ÇERKES STK’LARI ÖVGÜYÜ HAK ETTİ

YEMUZ Nevzat Tarakçı

Ne mutlu, mayamızda yardımlaşma var!
Üç haftadır depremle yatıp depremle kalkıyoruz.
Katmerli acılarla çetin ve çalkantılı bir süreç yaşadık, yaşıyoruz.
Bir tarafta yaşanan acılar, diğer tarafta korkutan yeni deprem söylentileri halkı fazlasıyla mutsuz, moralsiz ve tedirgin ediyor.
Bu deprem kanaatimce önce güçlü devlet imajını yıktı.
Kafalar karışık, zihinler dağınık.
Siyasi iradenin de ruh hali iyi değil ki kendisine “Kızılay nerede?” diye soranlara “Be ahlaksız, be namussuz, be adi!” demekle meşgul.

İYİ Kİ STK’LAR VAR
İyi ki STK’lar var, eğer onlar olmasa durum çok daha vahim hal alırdı.
Devleti bir yönüyle sivil toplum kurtardı denilebilir.
Duyarlılık gösteren tüm STK’ları yürekten kutluyorum.

TEBRİKLER ÇERKES STK’LARI
Acı haberi duyar duymaz kardeşlerine şefkat elini uzatmak için yollara düşen Çerkes STK’sı alkışın en büyüğünü hak etti.
Aynı STK’lar, depremzedelere barınma ve diğer ihtiyaçlarını giderme imkânı sunma gayretini sürdürüyor.
Tebrikler size isimsiz kahramanlar!
Felaket bölgesine yardım ulaştırma gayretiyle böylesine soylu bir davranışı sergileyen bu duyarlı yürekleri bir kez daha içtenlikle kutluyorum.
Bu duyarlılık o kadar çok yakıştı ki toplumumuza.

FELAKET ALANINDA HALA BÜYÜK SIKINTILAR VAR
Her ne kadar siyasi kaygılarla bölgede sorunlar çözülmüş, ortalık durulmuş gibi gösterme çalışmaları varsa da alanda, yolunda gitmeyen çok şey var.
Deprem bölgesinden çok farklı haberler geliyor.
Can yakıcı haberlerin yanında çok iyimser, çok yalana bulanmış haberler de var.
Hâlâ barınma sorunu acil çözüm bekliyor.
Depremin üçüncü haftasında, bir yıl değil, bir saat beklemeye tahammülü kalmamış afetzede hâlâ “Çadır!” diye feryat ediyorsa bu durumu kim nasıl izah edebilir?
Depremzede, konteyner istemiyor, ev istemiyor, içi boş bir çadır istiyor.
Bu kokuşmuş sistemde çaresizlik günden güne derinleşiyor, çaresizlik büyüdükçe acı da katlanıyor. Depremzedenin felaket alanında kendisine nefret kusan siyasileri görüp bir kez daha yıkılması da işin cabası.

SİYASİ SAPLANTI BÖYLE OLUR
Enkaz altında “Ne olur beni kurtarın!” diyen kurtarılabilecek on binleri ölüme terk etmenin büyük ihmaliyle üzülmek, kahrolmak yerine siyasi yandaşlık pişkinliği ile bu ihmali meşrulaştırma gayreti hiçbir insana yakışmıyor.
Meğer saplantısız olmak ne büyük erdemmiş!
Depremle çöken, iflas eden sadece binalar ve köhnemiş sistem değil, bedevi zihniyeti de çöktü

AKIL ve BİLİM
Eğer Türkiye katmerleşen sorunların çözümünün hamasi destanlarda değil akıl ve bilimde olduğunu anladıysa sorunlar er veya geç çözülecek demektir.
Yok yalanlarla örülü siyasi algı ve yılların birikimi yobazlık hâlâ pirim yapacaksa daha işimiz çok demektir.
Çözüm, insan olma erdemiyle algılar ve yalanlara teslim olmadan doğrularda buluşmak, zor günler için dayanışmaktır.
Vedalar peşi sıra gelse de acılar nefesimizi kesse de hayat devam ediyor, edecek.
Herkese moralli, sağlıklı güzel günler temennisiyle.