“KENDİ HALİNDE BİR ŞAİR”İN ŞİİRLERİ -1

POET/RY BRUT / Suna’ya Şiirler…

(…)

17. (Yahut: ŞAİR VE ANEKDOT)

Kulağı bükülü sayfalar biriktiririm ben
Hüzünleri peşin alır vadeye veririm sevinçleri
Akşam Safaları
Cam Güzelleri
Hanımeli Narçiçeği
Çocuklar
Kadınlar
İyi İnsan
Aklınıza ne gelirse Çiçek’ten…
Kırmızı Gül takmam ki yakama
Ner’den çıkardınız!
Kurutur saklarım “şair”e lazım oluyor
“Suna’lı Aşklar”da
Yine de hepsi şahidimdir…


  1. Sorgulayan gözleriyle uyanırım kız çocukların
    Kundaktaki kardeşimle geziniriz
    Yürür O
    Hatta Apollo’nun -Ay’a- indiği akşam
    Bir Göl Kenarı’yla da yürümüştük
    Kıyıya gelmişti Göl
    Sohbette kusur etmemiştik ikimiz
    Parmaklarını çıtlatmıştım F’ nin
    O da beni askıya bırakıp
    Giysilerimle sevişmek isterdi hep
    Neresi tuhaf…
    Fantezi işte!

Kızılderili ve zenciler dostum olur tanışmadan
Adige Kız…
Kafkasyalı’ya bayılırım yalan yok!
Castro’nun çocukları…
Vietnam Kore
Ne kaldı ki bütüüün mazlum dünya
Arjantinli Anne’de tüylerim diken diken
Anadolu Anne’nin el içleri çatlak olur
Ev içleri de
Şu zamansız evlat yitimleri…

Söylemiştim
Kulağı bükülü sayfalar biriktiririm ben
Merak işte…
Onlardan söylüyorum bir yanlışlık olmasın
Kestiğim gazeteler kaybolur
Arşivleme işinde mütereddit ve beceriksiz midir her “şair”!
Bilmiyorum…
Yine de hepsi şahidimdir


  1. Herkese Günaydııın!
    Ben Açıyba
    “Kendi Halinde Bir Şair” canım
    Aldatmadan yazar
    Yüreğinin patronuyla çizip çıkardığı kitapları
    Semt pazarlarında
    Kırbeşbin civarı satar ellibin’e varmaz!
    Kendine övgüyse övgü ne var!

“Good Afternoon!” karşılığı var mı ki türkçede
“İyi Öğleden So’ralar!”…
“İyi Akşamüzerleri!”…
“Bziyela!” (Abhazca: İyilikle!.. demek)
Hadi o zaman iyilikle olsun…
Sizlere de “İyi Bayramlaaar”!
Çocuk sevinçleri dahil
Hep bir hüzün can sıkıntısı
Hiç sevemedim bayramları
Satılık etmek için yazanları bir de…

Kulağı bükülü sayfalar biriktiririm ben
“Arkadaş Kelâmı” koleksiyonum da var oh olsun!
Ölüm ve Hayat’a dair…
Aşklarımı bir ben bilirim
Bir de ölesiye ketum yarasa’lar…
Yine de hepsi şahidimdir


  1. Gecenin koyağına
    Balkonda bekleyişleri ile yatarım Annelerin
    Babam memurdu
    Şiir bırakmaz!
    Dürter dürteler ne yaparsa yapar dize
    Uykusuzum…
    Metrolarda dahi uyuyamam
    Eh yani tabii ki severim Mavi’yi
    Başım önüme düşmez
    Muhacir turuncu da unutulmasın
    Film şeridi çat… çat… çat… koparır kendini
    Akmaz sularla
    Yosun Yeşil’i koklar da doruktaki
    Bilmem kaç Kaya’yla boğuşur
    Yükseklerden düşer
    Gibi olurum
    Sanki “arkadaş’a yanlış” kokusu alır
    İrkilirim
    Her şehir bir ülkedir
    Hıyanet zamansızdır!

Kaynar kestaneyi avuçlamayınız tencereden
Hadi dayanamadınız
Bir atıp bir tutunuz havada
Sedat Abi’m öyle yapardı…
Kulağı bükülü sayfalardan söylüyorum…
En büyük “star”ları ülkenin Amerika’da yaşar…
“Yufka Bayiler” Tekel’i de hesaba yazar…
Ya şiir de olmasaydı diyerek
“Şair”lere…

(…)

 

  1. Rahat ve dingin bugün de
    Bozuk para… tıngırtısı dahi!
    Bulamazsınız ceplerimde
    Hafif
    Başım ağrıyor
    Önemli değil…
    Hayalin…
    Sıkma baş bir kız çocuğu…
    Güneş…
    Bir de türkü Eroğlu’dan:
    “Çok namazlar öldürürsün
    Çok namazlar kıldırırsın!”
    Geçiyor…
    Cür’etle sorguluyor sanki Hüzün
    Yaşama sevincin

Zeki Müren’i izledim akşam
TRT 1’de
Ölüm yıldönümüymüş
Bir besteciyi oynamak isterdim diyordu
Yaşadığını kâfi görüp
İntihar edeninden…
Olabilir
Ne var ki bunda
Bakışıyla…

Ah Suna…
Vay yılların dostu
Kış mavisi ceketim…
Sana nasıl anlatsam…

Yeni bir hayat satın almalıyım
Sıfır…
Anlıyo’ musun…
Kaça patlar ki!

 

  1. Kesinlikle anormal’im
    Suna…
    Normal ne şey’im oluyormuş
    Asla!

Yıllar sonra buldum:
Normal olma sevdasında bir heves…
Olmuyor yav
Olmuyooor…

Anormal’im Suna…
Seveceksen böyle sev…
Nefret…
Başka!..

Hadi ört beyazlarımı
Kapağını tabutumun
Yol uzun
Üşüdüm…

(…)

 

  1. (Yahut: BİR ANNE HAYKIRDI…)

Bir anne haykırdı Suna, sabahtı…
Öldü diye kız çocuğum kucağımda, çığlık çığlığa
Açlıktan!.. açlıktan!… Açlıktaaan!
Ağlayamıyorum…
Ne olur hüzünlü bir şeyler anlatın
Ağlatın beni!

Bir anne haykırdı Suna, vakit ikindi sonrası…
Üniversitede okuyan yavrum var benim
Çekmeyiniz!.. dedi kameralara
Akşam alacası dağılmış pazaryerinde
Çürük meyve-sebze ayıklıyordu…

Bir anne haykırdı Suna, zifir yarısıydı gecenin
Sabah çayını demledim
Ben koyarım çayımı dedi, anne, sen yorulma
Sana da getirdim bak!
Öptüm kara saçlarını, gözlerini
Dualarla uğurladım
O akşam’ın kollarında ölüm haberi
Kapıyı çalan…

Bir anne haykırdı Suna, güneşliydi gün…
Irak…
Filistin…
Bosna…
Abhazya…
Çeçenya…
Daha niceydi adı…
Bombalarla oynamayın çocuklar
Zaman Baba elbet oyuncaklar getirir
Yakındır…

Anneler haykırdı yeryüzünde Suna, seheriydi Sabah’ın…
Yağlı kurşun
Soluk yüzlü açlık
Kara toprak…
Anladık!..
Ah birer Ak Diyet’miş evlatlarımız
Sizleri doyuramadık ancak
Bizler çoktaaan doyduk!..
Hesabı istiyoruz!..
Hesabı istiyoruz!..
Hesabı istiyoruzzz!!!

 

  1. (Yahut: SUDANLI ÇOCUK ve AKBABA)

Akbaba’ya et verebilirsiniz…
Çocuğu… asla!

Dışarı/n çocuk
Gibi görünsün bırak…
İçinden isyan’ı oyna…

 

  1. (Yahut: MARION’UN HİKAYESİ)

Son’a yakın girmişim
Bir fransız filmi
Sen yoksun!..
Örseli yüreğimde:

Arkadaş yüzü
Su kenarı yüzerek
Geçen kütük
Vurursam evleneceğiz bugün!
Deyişi Kız’a
Ve atış denemesi Delikanlı’nın:
Başarısız…

Siyah araba
Siyah paltolu iki adam
Siyah emelleri
Siyah elleri
Siyah olan … her şey… yaklaşıyor…

Bir kuş…
Patlayan fransız onlu
çığlığı
Arkadaş’a ılık bakış ve kucak
Veda dönüşleri plağın
Okşayan sevgili
El
Olanları seyreden çocuk
Ve kan…

Benden söylemesi Suna
Yazmak istersen
Film müziği gibi
“Film şiiri” de yapılır:
ZEVKLER SOKAĞI