ÇERKESLER

Adem Tok

Önsöz

Batı Kafkas Sıradağları’nın eteklerinde ve Terk ile Kuban nehirleri yataklarına dek uzanan bayır ve vadilerde oturan kavim. Çerkeslerin ne zaman Kafkasya’ya geldikleri tam olarak bilinememekle birlikte eldeki bulgular Çerkeslerin tarihinin MÖ 6000 yıllarına kadar uzandığını göstermektedir.

Çerkeslerin Avrupa’da yaşamış vahşi kavimlerle ilgileri olmadığı gibi, Asya’dan gelen Moğollarla da bir ilgileri yoktur. Kafkasya’nın en güzel ve en mükemmel giysili, soylu bir ulustur. Eski zamanlardan beri Kafkasya’yı işgal eden devletlere bağlı olmak zorunda kalan Çerkesler büyük bir devlet kuramamışlardır. Ancak hiçbir ulusun yönetiminde de kendi dil ve kültürlerini kaybetmemişlerdir. Çeşitli gruplar halinde yaşayan Çerkes kabilelerinin en önemlileri Abzegh ya da Abadzeh, Bjedugh, Shapsugh, Natukuay, Temirgoy, Besleney, Hakusi, Kabardey’dir. 

Tarih

Çerkeslerin Kafkasya’daki varlığı MÖ 6000’lere değin dayanır. MÖ 3000’lerde tarım ve hayvancılığın yanı sıra bakır madenini kullandıkları, seramik eşya ve daha sonra da tunçtan aletler yaptıkları bilinmektedir. Sindo-Moet olarak adlandırılan kavimlerden geldiği kabul edilen Çerkesler, MÖ 6yüzyılda kuzeyde İskitlerle, Karadeniz kıyısında da Yunanlılarla komşuydular. İskitler ve Yunanlılarla kurulan ilişkiler, ekonomik ve kültürel gelişmenin yanı sıra Çerkes kentleri ve yazısının ortaya çıkmasını sağladı.

MÖ 5.yüzyılda merkezi Gorgippa (bugün Anapa) olmak üzere Bosporos Krallığı’nın yanı başında kurulan Sind Krallığı, varlığını iki yüzyıl kadar sürdürdükten sonra Bosporos Krallığı’na katıldı. Boshoros Krallığı’nın MÖ 3.yüzyılda ekonomik ve askeri çöküş sürecine girmesinden yararlanan İskitlerin izleyicisi Sarmatlar MÖ 2.yüzyılda Kuzey Kafkasya topraklarını ele geçirdiler. Çerkesler Sarmatları ancak MS 1yüzyılda Maniç ırmağının kuzeyine sürmeyi başarabildiler. Sarmatlardan sonra 4. ve 5.yüzyıllarda Alanlar ve Hunlar geldi. Hun saldırıları sonucu kıyı kentleri ve deniz ticareti yok oldu ve Çerkesler verimli topraklarının hemen hepsini yitirdi.

1220’de Kafkasya’yı istila etmeye başlayan Moğollar Çerkeslerin bir bölümünü ve Alanların tümünü yok ettiler. Bunu izleyen Altın Orda saldırıları sırasında topraklarının büyük bir bölümünü yitiren Çerkesler, buna karşılık Alanların bazı topraklarını ele geçirdiler. Kuban ırmağı boyunca uzanan bu yeni topraklar üzerinde 14.yüzyılda Kabardey bölgesi oluştu. Altın Orda devletinin yıkılmasından sonra daha önce yitirdikleri toprakların bir bölümünü geri alan Çerkesler bu kez de Kırım Hanlığı’nın saldırılarına hedef oldular. Kırım Hanlığı’nın Çerkesleri ağır bir vergiye bağlaması Çerkeslerin Rusya’ya yaklaşmasına yol açtı. Bu zorunlu yakınlaşma Rusya’nın Kuzey Kafkasya’yı barışçı bir biçimde kolonileştirmesini de beraberinde getirdi. Çerkes-Rus dostluğu 18.yüzyıla değin sürdü.

Osmanlı Devleti’nin Rusya ve Avusturya ile girdiği savaşlara son veren 1739 Belgrad Antlaşması ile Kabardey bölgesi bağımsız hale getirildi. Rus yayılmacılığından kaygı duyan Çerkesler, 1768-74 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Osmanlı’nın yanında yer aldılar. Ama savaş Rusların zaferi ve Kabardey bölgesinin bağımsızlığını kaybetmesiyle sonuçlandı. Bu arada Kırım’ı ve Kuban Irmağı’nın kuzeyindeki Çerkes topraklarını egemenliği altına alan Gürcistan’ı koruma altına alan Ruslar, Mozdok’tan başlayıp Kuban Irmağı’nın kuzeyinden Karadeniz’e ve Tereke Irmağı’nın kuzeyinden Hazar Denizi’ne uzanan sağlamlaştırılmış bir hat oluşturdular. Kuzey Kafkasya halkları buna tepki olarak Imam Mansur önderliğinde ayaklandılar ve

1787-1791 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Osmanlıların yanında savaştılar. Ama savaş Rusların Kerç Boğazı’nın denetimini ve Anapa’yı ele geçirmesiyle sonuçlandı.

1829 Edirne Antlaşması ile Osmanlılar Çerkesya üzerindeki haklarından Rusya lehine vazgeçti. 1838’de Çerkeslerin elindeki Soçi ve Tuapse limanlarını ele geçiren Ruslar iç kesimlere doğru yeni kaleler ve karakollar inşa etmeye başladılar. Egemenlik alanı gitgide daralan Çerkesler Ruslara karşı mücadeleye giriştiler. Dağıstan ve Çeçenya’da Ruslara karşı mücadele eden Şeyh Şamil, Çerkeslerle birleşmek için 1846’da Kabardey bölgesine gitti ama bu birleşme olmadı. 1848’de bu kez naibi Muhammed Emin bölgeye gönderildi.1853-1855 Kırım Savaşı sırasında Çerkesler Novorssiysk kentini ve Taman Yarımadası’nın bir bölümünü Ruslardan geri aldılar. Şeyh Şamil’in 1859’da teslim olmasından sonra Rus Hükümeti Çerkesleri topraklarindan çıkarma kararı aldı ve ilk Çerkes göçü başladı.

1862’de harekete geçen Ruslar, Çerkes köylerini basıp yakmaya, geri dönüşü olanaksızlaştırmak için de tarlaları tahrip ederek halkı Karadeniz kıyısına doğru itmeye başladılar. Mayıs 1864’te Ruslar Soçi ve Tuapse kentlerini işgal ettiler. Çerkesya bu tarihten başlayarak Çerkes nüfusundan arındırıldı. Yalnızca kıyıboyu Shapsugh’da küçük bir Çerkes nüfusunun (bugünkü Adigeler) kalmasına izin verildi. Asıl Çerkes nüfusu ise Osmanlı topraklarına göç etmek zorunda bırakıldı. Gemilere bindirilen Çerkesler, Karadeniz’in Anadolu kıyılarındaki limanlara, İstanbul, İzmit, İzmir, Ege Adaları, Rodos ve Kıbrıs’a çıkarıldı. Bir bölümü de Burgaz, Varna ve Köstence’ye götürülerek Balkanlar’a yerleştirildi. Göç sırasında açlık ve salgın hastalıklar yüzünden çok sayıda Çerkes öldü. Anadolu’ya göç ettirilen Çerkeslerde yoğun olarak Orta ve Batı Karadeniz, Kuzeybatı, Batı, İçbatı ve Orta Anadolu’ya yerleştirildiler. Göç ve yerleştirme giderleri Osmanlı Hükümeti’nce karşılandı. 1830’da 1 milyonun üzerinde olduğu tahmin edilen Kafkasya’daki Çerkes nüfusu savaşlar ve göçten sonra 145 bine düşmüştü.

27 Şubat 1917’de Çerkes halkını anavatanlarından süren Rusya çarlığı çöktü ve Çar II. Nikola tahttan indirildi. Bundan sonra ilk olarak Kuban ve Terek yönetim birimlerinde temsil edilen Çerkesler özerklik istediler. Ve Ekim 1917 Devrimi’nden sonra Dağıstan ve Terek’te yaşayan Kuzey Kafkas halklarını temsil etmek üzere 1 Aralık 1917’de Vladikavkaz’da (bugün Orkonikidze) kurulan Terek-Dağıstan Hükümeti’ne katıldılar. Bu hükümetin, Sovyetleri tanımayan Kuban ve Don yerel hükümetleri ile birlikte oluşturduğu Güneydoğu Birliği’nin yönetimi Mart 1918’de Sovyetlere geçti. Sovyetlere karşı çarpışan general Denikin 1919’da Terek ve Kuban’ı ele geçirdiyse de, Sovyetler Mart 1920’de duruma yeniden egemen oldu.

Kasım1920’de Rus SSC’ye bağlı Dağıstan ve Daglı ÖSSC kuruldu. Dağlı ÖSSC içinde bir ulusal il (okrug) oluşturan Kabardey Çerkesleri, 1 Eylül 1921’de Dağlı ÖSSC’den ayrılarak Kabardey özerk yönetim birimini (oblast) kurdular. 1922’de de Kabardey-Balkar, Karaçay Çerkes ve Adigey özerk yünetim birimleri kuruldu. Daha sonra Karadeniz kıyısında Shapsugh Ulusal il (okrug) oluşturuldu. 5 Aralık 1936’da ise bugün Çerkeslerin büyük bir bölümünün yasadığı Kabardey-Balkar ÖSSC kuruldu.