YEMUZ Nevzat Tarakçı
13.10.2018
Anlaşılan biz inanmadık, inanmıyoruz.
Dün inanmadık, bugün de inanmıyoruz.
Kültürden dem vururken,
“Gençlik, geleceğimizdir!” derken hiç inanmamışız.
YÜREĞİMİZ BURKULMADI, VİCDANIMIZ SIZLAMADI
Kim gördü bizi kültürel değerler için çırpınırken?
Kim gördü bizi yeni değerler üretirken?
Kim gördü bizi kollarını açmış toplumu kucaklarken?
Ama bizi, ara vermeden dedikodu yaparken, olumsuz eleştirilerle ortalığı yakıp yıkarken herkes gördü!
Kültürel duyarlılık adına neslimizi ne kadar ihmal ettiğimizi düşünüp yüreğiniz burkulmadı, vicdanımız sızlamadı…
Çünkü biz inanmadık!
Bu “yok oluş”, bu “tükeniş “karşısında kalbimiz hiç duracak gibi olmadı.
Çünkü inanmadık!
SAHİ BİZ NEREDEYDİK?
Sahi, birileri güzel şeyler üretirken, iyi niyetliler kıvranırken, gençler çırpınırken biz neredeydik?
Yok oluşa direnenlerin feryadını haykıran makaleler, dergiler, kitaplar okunmayı beklerken neredeydik?
Neredeydik “diriliş” konuşulurken, görev paylaşılırken?
Kocaman yürekli gençler bizden yardım isterken, bu kültürle yetişme arzusuyla hop oturup hop kalkarken biz neredeydik?
Demek ki biz o zaman, inanmadığımız sözleri söylüyor, yüzünüzdeki maskeyle rolümüzü oynuyorduk.
Çünkü biz inanmıyorduk!
Kültürümüze inanmıyorduk!
Gücümüze, toplumumuza, başarabileceğimize inanmıyorduk!
DEĞERLERİMİZE GÜVENMEDİK!
Demek ki sıcacık odamızda elimizde teşbih, demli çayımızı yudumlarken kadehimizi doldururken,
Kültürün öneminden, dilin değerinden dem vururken,
Devletler kurup devletler yıkarken,
“Gençlerimiz!” derken,
Kafkasları kurtarırken… söylediklerimize inanmıyorduk!
Anlaşılan biz; tarihimize, geleceğimize, gençliğimize hiç inanmadık!
“Bu kültür için ne yapabiliriz?” diyerek çırpınan gençlere asla güvenmedik!
Bu dilin gücünü, bu kültürün önemini kavrayamadık!
Yoksa biz, inanmadığınız konularda gönül eğlendirmek için mi ömür tükettik?
Daha da kötüsü biz;
Kültür adamı,
Dava insanı,
Dernek başkanı… sıfatlarını da kullandık.
BİZE YAKILŞAN BU DEĞİLDİ!
Bize yakışan inanmaktı.
Sevmekti,
Üretmekti,
Moraldi,
Güvendi,
Hoşgörüydü
Güzel çalışmaları alkışlamaktı,
Ümitlerim yeşertmek, uzaklara, karanlıklara ışık tutmaktı.
Bize yakışan;
Büyük düşünmek, birlikte başarmaktı!
Oysa biz, yapılan şeyleri hep eleştirdik,
Her daim ideali hançerledik,
Kişilerle uğraştık,
Kırdık,
Döktük,
Biz hep şişkin egolarla benlik ve gurur ekseninde dönüp durduk!
Biz hiç inanmadık!
Siz inananlar,
Siz, bu kültür için samimiyetle çalışanlar, binler selam size!