KIBRIS ÇERKESLERİ

TLETSERUK Nahit Serbes
15.02.2010

Yurt dışına ilk çıkışımın ilginç bir öyküsü vardır. Bilindiği gibi Türk Ordusu 1974 yazında Kıbrıs Barış Harekatı’nı gerçekleştirmişti. Kıbrıs’ı çok merak ediyor, durumu görmek istiyordum. Bunun üzerine Kıbrıs’a gitmeye karar verdim. O zamanlar Kıbrıs Cumhuriyeti’nin otonom Türk yönetimi için geçerli olmak üzere çıkarılan özel pasaportları vardı.

Pasaportumuzu alıp 29 Ocak 1975’de öğle vakti Abdullah adlı arkadaşımla beraber Adapazarı’ndan Murat marka otomobille yola koyulduk. İlk gecemizi Afyon’da geçirdikten sonra sabah erkenden yola çıkarak nihayet bineceğimiz İstanbul adlı feribotun kalkmasına az bir süre kala Mersin’e vardık.

Feribot 30 Ocak gecesi hareket etti, ertesi sabah Magosa’ya ulaşıp, aynı gün Lefkoşa’ya hareket ettik. Kuzey Kıbrıs’ın hemen her tarafını gezip görmek için sabırsızlanıyorduk. Girne Kalesine ve ilk çıkartma yapılan yere de gidecektik.

Lefkoşa’da gezerken bazı mağazaların tabelalarında gördüğüm büyük harflerle yazılı Mahmut Çerkes, Mustafa Çerkes, İbrahim Çerkes ve Çerkez LTD. gibi yazılar dikkatimi çekmiş, mağazanın birine uğrayıp “Tabelalarınızda neden hep Çerkez yazıyor?” diye sormuştum “Neden olacak, biz Çerkez’iz de ondan” demişlerdi. İşte Kıbrıs’ta Çerkeslerin olduğunu ilk kez bu şekilde öğrenmiştim.

Aradan tam otuz dört yıl geçtikten sonra geçenlerde bir toplantı için Girne’ye yine gittim. Toplantı sonrası iki gün de Lefkoşa’da kalıp Lokmacı kapısı, Ledra Palas oteli gibi bazı merak ettiğim turistik yerleri gezdikten sonra Rauf Denktaş beyin ofisine gittim. Sayın Denktaş tek katlı, bahçe içinde villa tipi bir ofiste çalışıyordu. Yanında eski Kıbrıs Dışişleri Bakanı ve korumaları vardı. Yanımda götürdüğüm KUŞHA Doğan’ın son CD’si, birkaç kültürel kitap ve Nart dergilerini Rauf beye hediye ettim ve sohbet sırasında kendilerinin Kıbrıs’taki Çerkeslerle ilgili ayrıntılı bir bilgisi olup olmadığını sordum.


Denktaş; esprili, babacan tavırlı ve iyi insan

“Çerkesler Kuzey Kafkasya’dan dünyanın dört bir yanına göç etmek zorunda kalmış bir halk. Başta Kıbrıs olmak üzere Rodos ve Girit adalarına da iskan edildiler. Daha doğrusu bütün Osmanlı coğrafyasına dağıldılar. Benim kayınpederim eczacı Mehmet Münir bey de Çerkes’tir” dedi.


Aydın hanım ve Denktaş

Rauf Bey sözlerini “Kızıma sık sık Çerkes olduğunu hatırlatıp davranışlarına dikkat et şeklinde nasihat ediyorum” diyerek bitirdi. Biz de böylece Ruf beyin eşi Aydın hanımın Çerkes, kızı Ender Denktaş ve oğlu Serdar Denktaş’ın da anneleri tarafından Çerkes olduklarını öğrenmiş olduk.


Sayın Denktaş ile çalışma ofisinde