BARIŞ İÇİNDE YAŞAMAK

KEÇ-I Süleyman Yavuz

Savaşsız bir dünya düşlemek, günümüz için belki bir ütopyadan başka bir şey olmayabilir. Bunca kana, dehşete rağmen sığamıyoruz yer küreye.

Hani bir deyim vardır; ”yedi derviş bir posta sığmış. İki imparatora dünya az gelmiş”.

Hiç değilse ufak, akraba ve komşu halklar arasında olmasın dileğimiz, temennimiz. Ancak nafile. Üç günlük ömrümüzde bir yığın güzelliklerden mahrum kalmaktayız bu kısır döngü çatışmalardan, savaşlardan, huzursuzluklardan olumsuz etkilenmekteyiz.

Doksan bir yılının ortaları gibiydi, nihayet düşlerim gerçeğe dönüşecek anavatanıma ayak basacak, atalarımın topraklarında yürüyecek, suyundan içecek, havasını teneffüs edecek ve oradan bir avuç toprak getirip babamınkabrine serpecektim. Ruhunu şad etmekti tali düşüm.

Çok güzel bir güzergah vardı o yıllarda, şimdi hala kullanılamamasından ötürü içim burkulur. Hayıflanırım o güzelliklerin görülememesine.

Kara yoluyla Hopa Kemalpaşa’ya kadar gidilir, sınır geçildikten sonra ilk durak Batumi’dir. Oradan tekrar bir vasıta ile ver elini Tiflis, güzel kenttir Tiflis. Bir aktarma daha yapılır doğru Vladikavkaz üzeri Nalçık.

Yazarken de anlatırken de kısadır bu yol ancak gidildiğinde anlatılamaz bir güzellik sergiler. Terek vadisinin inanılmaz güzelliği görülmeden olmaz, hele Kazbek dağının ihtişamı bir başkadır, ağabeyi Oşhamafe’ye bende buradayım der gibi, bir yandan kardeşi Ararat’a (Ağrı) sende gör, gibi bakar dört bir yana.

Tüm dileğim bir gün bölgeye huzur ve barış gelir, bu güzelliklerden mahrum kalmayız üç günlük dünyada.

Baba, ruhun şad olsun bir avuçta olsa vatan toprağının altında yatmaktasın.