ÇADIRDA BURUK BAYRAM

YEMUZ Nevzat Tarakçı

Büyük depremde yuvası başına yıkılmış, yakınlarını kaybetmiş, çığlık çığlığa acılar yaşamış, karanlık sokakta, soğuk çadırda hayata tutunmaya çalışan yaralı yüzbinler, acılı, çaresiz milyonlar için bu bayram nasıl bayram olsun ki…
Milyonlar için bu bayram, çok zor şartlarda hüzün içinde geçecek demektir.
Siyasilerin empatiden uzak, duygudan yoksun kocaman kameralar eşliğindeki göstermelik ziyaretlerine, samimiyet ve inandırıcılıktan uzak vaatlerine bakılırsa bu acılı günler devam edip gidecek gibi.

BÖYLE DEĞİLDİ BAYRAMLAR
Bayramlar böyle değildi, yoktu böylesi acılar.
Sıcacıktı yuvalar, huzur doluydu ziyaretler.
Soğuk ve karanlık sokaklarda, küçücük çadırlarda bayram mı olur?
Hani bayram mutluluktu?
Hani bayram buluşma, yardımlaşma, dayanışma günüydü?

İYİ Kİ VARSINIZ!
Büyük felaketi yaşayan, yalnızlaşan, çaresizliklerle boğuşan milyonların ruh halini anlayan, onlara samimiyetle el uzatan, acıları paylaşan duyarlı, güzel insanlar, iyi ki varlarsınız!
Bu mağdurlar ordusu, dünyaya sığmayan bu acılı yürekler sizin sayenizde birazcık olsun nefes alıyor, azıcık da olsa teselli buluyor.
Değil mi ki bayram, hissetmektir, bir avuç tebessüm, bir kucak sevgi, bir tutam duyarlılıktır.
Umulur ki gelecek bayram milyonlar için, devletin ve duyarlı halkın katkılarıyla yeniden huzurla buluşma günü olsun!
Karanlık sokaklardaki soğuk çadırlar, sıcak ve aydınlık evlere dönüşsün, yaralar kabuk bağlasın, acılar unutulsun, yüzler gülsün!

SİZ ÖZÜR DEĞİL ÖMÜR BORÇLUSUNUZ
Yaşanan büyük deprem felaketinde tarifi imkânsız çok büyük acılar yaşandı.
Yetkililerin beceriksizliği, plansızlığı, ağır ihmalleri yüzünden enkaz altında inleyen insanlar kendi selalarını dinledi mezarlarında.
Ey sorumlular, bilesiniz, yöre halkı ve yakınları size çok öfkeli!
Yüz binlerce canını kaybeden insanların ahı, feryadı göklere yükseldi.
Dağlar, taşlar inledi bu feryatla.
Ama boşuna, üç gün boyunca duyan olmadı, feryadı, boşlukta yankılandı çığlıklar.
Enkaz altında sesini, nefesini duyduğumuz, “Beni kurtarın!” diye inleyen on binlerce canı ihmâllik yüzünden kaybettik.
Bu afeti felakete çeviren beceriksiz, sorumsuz yetkililer, bu kadar büyük bir ihmalliğe “kader” diyebilenler, siz, özür değil yüzbinlerce ömür borçlusunuz!

SADECE DEPREM OLSA
Şu son birkaç yılda hesaba gelmez kayıplarımız oldu.
Orman yangınları, sel felaketleri, kadın cinayetleri, maden kazaları, iş kazaları, korona…
Adeta yaşamanın şans olduğu bir coğrafya oluverdik.

YA HAKSIZLIK HUKUKSUZLUK FELAKETİ
Bu ülkedeki sıkıntı sadece afet ve felaket değil ki…
Yıllardır büyük haksızlık ve hukuksuzluklara maruz kaldığı için ölümden beter mağduriyetler yaşayan, dışlanan, ayrıştırılan, ötekileştirilen çok masum insan var.
Bitsin artık mağduriyetler, buruk bayramlar son bulsun!
Haksızlık ve hukuksuzlukların sona ereceği, halkın, insan temel hak ve özgürlükleriyle birlikte doya doya demokrasi ve hukuk ortamını yaşayacağı, barış ve huzur içinde nice bayramlara.