Dr. YEDİC Batıray Özbek
22.07.2006
– Maf Nıbjeğu!
– Maf!
– Duydun mu son haberi?
– Ne haberi ki?
– Hani şu bizim Ali vardı ya?
– Hangi Ali?
– Hacı Mehmet’in Ali.
– Ne oldu ki?
– Ne mi oldu?
– Helal olsun ona.
– Uzatma söyle lütfen.
– Ali CIA ila beraber çalışıyormuş!
– Yapma yahu! Helal olsun ona.
– Maf Nıbjeğu
– Maf
– Biliyor musun?
– Biliyorum tabii.
– Fatma, MİT’te çalışıyor. Ne mutlu ona!
– Çerkes dediğin böyle olmalı! Kutlarım onu!
– Hafıtze Mıhamed KGB’de çalışıyormuş.
– Deme yahu?
– Vallaha öyle.
– Vay be! Vay namussuz vay!
– Belliydi zaten.
– Nerden?
– Adigeler hakkında bu kadar çok kitap yazmadı mı?
– Yazdı. Bunun ajanlıkla ne ilgisi var ki?
– Olmaz olur mu. Kitap okuyan, yazan herkes şüpheli değil mi?
Tüm yazarlarımız, araştırmacılarımız ve bilim adamlarımız;
hepsi hepsi KGB ajanları. Kısacası anavatanını sevenler, Adige’yiz diyenler, Adige kültürünü yaşatmak isteyenler ve ”Ruslarla da dostça yaşamalıyız” diyenler, barışı isteyenlerin hepsi hepsi KGB ajanı değil mi?
Uzun lafın kısassı, BND, MİT, MOSSAD, CIA vs. ajanı olmak sevap ve şereflilik.
Ama KGB ajanı olmak şerefsizlik.
Siz bu düşünce ve anlayış tarzını anlayabildiniz mi?