KITIJ Cemil Biçer
Diyalektik, eski Yunancada “karşılıklı konuşma”dır ve Batı dilinde tartışma sanatı, münazara, tez-antitezle akıl yürütme anlamında kullanılmıştır. Diyalektik, bir düşünme, araştırma, değerlendirme yoludur ve yöntem olarak karşıt kavramların, zıtların birliği esasına dayanır.
Evreni yüzyıllardır sorguluyoruz, araştırıyoruz. Nasıl oluştuğuna dair sürekli akıl yürütüyoruz. İlk çağ filozoflarından bu yana da hep sorgulanmış. Diyalektik yöntemi benimseyenler, yorumlarını bu zıt kavramlar arasındaki çelişkileri irdeleyerek oluştururlar.
“Karşıt olan şeyler bir araya gelir ve uzlaşmaz olanlardan en güzel uyum doğar. Her şey çatışma sonucunda meydana gelir.” Evren zıt unsurlardan meydana gelmiştir. Bu zıtlıklar arkasında ise bir olan hep durmakta olup, tanrı adıyla anılır. Bütün bu zıtlıklar, “ikiliklerine” rağmen aynı şey olup birin ayrı ayrı yanlarıdır. Yazı başlığında ifade etmeye çalıştığım özdeyişi zıtların karşıtlığını, kavramsal çelişkileri irdelemesi açısından klasik bir örnek olarak önemserim. “Acısı derin olanın gülüşü güzel olur.”
Ulu dedem Kaf Dağı’nın soylu çelik ustası Şpaşigo KITIJ Smayll bu özdeyişi hatıratlarına not düşerken 153 yıl sonra 4. kuşaktan torununun bunları bulacağını biliyor muydu dersiniz?
Kur Korumalı Mevduat Hesabı-
Şer-i hukuka göre nebbaşlık (mezar hırsızlığı) suç teşkil etmiyormuş, devr-i saltanatın ülkeyi ekonomik olarak getirdiği nokta da bu olayın açıklığa kavuşmasında fayda gördüğümden bu yazıyı kaleme almayı bir yurttaşlık görevi addediyorum.
“Kabir hırsızlığının, koruma altındaki bir malı çalmadaki özellikleri taşımadığı görüşünde olan Ebû Hanîfe (ö:150/767) ve İmam Muhammed (ö. 189/805), kabir kilitli bir evde olsa bile kefen soyucuya el kesme cezasının uygulanmayacağını söylerler. Onlara göre, nebbâşa hırsız (sârık) ismi verilmediği gibi, kabirden çalınan şey, hayatta olan bir kimsenin mülkü de değildir. Ayrıca kefen, koruma (hırz) altında da sayılmaz. Diğer yandan hırsızlık cezasının uygulanması için husûmetin (dava) bulunması da gereklidir. Bu ise mal sahibi bulunursa mümkün olur. Bu duruma göre, kabir hırsızlığı günah ise de hırsızlık sayılmaz.”
Ebû Hanife bizim mezhep imamımızdır, söyledikleri imani lafzlardır. Diriden alınacak kan kalmadı, bir deri bir kemik kaldı eyyy ahâliiii.
Kur Korumalı Mevduat hesabı olanlardan %0 vergi alınacak, eğer tasarruf mevduatınız Türk Lirası ise %7 gelir vergisi vereceksiniz. Bunun adı sosyoloji jargonunda NEBBAŞLIK = ÖLÜ SOYUCULUKTUR.
Herkes mezarına sahip çıksın zira geldiğimiz noktanın bir adım sonrası ölü soyuculuktur.