Nart Akhoumsatch
Özne olarak her ne kadar Alevî toplumunu çağrıştırsa da aslında Ehlibeyt inancı ve ideolojisi geleneğinden gelen Şii toplumu için de bir hüzün ve matem ayıdır Muharrem ayı…..
Önder Hüseyin ve yoldaşlarının, Kerbela’nın o kavurucu sıcağında zalim ve despot Yezit sultanlığı güçleri tarafından günlerce aç ve susuz bırakılarak şehit edilişlerinin acısını ve hüznünü hissetmek ve paylaşmaktır Muharrem ayı orucu…..
Muharrem ayının ilk 12 gününde tutulan bir oruçtur….
Gece saat 24.00’ten ertesi günün akşamına kadardır….
Bilinen Ramazan ayı orucu gibi iftarı ve sahuru yoktur….
Lüks şeyler tüketilmez, yenmez….
Et, bunun başında gelir….
Su bile saf hâliyle içilmez….
Bu ayda, eğlence ve düğün gibi sosyal aktiviteler de yapılmaz….
Kerbela dramı;
zulme, sömürüye ve adaletsizliklere karşı; bir duruşun, bir direnişin hazin bir öyküsüdür…..
Kişilerin dinî kimliklerine takılmamak gerekir…..
O gün, iki farklı dünya görüşünün hesaplaşma günüydü….
Sınıfsal bir kamplaşmaydı aslında……
Kerbela direnişi;
mazlumlar – zalimler, yoksullar – zenginler, köleleştirilmiş halklar – efendiler, özgürlükçüler – diktatörler arasında geçen ve bütün dünya devrimcilerine örnek olacak sembol bir direnişti….
İşte günümüzün Alevî toplumu da, Yezit tiranlığına karşı önder Hüseyin ve yoldaşlarının onurlu direnişlerini destekleyip, uğratıldıkları haksızlık ve acıları paylaşmak amacıyla 12 gün matem orucu tutarak ve o günleri yâd ederek devrimci bir dayanışma eylemi ortaya koymaktadırlar…..
Bu oruç eyleminin özellikleri:
- Bir başkalarına dayatılmaması ve psikolojik baskı altına alınmaması…..
- Farklı inançta olanlara saygıyı ve sevgiyi ihtiva etmesi….
- Kimsenin rahatsız edilmemesi (Ramazan orucunda yapıldığı gibi davul – zurna ile geceleri dolaşılmaz)….
- Bu oruç eylemi anlayışında, yüksek bir ruh hâli ve amacı çok yüce duygular barındırması…..
- Her şeyden önce bir menfaat ve çıkar ibadeti olmaması…..
- Tanrı’nın bir emri olmayıp, dayanışma amacıyla gönüllü yapılan bir oruç olması…..
- Karşılığında tasavvur edilen cennet nimetleri beklenmediği gibi, yapılmadığı takdirde cehennem azabı korkusundan da yapılan bir oruç olmaması…..
Bu orucu tutan Alevî toplumu; tarihten bu yana zalimlere karşı olup, ezilen ve mazlum halkların yanında olmayı erdemlilik bilen, adaleti üstün tutan, özgürlük, sevgi ve barış âşığı hümanist bir toplumdur….
Bu oruç,
Yezit’in zulümlerine karşı çıkanların, önder Hüseyin ve yoldaşlarının uğramış oldukları hukuksuzlukların, acıların, susuzluk ve açlığın fedakârca bir paylaşımıdır…..
Alevî toplumu, bütünüyle mazlumlardan ve haklılardan yana olma düşüncesiyle kendi özgür iradeleriyle yaptıkları insancıl ve fedakârlık eylemidir…..
Muharrem ayı orucu, sembolik de olsa zulme karşı direnişin bir ifadesidir, devrimci bir duruştur….
Selam olsun Alevî kardeşlerime…