SİMÜLASYON TEORİSİ: BÜYÜK BİR OYUNUN İÇİNDE YAŞADIĞIMIZIN KANITLARI

Faruk Yılmaz
Dünyanın ilk programlanabilir bilgisayarı olan Zuse z1, saniyede iki matematik işlemi gerçekleştirebiliyordu. Modern bilgisayarlar bunu 27 trilyon kat daha hızlı yapabiliyor ve bu başarı, sadece 79 yılda elde edildi. Bilim insanlarına göre bilgisayarların işlem gücü, gelecek yüz yılda birkaç milyon kat daha fazla artacak. Bu durumda çocuklarımızın ve torunlarımızın yaşayacağı dünyayı hayal etmek oldukça zorlaşıyor.
Günümüzde Grand Theft Auto gibi üretilen sanal dünyalar, ayrıntılarıyla birçok insanı büyülemekte ve şaşırtmakta Dolayısıyla Gelecek 50 ila 100 yıl içerisinde, gerçek dünyadan ayırt edilmesi oldukça zor olan oyunların çıkacağı düşünülüyor. Aslında, oyun karakterlerinin gerçekten düşündüğü ve akıllarının bize benzediği sanal evrenler yaratabiliriz.
Bu mümkün. Ama bunu yaptığımızda, o simülasyonda bulunan oyun karakterleri, bir simülasyonda yaşadıklarını asla bilemeyecekler. Bu, birçok açıdan korkutucu. Peki, eğer pencereden dışarı baktığınızda gördüğünüz tüm dünya bir simülasyon ibaretse ve biz insanlar, zaten böyle bir simülasyonun içinde yaşayan karakterlersek ne olur?