DÖNÜŞ HAREKETİ 1970 KAMÇI İLE BAŞLADI DİYENLERE…

Dr. MEŞFEŞ’Ü Necdet Hatam

YAZAN; İZZET AYDEMİR
Mart Nisan Mayıs 1967 sayı 14

Bugün Kuzey Kafkasya’da yaşamakta olan Çerkesler çeşidi cumhuriyet ve muhtar bölgeler adı altında, birbirlerinden ayrı, kendilerinden olmayan topluluklara tabi olarak varlık ve benliklerini yaşatma çabası içinde bulunmaktadırlar. Bunların yaşayışları dergimizin yayınları arasında okuyucularımıza anlatılmaktadır. Bunun dışında önemli bir problem daha vardır ki O da bir asırdan fazla bir zamandan beri ana yurtlarını terk ederek Türkiye, Suriye, Ürdün, Irak, Mısır, Amerika ve çeşitli Avrupa memleketlerinde yaşayan Kuzey Kafkasyalıların durumlarıdır. Bunlar birbirinden ayrı, düzensiz, bulundukları toplum içinde sadık birer vatandaş olarak yaşamakta kısmen de olsa benliklerini koruma çabası içinde bulun- maktadırlar, Aralarında bulundukları toplumun en yüksek kademelerini işgal etmiş pek çok Kuzey Kafkasyalının dışında pek az aydın kendi milli meseleleriyle ilgilenmekte, diğerleri çeşitli sebeplerle milli davalarında rol oynayamamaktadırlar. Bız bunların nedenleri üzerinde bilahare durmak kaydıyla çeşitli ülkelerde pek az da olsa milli meseleleri üzerinde çalışma gösterenlerin, bu konudaki düşüncelerini anlatmaya çalışacağız.

Şüphesiz her millet gibi Kuzey Kafkasyalılarda milli benliklerini koruma ve istikballerini garanti altına alma bakımından bir şeyler yapmak istemektedirler. Bu da ancak bütün dünyada sayıları 5-6 milyonu bulabilen Kuzey Kafkasyalıların kendilerine ait bir toprak üzerinde bir araya gelip bağımsız olarak yaşayabilme imkanına sahip olmalarıyla mümkündür, Acaba çeşitli memleketlerde Kuzey Kafkasya’nın istikbali yolunda yapılan çalışmalar nelerdir? Şimdi bunları inceleyelim.

1 — Merkezleri Avrupa ve Amerika’da olan ve çoğunluğunu birinci ve ikinci dünya savaşından sonra Kafkasya’dan ayrılan Kuzey Kafkasyalıların Teşkil ettiği gurubun çalışmaları. Bunlar Kuzey Kafkasya’nın tamamen bağımsızlığa kavuşmasını, bunun için de Kuzey Kafkasyalılara yardım edecek devletlerle iş birliği yapılmasını, onların yardımıyla politikaların yürütürken diğer taraftan da bilhassa orta doğuda bulunan Kuzey Kafkasyalıların milli benliklerini yitirmemelerini ve bir (Kafkas vatanı yaratma) fikrini benimsemelerini teşvik ederler. Bunların fikrine göre milletler er geç bağımsızlıklarını kazanacaklardır ve Kuzey Kafkasya da bu hakka sahip olacakların başında gelmektedir.

Bu fikre karşı duranların görüşleri ise şu merkezdedir: Kuzey Kafkasya diğer mahkûm milletlere nazaran apayrı bir özelliğe sahiptir. Bugün kısmen de olsa hürriyetinden mahrum olmayan milletlere nazaran Kuzey Kafkasyalılar çok kritik bir vaziyettedir. Diğer milletlerin aksine, zaman Kuzey Kafkasyalıların aleyhine çalışmakta, nüfusunun çoğunluğu ana vatan dışında yaşamakta ve gün geçtikçe de asimilasyon sonuca bu nüfus sıfıra inmektedir. Ayrıca ileri sürülen bağımsızlığa kavuşma yolu ancak yeni bir dünya savaşının neticesine bağlanmaktadır ki bugün için bu ihtimali çok uzaktır. Bu görüşe şunu da eklemek gerekir ki birçok büyük devletler Kuzey Kafkasyalıların hakkını savunup onlara maddi yardımlarda bulunurlarken, gerçekte kendi menfaatlerini düşünmekte, diğer birçok milletler yanında Kuzey Kafkasyalıları da istismar etmektedirler, Geçmişte edinilen tecrübeler bu görüşlerin ne kadar yerinde olduğunu anlatmaya yeterlidir. Bugün dahi Avrupa’da Kuzey Kafkasya’nın bağımsızlığı yolunda yapılan çalışmalar esasında bu istismarları kolayca görmek mümkündür. Çeşitli yer altı zenginliklere ve bu arada bol miktarda petrole sahip olan Kuzey Kafkasya’nın bağımsızlığı çalışmaları yapılırken bu hususların göz önünden uzak bulundurulmaması gerekir,

2 — Kuzey Kafkasyalıların Avrupa’ya nazaran çoğunlukta bulundukları memleketlerde ve realist olmaktan uzak olan çalışmalar. Bunların arasında daha 21yade mistik çalışmalar önem taşır. Bunlara göre Kuzey Kafkasya’da olsun, muhacerette olsun bütün Kafkasyalıları birleştirmek için dini birlik yeterlidir. Binaenaleyh dine önem verilmeli, mümkün olursa Kuzey Kafkasya’daki Müslümanlar İslam alemine çekilmeli, bağımsızlığı kavuşma fikri ancak böyle bir ortamda düşünülmelidir. Bu görüşte din ön plana alınmalı, milliyet bunu takip etmelidir. Bu şekil Faşist görüşle de bağdaşmaktadır. Bunlar bulundukları memleketlerde kendi fikirlerinin savunucusu olan parti ve derneklerle işbirliği yapmaktadırlar. Bu görüşe karşı ise pek çok itirazlar olmakla beraber, en başta gelen şey bugünkü Kuzey Kafkasya’da yaşayan Çerkeslerin bir kısmının Müslüman olmayıp, Hristiyan oluşudur. Yirminci asır artık laik düşünüşe sahip bir görüşü tamamen benimsemiştir. Kuzey Kafkasya’daki Müslümanların ön plana alınıp, diğerlerinin saf dışı tutulmasına en başta Avrupalı devletler meydan verecekler midir? Ayrıca bu görüş Kuzey Kafkasların hürriyet ve bağımsızlığı ile ne dereceye kadar bağdaşabilmektedir?

3 — Bilhassa Suriye ve diğer Ortadoğu memleketleriyle Türkiye’de bir takım kimselerce benimsenmeğe başlayan fikir. Bunların fikrine göre bugün dünyada Kuzey Kafkasyalıların topluca barınabilecekleri bir yer varsa o do Kafkasya’dır. Çeşitli politik çekişmelerle huzurları kaçmış ve fakir düşmüş olan Kuzey Kafkasyalı azınlıkların bir an önce ana yurtları Kafkasya’ya dönmeleri en çıkar yoldur. Bütün çalışmalar bu yönde yapılmalı, eğer Kuzey Kafkasyalıların istikballeri samimi olarak düşünülüyorsa, bunun dışında bir çözüm şekli aranmamalıdır.

Tabii, bu görüşe orta doğuda yapılan çeşitli propagandalar etkide bulunmuştur. Ancak Kuzey Kafkasya’daki yöneticilerin empoze etmek istedikleri bu düşüncenin bir nedeni vardır. Bu yöneticiler belki de düşüncelerinde samimi olabilirler, fakat bir an için yüzbinlerce insanın ana vatanlarına dönmek istekleri göz önüne alınırsa, bu yöneticiler bu büyük problem karşısında ne yapacaklardır? Bu işi organize etme güç ve yetkisine sahip olabilecekler midir? En önemli bir husus ta Kuzey Kafkasya’ya bir dönüşte bu insanları ne gibi bir akıbet bekleyecektir? Bunlar Kuzey Kafkasya’da bundan sonra olsun kaygısız bir hayat yaşayabilecekler midir?

4 — Bütün bu fikirlerden ayrı olarak (Bu görüşü savunanlar Türkiye’de çoğunluktadır.) Kuzey Kafkasyalıların bağımsızlığı davasını ortaya atmanın faydasızlığını savunan görüştür. Bunlara göre Kuzey Kafkasya’dakileri kendi alın yazılarıyla baş başa bırakmalı, çeşitli ülkelere yerleşmiş olan Kafkasyalılar bulundukları ortama uyup kişisel çıkarlarını düşünerek, kendi yaşantılarını iyiye götürme yollarını aramalıdırlar. Yaşadıkları memleketin kanunları çerçevesinde milli benliklerini idame, ile kültürel çalışmalarda bulunmayı düşünenler olduğu gibi, bunu dahi lüzumsuz addeden ve bir an önce asimilasyona gidilmesini isteyenler de mevcuttur.

İşte Kuzey Kafkasyalıların bizzat kendilerinin bir çözüm yolu bulmak zorun da bulundukları problemler bunlardan ibarettir. Bugün dünyada bir Kafkas davası var kabul ediliyorsa -ki olmalıdır- bu işte çaba sarf eden aydınların her şeyden evvel yapacakları bir şey vardır: Herkesin benimseyebileceği, Kuzey Kafkasyalıların istikbaline en uygun olan hal şeklinin tayiniyle, takip edilecek yolun bilinmesi. Aksi halde belirsiz ve başı boş çalışmaların fuzuli bir gayretkeşlikten ileri gidemeyeceği akıldan çıkarılmamalıdır.

Asrımız, büyük meselelerde, düzenli, disiplinli, kollektif ve şuurlu çalışmayı gerektiren bir politika izlemeği gerektirmektedir.