Nart Akhoumsatch
7 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremin 2’nci yıl dönümü vesilesiyle komplo teorileri tekrar gündemi meşgul etmeye başladı…
“Bu depremi Amerika yaptı…”
“Yoksa ne işi vardı Amerikan savaş gemisinin Türkiye’de…?”
“Ve de tam deprem olduğu bir zamanda, bu bir tesadüf olabilir mi…?”
gibi sorular soruluyor ve iddialarda bulunuluyor…
Bu tür yaklaşımların biraz fazla komplo teorisine dayandığını düşünüyorum…
Bir kere Türkiye’nin, Orta Doğu’da İsrail’den sonra Batı’nın en önemli müttefiki olduğunu göz ardı etmemeliyiz…
Batılı emperyalist güçlerin, Türkiye’ye Orta Doğu, Kafkasya ve Balkanlardaki projeleri için ihtiyaçları var…
Suriye, Irak, Afganistan, Libya ve benzeri ülkelerde buna şahit olduk…
Türkiye, Amerika’nın taşeron bir ülkesi olarak Kafkasya ve Balkanlardaki dinci terörizmin en büyük destekçisidir…
Türkiye rejiminin, bütün bu politik ve askerî faaliyetlerinin hepsi de Amerikan çıkarları içindir…
Amerika, böylesine verimli ve de sadık bir müttefikine niye zarar versin…?
Ne Rusya’dan S-400’lerin alınması, ne de Erdoğan’ın Rusya ve Ukrayna arasındaki arabulucu rolünde olması, ne de İsveç sorunu bu müttefikliğe zarar verecek boyutta değildir…
Amerika çok iyi biliyor ki Erdoğan’ın Rusya-Ukrayna çatışmasında arabulucu rolünde olması sadece popülaritesini artırma amacını taşımaktadır; yoksa kendileri istemedikten sonra bu savaşı kimsenin durduramayacağının pekâlâ farkındalar…
İsveç’in NATO’ya girmesine karşı olunmasının da bir değeri yoktu…
Her hâlükârda kabul ettireceklerine eminlerdi…
Bu sebepler Amerika’nın, Türkiye karşıtı ve düşmanı olması için yeterli görülemez…
Hele intikam amaçlı yapay bir deprem yapmasına ihtimal vermek oldukça irrasyonel ve gerçeklerden çok uzaktır…
Bu tarz komplo teorilerinin gündem yapılması, yani ABD’nin Türkiye’ye yapay deprem yapması hikâyelerini aslında AKP’li troller tarafından, AKP iktidarının işine yarayacak ve avantaj sağlayacak şekilde uyarlanmış senaryolar olarak görüyorum…
Gerçekte ne Amerika Türkiye’ye, ne de Türkiye Amerika’ya karşıdır…
Hiçbir zaman da olmadılar…
Aslında dinciler ve milliyetçiler ideolojik olarak Amerikan emperyalizmine karşı olmamalarına rağmen, ezgin bir ulus, gelişmemişlik ve baskı altında olmalarının vermiş olduğu bir duygusallıkla, paradoksal biçimde karşıymış gibi bir duruşları var…
Erdoğan’ın sahtekârca Amerikan karşıtı konuşmaları bütünüyle bu kesime, kendisinin Amerika’ya bile kafa tutan büyük bir lider algısı yaratma isteğindendir…
Utanmadan 23 yıldır, Amerika’nın icazetiyle o iktidarda kalıyor olmasına rağmen…
Sonra deprem bölgelerinde yaşayan Kürt ve Arap Alevi halklarının, ideolojik olarak genelde anti-emperyalist oldukları biliniyor…
Bu durum, Batı emperyalizmi için potansiyel bir hoşnutsuzluk oluştursa da, yukarıda bahsettiğim sebepler ve bu potansiyel hoşnutsuzluk, böyle yapay bir depremin yapılması için yeterli bir sebep olamaz…
Gerçekte, Türkiye bilindiği gibi bir deprem ülkesidir…
Ülkenin %40’ı fay hattı üzerinde bulunmaktadır…
Şimdiye kadar çeşitli bölgelerde defalarca deprem oldu…
Marmara Bölgesi’nde 1999 yılında olan depremden daha şiddetli bir depremin yakın bir tarihte tekrar olabileceği öngörülüyordu zaten…
Sonuç olarak demek istediğim, bütün bu olanlar normal bir süreç olarak da düşünülebilir…
İlla ki altında bir şeyler aramamak gerekir…