
ANÇOKO İrin
Adıge Mak, 9 Ekim 2024
Toplumumuzun sözlü yaratıcı geleneği günümüzde de işlevini sürdürmektedir. Daha yerinde bir ifadeyle, toplum yeniden sözlü geleneğe yönelmektedir. Bu gelişmeyi, folklora ilgi duyan ve bu alanda araştırmalar gerçekleştiren az sayıdaki bireylere borçluyuz. Bu isimlerden biri de, halk arasında “Kızbeç” olarak da bilinen NEGEREKO Kazbek’tir.
Kazbek, şıkepşıne (kemençe, kemane) ve kamil (flüt) gibi geleneksel müzik enstrümanlarını icra etmekte, eski Adıge ezgilerini seslendirmektedir. Aynı zamanda Adıge Cumhuriyeti Sosyal Bilimler Araştırma Enstitüsü’nde filoloji asistanı olarak görev yapan genç bir araştırmacıdır. Yaşının genç olmasına rağmen, neredeyse tüm tarihî Adıge ezgilerine ve anlatılarına hâkim olduğu söylenebilir. Folklorla ilgilenenlerin izini dikkatle süren Kazbek, en küçük bir bulguyu dahi değerlendirmeye alarak derinlemesine araştırmalara yönelmektedir. Bu çabaları onu, İngiltere ve Fransa ulusal kütüphanelerine kadar ulaştırmıştır.
Adıge Mak: Kazbek, edindiğimiz bilgilere göre, 20. yüzyılda Fransa ve İngiltere’den gelen araştırmacıların Yermelhable (Armavir) bölgesinden derlemiş oldukları eski Adıge ezgilerine ulaşmış bulunuyorsunuz. Bu araştırmaya yönelmenize sebep olan etken nedir?
Kazbek: Bu sürecin başlangıcı, “Jıv” (Жъыy) adlı müzik topluluğuyla ilişkili olduğum döneme dayanmaktadır. Zaman zaman topluluk içinde jıvalara (nakarat) eşlik ettiğim olmuşsa da, solo icrada bulunmadım. Kendi başıma ezgiler seslendirme arzusundaydım. Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarına katılmış kişilerden savaş temalı ezgiler derlendiğini Vınereko Ray ve diğer kaynaklardan öğrenmiştim. Bu tür eserler dikkatimi çekti ve içeriklerini merak etmeye başladım. Bu doğrultuda uluslararası dijital kaynaklarda araştırmalar yürüttüm. Bu süreçte “Goşeğeğ” (Гощэгъэгъ) adlı ezgiyi İngilizce karakterlerle arattım ve bu beni Fransa Ulusal Kütüphanesi’nin çevrimiçi arşivine yönlendirdi. Yıl 2009’du.

Adıge Mak: Bu ezgileri kimler seslendirmişti? Kaç kişiden oluşuyorlardı?
Kazbek: Bu sorularla ilgili olarak Fransa’ya bir yazı ile başvurdum, ancak detaylı bir yanıt alamadım. “Çerkes Korosu” ifadesiyle yetinmişlerdi; icracıların isimleri belirtilmemekteydi. Buna karşılık, Londra Ulusal Kütüphanesi’nde bulunan kayıtlar A. Sokolova tarafından yapılmıştı ve icracıların ad ve soyadlarına yer verilmekteydi. Bu kişiler, geguako adı verilen topluluklar, arkadaş çevreleri ya da haçeşlerde (konuk odalarında) şarkı söyleyen bireylerden oluşmaktaydı. Adeta bir müzik ve dans topluluğu görünümü arz etmekteydiler. İlginç olan, bu kişilerin tamamının köyümüz Cırakıye’den olmasıydı. İcracılar arasında Negıye İlyas, Bidanıko Şalih ve Hağevıç Mıhamet gibi isimler yer alıyordu. Ünlü pşınave Hağevıç Mıhamet’e, pĥećık (şakşak, tahta vurmalı çalgı) çalan Baykule Abas eşlik etmekteydi. İki ayrı kaynağı karşılaştırdığımda, bu kişilerin aynı topluluğa ait oldukları izlenimini edindim; çünkü söyledikleri ezgiler büyük oranda örtüşüyordu. Ezgiler farklı kişiler tarafından seslendirilmiş olsa da, repertuvar ve tarz birliği bu görüşü desteklemektedir.
Adıge Mak: Fransız Ulusal Kütüphanesi arşivinden kaç ezgiye ulaştınız?
Kazbek: Toplam 32 ezgiye ulaştım. Bunların 22’si K’axe (Adıgey) dilinde, 10’u ise Kabartay dilinde icra edilmişti. Bu ezgilerden sekizi çift dilliydi. Örneğin “Hatx Mıhamet ğuaze” adlı ezgi iki bölümden oluşmaktadır; bunun yanı sıra yalnızca tek dilli örnekler de bulunmaktadır.
Mevcut bulgulara göre, 1911 yılında “Pathe” adlı topluluk tarafından Theobald Noble’in başkanlığında oluşturulan bir saha araştırma ekibi Yermelhable bölgesine gelmiş ve burada Kafkasya genelinden 344 ezgi derlenerek kayıt altına alınmıştır. Bu ezgiler benim için oldukça ilgi çekiciydi; tekrar tekrar dinledim, notaya aldım ve diğer el yazması derlemelerle karşılaştırdım. Ancak bu kayıtların hiçbirinin, mevcut yazılı örneklerle birebir örtüşmediğini fark ettim. Sadece birkaç mısrada örtüşme görülürken, genel olarak içeriklerin farklılık arz ettiği anlaşılmaktadır. Bu da detaylı bir filolojik ve müzikolojik incelemeyi gerekli kılmaktadır. Örneğin, “Kabartayların Gece Baskını” (Къэбэртаехэм ячэщтео) adlı ezgi mevcut varyantlardan farklılık göstermektedir.
Adıge Mak: “Çeştave” (Gece Baskını) büyük bir tarihsel olaydır. Yedi ay süren savaşta çok sayıda can kaybı yaşanmıştır. Bu olaya ilişkin çeşitli varyantlar mevcuttur. Ben dört varyantı inceledim. Bunların her biri ortalama 2,5 dakika uzunluğunda. Dört tanesi ise on dakikalık kayıtlar hâlindedir. Bu ezgilerden birçok ilginç bilgiye ulaştık. Örneğin, “Boletıkoların Şarkısı” (Болэтыкъохэм яорэд) ile “Aytekıko Şumafepş’in Şarkısı” (Айтэчыкъо Шумэфэпщ ипщыналъэ) gibi eserler Tığujıko Kızbeç’in icralarını andırmaktadır. Ayrıca Temırkape’nin (Demirkapı) fethi üzerine bestelenmiş bir ezginin notası da mevcuttur.
Arşivimizdeki belgeler el yazmasıdır. Bahsi geçen ezgi, Hazar Denizi kıyısındaki Demirkapı’nın Adıgelerce ele geçirilmesini anlatmaktadır. Bu ezgi aracılığıyla, topluluk içerisinde en yaşlı birey belirlenmekteydi. En dikkat çekici bulgulardan biri de “Karbeç’in Ağıdı” (Karbeçıpş) adlı kahramanlık ezgisidir. Bu eser Kardenğuç Zeramuk tarafından seslendirilmiştir. Ezgide, Kabardey ülkesinde yiğitlik temasını en güçlü şekilde işleyen şarkının “Karbeç Ezgisi” olduğu vurgulanmaktadır. Boletıko Karbeç oldukça sert bir karaktere sahipti ve düşmanları onu doğrudan alt edememekteydi. Pusu kurularak ağır şekilde yaralandı. Yerel bir tedavi yöntemi olan ćapşe uygulandı; ancak kurtarılamadı.
Şarkının dramatik doruk noktası, baba ile oğulun son buluşmasıdır. Babaya, “Oğlunuzun durumu ağır, fazla zamanı kalmadı. İçeri girip onu son bir kez görün,” denildi. Bu haber Karbeç’e iletildiğinde, “Ben yatakta yatar durumda babamı karşılamak istemem. Tavan kirişine bir ip geçirin, bir ucunu da elime verin,” dedi. İpe tutunarak ayağa kalktı ve babasını ayakta karşıladı. Durumu anlayan baba kısa konuştu: “Ah evlat, bu yaşta ecelin önüne geçmek istedi. Aksi takdirde yiğit bir adam olacaktı,” dedi ve odadan ayrıldı. Ardından Karbeç yere yığılarak yaşamını yitirdi. Bu ezgi, bildiğimiz klasik makamlardan oldukça farklıdır. Katmanlı bir yapıya sahiptir; adeta birbirine geçmiş bir yumak gibidir.
Adıge Mak: Siz de bu ezgiyi seslendiriyor musunuz?
Kazbek: Evet, ancak jıv (nakarat) eşliği olmadığında ezgi yeterince anlaşılmıyor. Fransız arşivinde bu türden başka örnekler de buldum. Şunu da belirtmek gerekir ki, bu makamlar icra edilirken herhangi bir çalgı aleti kullanılmamaktadır. Ezgi yapıları, ağız mızıkası (Жэпщынэ) ile icra edilmekte, eşlik ise çok sesli nakaratlar ve ritmik el vuruşları (Iэгу тео) ile sağlanmaktadır. Şarkının estetik yapısını anlamak için, içeriğini de kavramak gerekmektedir. Ezgilerin sözlü metinlerini yazıya geçirdiğimizde, anlam katmanları daha açık biçimde ortaya çıkacaktır.
Adıge Mak: Bu çalışmayı ne zaman tamamlamayı düşünüyorsunuz?
Kazbek: Kısa bir süre içinde tamamlamayı ümit ediyorum.
Adıge Mak: O hâlde biz de sabırsızlıkla bekliyor olacağız. Teşekkür ederiz, Kazbek.
