SEÇİM ve ÇERKES

YEMUZ Nevzat Tarakçı
02.02.2015

Yalan söylemeyen, dürüstlükten ayrılmayan, basit çıkar hesapları peşinde koşmayan, zarafetiyle dikkat çeken bir toplum Çerkesler.

Bu yüzden olsa gerek, oldum olası siyasete sıcak değiller.

Puşkin’e ait olduğu söylenen bu söz, Çerkeslerin ruh halini ne güzel anlatıyor.

“Çerkesler, tavır itibariyle demokrat fakat kalpleri aristokrattır!”

Bu tutum, bugünün realitesine göre “alkışlanacak bir davranış mı” yoksa “işi bilmemek durumu” mu, bu tartışılabilir.

 

BAKIŞ AÇISI

Vay efendim, siyasiler Çerkesleri yok sayıyor!

Vay efendim, partiler bizi ciddiye almıyor?

Adama sorarlar:

Bak kardeşim, her oyun, kendi kurallarına göre oynanır.

Siz de lütfen siyaseti, siyasetin kurallarına göre oynayın.

Nedir bu afra- tafranız?

Hani parti teşkilatlarında kaç Çerkes var?

Peki siz ne dersiniz?

Biz Çerkesiz, biz farklıyız, biz ancak seçim dönemi siyaseti hatırlarız, geri kalan sürede düğün ve cenazeyle meşgulüz.

Biz, partilere üye filan olamayız!

Ama siz bize vekillik önerin, bakanlık verin!

 

SİYASET ŞART MI?

Aslında siyasetle de siyasetsiz de olmuyor gibi.

Sevmiyoruz siyaseti.

Sevmeyince de olmuyor işte.

Peki, siyasetsiz olur mu?

Olur, neden olmasın?

Demokratik hak ve özgürlük talebiniz yoksa; dil, kültür, gençlik derdiniz olmadıysa, olmayacaksa, olur!

Siyaset, umurunuzda bile olmaz o zaman, “kâfe” dinler oturursunuz.

Düğün, cenaze derken hayat gelir, geçer.

 

SİYASETSİZ OLMAZ

“Ne demek arkadaş, Çerkes toplumunun ‘dil derdi’, ‘kültür sorunu’, ‘eğitim problemi’ had safhada!”

“İktidarlardan acil taleplerimiz var, olmaz olur mu?”

“Bu konuda kararlı ve samimiyiz!” diyorsanız, siyasetin içinde olacaksınız.

İş işten geçmeden hesabınızı çok iyi yapacaksınız.

Vay efendim, dil ailede öğrenilirmiş!

Yok efendim, insan isterse her zorluğu aşarmış, sana konuşma diyen mi varmış!

Gibi öğretilmiş çaresizlikleri aşacak, derdinle dertleneceksin.

O zaman, başını kollarının arasına alacak kara kara düşüneceksin.

Nasıl olacak, diyeceksin.

“Devlet desteği olmadan benim derdim derman bulamaz!” sözünün özünü anlayacaksın.

İnleyecek, sızlayacak, acı çekecek, çözüm üreteceksin!

 

BU SEÇİMİ FIRSAT BİLSEK

Gelin, övünmeye, tartışmaya, moralsizliğe, ümitsizliğe, cesaretsizliğe küçük bir ara verelim.

Bu seçimi fırsat bilelim.

Kendimizi iyi tanıtalım.

Taleplerimizi iyi anlatalım.

 

PEKİ, NE YAPALIM?

Liyakatli adaylarımız, seçilebileceklerini sandıkları bölgelerde inandıkları partilerde sahneye çıksa, toplum olarak bizler de bu adaylara destek verebilsek,

Adayımızın olmadığı diğer bölgelerde parti farkı gözetmeksizin toplumumuzun artı kazanımları için her bölgede en güçlü adaylarla sıkı temas halinde olabilsek,

Bu hassas dönemde, dernekler yoğun tempoya girse,

Özellikle duyarlı kesim, partilerin seçim çalışmalarını fırsat bilse,

Siyasi partiler, Çerkes toplumu ve Çerkeslerin haklı talepleri hakkında bilgilendirilse/ bilinçlendirilse,

Partilerle, adaylarla, Çerkes toplumunun sosyal, kültürel ve ekonomik sorunlarının çözümü hususunda mutabık kalınsa,

Ve seçim sonrasında hizmet üretme noktasında bu sıkı işbirliği sürdürülebilse,

Devamında, olabildiğince devlet desteğiyle kalıcı kültürel çalışmalar yapılsa,

Bu seçimden toplumumuz kazançlı çıkmış olmaz mıydı?

Evet, bu görüş, duygu ve coşku içermediği için pek çok kişiye cazip gelmeyebilir.

Ama ne yazık ki bu işler, hisle, heyecanla olmuyor ki!

Zor da olsa, aklın ve mantığın gereği yapılmalı.

Yoksa seçim gününe kadar coşku, heyecan…

Seçim sonrası fiyasko!

Bu durum incitir hepimizi!

Bize enerji ve zaman kaybettirir.

 

GÖLE BİR MAYA DA BİZ ÇALALIM, ÖYLE Mİ?

Bağımsız aday, bağımsız aday…

Ya tutarsa!

Peki, bir bağımsız vekil kaç oy, yani kaç Çerkes seçmen demek?

Kaçımız bu zor hesabın içinde?

Kaçımız ham hayalin peşinde?

Kaçımız somut gerçeklerin?

Yok eğer biz bağımsız adaylarda kararlıysak Türkiye’deki Çerkesleri adaylarımızın bölgelerinde toplayalım, derim!

Bu da olmaz değil mi?

 

BİRİSİ SEÇİM Mİ DEDİ?

Seçim mi dediniz?

Dil, kültür ve eğitim mi şimdi sizin derdiniz!

Dokunmayın a dostlar, biz yine sohbet, muhabbet, şirinlik modundayız!

Atı alan Üsküdar’ı geçmesin mi diyorsun?

Geçerse geçsin kardeşim.

Yahu ne acayip adamsın sen sigoş!

Yorulduk yahu, hadi bir “kâfe” çal da dinleyelim, dinlenelim!

Wolihhi doğru söylüyorsun!

Seçim de ne Allahini seversen, nereden çıktı bu siyaset!

Yewua pışınavua!