NE OLACAK BU ÜLKENİN HALİ

YEMUZ Nevzat Tarakçı

Çocuk ve kadın cinayetleri, mafya hesaplaşmaları, çürümüş, kokuşmuş eğitim sistemi, demokrasi ve hukuk endekslerinde en dibe çakılma, hayatın her alanına yansıyan şiddet olayları.
Çarşı pazarı kavuran ağır ekonomik şartlar, gün geçtikçe artan işsizlik ve toplumda belirginleşen cinnet hali.
“Bu ülkede son bir haftada 73 kişi öldürülmüş, 101 kişi saldırıya uğramış.”
Ancak iç savaş yaşayan ülkelerde yaşanır böylesi feci durum!
Bu şiddet sarmalında nasıl yaşanır?
Bireyleri bu kadar güvensiz, bu kadar moralsiz, bu kadar mutsuz bir toplumda huzur nerede aranır, nasıl bulunur?

EN POPÜLER SORU
Cumhuriyet’in kuruluş yıllarının en popüler sorusu şuydu:
“Ne olacak bu ülkenin hali? Yoksul, eğitimsiz bir halk, endüstri devriminin gerisinde kalmış bir ülke, Rumeli ve Kafkasya’nın verimli topraklarını terk edip daha az verimli Anadolu topraklarına göç etmek zorunda kalan halklar.”
Ya bugün, bugün halkın sorduğu en popüler soru nedir?
Değişen bir şey yok, yine en popüler soru: “Ne olacak bu Türkiye’nin hali?

DAHA BÜYÜK PARADOKSLAR İÇEREN SORU
Bu soruya cevap arayan duyarlı kesim, daha büyük paradokslar içeren bir soru ile karşı karşıya kalıyor.
Düzeltmeye nereden başlamalı?
Önce ekonomiyi mi düzeltsek, değilse eğitimi sistemini düzeltip insan kalitesini mi yükseltsek, yoksa demokrasiyi güçlendirip daha özgür yaratıcı bireyler mi yetiştirsek?
“Çözümler bazen sınıf ekseninde, bazen kültürel kodlarda, bazen dinde, bazen de Batı’da aranıyor.”

ÇÜRÜMÜŞ EĞİTİM SİSTEMİ
Eğitimsiz ve ahlaksız bir halkla huzurlu bir toplum oluşturmak mümkün mü?
Türkiye’de okulların, eğitim ve öğretimin durumu ortada.
Ezberci, dayatmacı, sınav merkezli kokuşmuş bir sistem.
Son 20 yılda kaç eğitim bakanının gelip geçtiğine, kaç defa müfredatın değiştiğine, sistemin nasıl yap-boza döndüğüne bakarsak olayın vahameti daha iyi anlaşılır.
“Gençler, kötü eğitim alıyor ve işsiz. İyi eğitim alanlar bu ülkede durmak istemiyor. Gençlerin ülkeye bağlılığını sağlamak için ‘kasabalı değerleri’ eğitim hayatı boyunca zihinlere boca etmek işe yaramıyor. Gençler iyi eğitim, iş olanağı, iyi ekonomi, adil bir ülke ve ifade özgürlüğü istiyor.”

ÜLKEDEN KAÇAN KAÇANA
“Beklentileri gerçekleşmedikçe halk karamsarlığa sürükleniyor. Ülkede cehaletin bir durum değil tutum olduğu fikrine kapılanlar çareyi ülkeyi terk etmekte buluyor. Eğer cehalet tutum olmaya devam ederse ülkenin sınırlı kaynaklarıyla eğitilen parlak gençler yurtdışına gitmeye devam edecek!”

ADALET ve ASAYİŞTE ÇÜRÜMÜŞLÜK DIŞ POLİTİKADA İSTİKRARSIZLIK
Eğitim, adalet, asayiş başta olmak üzere toplumsal yapıda ciddi bir çürümüşlük yaşanıyor.
“Türkiye’nin dış politikası kuruluşundan beri günümüzdeki kadar yerlerde sürünmedi.”

KİMLİK ve KÜLTÜR ALANINDA ÇOĞULCULUK
“Dünyada kimlik ve kültür alanında çoğulculuk gelişirken Türkiye kendi içinde tekçiliği sürdürmeye devam ediyor.”
“Evet, günümüzde dünyanın birçok ülkesinde etnik, dini, kültürel çoğulculuk egemen kılınmaya çalışılıyor. Ülke toplumunun bir parçası olmasına rağmen inkâr edilen, yok sayılan birçok farklılığın kabul edilip ülkenin toplumsal bütünlüğü içerisinde yer alması sağlanıyor. Türkiye’de ise bunun tam tersi bir yol izleniyor.”

SORUNLAR GÜÇLÜ İRADEYLE ÇÖZÜLÜR
“Türkiye’yi yöneten iktidarlar, sorunun farkında olmalarına rağmen çözüm konusunda herhangi bir irade gösterme cesaretinde bulunmadı. Dolayısıyla her gün biraz daha büyüyen bu sorun, günümüzde iktidarların çözebileceği idari bir sorun olmaktan çıkıp sistemsel bir sorun haline geldi.
Kısacası Türkiye’nin, yüz yıldır uyguladığı politikaları bundan sonra uygulamaya devam edebilme imkânı yok. Dolayısıyla yöneticilerin Türkiye’de bulunan farklı etnik, dini ve kültürel yapıları görmesi ve bu çoğulcu yapıya uygun politikalar üretmesi gerekmektedir. Hepimiz biliyoruz ki Türkiye, yıllardır öğretilen ve anlatılanın aksine içinde birçok farklılığı barındıran çoğulcu bir yapıya sahip.”

BİZ BU ŞİDDET SARMALINDAN NASIL ÇIKARIZ?
Biz, bu şiddet sarmalından sil baştan yenilenmiş sağlam, çağdaş bir eğitim sistemi ile çıkabiliriz.
Biz, eğitim sistemini düzeltip insan kalitesini yükseltmek, ahlaklı bir nesil yetiştirmek durumundayız.
Biz, ahlakın dinden önce geldiğini anlamak zorundayız!
Mücadeleye devam!