ŞAM’IN (DAMASCUS) İŞGALİ

Nart Akhoumsatch

… Ve Trump, çocuğun başını okşadı.

“Sen başarılı birisin, işini bilensin, uyanıksın,” dedi ve “Güçlü bir ordun da var,” diye ekledi konuşmasına.

Daha önceleri “Akıllı ol” ve “Aptal olma” dediği de olmuştu.

Ne de olsa büyüklerini dinleyen, onların bir dediğini iki etmeyen, uslu ve söz dinleyen saygılı biriydi. Hak etmişti bu komplimanları hani.

Katar’lı amcaları da yüklü miktarda harçlık vermişlerdi kendisine. Öyle ya, Katar’ın Avrupa’ya gidecek gaz boru hatları buralardan geçecekti. Zaten kendisini böyle motive edecek ödüller olmasa, pek de enteresan bulmuyordu bu türden iş tekliflerini.

Neyse ki tecrübeli büyükleri vardı. Çok çocuk yetiştirmişlerdi, kendisi gibi. Çocuk psikolojisinden iyi anlıyorlardı. Çocuklarının bazıları paraya, bazılarının da pohpohlanmaya, övgüye; bazılarının ise her ikisine de ilgileri olduğunu görüyor ve ona göre davranıyorlardı.

Trump’un bu övgüleri bana Joe Biden’ı hatırlattı. Rusya-Ukrayna savaşı başlarındaydı. Biden: “Ukraynalılar savaşçı bir millettir.”
deyip gaz verdikten sonra Zelensky çocuğuna da benzer övgülerde bulunmuştu. Ne de olsa itaatkâr çocuklar sevilirdi büyükleri tarafından. Bazen ödüllendirirlerdi de.

Neticede çocuk, bu övgüler, methiyeler ve harçlıklar karşısında bayağı mutlu ve memnun görünüyor. Büyükleri de ondan memnun.

Erdoğan’ın, Suriye’ye terörist saldırısı, aynı zamanda patronları ve iktidarını borçlu olduğu Batılı emperyalist güçlere karşı bir güven tazelemeyi de amaçlıyordu.

Yani hâlâ “Büyük Ortadoğu Projesi”nin eşbaşkanlığının gereklerini bana dikte ettiğiniz gibi yerine getiriyorum diyerek iktidarının ömrünü bir süreliğine daha uzatma olanağı yakalamış oldu böylelikle.

Katar, Suriye’nin yıkımı için 137 milyar dolar harcadık diyor. Çok eminim, bunun en az 100 milyar dolarını Erdoğan’ın cebine indirmişlerdir. Bu işi gör diye.

Ve tabii ki Suriye’deki ihaleler.

Suriye’nin tekrar imarının takribi maliyetinin 150 milyar dolar olabileceği söyleniyor. AKP’li inşaat firmalarına komisyon karşılığı veya ortaklık yaparak bir 50 milyar dolar da oradan götürür.

Bu durumda Erdoğan kişisel kazanç olarak; İsrail, ABD, İngiltere ve Fransa gibi kazananlar kulübünde yer aldı.

Peki ülke ne kazandı buradan?

Tabii ki hiçbir şey. Tam tersine çok şey kaybetti.

11 yıldır, 10 binlerce dinci teröristin bütün bakım ve ihtiyacını karşıladı bu günler için.

Milyarlarca bir harcamadan bahsediyorum. Erdoğan, bütün bu masrafları devlet hazinesinden karşıladı. Oysa kazanımlar, kendisi içindi, kişisel çıkarı ve menfaati içindi. Affedilmez suçlardı bunlar aslında.

Peki sen çomar kardeş, gelelim sana.

Kıçında don yok, açlıktan nefesin kokuyor ama zafer naraları atıyorsun. Halk olarak senin ne kazancın var, niye seviniyorsun? Erdoğan’ın milyarlarına milyar katması seni niye mutlu ediyor?

Aptallığın ve şahsiyetsizliğin de bir sınırı olsun yani.

Bir de “Şam bizden sorulacak” demişti. Oysa HTŞ, Erdoğan’ın kiralık katilleri terörist SMO (Suriye Milli Ordusu) çetelerini Şam’a bile sokmuyor. HTŞ, Erdoğan ile de ilişkileri olmakla birlikte Batılı güçlerin kontrolünde olan başka bir terörist çetedir.

Durumu kotarmak için İbrahim Kalın denen tip, Colani ile birlikte sahtekârca çektirdiği fotoğraflarını dünya medyasına servis ediyor. O yetmedi, sonrasında H. Fidan da aynı amaçlarla “Bakın Şam’ın kontrolü bizde” dercesine sahne aldı, rolünü icra etti. Yan yana Colani teröristi ile pozlar verdi. Bu, bütünüyle düşünme melekesini yitirmiş, akıl edemeyen çomarlara mesaj niteliğindeydi.

Suriye’de problemlerin daha başındayız. Bu ortaçağ zihniyetli türlerle Suriye’de istikrar sağlanması pek de kolay olacağa benzemiyor. Ne olacağını şimdiden kestirmek zor.

Diliniz bir şeyler söylüyor ama fesatlık çukuruna dönüşmüş beyninizde yatansa bambaşka şeylerdir. Hırsızlıktır, gasptır, talandır, barbarlıktır. Siz dincilerin en belirgin vasıfları bunlar.

Daha önceden de Suriye’yi nasıl talan ettiğinizi biliyoruz. Fabrikaları bile söküp getirdiniz. Suriye halkının buğdaylarını, mısırlarını ve zeytinlerini çalıp Türkiye’ye taşıdınız.

Emevi Camisi’nde namaz kılmak ha.

Sizin ceddiniz olan Muaviye ve Yezid haydutları da aynı şeyleri yapmışlardı. İşgal edip talan ediyorlardı, tekbirler eşliğinde. Sonra da fitne fesat camisi olan Emevi Camisi’nde sözde ibadet ediyorlardı.

İşgal ettiğiniz Emevi Camisi’nde Peygamber torunu İmam Hüseyin’in, Yezid’in emriyle şehit edildikten sonra mübarek başının sergilendiği o kötülerin camisinde Yezid de namaz kılmıştı yani. Peygamber torununu ve yoldaşlarını barbarca katletmenin zafer namazı (!)ydı.

Siz de Yezid lanetlisi ardılları olarak adına namaz dediğiniz ama aslında münafıkça reklam amaçlı yapacağınız o ritüellerin ceddiniz Yezid’in namazından farklı olmayacaktır.

Siz Yezid soyu dinciler yok olmadıkça dünya insanlığı huzur bulmayacak. Şeytanın mücessemleşmiş halisiniz adeta.

Cihat, ganimet, kılıç hakkı, fetih vs. gibi ağzınızdan düşürmediğiniz bu iğrenç ve tiksindirici ifadelerinizle 1400 yıl önceki karanlık dönemin ve ortaçağ sapıklığının ve ilkelliğinin zihniyetini taşıdığınız apaçık. Kötülüklerin insanısınız.