BÜYÜKLERLE GENÇLERİN KAVGASI

YEMUZ Nevzat Tarakçı
27.10.2018

Kültürel bilince sahip herkesin uykusunu kaçıracak bir sorunla karşı karşıyayız.

Yılların birikmiş ihmaliyle beslenen bir sorun bu.

Dağ gibi adeta.

Bu sorun mutlaka çözülmeli.

Çözüm için herkes üzerine düşen görevi yapmalı.

 

BÜYÜK ve KÖKLÜ SORUN

Nedir bu büyük problem?

Problem şu:

Toplumumuzda, özellikle derneklerimizin pek çoğunda yıllardır sessiz ve derinden bir nesil çatışması yaşanır.

Taraflar belli.

Yetişkinler ve gençler.

Neden çatışır bu iki kanat?

Nasıl çözülür bu sorun?

 

BÜYÜKLER GENÇLERE GÜVENMİYOR MU?

Toplumumuzu derinden sarsan bir sorun bu.

Biraz egonun, biraz da yetişme tarzının ürünü bir durum.

Umursamazlığın, vurdumduymazlığın tetiklediği bir olay!

Yaşlı ve gençler arasında sessiz ve derinden yaşanan adı konulamamış sorun!

Çoğu kişinin hissetmediği, hissedenlerin çok da önemsemediği sinsi sorun!

Buna, nesil çatışması da diyebiliriz.

“Yaşlıların, gençlere güvenmeme” sorunu da diyebiliriz.

“Gençlerin yaşlılarla diyalog kuramama” sorunu da…

 

FATURASI GENÇLERE KESİLEN SORUN

Yıllardır gücümüzü zayıflatan,

Enerjimizi tüketen,

Büyükleri üzen,

Gençleri ötekileştiren,

Yeni nesli kültürden soğutan, toplumdan uzaklaştıran bir sorun bu!

Sonunda faturası gençlere kesilen bir sorun.

 

GÜVENSİZLİK SORUNU

“Ben bilirim!” sorunu.

35-40 yaşındaki kocaman adamları çocuk sayma sorunu.

“Bu işler çoluk çocuk işi değil!” söylemi sorunu.

Kültürel gücü, sosyal sinerjiyi zayıflatan hatta tüketen bir sorun.

Deneyimli yetişkinlerin, dinamik gençlerle birlikte hizmet üretmesini engelleyen bir sorun.

 

BU SORUN NEDEN ÇÖZÜLEMİYOR

Acaba bu sorunun farkında mı değiliz?

Yoksa çözme iradesini mi gösteremiyoruz.

Thamade merkezli toplum oluşumuz mu çözüme engel?

Yetkililer mi iradesiz?

Bilmem ama olan topluma, kültüre oluyor.

Hizmet, kısırlaşıyor.

Toplum ayrışıyor.

Gençler büyüklerinden uzaklaşıyor.

 

ÇÖZÜMÜN DEĞİL SORUNUN PARÇASI OLANLAR

İşin en acı tarafı nedir biliyor musunuz?

Ne yazık ki çoğu zaman “sorun” u çözmesi gereken zevatın “sorun” un parçası olması.

 

“BEN BİLMEM ‘THAMDE’ BİLİR!”

Bakın, 40 yaşındaki enerji dolu genç(!) ne diyor:

Yaşım ve tahsilim ne olursa olsun, ben büyüklerin yanında susarım, konuşmam.

Ben bu yaşıma kadar bunu öğrendim.

“Ben bilmem, thamade (Yaşça büyükler) bilir!”

Ben Çerkes’im, bana böyle anlattılar, böyle öğrettiler!

Ben böyle bilir, böyle yaşarım!

Yaşım daha 40, ben büyüklerle nasıl konuşayım, onlara nasıl görüş bildireyim?

Ben Çerkes’im, ben haddimi bilirim!

Genç beyin mi dedin?

Enerji mi dedin?

“Geç onları!”

Ben, iyi Çerkes olma çabasındayım, bu yüzden ben hep dernekte masa sandalye taşırım, düğünlerde çatal, kaşık!

Ben görevimi yaparım.

Ben susarım!

 

ÇÖZÜM

Bu nesil çatışması bitmeli.

Büyükler gençlere güvenmeli.

Gençler, daha fazla görev talep etmeli.

Gençler daha çok söz sahibi olmalı.

Genç beyinler daha fazla sorumluluk almalı.

 

GÜNAYDIN BEYLER!

Çok tuhaf şeyler değil mi şu yukarıda anlatılanlar.

Ama daha da tuhaf olanı, yıllardır yazılıp çizilen, anlatılan bu büyük sorunun, bazı yetkililerce yeni yeni algılanıyor olması.

Günaydın beyler!

Gün doğmadı mı?

Biraz erken olmadı mı?