YEMUZ Nevzat Tarakçı

Anavatan’da yine savaş, yine ölüm, yine acı, yine hüzün ve gözyaşı …
Kafkasya yine kara bulutlarla kaplı, yine yüreklerde kor ateş, yine çaresizlik, yine ayrılık.
“Coğrafya kaderdir!” diye boşuna söylenmemiş demek ki.
Oysa ödenmişti bu coğrafyada yaşamanın ağır bedeli.
Şimdi bu da neyin nesi?
Hani biz oynamış, dünya seyretmişti ya bu sürgün, bu soykırım, bu ölüm oyununu!
Yoksa dünya aynı dünya, yönetmen aynı yönetmen mi?
Yine mi oynayacak, yine mi öleceğiz?
Kaldı mı ölmeye gücümüz?

FARKLI ÖNGÖRÜLER FARKLI BEKLENTİLER
Bu kader, ne zaman gülecek bu coğrafyaya bilmem ki?
Varsa yoksa savaş, seferberlik, tarifsiz tedirginlik.
Barış ve bağımsızlık mı, şimdilik çok uzaklarda.
Anavatan, şimdilerde, bedeli çok ağır olacağa benzeyen bir seferberlik sınavını yaşıyor.
Diğer taraftan bu son durumun, merkezde dağılmaya, yerelde derlenip toparlanmaya kapı açacağı beklentisi içinde olanlar da yok değil.
Bir tarafta tatlı temenniler, diğer tarafta acı gerçekler.

BU KİMİN SAVAŞI
“Bu, benim savaşım değil!” demek yetmiyor, savaşıyorsun, ölmemek için öldürüyorsun, ölüyorsun.
Çerkesler az mı öldü yaşamak için?
Az mı savaştı başkalarının savaşlarında?
Bitmedi, bitmeyecek bu çile.
Yine analar kan ağlayacak, yine çocuklar yetim kalacak.

YAMAN ÇELİŞKİ
Bu coğrafyada, Çerkeslere özel olmayan bu ölüm yolculuğu, ne kadar adil, işte burası izaha muhtaç.
“Bu savaş; vatan uğruna, milli ve manevi değerler uğruna can feda edilecek bir savaş mı?” ifadesi de enine boyuna düşünülmesi gereken bir ifade.
İnanmadığınız bir savaşa, istemeyerek gidiyor, can vermeye gidiyorsanız bu ne yaman bir çelişki!
Gidiyorsunuz, zira mahkumsunuz!
Özel görüşmelerle edindiğim bilgi ve sosyal medyadan izlediğim kadarıyla Anavatan’da çelişkilerle dolu bir gündem mevcut.
Çelişki, çelişki… Anavatan özelinde tabloya baktığımızda bir tarafta Rus emperyalizmini haklı gösterme gayreti içinde olan yiğit(!) Çerkesler, diğer tarafta kirli bir savaşa katılmaya zorlanan tedirgin Çerkesler… Eminim, parası için savaşa giden çaresiz Çerkesler de vardır.
İşte yaman çelişkinin en büyüğü de buradadır.

CEVAPSIZ SORULAR
Akıllarda cevapsız çok soru var.
Bu sorular, mantıklı cevaplarla buluşmalı.
Bu savaşta kim kazanıyor, kim kaybediyor?
Bu savaş, vatan için, bayrak için yapılan onurlu bir savaş mı?
Bu savaş, emperyalist emeller uğruna bir nesli yok etme potansiyeline sahip haksız, hukuksuz, orantısız bir mücadele mi?
Eğer bu savaş, bir diktatörün hırsı uğruna göz göre göre yapılan bir savaşsa yok olan binlerce canın hesabını kim, nasıl verecek?

HANİ BUNUN ADI SAVAŞ DEĞİL ÖZEL ASKERÎ OPERASYONDU?
Putin, Rusya’nın Ukrayna saldırısı için, bu savaş değil, “özel askeri operasyon” dur demişti.
Bu nasıl bir özel askeri operasyon ki profesyonel askerler yetmedi, yüz binlerce sivil vatandaş bu özel askeri operasyona(!) çağrılıyor.

ŞAKA MISINIZ SİZ?
Sosyal medyada gördüğümüz kadarıyla Nalçik’te yedek asker uğurlama töreni esnasında asker adaylarının ifadeleri, soruları ve bu sorulara yetkililerin cevabı yürek yakan cinsten.
Savaş yolcularının dile getirdiği eksikler, ilgisizlikler, kıyafet konusundaki serzenişler, kış mevsimi endişesi…
Ve yetkililerin çaresizliği, samimiyetten uzak, yürek yakan cevapları.
Binlerce insan oyuna değil, ölüme gidiyor, şaka mısınız siz?