15 TEMMUZ MÜZESİ

KITIJ Cemil Biçer

Hüda-i nâbît topraklardır bu coğrafya! Toprağı ayakkabınızın burnu ile eşeleyin tarih fışkırır…

Binlerce müzemiz var, açığı var, kapalısı var, yarı açığı var, tarihi eserlerimizi sergilediğimiz.

Bir yenisi daha açıldı dün! “15 Temmuz Müzesi!” Haberi yandaş televizyonlardan izleyince merak ettim ne sergilenir bu müzede diye?

Vavvvvv…!

Aman efendim aman …

Neleri sergilemişler neleri…

Darbecilerden kaçanların papuçları mı dersiniz?!

Uçakların vurduğu minibuslar mı istersiniz?!

Kuş sapanı mı istersiniz?!

Gaz tenekesi mi?!

Anahtarlıklar…

Islak mendiller…

Boklu çocuk bezleri…

İmamesi kırık 99’luk tespihler…

Rengarenk nemaz takkeleri…

Çin işi zikirmatikler…

Versace marka eşaplar…

tarikat takunyaları…

Sürmene yapımı zülfikâr kılıçlar…

7,65 kalibre tabanca mermileri…

Çatapatlar, hava-i fişekler…

Daha neler nelerrrr…

Skşama kadar seyretseniz insan doyamıyor.

Ama bence milli ve yerli bu müzemizin en önemli sergi malzemesini unutmuşlar.

Darbecilerin en önemli silahını yerle yeksân eden, istanbul sokaklarında volta vuran tankların eksozuna sokularak tankları devre dışı bırakan “peşkür” sergi tezgahında yok.

Bu kahraman “peşkür” olmadan bu müzenin hiç bir kiymet-i harbiyesi olmaz.

Bir zamanlar İstanbul Gülhane parkında butik hayvanat bahçesi vardı. Toplam on, on beş ihtiyar bÎ-zar yabanıl hayvan sergilenirdi.

Kafeslerinin önünde üç-beş tekaüt memur eskisi veya Anadolu’dan kaçmış aylak avare takımı seyredip dururlardı onları.

Ama bir kafes vardı ki, günün hangi saatinde olursa olsun önünde iğne atsanız yere düşmez bir kalabalık olurdu.

Hayvanat bahçesinin ve hatta cümle Gülhane’nin medar-ı iftaharı idi bu kafes mûkimi hayvan…

Kurdeşen olmuş makak maymunu gibi kaşınıyorsunuz eminim.

‘’Ulan hangi kafesdi bu?’’ diye.

İşte bu tankın götüne sokulan “gazi peşkür” Gülhane hayvavat bahçesinin malum kafesi gibi kalabalığın ilgisine mahzar olur.

ilgililere duyurulur.

Not: Gülhane parkında en çok ilgiye mahzar olan kafesteki hayvanı hatırladınız mı?