AYI GÖRDÜM ALLAH, AMENTÜ BİLLAH…

KITIJ Cemil Biçer

Gökyüzünde her yeni ay gördüğümde, çocukluğumdan birileri seslenir sisli bir bulut perdesinin ardından, uzansam dokunacak kadar içimde, seslensem koşup gelecek kadar yakın. Hem anneannemin hem de babaannemin huşu ile okuduğu bir dua idi bu. Aslında bir “dua”dan çok anonim bir şiirdi, zaten tüm dualar özünde didaktik bir şiir değil midir?

“Ay gördüm Allah, Amentü billah, Hayırlı aylar olsun Ya Resulallah.”

Bu tekerlemeyi söyledikten sonra bir dilek dilenir ve yakınınızda olan bir sevdiğinizin yüzüne gülünürdü. Bu şiirimsi tekerlemenin bir farklı versiyonu daha vardı ama ben kendi hesabıma hiç terennüm etmezdim. Onu daha ziyade ergenliğe ilk adımını atmış veya atmakta olan “ergen” kızlar ve sivilcelerinden mustarip oğlan çocukları haykırırdı.

“Ay gördüm Allah, Amentü billah, Ay gibi güzel yap beni Allah.”

Hemen akabinde amentü duası okunur ki bu dilek gerçekleşsin… Uğur getireceğine inanılan bir gelenektir, hilal, ay içinde ilk kez görüldüğünde o ayla ilgili iyi dileklerde bulunmak. Dilekte bulunan kişinin yanında uğuruna inandığı, sevdiği birisi yoksa, yanlışlıkla bilmediği ya da sevmediği biriyle göz göze gelmemek için, yakındaki parlak bir şeye, yüzüğe, lambaya bakma adeti vardır. Hatta uğuruna inanılan insanlarla karşılaşana kadar hilale bakmanın ertelendiği bile olur. Şöyle de söylendiği de duymuşumdur:

“Ay gördüm Allah, Amentü billah, Ayların mübarek olsun, Elhamdülillah.”

“Nereden aklına geldi şimdi bunlar?” dediğinizi duyar gibiyim. Az önce TRT FM kanalında Yurttan Sesler topluluğundan Türküler programı vardı. Orada söylenen bir türkünün sözleri çocukluğuma götürdü beni. Türkücü kadın yanık yanık söylüyordu türküyü:

“Kalalıyam kanalı, Bir yar sevdim belalı, Eriyip gitti canım ley, Sana aşık olalı.”

“Ay gördüm Allah, amentü billah, Ne günahım varsa affeyle Allah, Sarhoştum aydım aymaz olaydım, Sana bir söz vermiştim le ben o sözden caydım.”

“Süveregi överler, Damda bulgur döğerler, Bizde adet böyledir le, Öldürmezler severler.”

“El-lah”, aslında Kabe’deki diğer Arap putlarından biri olan ay tanrısı imiş… Muhakkak “öyledir” demiyorum, hatta “büyük ihtimalle inşallah öyle değildir” diyorum. Ancak, ay ve İslam inancı arasındaki yakınlığı (sembolleri, kavramları ve hatta takvimi) aklımıza getirdiğimizde, insanın içine bir kurt düşmüyor değil, doğal olarak. Ayın ilk halini görenlerin “ay gördüm, nur gördüm” demeleri, ”üç Kulhüvallah bir Elham” okumaları ya da ”ay gördüm Allah, amentü billah, çok şükür elhamdülillah” diyerek yanındaki seçtiği bir kişiye veya altın bir ziynete bakmaları. Ve, ilk görülecek kişinin ay yüzlü olması için, bir bebek olmasını dilemeleri, bir toplumsal kültürün inanç sistematiğine sızmasından başka ne ile açıklanabilir?

Bu gece yeni ay görünecek, akşam yemeğinden sonra balkonunuza çıkıp ayı görmeye çalışın ve sevdiğinize sarılın…