüm        14.Bölüm        15.Bölüm