BEYİN FIRTINASI: ANADİL(İN)DE EĞİTİM

Ali İhsan Aksamaz

Gazeteci Oral Çalışlar, ‘Posta Gazetesi’ndeki 18 Eylül tarihli makalesinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun (DPI) ‘Democratic Progress Institute’/ ‘Demokratik Gelişim Enstitüsü’nün 16 Eylül’de düzenlediği tele-konferans  ‘yuvarlak masa’ toplantısına katıldığını duyurdu. Bu ‘yuvarlak masa toplantısı’na Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra CHP’li diğer ‘ağır toplar’dan bazıları da katılmış;  Selin Sayek Böke, Ünal Çeviköz, Levent Gök, Yüksel Taşkın. Birçok gazeteci, akademisyen, STK temsilcisinin de katıldığı ‘program’da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, önce ‘güncel Türkiye tablosu’nu çizen kısa bir konuşma yapmış. Ardında da ‘yuvarlak masa toplantısı’ soru- cevap şeklinde devam etmiş. ‘Program’ toplam iki saat kadar sürmüş. Katılımcıların sayısı da altmış civarındaymış. Kemal Kılıçdaroğlu, bu ‘yuvarlak masa toplantısı’nı ‘beyin fırtınası’ olarak nitelemiş.

DPI’nin düzenlediği ‘yuvarlak masa toplantıları’nda konuşulanların basına ve kamuoyuna duyurulmaması gibi bir teâmül bulunmasına rağmen, Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşması ve sorulara verdiği cevaplar ‘bir şekilde’ açığa vurulmuş. Gazeteci Oral Çalışlar da, Kemal Kılıçdaroğlu’nun açığa vurulan bu açıklamalarını on madde halinde okuyucularına duyurmuş.

Oral Çalışlar, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun söylediklerini yorumsuz olarak köşesinde aktardı.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘anadil(in)de eğitim’ konusunda söyledikleri birçok bakımdan ‘oldukça ilgi çekici’.

Bu makalede Kemal Kılıçdaroğlu’nun  ‘anadil(in)de eğitim’ konusunda bu son söylediklerini kısaca değerlendireceğim. Ancak öncelikle Oral Çalışlar’ın Kemal Kılıçdaroğlu’na atfen köşesinde aktardıklarını buradan da paylaşmakta fayda var.

Kemal Kılıçdaroğlu, ‘anadil(in)de eğitim’ konusunda şöyle diyor:

“Kürt meselesinde 2015 yılında “22 soru 22 cevap” şeklinde bir program açıkladık. Orada bir eksiğimiz vardı: Anadilde eğitim. Bu konuda konunun uzmanlarıyla, Kürt aydınlarının da katılımıyla değişik toplantılar yaptık. Dünyadaki uygulamaları inceledik. Çocuğun ilk iki veya üç okul yılında eğitimini asıl olarak anadilde yapması, paralel olarak resmi dili de öğrenmesi, üçüncü veya dördüncü sınıfta resmi dile geçmesi, bir çözüm yolu. Kürt meselesinin çözüm yeri, meclistir. Özellikle bu sorunun çözümünde aydınların desteğine çok ihtiyaç bulunuyor. Evet bu sorunu biz çözeriz.”

Kemal Kılıçdaroğlu, DPI’nin tele- konferansında kendisine yöneltilen soruları da cevapladı

Hâlbuki CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘anadil(in)de eğitime’ ilişkin olarak daha önce şunları da söylemişti:

“Anadilde öğretime sıcak bakıyoruz, vatandaşlar anadilini öğrenebilmeli. Ancak anadilde eğitimin bugün için çözülebilecek bir sorun olduğuna inanmıyoruz. Herkes anadilini öğrenmeli. Anadili yasağının kalkması için ilk teklifi veren de biziz. Ama anadilinde eğitim toplumu böler. Bizim görüşümüz bu. Türkiye’nin tek bir resmi dili olmalı. O da Türkçedir. Herkesin inancı ve kimliğine saygılıyız ama bunların politikada kullanılmaması gerektiğine inanıyoruz.” (Gazete Vatan/ 3 X 2013)

Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığındaki CHP,  2015’de “22 soru, 22 cevap” CHP’nin Türkiye’nin Kürt Sorununa Bakışı Çözüm Çerçevesi” başlığıyla bir ‘rapor’ hazırlamıştı. Şimdi ise Kemal Kılıçdaroğlu, 2015’te yayınladıkları bu ‘rapor’da ‘anadil(in)de eğitim’ konusunda eksikliklerinin bulunduğunu dile getiriyor.

Aslında yukarıda aktarılan söylem ve değerlendirmeleri Kemal Kılıçdaroğlu’nun çelişkilerini gözler önüne sermekle kalmıyor, ‘konu’nun geçmişine ve bugününe ilişkin somut bilgiye ve ‘konu’yu çözmeye yönelik donanıma sahip olmadığını da gösteriyor.

Öncelikle belirtmekte fayda var; Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘konu’yla ilgili olarak kullandığı ‘anadil(i)’, ‘anadil(in)de eğitim’, ‘anadil(in)de öğretim’ vb. terimler birçok bakımdan oldukça sorunlu.

Kemal Kılıçdaroğlu, DPI’nin ‘yuvarlak masa toplantısı’nda ‘anadili’ konusunu geçmişi ve bugünüyle değil, önümüzdeki yıllarda ilkokula başlayacak çocuklar açısından değerlendiriyor ve önerilerde bulunuyor. Ancak Kemal Kılıçdaroğlu, Kürtçe diyemiyor, ‘anadili’ diyerek Kürtçeyi işaret ediyor ve ‘konu’ya şöyle yaklaşıyor:

Çocuğun ilk iki veya üç okul yılında eğitimini asıl olarak anadilde yapması, paralel olarak resmi dili de öğrenmesi, üçüncü veya dördüncü sınıfta resmi dile geçmesi, bir çözüm yolu.”

Kemal Kılıçdaroğlu, anadili Kürtçe olan ve hiç Türkçe bilmeyen ilkokula başlayacak çocuklar için böyle bir öneride bulunuyor olmalı. Ancak anadili Kürtçe olan ve hiç Türkçe bilmeyen bu okul çağı çocuklarının sayısı ve yaşadıkları yörelere ilişkin elinde güvenilir bir istatistikî veri bulunmadığı da açık. Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu önerilerinin hangi yetişmiş öğretmen ve diğer personelle gerçekleştirileceği de cevapsız kalıyor.

Etnik aidiyeti ne olursa olsun, günümüz okul çağı çocukları için yapılan ‘anadili’ tanımlaması, yüzyıl öncesinin, hatta otuz yıl öncesinin okul çağı çocukları için yapılmış ‘anadili’ tanımlamasından oldukça farklı.  Kemal Kılıçdaroğlu, bu konuyu ıskalıyor. Kemal Kılıçdaroğlu; asimilasyon, ekonomik ve sosyal entegrasyon, eğitim- öğretim ve kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması sonucu günümüz Türkiyesi okul çağı çocuklarının ‘anadili’nin artık çok büyük ölçüde Türkçe olduğunu da ıskalıyor.

16 Eylül 2018: Çerkes aydınlarının 2. ‘TRT- ÇERKES’ Kayseri mitingi

 

Kemal Kılıçdaroğlu, ‘anadili’ diyerek yalnızca Kürtçe’ye işaret ediyor.  Hâlbuki ‘anadili’ kavramıyla yalnızca Kürtçeye işaret etmesi oldukça yanlış bir yaklaşım. Zazaca da, Çerkesçe de, Lazca da, Pomakça da, Abazaca da, Gürcüce de, Süryanice de ‘anadili’dir. Kemal Kılıçdaroğlu, bu tanımıyla Türkiye’nin diğer ‘anadilleri’ne karşı negatif ayrımcılık yapmış duruma düşüyor.

21 Ocak 2015: Zaza aydınlarının Diyarbakır TRT önündeki ‘TRT- ZAZA’ talebi

Kemal Kılıçdaroğlu, açıklamalarında ‘anadil(in)de eğitim’  ve ‘anadil(in)de öğretim’ kavramlarını da kullanıyor. Ancak bu kavramlara hangi anlamlar yükleyerek kullandığı da müphem. ‘Anadilinde eğitim- öğretim’ ancak ‘anadili’ni bilen çocuklara verilebilir. Hâlbuki günümüzde Kemal Kılıçdaroğlu’nun kastettiği anlamda ‘anadili’ni bilen okul çağı çocuklarının sayısı ve coğrafî dağılımı konusunda mevcut bir istatistikî veri kesinlikle bulunmamaktadır.  Üstelik günümüzde Türkiye’de Türkçe dışındaki bir başka ‘anadili’nde eğitim- öğretim yapma imkânı bulunmamaktadır. Çünkü bu anadilleri bugüne kadar ‘çok farklı sebeplerden dolayı’ stardart birer dil haline gelememişler. Ayrıca bu anadillerini öğretecek personeli yetiştirecek devlet kurumları da yine bugüne kadar ‘çok farklı sebeplerden dolayı’ Türkiye’de oluş(turula)mamıştır.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun bütün bu gerçekleri bil(mey)erek ‘anadilinde eğitim’ vaadinde bulunması, anadili Kürtçe olan vatandaşların oylarına talip olduğu, fakat anadili Zazaca, Çerkesçe, Lazca, Pomakça, Abazaca, Gürcüce ya da Süryanice olan vatandaşların oylarına talip olmadığı anlamına da gelmektedir.

16 Ocak 2009: Laz aydınları TRT Genel Müdürlüğüne ‘TRT-LAZCA’ için dilekçe verdi
16 Ocak 2009: Laz aydınları TRT Genel Müdürlüğüne ‘TRT-LAZCA’ için dilekçe verdi

Kemal Kılıçdaroğlu, “Anadili yasağının kalkması için ilk teklifi veren de biziz,” diyor. Bu konuda da yanılıyor olmalı. DSP-MHP-ANAP Hükümetinin hazırladığı ‘Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun’un yürürlüğe girmesinin ardından, ‘Türk Vatandaşlarının Günlük Yaşamlarında Geleneksel Olarak Kullandıkları Farklı Dil ve Lehçelerin Öğrenilmesi Hakkındaki Yönetmelik’ ve ‘Türk Vatandaşlarının Günlük Yaşamlarında Geleneksel Olarak Kullandıkları Farklı Dil ve Lehçelerde Yapılacak Radyo ve Televizyon Yayınları Hakkındaki Yönetmelik’ de yürürlüğe girdi. Bunun da ardından da Ak Parti Hükümeti döneminde TRT; Boşnakça, Arapça, Kırmançi, Çerkesce ve Zazaca radyo- televizyon yayınları 7 Haziran 2004 tarihinde başladı. Devlet okullarında ‘seçmeli anadili dersleri’ uygulaması da, ‘TRT-Kurdî’nin 7/24 yayınları da AK Parti Hükümetleri döneminde gerçekleşti. CHP, aynı dönemde hem Zaza aydınlarının hem Çerkes aydınlarının hem de Laz aydınların ‘TRT- ZAZA’, ‘TRT- ÇERKES’ ve ‘TRT- LAZ’ taleplerine kulaklarını tıkadı. Kemal Kılıçdaroğlu, ‘anadili’ diyerek yalnızca Kürtçeyi işaret ediyor ve Zazaca, Çerkesçe, Lazca, Pomakça, Abazaca, Gürcüce ve Süryaniceyi yok saymış oluyor.

Aslında ‘anadili’ konusu ülkemizdeki mayınlı alanlardan bir tanesi. Kemal Kılıçdaroğlu, bu alana hiç girmemeli. Kemal Kılıçdaroğlu’nun bugün Genel Başkanı olduğu CHP’nin bütün anadillerine karşı geçmişteki uygulamalarını öğrenmesinde fayda var. Bu konuda CHP arşivi de oldukça ‘zengin’.  (1 X 2020)