DAHA NESİ VAR?

KEÇ-I Süleyman Yavuz

Ana sayfada Kuban beyin ‘Çerkesler Yolun Ortasından mı yürür?’ yorumunu okuyunca 60-70 yılların anıları canlandı hafızamda.

Yolun ortasından gitmenin bir başka perspektifi vardı zamanın Düzceli Adige delikanlılarında.

Bir omuz bir tarafa kayık, diğeri ters tarafa dikine kalkık, ceket baş parmakla omuza asık, on dörtlü (tabanca) gömleğin altında, belden alabildiğine ben buradayım derdi. Yolun tam ortasından gider, sanki dünyada o anda ondan başka kimse yokmuş gibi tavır içerirdi, hareketleri.

Kızlarımız ve kadınlarımız mini mini etekler, uzun uzun topuklu ayakkabılar giyer; bu hiçbir yanlış anlaşılmaya neden olmazdı. Her Salı sinemalara kadınlar matinesine gidilir. Ailece yaz akşamları çay bahçelerinde oturulurdu.

Daha neler neler…

İşte o zamanlarda, bu delikanlılarımızdan, değerli ağabeyim Hasan TAYAR’ın babası meşhur Kör Necati bir aile tarafında kız istemek üzere thamade olarak kız evine gönderilir. Bu dünya üzerinde yapılabilecek en son şey olmalıydı halbuki. Kör Necati gözünü budaktan, sözünü dudaktan esirgemez, asabi bir Adige büyüğü.

Hasan ağabeyin hastanede oğlu dünyaya geldiğinde, bir araba dolusu arkadaşı evin önüne gelip birer şarjör boşaltarak vermişlerdi müjdeyi, başka şekli olamazdı Necati amcaya haber verebilmenin.

Derken gider Necati amca kız evine, hal hatır, muhabbet sohbet, girer
konuya ‘Allah’ın emri peygamberin kavli vs vs’ ister kızı.

Kız tarafı sorar Necati amcaya;

– Delikanlının nesi var?
– Evi var.
– Daha nesi var?
– Köyde tarlası var
– Daha nesi var?
– İdare eder bir taksisi var.
– Daha daha nesi var?

İşte filmin tam koptuğu andır, fırlar ayağa.
– Anasının örekesi var. Sizin örekeden başka neniz var?

Necati amca, böyle kız istemişti.