GÖREBİLMEK, ANLAYABİLMEK ve DERS ALABİLMEK

Dr. YEDİC Batıray Özbek
15.07.2006

Dünyada en kutsal davranış; suçunu kabul edip, diğerlerinden özür dileyebilmektir. Bu kutsal davranışı kişi, devlet ve devlet adamı olarak gösterebilenler çok azdır.

Amerika kıtasında ‘dinsiz’ olarak ilan ettikleri Kızılderilileri doğranmasına fetva çıkaran Papalık bu kutsal davranışı halen gösterememiştir.

Uzak doğuyu kimyasal ve konvansiyonel silahlarla harabeye çeviren, milyonlarca insanı öldüren, sakat bırakan ABD’leri de bu medeni cesareti gösterememişlerdir.

Medeni cesareti olmayanların sırasına pek çok devletleri koyabiliriz.

Almanya 2. Dünya Savaşı’nı başlatarak tüm Avrupa’yı ateşe ve kana bulamıştı. Yahudileri fırınlarda yakmışlardı. Savaştan sonra kurulan Federal Almanya işlediği suçu kabullenerek tüm Avrupa’dan ve Yahudilerden özür dilemiştir. Bundes Kanzler  W. Brandt, Polonya’da anıtın önünde diz çökerek tüm dünyanın takdirini almıştı.

Daha 66 sene önce bir birlerini boğazlayanlar şimdi dost oldular AB’yi kurdular. Federal Almanya’nın; İsrail, Rusya ve diğer devletlerle  politik ve ekonomik  ilişkileri en üst düzeydedir.

Ya bizler!

142 sene öncesinin ağıtını tutmak ve kan davası peşinde koşmak ne derece bir akıllılık acaba?

Unutmayalım ki, eğer Rusya devleti isteseydi günümüzde Kafkaslarda hiçbir Adige devleti olmazdı.

90’lı yıllarda Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Boris Yeltsin’de bu kutsal eylemi yapmış ve Çarlarca yapılan haksızlığı kabullenerek Kafkas halklarından TV’de yaptığı konuşmayla özür dilemiştir.

Şimdi de Viladimir Putin 22 Haziran 2006 tarihinde 637 nolu kararname ile RF’ye geri dönmek isteyenlere yardımı içeren kanunları çıkardı. Putin’de bu eylemiyle saygınlık ve taktir toplamaktadır.

Kendisine teşekkür ederiz.

Peki bu kanundan Adigeler yeterince faydalanacaklar mı?

Ben sanmıyorum.

Çerkesler k…..da ondan…

Biz konuşmasını severiz.

Biz habbeciği, kubbecik yaparız.

Biz hayalleri severiz.

Biz dedikoduyu çok severiz. (1)

Biz olmayacak duaya hep ‘amin’ deriz.

Biz işleri yokuşa sürmesini severiz de ondan.

Hani bir makas hikayemiz var ya. Suya atmışlarda boğuyorlarmış, yine de ellerini çıkarmış parmaklarıyla makas gibi yapıyormuş.

İnşallah yazdıklarım yanlış çıkarırlarda herkesten özür  dilemek zorunda kalırım.

(1) Theophil Lapinski de bu hastalığımıza dikkatimizi çekmektedir.