ADİGEY KARŞI SALDIRIDA

Zarina Konukhova
Televizyon ve Gazete Muhabiri
Çev: Zeynel A. Besleney
International War and Peace Reporting, Kafkasya Raporu 57, 10 Kasım 2000
(Londra merkezli bağımsız bir medya kurumu)

Adigey’deki etnik grupların liderleri, Rus medyasınca kendileri hakkında bir karalama kampanyasına başladıklarını iddia ediyorlar.

80 farklı etnik grubun yaşadığı Adigey Cumhuriyeti, Kuzey Kafkasya’da Çeçenya’dan sonra sıradaki sorunlu bölge oldukları yolundaki izlenimleri yıkmaya çalışıyorlar.

Burada etnik liderler, Rus medyasının Adigey’i ikinci bir Çeçenya olma yolunda gördüğünü ve yine bu medyanın bilinçli olarak başlattığı bir karalama ve nefret kampanyasının kurbanı olduklarını düşünüyorlar. Onlara göre Moskova azınlıktaki Adigeleri marjinalleştirmek için cumhuriyetteki Ruslar ile Adigeler arasında bir çatışma yaratmaya çalışıyor.

Oysaki, birçok gözlemciye göre Adigey, Kuzey Kafkasya‘da toplumsal barışın ve sosyal harmoninin en iyi sağlandığı yer. Örneğin, Maykop’un etnik yönden kozmoplitan semtlerinden Ceremusek‘de Adige gençleri yerel Rusların, Ermenilerin ve Rumların da katıldığı dans organizasyonları düzenliyorlar. Kentin merkezinde büyük bir caminin inşaatı sürüyor. Ve sokaktaki Adigelerin yüzlerinde, Çerkessk’deki ve Nalçik’deki Adigelerin yüzlerindeki o problem yorgunu ifadeyi görmek olası değil.

Ancak tüm bunlara karşın Rus medyasına göre cumhuriyet bir iç çatışmanın eşiğinde. Eski NTV televizyonu muhabiri Yelena Masyuk’un hazırladığı “Kafkas Hilali” adlı araştırma/belgesel programa göre bu bölge militan Wahhabilerin yayılma ve büyüme yeri haline gelmiş.

Yerel halkın bu iddialara tepkisi ise kızgınlık ve hoşnutsuzluk biçiminde. Adige Devlet Üniversitesi öğretim görevlilerinden Oleg Damenia’ya göre “böl ve yönet” politikasını izleyen Kremlin, olmayan rahatsızlıkları sanki sorun varmış gibi üretiyor. Damenia’ya göre Adigey’deki yaşam standartlarının hizla düştüğünün farkında olan ve bu sorunların nedenlerini anlamaya çalışan yerel halk, Vahabiler tarafından kışkırtılıyor. Ona göre: Aynı 1920’lerdeki gibi kamuoyunu istedikleri yönde yönlendirmek için kullanılan bazı “eğitim programları” var. Kafkasya’da yaşanan bütün sosyal ve psikolojik değişimler dış güçlerin etkisi ile meydana geliyor. Diğer Kuzey Kafkasyalı etnik liderler gibi, Damenia da Rusların Ulusal kimlikleri yok ederek halkı “mekanik bir kitle/yığın”a çevirmeye çabalıyor.

Yurtdışındaki Adigelerin anavatanlarına dönüşü ile ilgili olarak çalışan Yanvarbi Kalashaov‘a göre Adigey’de, toplumsal tansiyonu yükseltmekten ve halkları birbirine kışkırtmaktan kazanç sağlayan/sağlayacak “birileri” var.

Çeçenya ile Adigey’in karşılaştırılması düşüncesini “saçma” diye nitelendiren Kalashaov’a göre Adigey’de yaşayan Ruslar, Tatarlar ve Ermeniler hiçbir zaman milliyetçi sloganlarla ortaya çıkmadılar ve Adigey’deki toplumsal yapı diğer cumhuriyetlere örnek olacak durumda. Ona göre de varolan hoşnutsuzluğun temel kaynağı yaşanan ekonomik zorluklar. Üretim nerdeyse tamamen durmuş durumda. Ve bürokratik-yönetici kadrolar, sıradan vatandaşın önünde engel duruma gelmiş halde. Ancak bu sorunlar yalnız Adigey’e özgü sorunlar değil. Tüm ülke, Rusya Federasyonu, aynı durumda.

Birçok yerel lider, ülkedeki etnik hoşnutsuzluğun Slavlar Birliği adlı organizasyon tarafından körüklendiği düşünüyor. Gerçekten de Slavlar Birliği, son dönemlerde, Rusya resmi devlet televizyonunda da geniş yer alan, Adigey’de varolduğu iddia edilen huzursuzluğun ve problemlerin tartışıldığı bir dizi sansasyonel forumlar/toplantılar organize etti.

Slavlar Birliği Başkanı Vladimir Karotaev ise Devlet Başkanı Aslan Carim’in ülkedeki Rua ve Adigeler arasında ayrımcılık yaptığını iddia ediyor.

“Biz hiçbir zaman Adigey’in ikinci bir Çeçenya olacağını söylemedik. Ancak Adige liderlerin, Çeçen liderlerin daha önce izlediği yöntem ve metodları kullandığını gözlemliyoruz. Aslan Carim‘in sayesinde Adigey’de barış ve huzur var söylemini kabul etmiyoruz. Biz ise onun sayesinde değil ona rağmen huzurun olduğuna inanıyoruz.” diyen Karotaev‘e göre Adige Cumhuriyeti’nin bir geleceği yok. Ona göre cumhuriyet, eninde sonunda mafya örgütlerinin yönettiği, demokratik güçler tarafından kontrol edilemeyen bir yer haline gelecek. Etnik ve dinsel bağlar ülkede belirleyici unsur haline gelecek ve bugün Çeçenya’da yaşanan şeyler burada da meydana gelecek..

Buna karşılık yerel dini otoriteler, bu İslami köktendincilik iddialarına hemen karşılığı veriyorlar. Adigey ve Krasnodar müftüsü Enver Shumakho’ya göre Çeçenya‘nın bu noktaya gelmesinde rol oynayan dinsel çatışmalar bugün Adigey’de yok. Bunun aksini ve Adigeyli Vahabilerin Çeçenya’da savaştığını öne süren “bazı” gazetecilerin iddiaları ise kesinlikle doğru değil.

“Cumhuriyette dinler arası bir çatışma yok. Halkın bir bölümü İslam dinini benimserken bir bölümü de Ortodoks Hıristiyanlığı benimsiyor. Ayrıca Sovyet döneminin sonucu olarak dine karşı genel bir ilgisizliğin olduğu söylenebilir. Kesinlikle diyebilirim ki, aşırı dinci propaganda yapan ya da dini duyguları sömürerek bir çatışma ortamı yaratmaya çalışan insanların varolduğuna ilişkin hiçbir delil yok şu anda” diyor Shumakho.