ORTADOĞU GERÇEĞİ

Nart Akhoumsatch

Ortadoğu’daki sorunların kesin çözümü, sekülerleşmekten geçer…
Diğer bir ifadeyle “de-İslamization”dur…

Ortadoğu’da kalıcı bir barış; ancak var olan devletleri -buna Türkiye ve İran da dahil- etkisiz hale getirip, İsrail ile birlikte kurulacak seküler ve demokratik Kürt, Alevî, Süryani , Ermeni ve Dürzi devletlerinin kurulmasıyla mümkün olabilecektir…

Mezopotamya ve Anadolu cografyasında farklılıkları yok edip tekdüze bir toplum var eden İslam’ın istilasından kurtarıp, gerçek sahibi ve binlerce yıllık geçmişi olan bu kadim halkların egemenliğine verilmelidir.

İslam dininin yok ve asimile ettiği o büyük medeniyetler, tekrar var olsun ve Ortadoğu, tarihte olduğu gibi tekrar dünyanın ticaret, tarih ve uygarlığın merkezi haline gelsin! Bu durum, sadece Ortadoğu halkları için bir değişim sağlamakla kalmayıp , bûtün bir dünya insanlığına positif katkı sunacaktır…
Artık kronikleşmiş ”savaşlı bir Ortadoğu”dan , ”barışlı bir Ortadoğu”ya geçme zamanı geldi düşüncesindeyim.

İdeolojik ve politikleştirilmiş bir İslam doktrini insanlığa huzur ve mutluluk getirmiyor. Çünkü düşmansız varlılığını sürdüremiyor! Savaş ve çatışma, İslam için bir varlık sebebidir! Bugün, İsrail’i hedefin merkezine almış her türlü düşmanlığı mübah görüyor, İsrail’in varlığını kabul etmiyor ve yok olmasını istiyor…

Neden?

– Çünkü Yahudi!

– Dahası da var; onlara göre Filistinlilere zulüm yapıyormuş ve topraklarını işgal etmiş!

Bir insana veya topluluğa sırf farklı inançlara sahip oldukları için düşmanlık yapılması kabul edilebilir bir şey mi?

İsrail , Ortadoğu’da laik ve demokrasiyle yönetilen tek ülkedir…

Anayasasında Yahudi inancıyla ilgili bazı değer ve hükümler varsa da seküler kesimin yaşamını ve bireyin özgürlüğünü kısıtlayıcı nitelikte değildir.

Filistinlilere zulüm yapılıyor iddiasına gelince:

İsrail’in bir savaş doktrini var…

“Savaş isteyene savaş, barış isteyene barış.”

Filistinliler savaşı tercih ediyor…

Yahudi toplumunu inançları gereği düşman olarak görüyor ve terörist saldırılarda bulunuyorlar.
Sıradan Yahudi insanını hiçbir insanın kabul edemeyeceği vahşette öldürüyorlar.

İsrail de bir devlet olmanın sorumluluğunda sadece halkının güvenliğini sağlamaya çalışıyor.
HAMAS’lı teröristlerden halkının zarar görmemesi için çeşitli koruma ve önlemler alıyor.

İsrail kimsenin toprağını da işgal etmiş değil.
Bu da kocaman bir yalan…

Araplardan topraklarını satın alarak Müslümanlar tarafından işgal edilmiş kadim topraklarına geri döndüler ve yerleştiler.
Artık bu bir realitedir.
Filistinliler bu gerçeği kabul edip, iki toplum olarak barış içinde beraber yaşamayı içselleştirmelidirler.
Yahudi toplumunun o topraklarda 3 bin yıllık bir geçmişi ve tarihi var…

Filistin halkı, manipülatif çağrılara kulak tıkamalı ve İsrail ile barış içinde yaşama seçeneğini de denemelidirler.

Müslüman’ım diyenlerin % 90’ı Yahudu düşmanıdır!
Ama onlar takiyye yaparak Siyonist derler…

Şu 3 günlük kısa dünya yaşamımızda dogmatik inançlar yüzünden hayatımızı cehenneme çevirmeyelim…

Savaşın bir tek haklı sebebi olmalı, o da emek, alın teri kavgası ve sınıf mücadelesidir…

Ortadoğu halklarının bu korkunç savaş girdabından kurtulmasını ve insanlığın doğduğu o kadim topraklarda barış hakim olsun, insanlar mutlu olsun istiyorum.
Bunun da Ortadoğu’nun ancak sekülerleşmesiyle mümkün olabileceğine inanıyorum.

Ortadoğu’da öngördüğüm stratejik denklem şöyledir:

– Bakın 10 yıldan fazladır Güney Kürdistan Kürt yönetiminde bulunan Rojova’da bir tek kişinin burnu bile kanamış degildir.
Ve de hiçbir insan hakları ihlalleri de yaşanmamıştır.
Ortadoğu’da en stabil bölgedir.
Çünkü seküler ve demokratik bir dünya görüşüne sahip ilerici bir toplumdur.

– Ermeni halkı da barıştan ve eşitce yaşamdan yanadır.
Binlerce yıllık tarihe sahip medeni bir toplumdur.

– Alevi toplumu da barışsever ve başka kültürlerle hoşgörü içinde yaşama bilinci ve öğretisine sahip bir halktır.

– Dürzi toplumu da hakeza barış ve hoşgôrü içinde yaşama olgunluğunda olan bir toplum.

– Süryaniler ise, ataları Mezopotamya tarihinin en ileri medeniyetini kurmuş, Samilerin genetiğini taşıyan bir millettir.
Farklı kültür toplumlarıyla sorunsuz beraber yaşama degerlerine sahiptirler…

İnancım odur ki, bu halkların egemen toplumlar olarak var olacağı bir Ortadoğu, savaşların tarihe gömüldüğü bir cografya olacaktır.

Bunun için, Ortadoğu’da dinci anlayışlar ve bu virüsün taşıyıcıları oyundışı bırakılmalıdır.

Tabuları yıkalım, subjektif ve takıntılı düşüncelerden arındıralım kendimizi…

Ortadoğu’da savaşlar bitsin, masum insanların kanları akmasın artık!