BU KÜLTÜRE TAZE KAN GEREK

YEMUZ Nevzat Tarakçı
20 Nisan 2019

Bu kültürü yaşatabilmek için öncelikle kültürü güncellemek gerek.
Bunun için ezber bozmak gerek.
Bu zor işleri başarabilmek için taze kan gerek.
Şaşı bakmayı bırakmak gerek.
Samimiyet, cesaret ve ufuk gerek.
Uzaklara bakmak, uzakları görmek gerek.
Uyum gerek, birliktelik gerek.
Kültürel bilinç gerek, sanat sevgisi gerek, edebiyat sevdası gerek…

SON 30 YILIN BİLANÇOSU
Hafızalarımızı tazeleyelim, Türkiye ölçeğinde son 30 yıldır ne kadar ezber bozabildik?
Köklü kültürümüze tutunarak ne kadar çağa uyabildik?
Kültür, sanat, ekonomi, siyaset alanlarında… nasılız, neredeyiz?
Bu alanlarda neler yapabilmişiz?
Kültüre kan olan, topluma can olan etkinliklerde durumumuz nedir?
Şenlik, festival,
Sinema, tiyatro,
Sergi, konser,
Kitap, dergi, gazete,
Gezi, inceleme, röportaj,
Sempozyum, panel…

DEĞİŞİM ŞART!
Kültür, sanat ve edebiyatta da değişim şart.
En öncelikli konularımızdan birisidir sanat ve edebiyat.
Çok okuyan, sorgulayan bir nesil ne büyük bir kazanç!

Fakat şüphesiz her konuda herkes aynı duyarlılığı gösteremez.
Eğer:
“Ben, bu tür kültür, sanat ve edebiyat etkinlikleriyle ilgilenmiyorum, bu faaliyetler hiç de umurumda değil!”
“Ben, bol kazanç peşindeyim, çocuklarıma iyi bir gelecek hazırlama telaşındayım!”
“Aslında ben, yeri geldiğinde ‘kültür!’ diyerek gönül eğlendiren samimiyetsizler, ümitsizler grubundayım!” diyorsanız, bu soruyu size yöneltme patavatsızlığımdan dolayı sizden özür diliyor, bu kabalığımdan dolayı beni affetmenizi istiyorum.

Ama: “Toplumumuz son dönemde öylesine etkili, öylesine deme-damara dokunan kapsayıcı, kucaklayıcı etkinlikler icra etti/ediyor ki hangisini söylesem?” diyorsanız, o zaman tebessümüm artarken mutluluğum ziyadeleşir.

Veya şöyle düşünenler de vardır:
“Arkadaş siz, toplumumuz, kültürümüz ve dahi gençliğimiz adına hiç endişelenmeyin.”
“Bakın, zengin kültür ve sanat etkinlikleriyle yoğrulmuş coşkulu bir gençlik yetişiyor, istekli, bilinçli…”
“Kimliğiyle barışık, kültürüne sevdalı bir nesil.”
“İnanın, ‘sanat ve kültür etkinliği nedir ki, bu faaliyetler karın doyurmaz!’ diyenlerin toplumumuzdaki sayısı bir avuçtur.”
“Gidişat iyiyedir, yeter ki yöneticiler ve toplum adına icraat yapma yetkisine sahip olanlar doğru işler yapsın.”
“Yeter ki yöneticilerimiz halkımızla doğru iletişim kursun, kendilerini toplumu doğru anlatsın!”
“Yeter ki toplum istemeyi bilsin, eleştirisini yapsın.”
“Yeter ki toplum, umursamazlık, vurdumduymazlık girdabında boğulmasın!”

Ne güzel düşünceler bunlar değil mi?
Var olun, siz çok yaşayın!

TOPUMA TAZE KAN GEREK!
Kültürü besleyen, toplumu yaşatan değerler hangileri mi diyorsun?
Mesela tiyatro,
Mesela sinema,
Mesela şiir,
Mesela konser,
Mesela festival, şenlik, dinleti, sergi
Toplum bu etkinliklerde buluşacak.
Bu etkinlikler, topluma kan, kültüre can olacak!
Bilirsiniz; kültür, sanatsız, edebiyatsız, yaşayamaz!
Bu kültürü yaşatacaksak dünyamızda sanat olacak, kitap olacak, müzik olacak!
Sergiler, sosyal, sanatsal ve kültürel etkinlikler olacak!
Sizce Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek var mı?

SANAT ve EDEBİYAT ŞART!
Bazıları şöyle mi düşünüyor acaba?
“Kardeşim, siz hayal görüyorsunuz, bir bakın sağınıza solunuza, toplumumuzda kültür, sanat ve edebiyata duyarlı kaç yöneticimiz var?”
“Acaba kaçımızın, daha fazla kültürel etkinlik lazım, gençler daha fazla sanat ve edebiyatla uğraşmalı… gibi bir talebi var!”

Böyle düşünenlerin sayısı ne kadar acaba?
İşte bu işin “püf noktası” da tam burası!

“DERNEKLERİMİZ ve ÜST KURUMLARIMIZ ESKİSİ GİBİ DEĞİL!”
Haydi, siz de şöyle söyleyin:
“Son on yılda yapılan şu devasa etkinliklere bak, hangisini söylesem!
“Eski çanlar bardak oldu, artık üst kurumlarımız son derece anlamlı ve kapsamlı etkinliklere imza atıyor!”
“Derneklerimiz eskisi gibi değil, “sezon finalleri” nin dışında etkili kültür, sanat çalışmalar yapıyor, gençlerin kültür sevdası, sanat ve edebiyat coşkusu gün geçtikçe artıyor!”

Söyleyin, söyleyin de moral bulayım.
Haydi, söyleyin de sizi doyasıya yürekten alkışlayayım!