Bülent Jane
Maykop’ta 21 Mayıs günü Adiğe Khase’nin ve ilgili kurumların düzenlediği 21 Mayıs Anma Programı’na katıldık.
Saat 18.00’de Puşkin Tiyatro binasında toplanıldı. Savaşı ve sürgünü lanetleyen teatral gösteriler yapıldı, ğıbzeler söylendi. Adiğe Khase Thamatesi Tlımışeko Ramazan sürgünü lanetleyen sert bir konuşma yaptı.
Salon doluydu. Ayakta kalanlar da az değildi. Saat 19.15’te program bitti, 20.30 da Milli Meydan dediğimiz Adiğe Anıtı-Müze-Cami ve Filarmoni ortasında kalan meydanda yüzlerce mum yakıldı, ğıbzeler söylendi, konuşmalar yapıldı. Katılım da, ülkenin içinde bulunduğu hassas duruma rağmen fena değildi. Hatta Ruslardan alaycı bir dille bahseden “Abdzakheme ya Zeykue Wored”i orada işitmek te ilginçti.
Bu arada Adiğe Devlet Televizyonu’nun Rusça Yayınlar Bölümü çalışanları benden “Sürgünden bugüne kadarki yaşamımı” anlatmamı istediler. Ben de büyük dedemin ve büyük nenemin savaşta öldürüldüğünü, dedemin, kardeşinin ve kız kardeşinin çocuk yaşta gemilere tıkıldığını, dedemin yolda kardeşini kaybettiğini anlattım. Diasporada kuşaklar boyu Vatan özlemi yaşadığımızı, dönmeye karar verdiğimde babamın ve abimin desteklediğini, annemin ve ablamın gün boyu ağladıklarını anlattım (döneceğim ülke Sovyetler Birliği ve 90 yılıydı). Fakat bugün geride kalanların benim adıma mutlu olduklarını ifade ettim. Savaşı lanetledim, savaşla hiçbir şeyin çözülemiyeceğini söyledim. Halkımıza, halklarımıza, Dünya’ya barış diledim.
Bana göre savaş durumunu yaşayan Rusya Federasyonu’nda yapılabilecek anmanın maksimumunu, Adiğey devleti, kurumları ve aktivistleri elele vererek yaptı, yaptık.
Bu arada Maykop’ta durumdan habersiz bir grup genç, internette dolaşan bir haber üzerine izni alınmamış bir yürüyüş yaptılar. Polis gençleri topladı. Gençlerde; “internette yayınlanan haber üzerine yürüdük” deyince serbest bırakıldılar. Daha sonra polis; “içinizden biri gelsin de, -internette çıkan haber üzerine yürüdük- tutanağına imza atsın” deyince, gençlerden ikisi tutanağa imza attılar ve polisten ayrıldılar.
CARI, yani Türkçesiyle İŞTE BÖYLE…
Nalçik’teki durum ise (az önce yürüyüşe katılmış Türkiyeli bir arkadaşla konuştum) yürüyüş izninin zamanında ulaşmaması-ulaştırılamaması kökenli. Onun deyimiyle; “Türkiye’deki provokatörlere malzeme verildi”. “Pazartesi Salı bu sorun çözülür” dedi.
“Pırıl pırıl Adiğe gençleri Hıgebzleri diye söze başlayan (Hıgebz’inden nereli olduğu belli, biz Pşaşe deriz) Paul Goble destekli bir provokatörün KAFFED’e ve onun deyimiyle “Anavatanla ilişkilerciler”e sataşmasını okudum.
Dilerim bu yazdıklarım, sorumsuz, populist, vatan inkarcı nihilistlerin hevesini kursağında bırakır. “Vatanda, Dönüşte sorun çıksada Türkiyeyi Vatan bellememiz haklılık kazansa” diyenlere cevap olur.
21 Mayıs 1864 Sürgünü Labe nehrinin batısını kapsar. Yani bu cenazenin ev sahibi Adiğey’dir. Diğer bölgeler ya daha sonra sürülmüştür veya göçmüştür.
Sürgün-Diaspora-Dönüş kavramları Adiğey için yaşamsal önem arzeder. Bunun anlamını bilen ve destekleyen diğer bölge arkadaşlarımız, yoldaşımızdır. Bu politik platformda onların desteği bize güç verir. Onlarla ortaklıklarımız-ittifaklarımız vardır.
21 Mayıs 1864 kavramını emperyal güçlerin lehine kullanmak isteyen, Paul Goble destekli, sorumsuz, populist, provokatör, nihilist muhteremlere aramızda yer yok. Bu politik kavramı kimin kullanacağına sürgün coğrafyasının sahibi-evsahibi karar verir.